Cinsel Sapıklık

Mai

Usta
Cinsel Sapıklık - Ayak Fetişizmi
Cinsel yasamda ayakların da, öteki bazı organlara oranla daha az olmakla birlikte, önemli bir yeri vardır. Erkeklerde cinsel isteği kamçılayan unsurlardan bir tanesinin de ayaklar olduğu, çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalar sonucunda doğrulanmıştır. Bir çok erkekler için, kadının göze en hoş gelen, en gıcıklayıcı üyesi ayaklarıdır. Çoğu erkekler sevdikleri kadının ayaklarını öpmekten özel bir tat almaktadırlar. Günümüzde de kadınların ayaklarını güzelleştirmek için ayrı bir çaba ve özen göstermeleri, erkeklerin bu duygusunu sezdikleri için olabilir. Ancak, bazı erkeklerde, kadın ayağına karşı şehevî bağlılık aşırı,bir dereceye ulaşmakta ve «ayak fetişizmi» adı verilen bir tür sapıklık meydana getirmektedir.
Ayak fetişizminin yanı sıra, ayakkabı fetişizmi de oldukça yaygın sayılabilecek bir sapıklıktır Hattâ bazı hekimler en yaygın fetişizmin bu olduğunu söylerler. Kadın ayakkabılarına karsı aşırı bir bağlılık duyan ve cinsel isteklerini ayakkabılara dokunarak doyuran erkeklerde aynı zamanda işkenceye uğramaktan cinsel bir tat duyma sapıklığı da görülebilir. Bu tip erkekler, kadının ayakkabıları ile kendilerini çiğnemesinden en yüksek cinsel coşkuyu bulurlar.




Cinsel Sapıklık - Teşhircilik
«Teşhirci», «Gösterici», «egzibisyonist» vb. gibi çeşitli adlarla bilinen cinsel sapık, yabancı kadınlara cinsel organını gösteren kişidir. Böylece, kendisini sevebilecek bir kadın bulamasa bile, yabancı kadınları korkutarak kendi erkeklik gücünü kendine tanıtlamış olmaktadır. Kadın ne kadar büyük bir korku belirtisi gösterirse, sapık da kendi erkekliğinden o denli emin olur. Ama kadın korkacak yerde, kendisine yakınlık göstermeye kalkarsa ne yapacağını şaşırır.




Cinsel Sapıklık - Travestizm
Transvestit olarak tanımlanan cinsel sapık, karşı cinsin giydiği giysileri giymek ihtiyacında olan kişidir. Günümüzde, kadınlar, büyük bir rahatlıkla ve en ufak bir sakınca görmeden erkek giysileri giyebildikleri için, kadın transvestitler konusunda pek fazla bir şey duyulmamaktadır; bu konuda dikkat çeken ya da gazetelere düşen olayların büyük bir çoğunluğu erkeklerle ilgilidir, ve çoğu kez bu erkeklerin homoseksüel oldukları ortaya çıkar. Oysa, kadın transvestitlerin çoğu lezbiyen (sevici) olmakla birlikte, gerçek erkek transvestit homoseksüel olmayabilir. Örneğin erkek homoseksüel bir partiye ya da eğlenceye giderken kadın giysileri giyebilir. Ama bu, diğer erkekleri çekebilmek içindir.
Gerçek transvestit, kadın giysileri giyer ama gene de cinsel ilgisi karşı cinse dönüktür Kendi erkekliği konusunda bir takım kaygılar içinde olduğu için, erkek olduğunu kendi kendine tanıtlamak amacı ile kadın giysilerine bürünür. Babanın zayıf, annenin ise güçlü olduğu, yani geleneksel ölçülerin ters yüz olduğu bir aile içinde yetişmiş olabilir. Böylece kadın giysileri giyerek, yaşantısını geniş ölçüde etkilemiş olan güçlü ananın özelliklerini kazanmak çabasındadır. Ters görünmekle birlikte gerçek olan şudur ki, kadınlaştıkça erkekliği güçlenir bu kişilerin.

