Gece Çalan Telefonlar

Schweppes

Forum Tutkunu
Hicranlı bir İstanbul gecesinde inleyen kalbimin dışa yansıyan helezonlarını serpiştirmiştim satır aralarına. Yüreğimin en hoyrat yerlerindeki en koca boşluklarını hülyaları ile doldurduğum rahmetli abimin anısına titreyen ellerimin kâğıdın üzerine akıttığı cümleleri burada yayınlamaktan biraz hicap duysam da aldığım hazzın hatırına onu sizinle paylaşacağım.

***

E anne! E be anne… “Hasan abin ölmüş” demek ne de kolay geldi sana. Hançeri gecenin 1’inde sineme saplamak ne de kolay geldi… Bilmez misin ürkütür beni gece çalan telefonlar? İnler her melodi gecelerde anne! Telefonu ilk çalmaya kaldırmamak aklına mı gelmedi anne?

Kara haber tez duyulur derler ya; “Oğlunuz öldü” diye ne de çabuk haber verdiler öyle! Rüyalarımın en güzel abisinin nefesi ne de çabuk kesildi böyle. Erkekler de ağlar, artık ben de ağlıyorum anne.

Biliyor musun anne, güneş bile yitirdi ışığını, yıldızlar görünmez oldu gecelerde. Anne, gözlerim güneşi görmez oldu anne! Hasan abim de bir gece batmadı mı zaten? Sevgililer sevgilisine bizden önce kavuşmayı tercih etmedi mi?

Anne, ben abimi özledim anne! Antalya’daki trafik kazasında ne zaman ölmüştü abim? Anne, söyle bana 7. ayındaki Nazlı Sude ne zaman kaybetti babasını kör kuyularda? 25’inde kuzusunu ne zaman koklayamaz oldu babası? Haydi hemen söyle anne; abim ne zaman “anam” diyemedi sana? Ne zaman Muzişim diye kollarını saramadı bana? Ne olur söyle anne; abim ne zaman gitti benden?

Avuçlarım üşüyor anne. Uzatsam abim tutar mı elleri mi? Isıtır mı avuçları mı? Öper mi tam ortasından? Öpemez mi yoksa anne? Tutamaz mı elleri mi? Telefonuma neden çağrı gelmez oldu anne? Yoksa abim bana çağrı atamaz mı oldu? Anladım anne, abim artık bana çağrı atamaz oldu. Öldü değil mi anne? Mezar taşında ölüm tarihi yazıyor. O tarihten sonra yaşamadı abim değil mi anne?

Gözlerimin önüne geliyor titreyen ellerinle babamın üzerini değiştirişin. Babamın bitik hali gözümden hiç gitmiyor ki, ağlamaktan aşınan gözleri gözlerimden hiç gitmiyor ki anne! Sahi ayak yalın mı çıkmışım evden Fatih abime doğru koşarken? Fatih abime, abimiz ölmüş demek için terliklerimi evde mi unutmuşum? Unuturum anne. Unuturum ben! Ben o gece çok şeyi unuttum anne!

Avuçlarımın kırışıklığı üşüdüğümden anne. Öpemediğinden abim, saramadığından ellerimi. Abimin ellerini toprağa gömdüğümüz gün üşümeye başladım ben, o zaman dondu ellerim anne. Gözlerim o zamandan beri kanar benim. O zamandan beri titriyor bedenim.


Allah var büyük, biliyorum anne. Merhametli O, onu da biliyorum. Ama ben abimi çok özlüyorum anne. Abimi çok özlüyorum ben. Gitsek mi yarın sabah yine mezarına. Selamımızı versek mi soğuk mermerlere? Su döksek mi çiçeklere? Yanımıza üşüşen çocuklara para da versek mi? Sarılsak mı? Ağlasak mı doya doya? Abime artık büyüdüğümü söylesek mi anne?

Anne, “Babalar Cuma’yı kaçırmaz” derdi abim. “Sahura kalkar babalar…” Abimi de sahura kaldırsak mı anne? Bayrama da beklesek mi onu? Gelemez değil mi anne? Abim artık bayramlara gelmeyecek mi anne?

Abimin ellerinden balık yemeyi özledim galiba ben. Sen bana bakma anne. Aslında ben balığı hiç sevmem. Abimin ellerinin değdiği her şeyi özledim ben. Oy benim yiğit abim. Neredesin sen? Neredesin ey gamsızım? Tutsana ellerimi! Sarsana kollarına beni. Abi annem de bekliyor seni. Babam dışarıdaki kanepede hâlâ. Hadi abi. Gir artık rüyalarıma. Serap ol yollarıma. Rüyalarımda sar beni…

ALINTI
 
Top