Iptal Davaları

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Borçlular, alacaklılarından kaçırmak amacıyla, sahibi bulundukları malları, bir takım hileli işlemlerle, üçüncü şahıslara satış, bağışlama, ipotek, temlik vs. işlemlerle devredebilirler. Kötü niyetli borçluların, mal kaçırmak amacıyla yaptıkları bu tür işlemlerden zarar gören alacaklıları korumak için “iptal davası” açma hakkı tanınmıştır. İptal davası, borçlunun alacaklısına zarar veren bazı tasarruflarını, davacı alacaklı bakımından ve sadece onun alacağı ölçüsünde hükümsüz hale getirmeye yarayan bir davadır.

İptal davaları İcra ve İflas Kanunu’nun 277 - 284.maddeleriyle, Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un 24 - 31.maddelerinde düzenlenmiştir. Her iki kanunda belirli bir paralellik gösterdiğinden, konu, İcra ve İflas Kanunu’nun düzenlemesine ağırlık verilerek incelenmiştir.

Yasada, iptal davası açılması için borçlunun tasarrufunun alacaklıya zarar verme kasdıyla ve kötü niyetle yapılmış olması gerektiği belirtilmiş olup, tasarruftan yararlanan üçüncü şahsın iyiniyetli olup olmadığı önem taşımamaktadır.

Davanın amacı, borçlunun hacizden önce alacaklılarından mal kaçırmak kasdıyla ve kötü niyetle yapmış olduğu hukuki işlemleri, davacı alacaklı bakımından hükümsüz sayarak, borçlunun mal varlığından çıkarttığı dava konusu mal üzerinde, alacaklının sanki mal hala borçluya aitmiş gibi, cebri icra yoluyla alacağını elde etmesini sağlamaktır.
İptal davası, dava konusu malın aynına ilişkin bir dava olmayıp, kişisel bir davadır. Bu nedenle iptal davasının, alacaklı lehine sonuçlanması halinde, dava konusu mal tekrar borçlunun malvarlığına dönmez; sadece hileli olarak yapıldığı kabul edilen işlem alacaklı bakımından hüküm ifade etmez. Alacaklı, satışa, ya da kurulan ipoteğe rağmen malı cebri icra yoluyla sattırarak alacağını tahsil etmek hakkını kazanır. Sonuçta bir bedel artarsa, bu borçluya değil davalı üçüncü şahsa ödenir.

İptal davasının ayni dava olmayıp, kişisel bir dava olmasının sonuçları şunlardır :
Dava konusu mal taşınmaz dahi olsa, taşınmazlar için getirilmiş bulunan, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğuna dair özel yetki hükmü uygulanmaz; yetkili mahkeme genel yetki kurallarına göre belirlenir.
Davanın değeri, iptal konusu tasarrufun miktarına göre değil, alacaklının elindeki aciz belgesindeki alacak miktarı ile dava konusu malın değerinden hangisi daha düşük ise ona göre belirlenir.
İptal isteminin kabul edilmesi halinde tasarrufun tümünün iptaline değil, takip konusu alacak miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla iptaline karar verilecektir. Dava neticesinde, taşınmazın tapu kaydının iptali ile borçlu adına kaydına karar verilemez. Alacaklı, dava konusu mal üzerinde hakkını almak üzere yetkilendirilir. Yani iptal davası, borçlunun hukuki muamelelerinin sonuçlarını yok edici nitelikte bir dava değildir.
Borçludan iktisapta bulunan üçüncü şahıs aleyhine açılan iptal davasında, davalının iyi ya da kötü niyetli olması etkili değildir.
Ayni davalarda, karar kesinleşmeden uygulamaya konulamamasına rağmen, iptal davasında verilen karar, kesinleşmesi beklenmeksizin uygulanabilir.
 
Top