• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu yarışma düzenlendi. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada katilmanizi bekliyoruz...

76 - Iğdır

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Yüzölçümü: 3.539 km²
Nüfus: 142.601 (1990)
İl Trafik No: 76

Türkiye'nin doğu sınırında yer alan Iğdır, efsanevi Ağrı Dağı ile görülmesi gereken bir ildir.

COĞRAFYA
Kuzey ve kuzeydoğu sınırını Aras Nehri ve nehir yatağı boyunca Ermenistan sınırı teşkil eder. Doğu ve güneydoğusundan Nahçıvan Muhtar Cumhuriyeti ve İran, güneyinde Ağrı ili, batı ve kuzeybatıda Kars ili yer almaktadır.

Iğdır yüksek platolar ve dağlık kesimlerin geniş yer kapladığı bir bölgededir. Dil Ovası Türkiye'nin en uç noktasıdır. Bölgenin güneyinde batı doğu doğrultusunda uzanan Orta Toroslar ve Manzar Dağlarıyla başlayıp, Karasu, Aras Dağlarıyla devam eden dağlık kesim sırasıyla batıdan doğuya doğru Durak Dağı (2811 metre) Zor Dağı (3196 m) Pamuk Dağı (2639 m) Büyük Ağrı Dağı (5165 m) Küçük Ağrı Dağı (3986 m) dır. Türkiye'nin en yüksek dağı olan Büyük Ağrı Dağı İran ile sınır teşkil etmektedir.

Iğdır'da coğrafî konumundan dolayı karasal bir iklim hüküm sürmektedir. Sıcaklık bölge ortalamasından daha yüksektir çok az yağmur almaktadır.

TARİHÇE
Bölgeye M.Ö. 4000 tarihinde Hurriler yerleşmiş daha sonra farklı medeniyetlere sahne olmuştur. Günümüze kadar Urartular, Sakalar, Sasaniler, Bizanslar, Selçuklular, Moğollar, Oğuzlar, Karakoyunlular ve Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiştir.

İLÇELER:
Iğdır (merkez), Aralık, Karakoyunlu, Tuzluca.
 
IĞDIR


ÖRF-ADET-GELENEK-GÖRENEKLERİ


Örf-adet, gelenek ve görenekler, toplumun bütün geçmişinin ortaya çıkardığı ve yılların süzgecinden geçerek, toplumu temsil eden ve ona yaşama şevki veren, dinamizm kazandıran değerlerdir. İşte, Iğdır ve çevresinde de bu değerler çok güzel ve özüne uygun olarak kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze kadar gelmiştir. Çocuğun doğumundan evlenmesine ve daha sonraki faaliyetlerine kadar birbirinden güzel adetler ard arda uygulanmaktadır.


On Dökme :
Çocuğun doğumundan, on gün geçtikten sonra, anne ve çocuk banyo ettirilerek, temizlenmeleri sağlanır. Bu günde yakınları çeşitli hediyelerle çocuğu görmeye gelirler. Halk arasında �on dökme� olarak bilinen bu gün yalnız bayanların katıldığı şenlikli bir ortam içerisinde geçer. Çocuğun kısa bir süre sonra kopan göbeği özenle alınarak, ileride çocuğun olması istenen mesleğin icra edildiği yerlere gömülür. Çocuğun göbeği nereye gömülmüşse, ileride o işi yapacağına inanılmaktadır.


Kız Beğenme :
Iğdır ve yöresinde evlenme ile ilgili adetler de çok görkemlidir. Çeşitli vesilelerle (düğünlerde, bayram ziyaretlerinde, pazarda vs.) kızı, gören ve beğenen gençler, evlenme isteklerini ailelerine çeşitli yollarla duyururlar. Direkt olarak anneye ve babaya söylenmesi hoş karşılanmaz. Bunun için çeşitli simgeler veya aracılar kullanılmaktadır. Oğullarının bu isteğini öğrenen aile büyükleri kısa ve titiz bir araştırmadan sonra kızı ve ailesini beğenirlerse, kıza elçi gitmeye karar verirler.


Kız İsteme, Nişan :
Erkek tarafı, kız evine hatırı sayılır kimselerle elçi gider. Kız evine giden elçiler Allahın emrini anarak, kızı babasından isterler. Kız tarafından olumlu cevap alınınca hazırlıklar yapılıp birkaç gün içerisinde kız evine akrabalar, komşular ve yakınlarla birlikte gidilerek söz kesilir. Erkek tarafı bu gidişte bulunanlara ikram edilmek üzere tatlı başta olmak üzere, bir çok malzeme götürürler. Burada kız tarafına verilecekse başlık, altın v.s. gibi çeyiz ile ilgili işler karara bağlanır. Daha sonra hayır dualarla kızın parmağına �belge (söz) yüzüğü� takılır. Söz kesimini müteakiben, daha sonra kararlaştırılan bir günde nişan töreni yapılır. Nişan törenini bazı aileler çalgısız ve yemekli yaparken, bazı ailelerde çalgılı yapmaktadır. Törenin belli bir yerinde davetlilerin huzurunda, hatırı sayılır bir kişi tarafından nişanlılara yüzükleri dualar ve alkışlar arasında takılır. Bu arada törene gelenler de çeşitli hediyeler takdim ederler.
Nişandan sonra düğüne kadar, bayramlarda, çilelerde, sair özel günlerde mutlaka gelinin ziyaretine erkeğin yakınları çeşitli hediyelerle giderler. �Görüş� adı verilen bu ziyaretlerde �Honça� tabir edilen ve en önde giden tepsi içerisinde, üzeri kapalı hediyenin çok büyük bir önemi vardır.


