• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Ingilizce Örnek Cümleler (karışık konular)

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
CAN’ T HAVE + V3

Bu yapıyı da genelde must have yapısının olumsuzunda tercih ederiz.
Örnekler;

Ali passed the exam without studying. The exam can’t have been difficult.
(Ali sınavı çalışmadan geçti. Sınav zor olmuş olamaz.)

Erkan did the opposite of what I said. He can’t have understood what I asked him to do.
(Erkan dediğimin tersini yaptı. Ne yapmasını istediğimi anlamış olamaz.)

She can’t have paid for the bills. Because she was broke.
(O meteliksiz olduğundan dolayı faturaları ödemiş olamaz.)
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
HAVE TO /HAS TO /HAD TO BE

Bu yapı kullanım olarak yine varsayımlarda kullanılır. Ancak bunda biraz kesinlik vardır. Ayrıca had to be yapısı must have ile aynı anlamda kullanılmaktadır.
Örnekler

There is a tall boy fishing in the river. He has to be Ali.
(Nehirde balık tutan uzun boylu bir çocuk var. O Ali olmalı.)

This has to be the best film you have seen.
(Bu izlediğin en iyi film olmalı. )

I couldn’t see Ali at home. He had to be with his classmates.
(Aliyi evde göremedim. O sınıf arkadaşlarıyla
birlikte olmalıydı.)

They have to be your family.
(Onlar senin ailen olmalı.)
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
WILL

It will be Luke. I can hear her voice.
O luke olmalı. Sesini işitebiliyorum.

She will be waiting for you. Don’t be late.
(O seni bekliyor olacak. Geç kalma)

They will be at home by this time.
(Onlar şu ana kadar evde olmalılar.)
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
SHOULD / SHOULD HAVE

He usually comes here about this time. He should be here very soon
(O genellikle yaklaşık bu saatlerde gelir. O çok yakında burada olmalı.)

My letter should have arrived by now.
(Mektubum şuana kadar varmış olmalı.)

He should have taken my e -mail.
O benim e-mailimi almış olmalı.
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
LIKE-ENJOY

She likes tennis. O tenisi sever.
She enjoys tennis. O tenisi sever.

She likes playing tennis. Tenis oynamaktan hoşlanır.
She enjoys playing tennis. Tenis oynamaktan
hoşlanır.

She likes drinking coffee. O kahve içmekten hoşlanır.
She enjoys drinking coffee. O kahve içmekten hoşlanır.

He likes watching Tv. O televizyon izlemekten hoşlanır.
He enjoys watching Tv. O televizyon izlemekten hoşlanır.
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Since Örnekleri

since 10:00 :Saat 10 dan beri

since last month : Geçen aydan beri

since the beginning of the month : Ay başından beri

since the end of year : Yıl sonundan beri

since may : Mayıstan beri

since I was born : Doğduğumdan beri

since 12/12/2000 : 12/12/2000 den beri


For Örnekleri

for a long time : Uzun zamandır

for a short time : Kısa zamandır

for ten minutes : 10 dakikadır

for two hours : 2 saattir

for three days : 3 gündür

for several weeks : bir kaç haftadır

for a month : bir aydır

for five years : 5 yıldır

for ages : çok uzun zamandır
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
PRESENT PERFECT TENSE

I have just eaten my lunch.
( öğle yemeğimi yeni yedim.)

I have just arrived.
(Yeni vardım.)

I have lived in Kayseri for 10 years.
10 yıldır Kayseri’ de yaşıyorum.

My brother hasn’t come home yet.
Abim henüz eve gelmedi.

We have already finished our homework.
Biz çoktan ödevimizi bitirdik.

We have stayed in the pool since at 5 o’clock.
Saat 5 ten beri havuzdayız..

Ayşe has gone to Ankara.
Ayşe Ankara ‘ye gitmişti. (Halen Ankara’ da Anlamında ) (Eğer Ankara ‘da değilse bunu kullanamayız.)
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
SIMPLE PRESENT TENSE

I like iskender a lot.(İSkenderi çok severim)

Hasan speaks english every day. (Hasan her gün ingilizce konuşur.)

I get up early every day. (Her gün erken kalkarım.)

