Ter nedir ? Terleme türleri-Terlemenin Yararı

Suskun

V.I.P
V.I.P
Amanda_Fran%C3%A7ozo_At_The_Runner_Sports_Fragment.jpg
Ter, su ve çözünmüş katılardan (başlıca kloritler) oluşan ve memelilerin derilerindeki ter bezlerinden salgılanan sıvı. Ter salgılama sürecine terleme denir. Ter, 2-metilfenol (o-kresol) ve 4-metilfenol (p-kresol) ve hatta eser miktarda da olsa üre gibi koku verici maddeler veya kimyasallar içerir.

Normal terleme
Erişkin bir kişide ter bezi sayısı toplam 2 – 5 milyon arasında değişir. Bunların yaklaşık 3 milyonu kokusuz, berrak bir sıvı salgılayan ter bezleridir. Berrak ter salgılayan bezlerin çoğu ayakların tabanı, eller ve yüz bölgesinde bulunur. Koyu kıvamlı ve kokulu ter salgılayan ter bezleri ise koltuk altı ve genital bölge gibi belirli yerlerde bulunur. Koltuk altlarında berrak ve kıvamlı ter salgılayan ter bezi sayıları eşit olmasına karşın, diğer bölgelerde berrak ter salgılayan ter bezi sayısı on kat fazladır. Terlemenin temel fonksiyonu vücut sıcaklığının ayarlanmasıdır. Berrak ter salgılayan ter bezlerinden salgılanan sıvı (ter) buharlaşma yoluyla uçarak vücudun soğutulmasına yardım eder. Vücut ısısı beynin hipotalamus bölgesindeki ısı düzenleme merkezi tarafından kontrol edilir. Bu işlem berrak ter salgılayan ter bezlerinden ter atılması ve cildin kan akımı düzenlenmesiyle yapılır. Bu merkez sadece vücut sıcaklığına duyarlı değildir. Duygusal ve fiziksel aktiviteler, hormonlar ve içsel ısıyı artıran maddeler de ısı düzenleme merkezini etkilerler. Eller ve ayaklardaki ter bezleri birincil olarak duygusal uyarılarla (stres, heyecan, kaygı, sinirlenme) çalışmasına karşılık, koltuk altı ter bezleri hem duygusal hem de ısı düzenleme uyarılarıyla çalışır. Beynin ısı düzenleme merkezinden çıkan uyarılar; otonom (istemsiz) sinir sisteminin bir bölümü olan sempatik sinir sistemi tarafından derideki ter bezlerine iletilir ve ter salgılanır. Berrak ve kıvamlı ter salgılayan her iki tür ter bezleri de sempatik sinir sistemi tarafından uyarılır.

Ter sıvısı vücuttan salgılandığı anda asidik karakterdedir ve kokusuzdur. Bu asidik madde zaman, sıcaklık ve mikroorganizmal faaliyet sonucu bazik karakterde olan amonyaka dönüşür. Ter kokusu da bu bazik maddeden kaynaklanmaktadır.

Aşırı Terleme (Hiperhidroz)
İkiye ayrılır: Primer Hiperhidroz (nedeni bilinmeyen, genelde sağlıklı insanlarda görülür) ve Sekunder Hyperhidroz (başka hastalığın neticesinde oluşan aşırı terleme, mesela hormonel disregülasyon veya hipertiroid hastalığında) .

Tedavi yöntemleri
Yaşam şekli değişikliği:
Tuz ve baharatı azaltmak, pamuklu kıyafetler giymek.
Topikal artiperspirant metal tozları: Sık uygulama gerektirir ve ciltte iritasyon yaratabilir.
Sistemik antikolinerjik ilaçlar: Kabızlık, görme bulanıklığı gibi yan etkilerinden dolayı sınırlı kullanımı vardır.
İontoforez: Haftada 2 ya da daha fazla tedavi gerekmektedir. El ve ayak tabanında kullanılabilir.
Cerrahi yöntem (endoskopik sympatektomi): Primer Hiperhidroz hastalarda sonda gelen tedavi seçeneğidir, Genel anestezi gerektirir. Axiller hiperhidroz, palmar hiperhidroz (el terlemesi) için bir seçenektir. Ciltte iz bırakır.
Botox yöntemi: Etkisi ilk hafta görülmeye başlar ve 4 – 7 ay sürer. Önemli bir yan etkisi yoktur. Güvenli bir yöntemdir. Yan etki olarak küçük geçici hematomlar, kollarda güçsüzlük olabilir.

Terlemenin Yararı
Birinci faydası ter bezlerinin yaydığı sıvının, vücuttan atıldıktan sonra buharlaştığı ve böylece vücudun aşırı sıcaklarda ısı dengesinı koruduğu belirtildi. Terlemenin ikinci faydasının ise, insan vücudundaki üre, ürik asit, tuz ve diğer zararlı maddeler terleme yoluyla dışarı atılması olarak gösterildi.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Neden Aşırı Terleriz ?