Bir başka tür transvestit de, tümüyle kadın giysilerine bürünmez de, günlük normal giysilerinin altında bir tek kadın eşyası bulundurur çoğu kez. Bu kişi, çocukluktan kalma bir hayali gerçekleştirmektedir. Bütün amacı, kadınların da bir penise sahip olduklarına kendi kendini inandırmaktır. Çocukken, her bakımdan güçlü ve kusursuz olarak gördüğü annesinin bir eksiği olduğunu fark ettiği zaman son derece korkmuş ve aynı şeyin annesinden çok daha güçsüz ve çelimsiz olan kendisinin başına da geleceğine inanmıştır. Böylece kadın eşyası giyerek kendi hadımlık korkularını gidermeğe çalışmaktadır. Bu tür transvestitler, çoğu kez hem kendi penislerine hem de kadın eşyalarına bakarak ayna karşısında kendi kendilerini tatmin ederler.

Transvestit ile transseksüeli karıştırmamak gerekir. Transseksüel adı verilen cinsel sapık, her bakımdan karşı cinsin yaşantısını sürdürür. Yapı ve kromozom bakımından tek cinsli olduğu tanıtlanmış bile olsa, kendisinin «yanlış gövde içinde bulunduğu» kanısından bir türlü kurtulamaz. Yukarıda da anlatıldığı gibi, transvestit, erkek olduğunu, bir penise sahip olduğunu kendi kendine tanıtlamak çabasındadır. Oysa, transseksüel (eğer erkekse) cinsel organlarının bir ameliyatla değiştirilmesi için hekimlere yalvarır. Bu tür ameliyatlar her zaman başarılı olmayabilirler, yani sapığın problemlerini her bakımdan çözümleyemezler; ama bazı hastaların kendi canlarını alacak kadar ileri gitmelerini önlemek için uygulanırlar.




Cinsel Sapıklık - Sadizm Ve Mazoizm
Açık saçık kitaplar ya da filmlerde en çok işlenen konuların başında sadizm ve onu tamamlayan bir sapık tutum olan mazoizm yer almaktadır. Hatta aynı konulara «ciddin ve edebî romanlarda ve kimi zaman da televizyonda bile rastlanmaktadır. Batı dünyasının özellikle ilgisini çeken bir sapık tutumdur bu «Sadizm» terimi, on sekizinci yüzyılda yaşamış bir Fransız soylusunun adından türetilmiştir. Adı Marguis de Sade olan bu yazar, kendi sapık davranışlarını ayrıntılı olarak anlatan yapıtlar yazmıştır. Pek tabiî olarak, şimdi sadizm olarak nitelenen davranışlar en eski tarihlerden beri bilinen ve, uygulanan şeylerdi; ama o zamana değin adları konmamıştı.

Sadist kişi, eşine çeşitli yollarla acı çektirmediği takdirde cinsel zevk duyamayan ve de orgazma ulaşamayan kişidir. Tek amacı eşini tam anlamıyla kendi hakimiyeti altına almaktır. Çoğu kez, karşısındakine acı çektirmek, sadistin orgazma ulaşabilmesi içi yeterli olmakla birlikte, kimi zaman türlü eziyetlerle başlayan birleşme, normal bir şekilde, yani penisin döl yoluna girmesi ile sonuçlanabilir. Ancak sadist, eşinin acı çektiğini, aşağılık bir duruma düştüğünü görmeden penisinin sertleşmesine yol açabilecek kadar bile cinsel coşku duymaz, ve hele coşkusunda her hangi bir yükseliş görülmez. İşin garibi, bütün acı çektirmek isteğine karşın, sadist kişi pek seyrek olarak eşini ciddî şekilde yaralar.

