Hastalık Ve Ölüm Kavramı Çocuklara Nasıl Açıklanmalı?

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Psikolog Doktor Seda Çiftçi Sevil: Ölüm ve hastalık hayatın kaçınılmaz gerçeklerinden. Bu durum erişkinler için stresli olsa da, küçük çocuklu ailelerde hastalık ve ölümü çocuklara açıklamak ilave endişe ve stres yaratabilir.

Ölüm ve hastalık her aileyi etkileyen hayatın kaçınılmaz gerçeklerinden. Erişkinler için üzüntü ve strese neden olan hastalık ve ölümler, küçük çocuklu ailelerde hastalık ve ölümü çocuklara açıklamak ilave endişe ve stres yaratabilir.

Bazen çocuklarını ölümsuz etkilemek istemeyen aileler pembe yalanlar söyleyip konu hakkında konuşmama ya da küçük çocuklardan hastalık ya da ölüm haberlerini saklama yolunu seçebilirler.

Tahmin edilenin tersine hastalık ve ölüm haberlerini küçük çocuklardan saklamak onlar için yararlı olmamakla beraber daha komplike duygusal tecrübelere ve anksiyete durumlarına neden olabilir. Çocuğun gelişim seviyesine göre, onların anlayacağı dilde ve özenli şekilde hastalık ve ölüm haberlerinin paylaşılması ve çocuklara anlatılması çocukların duygusal adaptasyonu için daha verimli ve yararlı olacaktır.

Çocukların erişkinler gibi hastalık ve ölüm haberlerini bilmeye hakları ve ihtiyaçları vardır. Erişkinler gibi çocuklar da kendi kapasitelerinde yaşanan kaybı proses etmeye, duygularını ifade etmeye ve yas sürecinden geçmeye ihtiyaçları vardır. Bu duygusal tecrübeler çocukların üzüntülü olaylar karsısında adaptasyon sağlayabilmeleri için gerekli adımlardır. Doğrular açıklanmadığında duygusal açıdan çevresinde değişiklikleri fark eden çocuk, bir şeylerin değişmiş olduğunu anlar ve aile bireylerinin üzüntülü hallerini bilinmeyen nedenlerle bağdaştırmaya, kendilerini suçlamaya ya da akla gelebilecek en kotu olasılıkları düşünmeye başlayabilir.

Küçük çocuklara kandırıcı şekilde açıklanan ölüm haberleri tam tersine çocuklarda korku ve anksiyete yaratabilir. “Anneannen çok uzun bir uykuya yattı” açıklamasını duyan çocuk uykuya dalmaktan korkmaya başlayabilir. “Baban çok iyi bir insan olduğu için Allah onu yanına cennete aldı” gibi açıklama duyan küçük çocuk iyi bir çocuk olursa öleceğini düşünüp, ölüm korkusu yaşamaya başlayabilir. Ölüm haberi saklanan bir çocuk “annen çok uzun bir yolculuğa çıktı” gibi bir açıklama duyduğunda annesi tarafından terk edildiğini düşünmeye başlayabilir. Bu nedenlerden dolayı hastalık ve ölüm haberleri çocuklara basit, onların anlayacağı dilde ve gerçekçi bir şekilde açıklanmalıdır.



“Maalesef babanı kaybettik, o da bizimle olmak çok isterdi, ben de onu çok özlüyorum ve özleyeceğim, artık babanı kalbimizde ve güzel hatıralarımızda yaşatacağız, onu güzel anılarımızla hatırlayacağız” gibi açıklamalar henüz ölüm konseptini anlamakta zorluk çeken çocukların yas tutma sürecine başlayabilmeleri ve duygusal açıdan ileri adım atabilmeleri için çok daha verimli bir yaklaşım olacaktır.



Üzüntü, hayal kırıklığı ve öfke duyguları yaşamakta olan çocuğun duyguları normal karşılanmalı ve tanınmalıdır. Yakınlarını üzüntülü ya da ağlamaklı gören çocuğa ağlamanın normal olduğu açıklanıp duyguların ifade edilmesi desteklenmelidir. Hastalık ya da ani bir ölüm durumunda çocuklara olanları anlayabilmeleri için yardımcı olunmalı ve bu süreçte oluşabilecek endişeler ve hastalık ya da ölüm hakkında sorulan soru ve kaygılara yeterli şekilde karşılık verilmelidir. Ağır ve uzun süreli hastalık durumlarında çocuklara tedavi ya da hastalık süreci açıklandığında çocuklarda daha az korku ve karmaşa oluşacaktır. Özet olarak erişkinler gibi çocuklar da ne kadar çok hazırlıklı ya da bilgili olurlarsa o kadar daha az anksiyete yaşayacak ve kendilerini kontrolde hissedeceklerdir.