Korktuğumuzda ya da heyecanlandığımızda kalp atım hızımız ve solunumumuz hızlanır ve yüzeyselleşir, ağzımız kurur, kaslarımız gerginleşir ve avuç içlerimiz terler. Vücudumuzdaki bu değişikliklere, otonom sinir sistemi aracılık eder. Otonom sinir sistemi, istemsiz kaslarımızla birlikte, dış salgı bezlerimizi de kontrol eder. Otonom sinir sistemi kendi içinde sempatik, parasempatik ve enterik sinir sistemi olarak üç bölümde işlev görür. Bu sistemlerden, ter bezlerini de kontrol eden, sempatik sinir sistemi, vücudu tehlike ve acil durumlara hazırlar.

Bu nedenle bu sistem, “savaş ya da kaç” sistemi olarak da anılır. Bu sisteme bağlı sinirler, tiroid ve böbrek üstü bezlerini de aktive ederek, kaçma ya da kavga davranışları için bedene enerji sağlayıcı, beynimize ve kaslarımıza daha fazla kan pompalanmasını sağlayan fonksiyonları aktif hale getirdikleri için aşağıdaki durumların ortaya çıkmasını sağlar;

-kan basıncı artar
-kan şekeri artar
-kalp atışı hızlanır
-kan damarları daralır
-adrenalin salgısı artar
vücut sıcaklığı yükselir
-göz bebekleri büyür
-vücut tüyleri dikleşir
-yüz sararır
-el ve ayak soğur
-tükürük salgısı azalır
-sindirim sistemi yavaşlar
-vücutta bir stres doğar

Haliyle bu sinir sistemimiz çalışırken kendimizi gergin, stresli ve panikte hissederiz.

1.jpg

- Resim 1-

Sempatik sinir sistemi, omurilik kanalının iki yanına yerleşmiş uzun ve zincir şeklinde üst üste dizilmiş düğümlerden (sempatik ganglionlardan) oluşmuştur, (ETS-Endoscopic Thoracic Sympathectomy ameliyatında müdahale edilen sinirler bunlardır.) (Resim 1:Sempatik sinir zincirinin (sarı) omurganın kenarında "anatomik konumu" izleniyor.)

ise, bedenin iyileşme ve yenilenmesine imkân verir. Dinlenme, rahatlama ve mutluluk bu sinir sistemini harekete geçiren başlıca durumlardır.

Terleme sempatik sinir sistemi tarafından kontrol edilen vücudun normal bir fonksiyonudur. Vücut sıcaklığının arttığı durumlarda, sıcaklığı düşürmek için ortaya çıkan normal bir cevaptır. Bu cevap, tipik olarak egzersiz ile veya aşırı sıcağa maruz kalındığında ortaya çıkar.

Ama bazı kişilerde, özellikle stresli durumlarda bu sistem aşırı çalışır ve aşırı terleme – hiperhidroz (hyperhidrosis/excessive sweating) dediğimiz tablo ortaya çıkar. Ancak genelde stresli durumlarda cevabı aşırı olan otonom sinir sisteminin, egzersize veya yüksek ısıya cevabı normaldir.

Merkezi sempatik sistemin düzenleme bozukluğuna bağlı (nedeni tam olarak bilinmiyor) olabileceği de düşünülen aşırı terleme, genellikle çocukluk çağı veya ergenlik döneminde başlar.

Terleme.jpg

- Resim 2-


Ter bezleri (Resim 2) tüm vücutta ciltte bulunur. Ancak en yoğun olarak bulundukları yerler; yüz, el, ayak, koltuk altı ve cinsel bölgedir. Bu nedenle, aşırı terleme problemi olan kişiler, en çok bu bölgelerin terlemesinden şikâyetçidir.

Bunun dışında tiroid bezinin aşırı çalışması, böbrek üstü bezinden kaynaklanan bazı hastalıklar, şişmanlık, menopoz, ağır psikiyatrik hastalıklar ve bazı kanserlerin tedavisinde kullanılan hormonlar da aşırı terlemeye yol açabilir.

Bazı aşırı terlemesi olan kişilerde terleme devamlıdır, bazılarında ise aralıklıdır (fazik). Devamlı aşırı terlemesi olan kişilerde, şikâyetler yazın kötüleşir ve sevinç, üzüntü, kızgınlık, kıskançlık gibi mental faktörlerden etkilenmez.

Aralıklı aşırı terlemesi olan kişilerde ise yaz, kış fark etmeyen bir terleme vardır ve şikâyetler duygu durumu veya mental aktivite ile alevlenir.

Bölgesel aşırı terleme uzun yıllar devam edebilir. Bireylerde zamanla terleme miktarındaki değişimler ve bireyler arası farklılıklardan dolayı normal terleyen kişileri, aşırı terleyenlerden ayıracak kesin bir ölçüt saptanamamıştır.


Toplumda Yaygınlık
Tahminen yetişkinlerin %1'i aşırı terlemeden çekmektedir. Tipik olarak aşırı terleme çocukluk ve erken ergenlik döneminde başlar ve ergenlik ve yetişkinlikte şiddetlenir. Erkek ve kadın eşit oranda etkilenir.