Sadizmin hemen hemen bütün şekilleri bir oyun havası içindedir; tıpkı çocukların oynadıkları hırsız polis ya da savaşçılık oyunları gibi. Ama sadist kişinin bu sert gövde ve güç gösterilerinin gerisinde çok derin kaygılar yatmaktadır. Ana babasının sevişmesini gören bir çocuk, çoğu kez babasının annesinin canını acıtmakta olduğuna inanabilir. Çok derin cinsel coşku, dış görünüş bakımından çok keskin bir acıyı andırır çünkü. Sadist kişi, eşinin canını yakmak ihtiyacındadır. Bunu her yaptığında bilinçaltımdan şunları söylemektedir kendisine: "işte bir kez daha kanıtladım ki kadın ölmüyor.. Demek babam da annemi öldürmemiş.."

Eşini kırbaçlamaktan zevk alan adam ile, tanımadığı bir kadının zorla ırzına geçip sonra da onu öldüren adam arasında çok fark vardır. Irz düşmanları aynı zamanda sadist olabilirler, ama tipik bir sadist olmadıkları kesindir. Sadizmi tamamlayıcı nitelikte olan bir başka sapık tutum da mazoizmdir. Mazoizm terimi, on dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru yaşamış olan bir romancının adından türetilmiştir. Leopold von Sacher — Masoch, acı çekmekten özel bir zevk duyan kişiler hakkında romanlar yazmıştır.

Her iki cinsten kişi de mazoist olabilir. Hatta bu tür dürtülerin bir bölüğü normal sayılabilir ama bazı kişiler, acı çekmekten cinsel haz duymak gibi ruhsal bir sakatlık içindedirler. Bu terim genellikle gövdesel acı duymadıkça ve de kendisini aşağılık bir durumda görmedikçe cinsel coşku duyamayan ve de doyuruya ulaşamayan kişiler için kullanılır. Kadınların sık sık aradıkları aşağılatıcı durum kendilerini bir xxxxxx yerine koymak olup, mazoist kadınların çoğu kocalarından para almadıkça orgazma erişemezler.
Saldırganlık, yaşantının gerekli bir parçasıdır. Onsuz, bebeler hiç bir zaman Gebeliklerinden kurtulamazlardı. Ama, bu bağımsızlık ihtiyacının yanı sıra, sevilmek ve korunmak ihtiyacını da duyar kişiler. İşte sadist ve mazoist kişiler, büyüdükçe bu güçlü duyguları ayarlayamamış olan kişilerdir. Ana - baba ile çocuk arasında bulunan «hükmetmek» - «boyun eğmek» ilişkisini her zaman yeniden yaratmak zorundadırlar. Bu nedenle de olgun yaşa geldikleri halde olgun ilişkiler kuramazlar.




Cinsel Sapıklık - Homoseksüellik
Psikolojik açıdan bakıldığında, insan denen yaratığı dişi veya erkek diye ayırmak pek kolay değildir. Çünkü erkeksi kadınlar da, kadınsı erkekler de vardır. Fakat bu tip erkek ve kadınların mutlaka homoseksüel olmaları gerekmez; bunda daha başka, daha önemli etkenler rol oynar.

Erginlik çağından birkaç yıl sonra görülebilen genç kızların ve delikanlıların kendi cinsleriyle kurdukları yakın ilişkiler, genellikle ciddi birer sorun değildir. Çünkü bu ilişkiler heteroseksüel (karşı cinse duyulan cinsel ilgi) sevgiye bir geçiş devresidir. Bu ilişkilere bazen geçici homoseksüellik de denir. Fakat bu, bilimsel şekilde kanıtlanan gerçek homoseksüellikten farklıdır.
Geçici homoseksüellik erkeklerden çok kadınlarda görülür. Oysa ki gerçek homoseksüellik veya sapıkça bedensel sevgi daha çok erkeklere özgü bir durumdur. Kinsey, homoseksüelliğin erkeklerde, kadınlara oranla üç kat daha fazla görüldüğünü söylemektedir. Homoseksüelliğin Japonya'da eski bir tarihi vardır; fakat milletlerin homoseksüelliği ile ilgili kesin istatistikler olmadığı için, bunun İngiltere ve Amerika'ya oranla Japonya'da daha az yaygın olduğu, ama gitgide burada da yayıldığı düşünülmektedir.