Düğün :
Nişanın yapılmasından sonra, her iki ailede uygun olan bir zamanda düğün tarihi kararlaştırılır. Düğün vakti geldiğinde her iki aile yapılan hazırlıkları bir daha gözden geçirir varsa eksiklikler giderilir. Düğünler genellikle diğer safhalara nazaran daha görkemli olmaktadır. Eskiden üç gece, üç gündüz olarak yapılan düğünlerde, davul, zurna, mey, kabık hamame, akardion gibi çalgılar kullanılmaktadır. Bu düğünlerde, cambaz, güreş, at yarışı gibi bir çok etkinlik icra edilmekteydi. Ancak, her safhada olduğu gibi günümüzde bu adetlerde de büyük değişiklikler olmaktadır.


Kirvelik :

Kirvelik, Iğdır ve yöresinde önemli bir olgudur. Eski Türklerde de kirveliğe benzer bazı adetler görülse de, esas önemini islamiyetle birlikte kazanmıştır. Sünnet ettirilecek çocuğun kirvesi büyük bir özen ve dikkatle seçilir. Zira kirve olunduktan sonra her iki tarafta birbirlerini kendi ailelerinin içerisinde mütaala eder. Acısıyla, tatlısıyla, her zaman kirveler birbirlerinin yanındadırlar. Bu iş o kadar önem kazanmıştır ki, kirve, kirvenin kızını almaz, şeklinde bir adette geliştirilmiştir. Bazı aileler sünnet yaparken, aynen düğünde olduğu gibi çalgılı ve eğlenceli yaparlar. Genellikle, sünnetle birlikte geniş bir davetli topluluğuna yemek ikram edilir. Çocuklar sünnet olduktan sonra davetliler ve yakınları tarafından para ve çeşitli hediyeler verilir. Ayrıca iki gün sonra da �külden çıkarma� yapılır.



Asker Uğurlama:
Türk töresinin gereği olarak Iğdır ve civarında da askerliğe büyük bir önem verilmektedir. Askerlik çağına gelen her Iğdırlı erkek severek ve büyük bir şevkle askerlik hizmetine koşmaktadır. Asker uğurlamaları ise buna paralel olarak çok neşeli ve eğlenceli olur. Askere gidecek gençler, bir-iki ay öncesinden komşu, akraba ve arkadaşları tarafından eğlendirilir, yemek davetlerine çağrılır, çeşitli hediyeler verilir. Askerliğe gidileceği gün davullu, zurnalı bir şölene dönüşmekte ve bu eğlencenin sonunda asker adayları dualar ve kahramanlık türküleri ile vatani görevlerine uğurlanırlar. Asker dönüşlerinde yine ailesi, yakınları tarafından ziyaret edilerek göz aydınlığı verilir.



Koç Katımı :
Türk kültüründe önemli bir yeri olan hayvancılık, koç katımı törenleriyle önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Iğdır ve yöresinde eskiden beri süre gelen bu adet genellikle koyun sürüleri olanlar arasında yapılır. Ekim ayının son haftasında yapılan bu törende, koçlar rengarenk boyanır, çeşitli meyve (elma, armut v.s.) ve şekerlemelerle süslenir. Çobana çeşitli hediyeler alınır. Koç katım günü bir bayram havasında koçlar sürünün içerisine bırakılır


