İki Müslüman karşılaştığı zaman birbirine Selam ün Aleyküm demesi ve sonra el ile müsafeha etmesi sünnettir. Müsafeha ederken günahları dökülür. Selam verene ve üçe kadar aksırıp da Elhamdülillah diyene hemen cevap vermek farz-ı kifaye dir. İşitenlerin cevabı geciktirmesi haramdır. Tevbe etmemeleri lazım olur. Mektupla gelen selamı okuyunca hemen Ve Aleyküm Selam demek farzdır. Bunu yazıp göndermek müstehaptır. Birisine selam götürmeyi kabul eden kimsenin bu selamı götürmesi farzdır. Çünkü üzerine emanettir.
Selam ün Aleyküm veya Esselamü Aleyküm diyerek selam verilir. Selam Aleyküm diyenlere ve başka sözlerle selam verene cevap farz olmaz. Riyadün Nasihîn kitabında yazıyor ki: Feteva-ı Siraciyye de diyor ki: Bir kimseye selam verirken cem olarak vermeli çok kimseye verir gibi vermelidir. Çünkü mümin yalnız değildir. Muhafaza melekleri ve Kiramen Kâtibin adındaki iki melek onunla beraberdir. Riyadüs Salihîn kitabında Selam-ı Cem-ı kelimesi şeklinde söylemek lazım olduğunu bildiren hadisi şerif yazılıdır.
Selam ün Aleyküm demek:
Ben müslümanım benden sana zarar gelmez, selamettesindemektir. Kâfirlere selam verilmez. Onlar selam verince yalnız Ve Aleyküm denir.
Selamda sünnet şöyledir ki; rütbe ve nimeti çok olan önce verir. Nitekim miraç gecesi Allahü Teâlâ selam verdi. İki Müslüman birbirine aynı anda selam verirse, her ikisininde birbirine cevap vermesi farz olur. Birbirinden sonra selam verirlerse ikincinin verdiği selam cevap yerine geçer. Çok kimseye selam verildiği zaman, bir kişi hatta bir çocuk cevap verince ötekiler vermese de olur.
Adem (a.s)dan İbrahim (a.s)a kadar selamlaşma birbirine secde etmekle olurdu. Sonra bunun yerine boynuna sarılmakla oldu. Muhammet (a.s) zamanında el ile müsafeha sünnet oldu.
Abdullah Bin Selam (r.a) buyuruyor ki: Resul-i Ekrem (s.a.v) Medineye hicret ettiği zaman mübarek ağzından ilk işittiğim h.s şu idi; Birbirinize selam veriniz! Birbirinize yiyecek ikram ediniz! Akrabanızın haklarını gözetiniz! Gece herkes uyurken namaz kılınız! Bunları yaparak selametle cennete giriniz! Riyadün Nasihîn in sözü tamam oldu.
Tahtavi Merakıl Felah Şerhinde 174 üncü şerhinde diyorki; Müslümanların birbiriyle karşılaştıkları zaman müsafeha etmeleri sünnettir. Nitekim Süleymen Ebu Davut Rahmetullahi Teâlâ Aleyh bildirdiği hadisi şerifte Ebu Zer Gifari (r.a) buyuruyor ki; Resulullah (s.a.v) ile her karşılaştığında benimle müsafeha ederdi.
Müsafeha: İki kişinin, sağ elin avuç içlerini birbirine yapıştırıp, iki başparmağın yanlarını birbirine değdirmesidir. Şimdi moda olan parmakları tutarak avucuna koyarak yapılan tokalaşma Şiilerin usulüdür. Sünnet olan ise karşılaşınca selam söyleşirken sağ el ile dört parmak içlerini karşısındakinin sağ eli dışına başparmağı tarafına yapıştırmaktır. Başparmakta bulunan damarda muhabbet yayılır. Müsafeha ederken birbirine muhabbet geçer. Müslümanların birbirilerini sevmeleri bölünmemeleri lazım olduğu buradan da anlaşılmaktadır. Berika kitabı 1334 üncü sahifesinde diyorki; Selam verirken ve selam alırken eğilmek günahtır. Hadisi şerifte karşılaştığınız zaman birbirinize eğilmeyiniz kucaklaşmayınız buyruldu. Allahü Tealadan başkası için rükû ve secde yapmak haramdır.