Bazı homoseksüeller karşı cinse hiç ilgi duymazlar, bazıları ise bir dereceye kadar karşı cinse yaklaşabilirler. Bir kısmı cinsel ilişkilerde kendi cinslerinin gerektirdiği gibi davranırlar, bir kısmı ise karşı cinsin rolünü üzerlerine alırlar. Homoseksüel ilişkilerin çeşitleri, erkekte ve kadında farklıdır. Erkek homoseksüeller tarafından en fazla yeğ tutulan yöntem, penisin anüse sokulmasıdır. Başka homoseksüel teknikler arasında cinsel organların ağız ve elle uyarılmaları, normal kadın ve erkek arasında uygulanan teknikler vardır.
Penis-anüs birleşiminde gönüllü olarak kadının rolünü üzerine alan erkek, kendisini bir erkek saysa bile, psikolojik açıdan bir kadının yapısına sahiptir. Böyle bir homoseksüel erkek, kadınları bile kıskanabilir.
Cinsel organlarını birleştirmeyen kadınlarda, cinsel ilişkiler, öpüşmeler ve basit vücut temaslarına bağlı kalır. Fakat uzun deneylerden sonra, cinsel organların ve göğüslerin ağız ve parmak uyarmaları hoşa gider. Kadınlar arasındaki cinsel ilişkiler pettingi andırır.

Bu konudaki savların aksine, ender durumlarda erkeklik organının yerini tutan bir alete başvurulur. Psikolojik açıdan kadın homoseksüellerden biri erkeğin, öteki ise kadının rolünü üzerine alır. Fakat fizyolojik açıdan her ikisinin de davranışları aynıdır. Onun için kadınlarda gerçek aşırı anormallikler daha enderdir. Erkeklerde ise çok fazladır.
Bu ve başka nedenlerden dolayı bazı ülkelerde homoseksüellik lanetlenmiştir ve erkekler arasındaki sapık ilişkiler, ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Buna karşılık kadınlar arasındaki homoseksüellik daha çok hoşgörüyle karşılanmaktadır. Kadın homoseksüellere, Yunanlı kadın şair Sappho'nun vatanı olan Lesbos Adasfna gönderme yapılarak "Lesbien" de denir.

İstediği kadar cinsel yaşam günümüzde sadece üremek amacını gütmesin, sağlıklı bir evliliğin gereklerinin yerine getirilmesi şarttır. Çoğunlukla erkek olan eski filozoflar, kendi cinsleri ile ilişki kurmaktan gurur duyarlardı. Bunlar kendi cinslerini kadınlardan daha yüksek gördükleri için, homoseksüel ilişkileri olumlu karşılarlardı.

Eğer gerçekten buna inanmışlarsa, saçma bir şeyi ileri sürmüşlerdir. Bunlar belki yukarda sayılan nedenlerden, homoseksüel sevgiyi aramışlar ve onu kibar bir kılıfa sokmak için kaypak sözlerle güzelleştirmişlerdir.

Erkekler ve kadınlar homoseksüel sevgiyi şu nedenlerle yeğ tutar:
1. Karşı cinsle temas, bazı özel durumlar yüzünden ya çok zordur ya da olanaksızdır.
2. Karşı cinsi elde etmek alanında, kendine güvensizlik.
3. Karşı cinsle normal cinsel yaşam ve zevk almak, denemesinde başarısızlık.
4. Hemcinsinin erojen bölgelerinin en hassas noktalarını bilmek ve hemcinsine, karşı cinsten daha çok zevk verebilmek.
5. Anormal merak ve duygular.
6. Uzun süren ruhsal homoseksüelliğin sonucu. (Eskiden gebelik korkusu olmadan tam anlamıyla zevk alabilmek nedeniyle de homoseksüelliğe başvurulmuştur.)

