Güler misin, Ağlar mısın ?

wien06

V.I.P
V.I.P
Adam lokantaya gitmiş. Ve biraz sonra sipariş almaya gelen garsona isteklerini sıralamış:

“- Bir İskender, salata ve coca-cola istiyorum..” Garson bir yandan siparişi alırken diğer yandan bilmiş bilmiş mırıldanmış:

“- Efendim onun adı coca-cola değil, koka kola..” Adam biraz bozulur gibi olmuş:

“- Ama üstünde coca cola yazıyor.” Garson alaycı bir ses tonu ve gülümsemeyle

“- Efendim C ile yazılır ama K ile okunur” deyince, bizim külhanbeyi gürlemiş:

“- Hadi ordan be… Benim adım da Cevat.. Hadi desene bana kavat..”.....




Bu fıkrada nereden çıktı dediğinizi duyar gibiyim. Anlatayım efendim. İstanbul’ da yaşayanlar bilirler. Son zamanlarda özellikle İETT otobüs duraklarında Büyükşehir Belediyesinin görevlileri, trafik polisini andıran özel kıyafetleri ile trafiğin akışını hızlandırmak için çalışıyorlar

Faydası var mıdır yok mudur belki tartışılabilir. Ama iyi niyetli ve sorunun çözümüne yönelik bir adım olduğu su götürmez bir gerçek..

Zaten konuyu buraya taşımamıza neden olan şey de bu iyi niyetli çalışma değil. Büyükşehir Belediyesi bu özel görevlilerine, özel giysiler tasarlamış. Ve bu giysileri sanırım trafikte kolayca fark edilebilmeleri için sarı renkli bir yelekle tamamlamış. Buraya kadar her şey normal.

Ancak bu görevlilerin giydiği yeleğin sırtına öyle bir yazı kondurmuş ki, görünce gözlerim yuvalarından çıkacak sandım. Uyku mahmurluğundan eser kalmadı. Aynen şöyle yazıyor:

İ.E.T.T DENETİM - CONTROL


Hayır hayır..

Klavyenin tuşuna yanlış basmış değilim. Siz de yanlış okuyor değilsiniz. Aynen böyle yazıyor. İşte fotoğrafı..

Güler misin, ağlar mısın ? İstanbul sokaklarında yürürken özellikle marjinal bazı bölgelerde bu tarz yazılara, yarı Türkçe, yarı İngilizce işyeri isimlerine rastlamamanız imkansız.

Artık “KEBAP HOUSE” “ALPEREN CAFE” “ASHKIN BAR” vs. yazılarını görünce dudaklarımızda acı bir tebessüm bile oluşmuyor. Kanıksadık sanki biraz.

Karamanoğlu Mehmet Bey’ in kemikleri sızlıyordur şüphesiz. Kişiler, özel kuruluşlar ticari ya da ideolojik kaygılarla dilimizdeki bu “erozyona” belki çanak tutmakta bir beis görmeyebilirler.

Ama resmi bir kuruluş bunu yapamaz, yapmamalıdır. Çünkü bizi MİLLET yapan unsurların en başında gelir dilimiz.

Büyükşehir Belediyesinden beklediğimiz bu yanlışı bir an önce düzeltmesidir. Zira TÜRKÇE BİZİM SES BAYRAĞIMIZDIR. BAYRAĞIMIZ İSE NAMUSUMUZ..

YamanTürk
KAYNAK: Yalnizkurt.com
 

LoSt_LoVe

Forum Onuru
Haklısın bunları gerçekten kabullendik galiba.Önceden daha çok dikkatimi çekerdi bunlar ama şimdi dikkat ediyorum da farkedemiyorum bile.:(
 

wien06

V.I.P
V.I.P
Haklısın bunları gerçekten kabullendik galiba.Önceden daha çok dikkatimi çekerdi bunlar ama şimdi dikkat ediyorum da farkedemiyorum bile.:(

Gercektende öyle kelebek dilimize sonradan giren yabanci kelimeleri o kadar benimsemisizki bu yabanci kelimelerin asil Türkcelerini söylemek zor gelmeye basladi.