Hıdır-Ellez (Hıdır-İlyas)
Küçük çilenin bitimine doğru evlerde bir hazırlıktır başlar. Herkes, �Gavıt� yapmak için can atar. Çocuklar, büyükler bu gavıt denen macunu lezzetle yerler. Gavıt, bir tepsi içine konularak yanına bir tas su, bir tarak, bir ayna, bir şişe kolonya ve bu tepsinin üstüne de kırmızı bir örtü örterek, sessiz ve sedasız bir yere koyarlar. Böyle, sessiz ve sedasız bir yere konmasının sebebi, �Hızır� peygamberin gelme ihtimali içindir. İnanışa göre, Hızır peygamber gelip, o kırmızı örtüyü açarak gavıt yedikten sonra, su içecek ve aynaya bakarak ta saçını tarayıp, atıyla çıkıp gidecektir. Atının ayak izlerine rastlanabilinirmiş. İşte o zaman bu izler, Hızır Peygamber�in geldiğine delâletmiş. Ayrıca, gavıtda el izi varsa, bu olayı bütünüyle doğruluyor.
Bununla ilgili şöyle bir inanış daha vardır. Hıdır ve Ellez adında iki kardeş Allah�ın çok sevdiği kullardan imiş. Bunlar, Allah�tan darda kalanların yardımına yetişmeleri için izin istemişler ve istenilen bu izin de verilmiştir. Onların bu iki adını halk, bir ad şeklinde telaffuz ederek, Hıdır-Ellez demişlerdir. Bundan maksat aynı zamanda da Hızır Peygamberdir. Bunların her ikisi de, (Gerek iki kardeş, gerek Hızır Peygamber olsun) her tehlikeli anda olan iyi insanların yardımına koşup, onu, düştüğü tehlikeden kurtarırmış.
Hızır�ı tanımak için de eline bakmak lâzımmış. Eğer böyle bir sıkışık anda seni kurtaran adam, ortadan kaybolmadan elinde bir kemik görürsen, bil ki Hızır�dır. Bu anda farkında olup, yalnız bir dilek dilersen Allah katında kabul olunurmuş. Birden çok dilek kabul olunmazmış. Hızır, şubat ayının soğuk ve fırtınalı günlerinde atına binerek, dolaşıp, her sıkıntıya düşenin yardımına koşarmış. Hızır�ı daima atı ile birlikte anarlar. Hızır�ın attan inmesi şubat ayının yirmisine en yakın olan cuma gününe denk gelirmiş. İşte o cuma gecesi ve gündüzüne ait bazı inanışlar vardır.
Bu gün oruç tutan genç, gece rüyasında onunla konuşan kızı alırmış. Genç kızlar o günkü cuma gecesi tuzlu ekmek yiyerek çok susamış vaziyette uyurlar. Rüyalarında kendilerine hangi erkek su verdiyse onunla evleneceklerine inanırlar. Daha başka bir inanışa göre, evlilik çağındaki gençler, bu tuzlu ekmekten (koka) yüksekçe bir yere koyarlar. O ekmeği, gelip götüren kuşun gittiği istikametten gelen birisi ile evleneceklerine inanırlar. Hızır, aynı zamanda yazın geleceğine de işarettir. Halk, şöyle söyler:
Hıdır-nebi, Hıdır-ellez
Çiçeklendi geldi yaz.



Çarşamba Gelenekleri
En eski Türk inanç sisteminin bakiyesi olarak �Nes�, yani uğursuzdur.Bu inanıştan çeşitli çarşamba adetleri doğmuştur; Gara Çarşanba, Kül Çarşanba, Gül Çarşanba, Gözel Çarşanba, Su Çerçenbesi, Yel Çerçenbesi, Evvel Çerçenbesi, Ahir Çerçenbe gibi. Bunlardan bu yörelerde ahir çarşanbaya önem verilir. Ahir çarşanba;
21 Marttan önceki Salıyı, Çarşambaya bağlayan geceye Ahir Çarşamba; yılın ahir tek günü denir. Bu gece evlerde ve mahallelerde öbek öbek ateş yakılır. Kızların bu gece bahtlarının açılacağına inanılır:
Gızlar diyer atıl matıl çarşanba
Ayna tekin bahtım açıl çarşanba
gibi deyişleri tekrarlayarak eğlenirler.



Yeddi Levin
Yedi çeşit demektir. Bayramın en önemli etkinliklerindendir. Bu gece her evde meyve ve yemiş harmanlaması yapılır: kuru üzüm, kuru incir, fındık, fıstık, ceviz, lokum, ama boyanmış yumurta mutlaka bu çeşitlerin içinde bulunur. Çeşit listesinin uzunluğu veya kısalığı, hiç şüphesiz ailenin ekonomik gücü ile orantılıdır. Bu meyve ve yemiş harmanlaması, evin büyüğü tarafınfdan hakça pay edilir. Bu pay etmede yaşa, oğlana, kıza hatta doğmamış fakat doğmak üzere olanlara, uzaktaki akrabalara bile dikkat edilir. Ev halkı bunları tatlı tatlı yiyip, tatlı tatlı konuşurlar. Çünkü, bu gece evler de dinlenilmektedir. Bu da bir gelenektir.


Kulak Asmak / Gapı Pusmak / Niyet Tutmak
Bu gece �Yeddi Levin� in yenildiği gecedir. Evlere gelinerek gizlice içeride ne konuşulduğu dinlenir. Özellikle evlenecek yaştaki erkek veya kızlar, önceden niyet tutarak, akraba veya komşuların kapı veya pencerelerinin arkasında dinlemeye koyulurlar. Olumlu konuşmalar duyarlarsa niyetlerinin tutacağına inanırlar.Bu herkes tarafından bilindiği için bazen sürprizle de karşılaşabilirler.
 
