Muğla Antik Kentleri (Ege Bölgesi)
Euromos (Ayaklı) Antik Kenti
Euromos ismi Karia'yı içeren kaynaklarda çok sık geçmiş olup çevresinde de Amyzun, Heraklia ve Khalkedon gibi kentler bulunuyordu.
Euromosdan Plinius Eurorome diye bahseder. M.Ö.VIII.yüzyıldan beri yerleşimi olan kent, denizden oldukça uzak olmasına rağmen Atina'nın önderliğindeki Attika-Delos deniz birliğine Hyromos ve Kyromos adıyla kayıtlıydı. Antik dil bilimcileri bu Kyromos adına bir anlam verememişlerdir.
Bilge Umar bu ismin Yüce Ana veya Yüce Tanrıça'nın halkı anlamına gelen Karama sözcüğünden türetildiğini ileri sürmektedir.
Euromos'da yapılan kazı ve araştırmalarda bulunan mimari parçalar,keramikler antik yerleşimin VI.yüzyılda var olduğunu göstermiştir. Bu arada Tribut listelerinde ismi geçen Hyromos unda Euromos olduğu sanılmaktadır. Helenistik çağ öncesi kentin tarihi ile ilgili bilgiler çok yetersizdir.
Euromos'un günümüze ulaşan en ünlü yapısı Tanrı Zeus'a adanmış, Zeus Lersyonos mabedidir. Roma İmparatoru Hadrianus zamanında (M.S.117-138) antik kentin dışında, Kızılbayır denen tepenin eteğinde yapılan mabedin mimari yönden pek çok özellikleri vardır. Sütunlarının büyük bir kısmının sağlam olarak günümüze gelmesinden dolayı halk buraya Ayaklı adını vermiştir.
Tapınak Zeus Labrayndios'a atanmıştır, diğer bir deyimle Baltalı Zeus. Simge olarak kullanılan çift ağızlı balta kabartmaları bu bölgede sıkça karşımıza çıkmaktadır. Tapınağın güney tarafındaki dış yüzünde de çifte ağızlı balta kabartması vardır.
Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu ve Prof. Dr.Mükerrem Anabolu burada araştırmalar yaparak anıtın bugünkü restorasyonunu sağlamışlardır. Tapınağın arkasındaki tepede Euromos'u kuşatan ,Helenistik ve Roma dönemine ait epeyce büyük bir sahayı kaplayan surlar bulunmaktadır. Bu sur aşağı yukarı tapınaktan 100 yarda ötede hafif bir yükseltinin üzerinde özenle yapılmış şehir suruna bağlanan yuvarlak bir burç vardır.
Kentin suru yamacın üzerinden kuzeye doğru ilerler,aralarda aralıklı olarak burç harabeleri vardır. Duvar kuzeyde bir düzlüğe doğru iner,bir sırtı geçer ve yola doğru devam eder. Güney yönüne geldiğinde yola paralel olarak devam ettikten sonra başlangıçtaki yuvarlak kule ile bağlanır. Sur duvarlarının içi moloz taşla doldurulmuş olup üzerleri kesme taş kaplamalıdır. Bu tür duvarlar M.Ö.III yy.a tarihlenir.
Tiyatro ile bugünkü karayolu arasında Stoa ve onun çevrelediği Agora dan parçalar vardır. Agora kareye yakın bir plân düzeninde olup birbirine bitişik dükkanların önünde,bazıları duran dor nizamında sütun dizisi bulunmaktadır. Stoa daki sütunlardan birinin üzerinde,okunması güç,oldukça uzun bir kitabe vardır. Burada, Kallisthenos isimli bir kişinin şehire yaptığı mali yardımlar ve İasos kentiyle yapılan dostluk anlaşması yazılıdır.
Batıya doğru ikinci bir Stoa'nın varlığını da yerde gelişi güzel duran sütun parçalarından anlamaktayız. Karayoluna yakın,geniş şekilsiz bir harabe de muhtemelen Hamam olmalıdır.
Kentin nekropolü yoldan tapınağa giden patikanın kenarında surların dışında kalan alana yayılmıştır. Burada Karia tipi mezarlar ve gömü çukurları bulunmaktadır.
Düzenleyen yönetici: