İnatçı ihtiyar!

arz-ı hal

şşşşştttttttt
Özel üye
UZUN yıllar önceydi... O zamanlar Sabah Gazetesi'nde muhabirim. Pendik'te bir avukatlık bürosunda cinayet işlenmiş. Olay yerine gittim. Her yer polis kordonunda girmek mümkün değil. Bilgi alabilmek de güç. Lakin içeride bir yerel gazete olduğunu öğrendim.
Telefonuna ulaşıp ihtiyarla tanıştım.
Onun verdiği haberi kurtaran bilgiler; daha sonra sıkı bir dostluğun da başlangıcı oldu.
Şişe dibi gözlükleri; üzerinden hiç çıkartmadığı yeleği sıska; çelimsiz bu adama ilk baktığında o hicivli köşe yazılarını onun yazdığına inanmak oldukça güçtü.
Lakin onun tüm bu fiziki zayıflığı; içindeki kocaman yüreği gizleyemiyordu.
"Benim iki aşkım var" diyordu: "Biri karım diğeri gazetem"
Haksızlığa, yolsuzluğa tahammülsüz kalemi yayın yaptığı ilçedeki karanlığın üzerine adeta bir meşale gibi çöküyordu.
Onun bu cesareti kurşunlanmasına neden oldu sonunda. Ben o ara Vatan'a geçmiştim. Vurulmasını haber yaptık ama gel gör ki George Bush Irak'ı işgal etti manşet düştü...
Yıllarca sürdü dostluğumuz. Bu sırada akciğer kanseri olduğunu öğrendi.
Fırsat buldukça yanına uğruyor moral vermeye çalışıyordum. Arada da gazetesinin sitesini yokluyordum.
Bir ara işler yoğunlaştı.
En son hastanede ziyaret ettim.
Sonrası ayaz...
Azraile yetmemiş muhalefeti.
Karalara bağlanmış bir haberden;
üç gün sonra öğrendim.
Ve ben yüreği yiğit bir dost; bir baba yitirdim.
Ölümünün birinci yılı.
Işıklar içinde uyu İnatçı ihtiyar;
Ahmet Sirac Fakirullahoğlu...

Kaan Özbek
 
Top