Andlar (Yeminler)

1-) Ağ birçegime and olsun
2-) Adın eliye and olsun
3-) Allah mene qenim olsun
4-) Adın haqqı
5-) Basım haqqı
6-) Bereket gözumu tutsun
7-) Qerip gardaşımın eziz canına and olsun
8-) İt kimin geberim
9-) Işığa kör bağım
10-) Yalan deyiremse elim gurusun
11-) Yeri yurdu bilinmeyen gardaşımın canına and olsun
12-) İsdediyinin canına and verirem
13-) Men ölüm
14-) Senin başın haqqı
15-) Sen Allah
16-) Sen ölesen
17-) Xalamın görü haqqı
18-) Ceddim haqqı
19-) Çörek mene qenım olsun
20-) And olsun atamın sifetine
21-) Ezizimin canı için
22-) Gençliğim haqqı
23-) Evim esiyim haqqı
24-) Hezzreti abbas haqqı
25-) Abırıma and olsun
26-) O göydeki Allaha and olsun
27-) Sen sen Allahın
28-) Uşağımın başı için
29-) Anamdan emdiyim süt burnumdan gelsin
30-) And olsun vetenimin toprağına
31-) İmam üseyin haqqı
32-) İnancın olsun
33-) Abrıma and olsun
34-) Toprağa üz goyum yalan deyiremse
35-) Gettiyim hac haqqı
 
Çareler

1-) Körpe uşağın gusmagını kesmek için düyü helimini gatığla karısdırıpyedirirler
2-) Soguk almıs adamı keçi piyi ile avcalıyasan Hemin piyden hap duzeldim xesteyeiciresen,soguk degme ter ile onun canından cığar
3-) Bağa yarpağını yuyup ciğnemek mide yarasına melhemdir
4-) Sesi batmış adama nohut suyu içirerler
5-) Baş ağrıyırsa keklik otunu gaynadıp buhara vermek lazımdır
6-) Nar şiresini gaynadip şüşeye tökürler,bu şire dizanteri için dermandır
7-) Gızılçaya tutulmuş uşağa at südü vermek lazımdı
8-) Tiş ağrısı zamanı tişe mum eridip goymak olar
9-) Bağırsak ağrısını kesmek üçün yarpizi demleyip içmek lazımdır
10-) Zeherlenmenin garşısını almak üçün nane arağından istifade ederler
11-) Yanığa balık yağı yumurta ağı ve bal sürdüp sağaldırlar
12-) Yel xesteliyi olanlara cevizi ve balı karıstırıp yedirerler
13-) Zencefille balın garışımından hazırlanmış pastayı udmak balgamı govur
14-) Nohut tepitmesi bedendeki lekeler üzerine gonulduğunda lekeleri silir
15-) Bal mideye, göze, kalbe guvvet verer.
16-) Bakla insana yuxu getirer
17-) Bal serbeti içmek damarlaıı açır, sarılıkla mucadele edir,garına yığılansuları çekir,soyuktan yaranan bütün xesteliklere garşı şifalıdır.
18-) Fıstık zekayı artırır aklı sivrileştirir, şan fıstığı yeyildiğindemideni güçlendirir.
19-) Fıstığın gabuğu yandırılıp külü içilse böyrek ve sidik kesesi daşlarınıtökür
20-) Ağrıyan göze gızıl gül suyu çektikçe ağrı kesilir. Suyu içildikçe ahvaliruhuyeti yaxşılaştırır,bayılmalara suyu çok xeyirlidir.Mürebbesi mideyikuvvetlendirir.
21-) Sidiğini sağlayabilmeyenlere iğde yemek çok yaxşıdır.
22-) Karanfili gaynadarak şekerle çay gibi içtikçe zihni ve hafizayı güçlendirirsesi açır göze ışık mideye guvvet verir.
23-) Keklik otunu çay kimin demleyip içtikçe yel xesteliğini iyileştirir.
24-) Gaynamış su bal ile içilse bağırsak gurdlarını tökür
25-) Kelemi gaynadıp suyunu içmek ses kısıklığını açır
26-) Turp yemekten sonra yeyildiğinde hazma yardım edir.
27-) Turp suyu içildiğinde damarları açır
28-) Düyü sumak ile gaynadılıp yeyilse isalı keser.
29-) Kelle soğan sarılığın garşısını alır bedendeki daşları tökür,suyunuburuna damcillatmak baş ağrılarına kulağa damcıllatmak gulağ cingildemesini veiltabını aradan galdırar.
30-) Soğan suyu sürme gibi göze çekilse göz sulanmalarını sağaldır
31-) Alma şerbeti mideyi ve üreyi kuvvetlendirir.
32-) Garpız bedene soğukluk ve rutubet verir,garpız yemek öd şiddetini gan taziğiniyatırır,susuzluğu aradan alır.Sidik kovucudur.
33-) Terxum bedene isdilik ve guruluğ verir,bedeni mohkemlendirir,iştaha getirir.Onu çiğnemekağız yarası üçün faydalıdır.
34-) Keçi südü mide bozuntusuna garşı yaxsidir,üzün rengi için hayırlıdır.
35-) Düyü yemeği yaxşı yuxular getirir,lakin gulunç meydana getirir.
36-) Tam pişmiş beçe yemeği temiz gan yaratmağa en faydalı dermanlardan sayılır
37-) Üzerriyin gaynamış suyu tükü garardır.
38-) Düzenli turp yemek tükü berkidir.
39-) Yumurta sarısını demir tavada od üzerinde yanmak haddini gecene kadar pişirildiktensonra alınan yağı saça sürttükten dibini berkidip teze tük çığardır
40-) Eşşek südü ağciyar iltihabına sine yarası ve verem üçün en tesirli ve sınanmışdermanlardan sayılır
 
Dualar

1-)Gıbleyi- alem gohum akraba içerisinde en uzun ömür süren toylar şenlikler görenolasan. Oğlunun gızının şadlığı ile ferahlanasan. Düşmanı garşında xar göresen.Heç vadede, heç zaman heçkese muhtaç olmayasan.