Başka nedenleri incelemeden, mutlaka homoseksüel ilişkilerde direten ve karşı cinse hiç ilgi göstermeyen kimselerin, zayıf insanlar oldukları söylenebilir. Hemen bütün biseksüel (karşı cinse de yakınlık gösteren homoseksüeller) kişiler, cinsel zevki ararlar ve geçmiş deneyler ve bağlantılardan kendilerini kurtaramazlar. Çünkü zayıf bir karakterleri vardır.
Geçici bir homoseksüellik devresi sürdüren bütün gençler mutlaka burada kalmazlar. Eğer sağlıklı bir evlilik yaşamını ararlarsa, anormal bağlantılarını, ruhsal disiplin ile olanaklı olduğu kadar çabuk koparmaya çalışırlar. Kendi kabuklarına çekildikleri ve çaba göstermedikleri takdirde, hiç bir zaman bu sorunu çözebilmek için bir çıkar yol bulamazlar.



Cinsel Sapkınlık - Deri Fetişzmi
Erotik yönden uyarıcı niteliği ve cinsel bir anlamı olan maddeler arasında derinin de yeri vardır. Deri fetişistleri deriden yapılmış eşyalara bakarak ya da dokunarak cinsel coşku ve doyuruya erişirler. Bu eşyalar arasında öncelikle ayakkabılar, çizmeler, eteklik ve eldivenler, hattâ deri bantlar ya da maskeler, kırbaç ve kemerlere de rastlanır. Gerçek fetişistler için bunları canlı bir varlık üzerinde görüp ellemek gerekli değildir. Fetişin kendisi canlı bir cinsel madde, olarak ve dolayısıyla aşk için yeterlidir.
Cinsel bilim adamlarından Binet ve Krafft-Ebing'in görüşlerine göre bu ilginç cinsel tutkuların nedenleri çocukluk çağındaki olaylarla ilgilidir. 45 yaşında, akıllı ve bedenen sağlam bir hasta daha altı yaşındayken ablasının çıplak kalçalarına dayak atmasına alışmıştır. Genç kadın bu isi yaparken deri eldiven giyermiş. Önceleri bundan zevk alan çocuğun dayak sırasında penisi de sertleşir. Sonraları yanlız ablasının eldivenlerini giymekle aynı duygulara eristiğini anlar. Bundan sonra çeşitli deri eldivenler, deri parçaları ve ayakkabılar da kendisine yeterli gelmeye başlar.
Evlendikten sonra adamın bu anormal tutkusu zayıflar, ama tümüyle geçmez. Kendince, cinsel yetersizliğini yenmek için cinsel birleşme sırasında karısını deri ayakkabı ya da belirli deri giysiler kullanmaya zorlar. Evli çiftin çocukları olmasına karsı, kadın kocasının deri isteklerine dayanamıxxxxx boşanır. Bu olaydan sonra erkek barda sadist bir kadınla tanışır ve evine gider. Burada kehdisini yatağa bağlayan kadın tarafından kırbaçlanır. Uzun süreden beri ilk kez olarak yeterli bir cinsel coşkuya varır.

Sonuç olarak, çok acı veren ilişkiden sonra kendinden .geçer ve psikiyatrik bakım altına alınır. Aslında olayın dikkate alınacak yanı, cinsel uyarı niteliğine bürünmüş oluşudur. Burada abla deri eldiven giymesiydi, açıkça ruhsal bozukluk içinde olan çocuğun cinsel tutkusu deriye değil de, zevk duygusu ile cezanın karışımına yönelecekti.

Bu tür sapıklıklara Mazoizm adı verilir. Adamın sadist kadınla kurduğu ilişkinin, nedenleri ortadadır. Erkeğin buradaki deri fetişistliği bir yan olay niteliğindedir. Deri fetişistliği, Mazoizm ve Algolagni (acı duyma zevki) arasında dar bir ilişki vardır. Deri giysiler, genellikle korseler, uzun eldiven ve çizmeler, geniş kemerler Mazoistler için kuvvet ve gaddarlığın sembolü olmuştur. Siyah renkteki derinin bu yönden etkisi çoktur. Çeşitli fabrikalar bu nedenle büyük kazançlar sağlamaktadır. Bunlardan birinin katoloğunda deri eşya adı altında su malları bulunuyor: deri kayışlı tıkaçlar, deri diz köstekleri, deri başlıklar, deri topukluklar, deri kolluklar, deri boyun bantları, erdenlik kemerleri, deri giysiler ve deri maskeler.