Hastalık ya da ölüm durumlarında çocuklara yapılan açıklamada çocuğun gelişim seviyesi göz önünde bulundurulmalı ve çocuğa yapılan açıklamalar bu gelişim seviyesine göre ayarlanmalıdır.


•0-5 yaş arasındaki çocuklar ölümün kati ve kesin bir sonuç olduğunu anlayamayabilir ve yakınlarının geri geleceğini düşünebilirler. Bu yaştaki çocuklara ölümün uykuya yatmak ya da uzun bir yolculuğa çıkmak olduğu anlatmak karmaşa yaratabilir. Çocuklara basit bir şekilde ölen yakının geri gelmeyeceği anlatılmalıdır.
•Bu yaştaki çocuklar kendilerini oyun aracılığı ile ifade etikleri için oyun sırasında ölüm teması işleyebilirler ya da ölüm ve olanlar hakkında birçok soru sorabilirler. Oyun sırasında ortaya çıkan ölüm teması ya da ölüm hakkındaki sorulara anlayacakları dilde karşılık verilmesi çok önemlidir çünkü bu yaşlardaki çocuklar olanları anlamadıklarında olanlara kendi açıklamalarını getirmeye çalışırlar ya da hastalık ya da ölümün kendi hataları olduğu fikrine varabilirler.
•Ölüm ve hastalık küçük çocuğunuzu çok korkutacaktır, küçük çocuğunuz sizden aldığı destek ve yardımlarla rahatlayacak ve sakinleşecektir. Duygusal açıdan çocuğunuza sağladığınız rol modelliği onun duygusal gelişimi ve adaptasyonu için çok önemlidir.
•Çocuklara tecrübeleri duygusal açıdan ifade etme şansı tanınmalıdır çünkü ilerde hafızada kalmayan olayların duygusal hatıraları ve çözülmemiş komplike duygusal anılar sebebi bilinmeden anksiyete ve korku gibi şikâyetlere yol açabilirler.
•Bu yaştaki çocuklar rutinlerinde değişiklik olduğunda stres yaşayabilirler. Bu nedenden dolayı kendilerini güvende hissetmeleri için en kısa zamanda rutin hayata ve rutin aktivitelere geri dönülmelidir.
•5-10 yaş arası çocuklar etraflarında olan bitenleri anlamaya başlamış oldukları gibi ölüm ve hastalık konseptlerini de anlayama başlarlar. Bu yaştaki çocuklar ölümün er geç herkesin başına geleceğini ve ölen yakınlarının geri gelemeyeceğini anlama kapasitesine sahiptirler.
•Ölümü daha iyi anlamaya başlayan çocuklar “neden ben?”, “neden benim aileme bunlar oldu?” gibi sorular sorup hayatin acımasız ya da adil olmadığını düşünebilirler. Oyun aracılığı ya da kendi kafalarında olanları tekrar yaşayıp, olanlara farklı sonuçlar getirip oyun sırasında ölen insanı kurtarma ya da geri getirme gibi temalar rastlanabilir. Bu yaklaşımlar normal karşılanmalı ve çocuğun karmaşa yaratan duyguları çözmeye çalışıyor olduğu anlaşılmalıdır.
•Bu yaştaki çocuklar halen ölüm ya da hastalığa neden olduklarını düşünebilirler. Bu nedenden dolayı olanların çocukların anlayacağı dilde, etkili bir şekilde anlatılması çok önemlidir. Olanlardan dolayı stres yaşayabilir ve yaşananlar okul performansı, arkadaşlıklar, uyku düzeni ve sosyal etkileşimleri olumsuz etkileyebilir. Çocuğun bu alanlarda çektiği zorluklara anlayış gösterilmelidir.
•Küçük çocuklarda olduğu gibi rutin aktivitelere devam edilmelidir. Çocuklar ebeveyn ve tanıdık insanların yanında olmaya devam ettikçe kendilerini güvende hissetmeye başlayacaktır.
•Başkalarının duygularına empati göstermeye başlayan çocuklar diğer insanların üzüntüsü anlayabilir, başlarına gelenlerden dolayı kendilerini arkadaşlarından farklı hissedebilirler. Bu durumda yaşanan duyguların normal karşılanması ve çocuğun yaşadığı tecrübelerin yaygın olduğunun anlatılması yardımcı olabilir.
•Duygularını saklamaya çalışan ya da inkar eden çocuklar duygusal açıdan çok daha zorlanacaktır. Özellikle kendini ifade etmekte zorluk çeken erkek çocuklar olanlar hakkında konuşmaya ve duygusal açıdan kedini ifade etmeye teşvik edilmelidir.



Psikolog Doktor Seda Çiftçi Sevil
 
Top