2-)Ey perveri digarı alem seni üreyi dertli gözü yaşlı sinesi dağlı goymasın.Sene bir zürriyet versin, ay gelin. Ey böyük suphan dünyanın bütün müşkül işlerinisahmana sal. Goy heç zaman gündüzüm yerini gece, ışığın yerini garanlığ tutmasın.

3-)Ey bizi yaradan perveri digare heçkesi açlıkla imtihana çekme.

4-)Ey göze görülmez o göydeki Allah. Dünyada tek olan Allah aşkına oniki imam yüzyirminpeygamber hörmetine menim bu balamı kötülerin güllesine denk getirme. Azgınları ganınageltan eden balamın günahını günahlara yazma. Görürsen da

5-)Vetenimin gülüne çiçeğine bağına bereketine göz tiken tüşmanları görümzelil günlere galsın.


Fallar​

Çarşamba gunu yahut haftanın uğurlu günleri akşam çağı komşuların kapısınıgizlice dinlenir. Kapıya yaklaşırken duyulan ilk sözü veya ilk sözleri yorumlayıpbaht veya herhangi bir konuda tutulan dilek ile yorumlanır. Bu sebeptendir ki belirtilengünlerin akşamı yalnız güzel iyi sözler söylenmesi adet olunmuştur. Mesala ilkduyulan sözler “ışığı yandır yaxşı olacak” vs. olursa her şeyin iyi olacağıdüşünülür. Aksine “söndü,viran galsın” vs. gibi sözler duyulursa kötüolarak yorumlanır. Bu adeti genelde kadınlar yerine getirir.
Örneğin arvat kimin bir kisi gulaga durmakla gomsunu boğaza yığıpmış. Gapıpusulan bir gün gomsu görürkü kişi sakince pencerinin gabağından ketçi. Gonsuhissedirki o gene gulağ asacak. Gomsunun gulak asmasını tahmin edir ve adeti bozur. Vedeyirki:
Ay kişi zehermara galmış soba sönüp elede sönülü galacak. Bir an keçmir ki aynıkişi pencerin gabagından çok ganı gara geçir.Her keçende o gün deyilen sözleringabagına çıktığına sahit olur ve deyirki:
Ay başı batmış arvat soban heç yanmasın soyukta galasan seni yel apara.

Duzlu ekmek


Çarşamba akşamı geç yatılır. Yatmadan önce hazırlanan tuzlu ekmek yenilip yatılırancak su içilmez. Gece uykuda (susuzluktan) su görünür. Güya su veren kişi rüya göreninkısmetidir. Anlatılan bir hikaye de olaylar şöyle gelişir.
Bir kızı iki kişi seviyormuş kız bu falı denemek için bayramda duzlu ekmek pişiripyemiş. Gece uykuda oğlanlardan birisinin ona su verdiğini görür.lakin kızın susuzluğugeçmemiştir. Yine “su su “diye feryat eder. O zaman diğer kişi kıza su verir. Rüyanınyorumuna göre kız iki kişi ile de evlenmelidir.
Söylenene göre kız ona ilk su verenle evlenir. Lakin oğlan genç yaşta ölür. İlerizamanda kız ikinci defa kendisine su veren kişi ile evlendiği rivayet edilir.

Nohut falı
Nohutla fala bakmak için her şeyden önce falına bakılan şahıs bir niyet tutmalıdır.Bundan sonra 41 tane nohut götürülür. Nohutları sayıya göre değil tahmini olaraküç’e bölmek gerekir. Sonra üç’te birlik bölümünü ayırıp götürmek ve ayrılanbölümü ikiye bölmek gerekir. Yeniden bölünmüş bu iki kısmın birinden 4 nohut ayırmaklazım gelir. Son olarak kalalan nohut sayısına göre niyetin yerine gelip gelmeyeceğinekarar verilir.
Bir nohut adamın uzak bir yola çıkacağını bildiri
İki nohut bir haber beklenilğini yada sıkıntıya düşeceğini bildirir.
Üç nohut mutluluk yada iyi bir haber olacağını bildirir.
Dört nohut ise bir meclisin toplanacağını bildirir
Beş nohut niyetin yada arzunun hayata geçmeyeceğini bildirir.

Yüzük Falı
Kızlar bir yere toplanıp yüzük falı açarlar. Bir kap alıp içine su koyarlar. Yüzükleriniçıkarıp kabın içine bırakırlar. Olayla ilgisi olmayan bir kız çağırılır. Çağrılankız kaptan aldığı yüzüğü gerçek sahibine verirse o kızın dileği ve bütünarzuları hayata geçecektir. Eğer yüzük sahibine verilmezde solunda duran kızaverirse o kızın istediği kişi ile mutlu olacağı,sağ taraftaki kıza verirse o kızındaçok çoçuğu olacağına inanılır.