Cinsel Sapıklık - Pluralizm
Bir tür cinsel sapıklıktır. Bu sapmayı gösteren bir kimsenin cinse! doyuruya erişmesi için kendisine birden fazla eş bulması gereklidir. Pluralizm iki biçimde kendini gösterir.

1- Erkek kendisine iki ya da daha fazla kadın bulmak için çalışır. Cinsel birleşim anında bu kadınların her biri aynı anda ve herhangi bir biçimde kendisi ile meşgul olurlar. Ancak böylece cinsel doyuruya erişebilir.

2- İkinci tür pluralizmde ise birkaç çift cinsel birleşimde bulunurken diğerleri onları seyreder. Pluralizmin bu ikinci türünden seks partileri ve sefahat âlemleri doğmuştur.




Cinsel Sapıklık - Transseksüalizm
Bir çeşit ruh hastalığıdır. Nevrozların bu türünde kendini karşı cinsten sayma eğilimi görülür. Bu hastalığın belirmesine çoğunlukla anne-babanın yanlış tutumları yol açmaktadır; özellikle annenin kız isteyip de erkek, ya da erkek yerine kız doğurması halinde duyduğu hoşnutsuzluk önemlidir. Transseksüeller çevrelerindeki kişilerden "kadın" veya "erkek" olarak kabul edilmelerini istemektedirler. Bu kişiler çoğunlukla cinsiyet değiştirmek için ameliyata başvururlar.
Morfolojik açıdan bakıldığında bu hastaların önceleri tamamen normal oldukları görülür. Transseksüeller (genellikle gizli) "karşı cinse özgü" çok miktarda hormon hapları alırlar, fakat haplar istenilen sonucu vermez. Bu hormon dönüşümü üstelik sakatlıklara yol açar. Kadınlar göğüslerini aldırmak istediklerinde sakatlanmakta, erkeklerde de ameliyat sonrası kısırlık görülmektedir.
Danimarka ve Fas'ta bazı cerrahlar hastalarının isteklerine uyarak ameliyatla onların cinsiyetlerini değiştirmişlerdir. Bunun üzerine bu türden ameliyatların serbestçe yapılması konusunda istekler basının da desteğiyle çoğalmıştır. Bu ameliyatlar sonucu iki cinselliği olan yaratıklar, cinsel doyuma ulaşamayan "iğreti kadınlar" meydana gelmektedir. Pseudo-vagina (yapay-dölyolu) aktif bir organ olmadığı gibi, cinsel zevk duymaktan da yoksundur. Ameliyat geçirenler sadomi faaliyetlerine devam etmektedirler; bu gibi kişiler "hayali" bir kadını düşlemektedirler. Transseksüellerin ruh hastası oldukları kabul edilmeli, cerrahi müdahaleden, kaçınılmalıdır. Çünkü bununla yalnızca aldatıcı iğreti bir sonuç elde edilmektedir




Cinsel Sapıklık - Koku Fetişzmi
Koku ve koklama ile kişinin cinsel gerilime ulaşması anlamına gelir. Birçok hayvanın eşlerini çok uzaklardan kokuşundan tanımalarına karşılık cinsel bilim adamı Albert Moll, insanlarda koku duygusunun ancak kişilerin birbirini istemelerinden sonra etkili olduğunu ileri sürmüştür.

Normal evlilikler insanların birbirlerini koklamasının sonunda meydana gelmezler. Erkek olsun kadın olsun insanların eşlerini seçerken ilk plânda kullandıkları organ burun değil, göz ve kulaktır. Fakat karşıdaki insanın iyi kokması da göz ve kulak yolu ite edinilen bilgileri doğrulama yönünde etkili olur.

