Vergi hukukunda ispat

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Vergi hukukunda ispat

Kendi yararına sonuç çıkarmak üzere, bir iddiayı ileri sürenin bunu ispatlama yükümlülüğü altında olduğu hukukun genel kuralıdır. Bu kural vergi hukuku bakımından da geçerli olup vergiyi doğuran olayın varlığının vergi idaresi tarafından ispat yükümlülüğü bulunmaktadır. İspat edilemeyen bir olay üzerinden vergilendirme işlemi yapılamaz.
Vergi Usul Kanununun 3’ncü maddesinde;
“Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.
İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir” denilmektedir.
Madde metninde açık olarak belirtildiği üzere vergi idaresinin vergilendirme işlemini yapabilmesi için vergiyi doğuran olay ve bu olayla ilgili işlemlerin gerçek mahiyeti itibariyle vergi konusuna girdiğinin ispatlanması gerekmektedir. Vergiyi doğuran olayın gerçekliğinin ispatlanamaması halinde vergilendirme işlemi yapılması hukuka uygun olamaz. Genel kanaate ve varsayımlara dayanılarak vergileme işlemi yapılamaz.
Vergiyi doğuran olay yemin hariç her türlü delille ispatlanma yoluna gidilebilir. Kanun koyucu bu yönde vergi idaresine geniş bir ispatlama alanı tanımış bulunmaktadır. Literatürde buna delil serbestliği denilmektedir. Delil serbestliği esası vergi hukukunda ekonomik yaklaşım ilkesinin de bir sonucunu ifade etmektedir.
 
Top