Yedi yıldız falı
Bu fal her zaman yapılabilir. Yatmadan önce yıldızlar sayılır. Yıldızları saydıktansonra tek kelime dahi konuşulmadan uyunur. Bu şartlarda kısmetini rüyasında görür.


 
İnanışlar

1-) Ere giden gızın toy günü saçından gırcın keserler. Bu işi gören gızınyakın adamlanndan olmalıdır. Kesilen tükün gızın anasına veren evezine şirinlikalırlar. Ana hemen tükügızIn cehizlik balıncının yahut döşeyinin içine goyar. Türkne geder ki goyulan yerdedir, gızın gettiyi yerde hayır, bereket olar.
2-) Geçmişte bir oğlan bir gız isteyende oğlanın ana-babası istedikleri gızınheyatlarından helvetçe bir daş getirip öz heyatlarına goyardılar. Bir hafta gözleyerdilereyer bu hafta içinde hayır görseler gızı oğullarına alarlardı.
3-) Gelin eve yeni gelende lavaş açıp tökerdiler ki bereketi bol olsun. Bu çörek gırıntısındanherkes yığın yese bereketi olacağı söylenirdi.
4-) Gelin bir almanı alıp bıçakla balaca dilimlere böler sonra bu dilimleri oğlan uşaklarınapaylayır ki oğlan uşağı olsun.
5-) İl ahır gecesi gızlar ellerinde ayna tutardılar. Ayın şekli aynaya düşerdi. Şekliniçinde
kızın sevdiği oğlan görünse demek onlar evlenecekler.
6-) Gıza nişan takanda gucağına oğlan uşağı oturdardılar
7-) Maldan goyundan biri itende, arvatlar düz bir yere çıkıp dua ederdiler. Sonra duaohuya ohuya gırklığın ağzını iple bağlayardılar. Bu işi yapınca gurdun ağzıbağlanardı. İten mal veya goyunu. kurt yemezdi.
8-) Herkesin bir behti var. behti ufak olanda adamın işi üzüne güler, beht yatandaadamı bedbehtlik basar.
9-) Uşağı olmayan gadını; içine gurt kellesi salınmış suda çimdirende deyilene göreonun uşağı olurmuş
11-) Gün tutulanda süd emen uşağı evde tek goymazdılar.
12-) Evi süpürende üstüne süpürge deyende gerek süpürgeden bir çöp gırıpatasan.Yaksa şere düşersen.
13-) Zahı arvat tek galmamalıdır. Onun yanına şiş, pıçak, makas goyulmalıdır.Hal Anası onu aparmasın. Zahı yatan otağın duvarlarına çizgi çekerdiler. çızığıarvad çeker biride ondan soruşardı ki hala neyniyirsen o da diyerdi ki zahıya çeperçekirem.
14-) Boş eve girende orda adam olmazsa da gerek selam veresen
15-) Görürsen ki bir uşak bir şey yeyir, yoldaşına vermir. Onda öbürü deyir kimenede ver yohsa ilanım seni vuracah, Deyiller ki her adamın bir ilanı varmış.
16-) Deyillerki ilan olan evde hayır, bereket olar. Ona ev ilanı deyerler. Ev ilanınıöldürmezler, öldürsen o evde hayır, bereket eksiler.
17-) Ocak ilanını öldürmek olmaz günahdı. Her evde yeddi ocak ilanı olar.Biriferehdi, biri melekti galan beşi eve direkdi. Ziranlık eleyen ferah ilanını öldürmeklazımdır. Onda evde hoşbahtlık olar, ancak diğerlerinden öldürsen evin huzuru gaçar.
18-) Ölü yuyulan yerde gerek üç gece ya çıra yada şam yanmaladır.
19-) Eri yada arvadı ölen adam tezeden evlenende gerek su dolu bardağı ölenin baş daşınadökmelidir.
20-) Uşağın adını bölekde gulağına demesen o uşak yekelende yalancı olar.
21-) Kırkı çıkmamış uşağın üstüne gızıl üzük, sırga, bilezik takan adamgelse uşak hastalanar.
22-) Uşak uca yerden yığılanda deyiller onu göyde melekler tutar.Çünkü melekler hırdauşakları goruyarlar.
23-) Uşaklar gundakda gülse diyerdilerki şeytan dedesinin mezesini çıkarır uşakda gülür.
24-) Kırkı çıkmamış uşak evde tek başına galsa cin gelip onu öz uşağı ile değişdirir.
25-) Gün çıkanda deyirler gün anasının goynundan çıkdı, batanda anasınıngoynuna girdi deyirler.
26-) Gün düşen yerde heç zat murdar olmaz.
27-) Deyiller esniyende, gemeşende gerek yönünü bir kenara çeviresen. Bir adama terefesneyende yada gemeşende ağırlığın, uğurluğun üstüne töküler, başına işgeler.