She commutes from muğla to the univercity. (O her gün muğladan üniversteye gidip gelir.)

I hate leak meal. (Pırasa yemeğinden nefret ederim.)

She goes to the cinema once a week. ( O hafta da bir kez sinemaya gider.)

Which drinks do you prefer? (Hangi içeceği tercih edersin?)

They don’t watch tv Every day. (Onlar her gün televizyon izlemezler.)

She wants to drink cola. (O kola içmek ister.)

John reads newspaper every morning. ( John her sabah gazete okur.)

I don’t read newspaper. (Ben gazete okumam.)

What do you want to drink? (Ne içmek istersin? )

Do you remember the first time we met? (İlk buluşmamızı hatırlıyor musun?)

I look up the meanings of the words in a dictionary. (Ben kelimelerin anlamlarını sözlükten arar bulurum.)

I look after a child every year. (Her yıl bir çocuğun bakımını üstlenirim.)

I drink three cups of tea every day. (Her gün 3 bardak çay içerim.)

I like long haul flight. (Ben uzun uçak yolculuğunu severim.)

He drinks milk every morning. O her sabah süt içer.

Mary writes two letters every week. Mary her hafta 2 mektup yazar.

Jack reads a book every night. Jack her gece kitap okur.
My father watches TV every night. Babam her akam TV seyreder.
David listens to the radio every day. David her gün radyo dinler.
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
SIMPLE PRESENT TENSE

I like iskender a lot.(İSkenderi çok severim)

Hasan speaks english every day. (Hasan her gün ingilizce konuşur.)

I get up early every day. (Her gün erken kalkarım.)

She commutes from muğla to the univercity. (O her gün muğladan üniversteye gidip gelir.)

I hate leak meal. (Pırasa yemeğinden nefret ederim.)

She goes to the cinema once a week. ( O hafta da bir kez sinemaya gider.)

Which drinks do you prefer? (Hangi içeceği tercih edersin?)

They don’t watch tv Every day. (Onlar her gün televizyon izlemezler.)

She wants to drink cola. (O kola içmek ister.)

John reads newspaper every morning. ( John her sabah gazete okur.)

I don’t read newspaper. (Ben gazete okumam.)

What do you want to drink? (Ne içmek istersin? )

Do you remember the first time we met? (İlk buluşmamızı hatırlıyor musun?)

I look up the meanings of the words in a dictionary. (Ben kelimelerin anlamlarını sözlükten arar bulurum.)

I look after a child every year. (Her yıl bir çocuğun bakımını üstlenirim.)

I drink three cups of tea every day. (Her gün 3 bardak çay içerim.)

I like long haul flight. (Ben uzun uçak yolculuğunu severim.)

He drinks milk every morning. O her sabah süt içer.
Mary writes two letters every week. Mary her hafta 2 mektup yazar.

Jack reads a book every night. Jack her gece kitap okur.

My father watches TV every night. Babam her aksam TV seyreder.

David listens to the radio every day. David her gün radyo dinler.
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
FUTURE TENSE

Are you going to improve your health?
Sağlığın için iyi şeyler yapacak mısın?

I’ m not going to go to America next summer.
Gelecek yaz Amerikaya gitmeyeceğim.

Will you come to here?
Buraya gelecek misin?

We shall decide about his thougths.
Onun hakkındaki düşüncelere karar vereceğiz.

She is going to learn English in two years time.
O 2 yıl içinde ingilizce öğrenecek.

I am going to come there the week after next.
2 hafta sonra oraya geleceğim.

Look at those clouds, it is going to rain.
Şu bulutlara bakınızn, yağmur yağacak. (olma ihtimali yüksek yağabilir)
*****************************************************************
He is going to be a teacher.
O bir öğretmen olacak.
*****************************************************************
I’m going to visit you this week.
Seni bu hafta ziyaret edeceğim.
*****************************************************************
I’m going to get wet if the bus doesn’t come soon.
Eğer otobüs çabuk gelmezse ıslanacağım.
*****************************************************************
We are going to give a party tonight.
Bu gece bir parti vereceğiz.
*****************************************************************
I’m going to call you at 10 p.m.
Sizi akşam 10’da arayacağım.
 
Top