İmam-ı Rabbani (r.a) 265 inci mektupta buyuruyor ki; Müslümanların haklarını gözetmek lazımdır. Hadisi şerifte:
Müslümanın müslüman üzerinde beş hakkı vardır;
1. Selamına cevap vermek,
2. Hastasını yoklamak,
3. Cenazesinde bulunmak,
4. Davetine gitmek,
5. Hapşurup Elhamdülillah diyene Yerhamükellah diyerek cevap vermek, buyruldu.
Süleymaniye Kütüphane si Laleli kısmında 3653 sayılı kitabın başında Ahmet İbni Kemal Efendi (r.t.a) Kitabül Feraitte diyor ki; Ebu Ümamenin bildirdiği hadisi şerifte başkalarına benzeyenler bizden değildir. Yahudilere ve Hıristiyanlara benzemeyiniz! Yahudiler parmakları ile işret ederek, Hıristiyanlar elleri ile işaret ederek, Mecusilerde eğilerek selam verir.buyruldu. Şir-atül İslam da diyor ki; Parmak ile işaret ederek selam vermek Yahudi âdetidir. El ile selam vermek de Hıristiyan âdetidir. Müslüman böyle selam vermemelidir.
Camiul-ezher Kibar-ı ulemasından olup 1942de vefat eden Eşşeyh Alimahfüs (r.t.a)
El İbda kitabının 362 nci sahifesinde diyor ki; Şeriate uygun selam vermek unutuldu. Bu çok kötü bir adettir. Günaydın demek, el işareti ile selamlaşmak, baş eğmek, yabancı müslümanı görünce selam vermemek, eve girince gördüklerine selam vermemek çok fenadır. Sünneti terk etmektir. Camiul-ezher profesörlerinden Şeyh Abdullahi Dessukî Ve Şeyh Yusuf-i Decvi İbda kitabının sonuna takriz yazmışlar kitabı övmüşlerdir.
Selam ün Aleyküm veya Esselamü Aleyküm diyerek selam verilir. Selam Aleyküm diyenlere ve başka sözlerle selam verene cevap farz olmaz. Riyadün Nasihîn kitabında yazıyor ki: Feteva-ı Siraciyye de diyor ki: Bir kimseye selam verirken cem olarak vermeli çok kimseye verir gibi vermelidir. Çünkü mümin yalnız değildir. Muhafaza melekleri ve Kiramen Kâtibin adındaki iki melek onunla beraberdir. Riyadüs Salihîn kitabında Selam-ı Cem-ı kelimesi şeklinde söylemek lazım olduğunu bildiren hadisi şerif yazılıdır.
Selam ün Aleyküm demek:
Ben müslümanım benden sana zarar gelmez, selamettesindemektir. Kâfirlere selam verilmez. Onlar selam verince yalnız Ve Aleyküm denir.
Selamda sünnet şöyledir ki; rütbe ve nimeti çok olan önce verir. Nitekim miraç gecesi Allahü Teâlâ selam verdi. İki Müslüman birbirine aynı anda selam verirse, her ikisininde birbirine cevap vermesi farz olur. Birbirinden sonra selam verirlerse ikincinin verdiği selam cevap yerine geçer. Çok kimseye selam verildiği zaman, bir kişi hatta bir çocuk cevap verince ötekiler vermese de olur.
Adem (a.s)dan İbrahim (a.s)a kadar selamlaşma birbirine secde etmekle olurdu. Sonra bunun yerine boynuna sarılmakla oldu. Muhammet (a.s) zamanında el ile müsafeha sünnet oldu.