28-) Geceler ağlamak olmaz. Çünkü ağlayanın sesi göyde bir meleyke var onun hoşunagelir, O istiyir ki hemeşe ağlasın.
29-) Evden başkasına gül vermezler, çünkü gül sevinçdir, versen evin sevinciazalar.
30-) Adamı süpürgeynen vurmazlar vuran adam şere düşer.
31-) İçinde pay gönderilen gabı boş gaytarmazlar.Evde heç birşeyolmazsa da bir kaşıktuz yada seker goyarlar.
32-) Seherde oğlan uşağının ayağı yüngül, aksamda ayağı ağır olar.
33-) Elden gaşık düşşe deyiller arvat gonax, bıçak düşşe kişi gonağı gelecek
34-) Yuxuda halça görmek yoldur.
35-) Yuxuda toy görmek sıkıntıdır.
36-) Ölmüş adam sene yuhuda bir şey verse hayır, alsa zerer çekeceksen.
37-) Yuxunu gece anlatmazlar. Anlatılsa da deyiler ki ay ışık yuxumu sene deyirem.
38-) Yuxuda sene noğul, şirinlik verseler şadlık olacak demektir.
39-) Yuhuda öldüğünü görmek ömrü uzamakdı.
40-) Yuhuda gızıl görmek sesdir.
41-) Yuhuda tüfek atılsa sesdir.
42-) Yuhuda ilan görsen, bir şey yeyipsenya nındakiler vermeyipsen demekdir.
43-) Yuhuda saç görmek yoldur.
44-) Yuhuda özün ayaklarını görsen demek darlıkdan kurtulup genişliğe çıkasan.
45-) Yuxuda at binmek ucalıkdır
46-) Yuxuda çimmek aydınlığa çıkmaktır.
47-) Yuxuda ağ paltar geymek pistir.
48-) Yuxuda ayakkabı, çorap geymek sıkıntıdır.
49-) Yuxuda alma görmek şenlikdir.
50-) Yuxuda çıra görmek ışıklıkdır.
51-) Yuxuda öpüşmek ayrılıkdır.
52-) Yuxuda savaşmak barışmakdır.
53-) Yuxuda uşak görmek sesdir.
54-) Yuxuda uşak bohça görsen demek uşağın olacak.
55-) Ahır Çerçenbe gecesinde insanın her emeli, isteyi, fikiri davranışı tezelener.
56-) Ahır Çerçenbe gecesinde tabiatta ne varsa hamısı tezelenir.
57-) Ayağının altı gaşınan teze ayakkabı giyer, yada uzun yol gider.
58-) Ayağının başparmağı büyük olanın behti açık olar.
59-) Palıt ağacında goza sık olunca o kış çok sert geçer.
60-) Nar, armut alma herkesin dilek ağacıdır. onları beceren hayır işler.
61-) Güneşe açık olduğundan günebakanın gözü her zaman güneşe bakar.
62-) Yuxuda at görsen murada çatarsan.
63-) Deyiller yağış yağmağa yakın garankuşlar alçaktan uçar.
64-) Külek ağaçlarda yaprakları üst terefden terbedirse yağış yağacak deyyiller.
65-) Ere verilen gızın ocak başına dolandırmanın hayırı vardır.
66-) Barmağında halolan kadın tadlı yemek pişirer.
67-) Boş gabı bulaşık koyan şere düşer.
68-) Kadın hamileliğini bildiği an güneşe bakarsa gız, aya bakarsa oğlan doğar.
69-) Kapıdaki ayakkabıları saysan aileden ölen olar.
70-) Gaşı düz olan adamın ağlı iti olar.
71-) Guşun dilini kesenin balası lal olar.
72-) Gec dil açan uşağa güvercin yumurtası versen tezce dil açar.
73-) Sefere gidenin dalıca su atarlar. Deyiller ki goy yolu aydınlık olsun.
74-) Uşağın dişi çıkanda hedik pişirerler.
75-) Uşağın hedik söfresine bıçak, tarak koyarlar. Eğer uşak bıçağa eliniuzatsa sonra doğacak uşak oğlan, tarağa elini uzatsa gız olacak.
76-) Hamile kadın dovşan eti yese doğurduğu uşak mırık olar.
77-) Hamile kadın çok yatanda, rahat yatanda deyiller oğlan doğacak, az yatanda pisyatanda deyiller gız doğacak
78-) Yağışdan sonra görünen al yeşiller Fatma Nenenin cicimi deyeller. Çünkü dünyanınbütün rekleri bu hanadan götürülür.
79-) Kitabı açık koyup yatana huşşuz diyerler
80-) Gece dırnak alanın ömrü kısalır.
81-) Payızda yarpaklar tez tökülse kış sert geçer.
82-) Göy gözün bakdığı her şeyde gözü galar.
83-) Hamile kadının karınındaki uşağın oğlan veya gız olmasını bilmek içinkarpuzun kesilip ahlan başını dört bölüp atıllar. İkisi bir teref üste, ikisi öbürterefe düşşe oğlandı, üçü bir terefe biri bir terefe düşşe gız olacak deyiler.
 