Asagidaki örneklerde oldugu gibi: (Ilk yazili olan kelimeler öz Türkceleridir)

Onurluk = Plâket (Fr.)
El Bilgisayarı = Notebook (İng.)
Gözde = Hit (İng.)
Donanım = Lojistik (Fr.)
Savunma = Defans (Fr.)
Baskı Sayısı = Tiraj (Fr.)
Çıkmalık = Podyum (Fr.)
Kaymalık = Paten (Fr.)
Gösteri = Şov (İng.)
Günce, Günlük = Blog (İng.)
Duygudaşlık = Empati (İng.)
Durum = Pozisyon (Fr.)
Şişirme Haber = Asparagas (İng.)
Açık Oturum = Panel (Fr.)
Tanıtımlık = Jenerik (Fr.)
Kurultay = Kongre (Fr.)
Tıpkıçekim = Fotokopi (Fr.)
Başarım = Performans (Fr.)
Tam Bakım = Çekap (İng.)
Kargaşa = Kaos (Yun.)
Ayakça = Pedal (Fr.)
Edebiyat = Literatür (Fr.)
Zekâ Düzeyi = IQ (İng.)
Koruma Aracı = Eskort (Fr.)
Dönem = Periyot (Fr.)
Karşılaşma = Maç (İng.)
Uğur = Maskot (Fr.)
Ölçüt = Kriter (Fr.)
Yerleşke = Kampüs (İng.)
Gizleme = Kamuflâj (Fr.)
Sayısal = Dijital (İng.)
Ağ = İnternet (İng.)
Ağ yöneticisi = Webmaster (İng.)
Dış Saha = Deplasman (Fr.)
Tutmak = Markaj (Fr.)
Ovma = Masaj (Fr.)
Şerit = Kulvar (Fr.)
İzlek = Prosedür (Fr.)
Dal = Branş (Fr.)
Kimyasal Tedavi = Kemoterapi (?)
Sesleme = Efekt (İng.)
İleri Uç = Forvet (İng.)
Başlamak = Start (İng.)
Özel = Spesiyal (Fr.)
Çift = Duble (?)
Sunucu = Server (İng.)
Hesap = Adisyon (Fr.)
Gezerçalar = Wolkman (İng.)
Yazışmalık = Forum (İng.)
Ağeli/Ağ sayfası = Website (İng.)
Sanrı = Halüsinasyon (Fr.)
Yoğunlaşma = Konstantre (Fr.)
Uç, Sınır = Limit (Fr.)
Mevsim = Sezon (Fr.)
Bağlantı = Link (İng.)
Açık Giysi = Dekolte (Fr.)
E-posta = E-mail (İng.)
Saldırgan = Agresif (Fr.)
Tasarım = Dizayn (İng.)
Fare = Mause (İng.)
Karmaşık = Kompleks (Fr.)
Sürükleyici = Dinamo (Fr.)
Saçma = Absürt (Fr.)
Mecaz = Metafor (Fr.)
Yerleşke = Kampüs (İng.)
Bakış açısı = Perspektif (Fr.)
Uranlık = Slogan (İt.)
Dönemeç = Viraj (Fr.)
Ana Sistem = Hosting (İng.)
Engel = Bariyer (Fr.)
Tamam = Okey
İletişim Araçları = Medya (ing.)
Göz Bağcılık = İllüzyon (Fr.)
Uzmanlaşma = Kariyer (Fr.)
Kaymalık = Paten (Fr.)
Ceza vurusu = Penalti
Yerel = Lokal (Fr.)
Eğik = İtalik (Fr.)
Birleşik = Kombine (Fr.)
Destekleyici = Sponsor (İng.)
Görüngü = Fenomen (Fr.)
Duygudaşlık = Empati (İng.)
Put = İdol (Fr.)
Tutulma = Popülarite (Fr.)
Tümleşik = Entegre (Fr.)



Yukarida yazili olan öz Türkce kelimelerin cogunu(bende dahil olmak üzere) simdiye kadar hic duymamisizdir. Bu da ne durumda oldugumuzu en güzel sekilde anlatmaktadir.
 
Gerçekten teşekkür ederim.. Dilimizi, özümüzü, milli benliğimizi kaybediyoruz yavaş yavaş, farkında olmadan.. Buna bir yerde "dur!" denmeli.. Çünkü yabancı kelimeleri kullandığımızın bile farkında olmuyoruz bazen.. O kadar yerleşmiş artık dilimize.. Benliğimize katmışız.. Milletler kendi dilini yaygınlaştırmak adına nasıl oyunlar oynarken, bizim halimize bak!! LÜTFEN BUNA İZİN VERMEYELİM!!
 

Top