Çoğu hastada, belirtiler hafif ve sosyal olarak çok rahatsız edici değidir.

Ancak hastaların önemli bir bölümünde, günlük hayat oldukça olumsuz etkilenebilir.

Günlük aktiviteler (okulda not tutmak, yazılı sınava girmek, el sıkışmak, ..vb) can sıkıcı hal alırlar ve kişinin sosyal yaşantısını olumsuz etkilerler.

Genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan belirtiler, ya hafiftir ya da zamanla artar tarzda, yetişkinlikte ilerleme gösterirler ve nadiren kendiliğinden azalırlar.

Avuç içi terlemesi, en sık rastlanılan bulgudur ve sosyal anlamda en rahatsız edici olanıdır. Hastalar tokalaşmaktan kaçınırlar.

Bunun da çalışma ortamındaki iletişime ve etkileşime, ya da karşı cinsle sosyal temasa yıpratıcı ve yıkıcı etkisi vardır.



terleme.gif

Aşırı Terleme ve Psikolojisi

Koltukaltı, yüz, eller ve ayaklarda aşırı terleme ile kendini gösteren Hiperhidroz, çeşitli psikolojik sorunlara neden olmakta ve kişinin hayat kalitesi düşmektedir.

Aşırı terlemesi olan kişilerde, günlük hayatın belki de en alışılageldik sosyal davranışları olan yüzyüze bakarak konuşma ve el sıkışma, işkence haline gelebilir. Kat kat giyinmenin mümkün olmadığı bahar ve yaz aylarında koltukaltlarında oluşan ter izleri insanlara yaklaşmayı engeller ve kişi rahat hareket edemez hale gelebilir. Kişinin, kolunu kaldırması veya içinden geldiği gibi sevdiği birine sarılması problem halini alır. Ev ziyaretlerinde ise, ayakkabıların çıkarılması gerekliliği önemli bir rahatsızlık oluşturabilir. Terleyen ayaklar, yere basıldığında veya alta alınıp rahatça koltukta oturulduğunda iz bırakabilir. Kişi, büyük bir özenle hem elini hem ayağını kimseye değdirmemeye çalışır. Bir diğer örnek ise, sınavlarda temas edilen kâğıdın terleyen eller yüzünden ıslanmasıdır. Böyle durumlarda bazen, sorular okunamaz veya kağıt yazılamaz hale gelebilir. Bu durumda başarının, doğal olarak, düşmesi beklenir.

Yukarıdaki vermiş olduğumuz örnek olayların sonucunda, sosyal fobi içinde değerlendirebileceğimiz, sosyal ortamlardan uzaklaşma ve şiddetle kaçınma davranışı oluşabilir. Kişi, adeta bulaşıcı bir hastalık taşıyormuşçasına, kendini karantinaya alabilir. İnsan içine çıkmaz istemez, arkadaşlıklarına mesafe girer, karşı cinsle olan iletişimi olumsuz etkilenir. Çünkü çok terlemektedir ve bu durum son derece rahatsız edicidir. Kişide öz güven kaybı oluşur, giderek daha da kötü hissetmeye doğru gidebilir ve bu durum depresyon ile sonuçlanabilir.

Hiperhidrozu psikolojik açıdan en kritik hale getiren durum ise, hastalığın ergenlik döneminde alevlenmesidir. Hormon fonksiyonlarının yükselen işlevselliği ile var olanterleme sorunu artış gösterebilir. Sosyal ve özel ilişkilerin merkez oluşturduğu bu dönemde, aşırı terleme, gençlerde yoğun bir kısıtlanmaya neden olabilir. Utanma baş gösterir. Buna bağlı olarak, kaçınma davranışı ortaya çıkar. Ergen, ne sınıfta rahat konuşabilmektedir ne, arkadaşlarıyla düşünmeden oyun oynayabilmektedir, ne de karşı cinsle temas edebilmektedir. Halbuki ergenlik; tam da eğitim, spor, müzik, eğlence, arkadaşlıklar, aşklar gibi çok zengin bir yelpaze üzerinde konumlanmaktadır. Hayatın hiçbir döneminde olmadığı kadar; kişinin hayatı merak ettiği, deneyimlediği ve kendini geliştirdiği bir zaman dilimidir. Bu soyutlanma sonucunda, derin bir öz güven kaybı ve buna bağlı olarak kişilik temelinde yoğun hassasiyet ve kırılganlık olması beklenir.

Terlemek beden sağlığı açısından bir gerekliliktir. Fakat sosyal açıdan, her zaman savaşılması gereken ve izleri gözükmesine izin verilmeyen bir vücut işlevidir. İnsanı utandırır. Saklama ihtiyacı oluşturur. Diğer insanlardan uzaklaştırır.

Aşırı terleme her insanı psikolojik açıdan olumsuz etkiler. Hayat kalitesini; ruhsal ve bedensel sağlığın oluşturduğunu kabul edecek olursak, kişilik gelişimini engellemesi beklenen bu rahatsızlık için tıbbi yardımın alınması uygundur.

Hepinize sağlıklı günler.

Uzm.Psik. Mine Karagözoğlu
 
Top