Garğışlar (Beddualar)
İnsanları, acılı oldukları, haksızlığa uğradıkları, acı çektikleri anlarda Allah'a sığınma, ondan medet umma, suçluların cezalandırılmalarının istenilmesi gibi durumlarda beddua edilir. Iğdır ve yöresinde beddualar da insanların saflığı, temizliği ve adaleti arama duyguları, istekleri terennüm edilmektedir. Genelde insanlar beddua almaktan korktukları için beddua almamaya çalışırlar. En kötü ve kaçınılması gereken beddua baba bedduası olarak bilinmektedir. Bunlara örnek olarak:


1-) Seni hezreti abbasın gılıncına gelesen
2-) Seni gorum oda tüşesen
3-) Sene gettiğin hac qenim olsun
4-) Seni görüm yaman güne galasan
5-) Etin tökülsün
6-) Torpağ senden uca olsun
7-) Seni yarımıyasan
8-) Balam görüm ettiklerin gabağına çıksın.
9-) Evin, eşiyin yıkılsın, çölde galasan.
10-) Görüm seni novruz gülü dermeyesen
11-) Seni gelin ölesen
12-) Çeyizin sandığında bağlı galsın
13-) Seni zurriyetsiz gidesen
14-) Seni Balandan çekesen
15-) Allah başın olan yerde,ayağına daş salmasın
16-) Allahtan isdemisem sağ gözün tökülsün, sol gözünün ümidine galasan
17-) Allah sene gotur versin dırnağ vermesin
18-) Adı ellere galsın
19-) Allah seni dilbilmeze rast getirsin
20-) Allah seni ortadan götürsün
21-) Anan bacın meler galsın
22-) Garnına azzar
23-) Allahdan isdemisem yorgan döşeye tüşesen
24-) Seni derman bulmaz xesteliye tüşesen
25-) Başına daş tüşsün
26-) Seni yetim galasan
27-) Başın batsın
28-) Boynun çiyninde galsın
29-) Baxdın gara gelsin
30-) Vurğun vursun seni
31-) Seni yekelmiyesen
32-) Seni çöreye muhtaç olasan
33-) Dilin lal olsun gulağın kar
34-) Dört duvar arasında uluya uluya galasan
35-) Uşakların ağlar galsın
36-) Ganlı köyneyin gelsin
37-) Ağ günün ağ yaylığın olmasın
38-) Veten torpağına hesret gidesen
39-) Gaynanandan çekesen
40-) Dilinden yaman yara çıksın
41-) Gara xeberin gelsin
42-) Deli olup çöllere tüşesen
43-) Garnına çor tüşsün
44-) Gözün sararsın
45-) Şeker kimin ağarasan
46-) Filan gün ölseydin böyün üçünüydü
47-) Seni cavan ölesen
48-) Evine bayguş gonsun
49-) Eyibini torpağ örtsün
50-) Emeğim burnundan gelsin
51-) Südüm sene qenim olsun
52-) Elini doluya atasan boş gelsin
53-) Ezrail gapından eksik olmasın
54-) Eyhsanını gurt yesin
55-) Etin gurda guşa yem olsun
56-) İncelip ipe saralıp sapa dönesen
57-) Gözün çığsın
58-) Yere giresen
59-) Bilinmez yola tüşesen
60-) Yüzyirmidört min peygamber sene qenim olsun
61-) Yoluna gara ilan çığsın
62-) Yuyucuya aparım xeberini
63-) Gedesen heç gayıtmıyasan
64-) Görüm seni kül olasan
65-) Gettiyin yollar bağlı olsun
66-) Seni ellere muhtaç olasan
67-) Gorbagor olasan
68-) Ciyarina gülle
69-) Seni gülleye gelesen
70-) Gözüne tikan batsin
71-) Gün görmeyesen
72-) Seni şil topal galasan
73-) Seni tike tike olasan
74-) Seni ğar olasan
75-) Gelin üzü görmeyesen
76-) Seni şil-küt olasan
77-) Adın daşlara yazılsın
78-) Anan ağlar galsın
79-) Sağ cana sayir olasan
80-) Gülün solsun
81-) Derdin çok dermanın yok olsun




Dünyaya gelen çocuk, erkek olsun kızolsun aynı elbise giydirilir. Çocuk doğduktan sonra onu gelişi güzel fakat temiz birbezle sararlar. Önceden ona yapılmış olan elbiseyi getirerek giydirirler. Bu tahminençocuğun boyunda (uzunluğunda) yapılmış bir gömlektir. Giyildiğinde zorluk olmasındiye önü göbeğe kadar açık fakat düğmelidir. Kolları da çocuğun ellerine vehareketine mani teşkil etmeyecek kısalıktadır.
Kundak, normal ölçüler dahilinde sağlığa uygun bir şekilde yapılmaktadır. Çocuğa hazırlanan gömlek giydirildikten sonratemiz bezlerle sarılır. Sonra kundağa, astar görevini gören bezle sarılır. Bu bezinkoyu renklerden olmasına dikkat edilir. En üst kısma kundak bezi sarılır. Kundakbezi, işlemeli ve çeşitli motiflidir. Kundak, kundak bağı denilen bir bağla ayrıcasarılmaktadır. Bundan sonra çocukların başına ayrıca başlık yapılır, buna"papah" da denilir. Papahlar çeşitli olurlar. Bazılarının ortaları sivriolup, bir külahı andırmaktadır. Çocukların ayaklarına ayrıca çorap biçiminde"patik" giydirilir.
 
Geri
Top