Abdullah Bin Selam (r.a) buyuruyor ki: Resul-i Ekrem (s.a.v) Medineye hicret ettiği zaman mübarek ağzından ilk işittiğim h.s şu idi; Birbirinize selam veriniz! Birbirinize yiyecek ikram ediniz! Akrabanızın haklarını gözetiniz! Gece herkes uyurken namaz kılınız! Bunları yaparak selametle cennete giriniz! Riyadün Nasihîn in sözü tamam oldu.
Tahtavi Merakıl Felah Şerhinde 174 üncü şerhinde diyorki; Müslümanların birbiriyle karşılaştıkları zaman müsafeha etmeleri sünnettir. Nitekim Süleymen Ebu Davut Rahmetullahi Teâlâ Aleyh bildirdiği hadisi şerifte Ebu Zer Gifari (r.a) buyuruyor ki; Resulullah (s.a.v) ile her karşılaştığında benimle müsafeha ederdi.
Müsafeha: İki kişinin, sağ elin avuç içlerini birbirine yapıştırıp, iki başparmağın yanlarını birbirine değdirmesidir. Şimdi moda olan parmakları tutarak avucuna koyarak yapılan tokalaşma Şiilerin usulüdür. Sünnet olan ise karşılaşınca selam söyleşirken sağ el ile dört parmak içlerini karşısındakinin sağ eli dışına başparmağı tarafına yapıştırmaktır. Başparmakta bulunan damarda muhabbet yayılır. Müsafeha ederken birbirine muhabbet geçer. Müslümanların birbirilerini sevmeleri bölünmemeleri lazım olduğu buradan da anlaşılmaktadır. Berika kitabı 1334 üncü sahifesinde diyorki; Selam verirken ve selam alırken eğilmek günahtır. Hadisi şerifte karşılaştığınız zaman birbirinize eğilmeyiniz kucaklaşmayınız buyruldu. Allahü Tealadan başkası için rükû ve secde yapmak haramdır.
İmam-ı Rabbani (r.a) 265 inci mektupta buyuruyor ki; Müslümanların haklarını gözetmek lazımdır. Hadisi şerifte:
Müslümanın müslüman üzerinde beş hakkı vardır;
1. Selamına cevap vermek,
2. Hastasını yoklamak,
3. Cenazesinde bulunmak,
4. Davetine gitmek,
5. Hapşurup Elhamdülillah diyene Yerhamükellah diyerek cevap vermek, buyruldu.
Süleymaniye Kütüphane si Laleli kısmında 3653 sayılı kitabın başında Ahmet İbni Kemal Efendi (r.t.a) Kitabül Feraitte diyor ki; Ebu Ümamenin bildirdiği hadisi şerifte başkalarına benzeyenler bizden değildir. Yahudilere ve Hıristiyanlara benzemeyiniz! Yahudiler parmakları ile işret ederek, Hıristiyanlar elleri ile işaret ederek, Mecusilerde eğilerek selam verir.buyruldu. Şir-atül İslam da diyor ki; Parmak ile işaret ederek selam vermek Yahudi âdetidir. El ile selam vermek de Hıristiyan âdetidir. Müslüman böyle selam vermemelidir.
Camiul-ezher Kibar-ı ulemasından olup 1942de vefat eden Eşşeyh Alimahfüs (r.t.a)
El İbda kitabının 362 nci sahifesinde diyor ki; Şeriate uygun selam vermek unutuldu. Bu çok kötü bir adettir. Günaydın demek, el işareti ile selamlaşmak, baş eğmek, yabancı müslümanı görünce selam vermemek, eve girince gördüklerine selam vermemek çok fenadır. Sünneti terk etmektir. Camiul-ezher profesörlerinden Şeyh Abdullahi Dessukî Ve Şeyh Yusuf-i Decvi İbda kitabının sonuna takriz yazmışlar kitabı övmüşlerdir.