Hayvanlar kızgınlık zamanlarında cinsel hormonların etkisi ile, karşı cinslerini cinsel yönden uyarıcı olan koku maddeleri salgılarlar. Bu maddelere feromon adı verilir. Bilimsel araştırmalar iki çeşit feromon olduğunu ortaya çıkarmıştır: 1 — eşleri cinsel yönden uyaranlar, 2 — cinsleri ayıranlar, yani aynı türden dişi ve erkekleri çekenler.

Çeşitli canlı türlerinin salgıladığı cinsel çekici maddelerin kimyasal yapıları hemen hemen bir birinin aynıdır. Eğer canlıları birbirlerine yaklaştıran yalnızca koku duygusu olsaydı köpek ve kedilerin, inek ve atların birbirlerine saldırmaları gerekirdi. Fakat bu durumu cinse özel feromonlar önler. İnsandaki koku alma duygusu daima çok hassastır. Fakat çok çabuk yorulur. Bu insanın çevresindeki kokulara çok çabuk alışması anlamına gelir. İnsanın gövdesel ve cinsel kokuları giysilerin yardımı ile değiştirilebilir. Serbest olarak buharlaşamayan kokular deri üzerinde ve giyside ayrışırlar. Koku pis koku halini alabilir. Bunun dışında insanın burnu, mutfak, çalışma yeri, tütün ve parfüm gibi günlük kokular dolayısıyla doğal, gövdesel ve cinse! kokulara karşı olan hassaslığını kaybedebilir.

Fakat bütün bunlara rağmen cinsel kokular insan yaşantısında önemli bir rol oynarlar. Fransız farmakologu Guillot bu önemi belgeler ile ispatlamıştır. Bu bilim adamı 1958 tarihinde "Journal de Psychologie" adlı dergide bu konuda kanıt olarak şu vakayı göstermiştir: Genç bir doktor iş saatinden sonra evine döner. Fakat daha evinin kapısındayken cinsel organı sertleşir ve doktor yeni sevgilisini düşünür birden. Yeni sevgili o güne dek bir kere bile doktorun evine gelmemiştir. Cinsel yönden uyarılmış olan doktor evine girer ve o güne dek evine gelmeyen yeni sevgilisini yatak odasında bulur. Doktor Guillot'a göre genç dok torun cinsel organının sertleşmesine, sevgilisinin bilinçsiz olarak algılanan kokusu sebep olmuştur.
Bazı kadın ve erkeklerde koku cinsel bir uyarı meydana getirir. Fransız ruh sağlığı profesörlerinden Binet bu nitelikteki insanları "olfaktip tip"ler olarak adlandırır (koku tipi). Bu insanlar kokuya karşı çok hassastırlar ve koku duygusu bu insanların karşısındaki insanları beğenip beğenmemelerinde diğer dört duyudan daha önemli bir rol oynar. Bu özellikte olan insanlar ya çok koku duyduklarından ya da duydukları kokulan beğenmedikleri için aşk yolunda başarıya ulaşamazlar.
Olfaktip tiplere en iyi örnek olarak yirminci yüzyılın başında Paris'te Romanyalı Prens Caraman-Chimay ile evlenen Amerikalı milyoner kadın Clara Ward gösterilir. Bu milyoner kadın çingene kemancı olan Rigo ile ilişki kurar ve bir gazetecinin sorusu üzerine Rigo ile olan ilişkisinin temelinde yatan gerçeğin, Rigo'nun kokusu olduğunu açıklar.
Koklama ile alman zevk bazen hastalıklı koklama fetişine dönüşebilir. Koku duygusu bu fetişistlerde eş yerine geçer. Bazı fetişizm vakalarında, bu hastalıklı kişilerin özellikle gövdenin aşağı kısmına ait olan ir giysilerini çaldıkları görülür. BJJ kişiler yalnız bu şekilde cinsel yönden uyarılır ve giderek orgazma ulaşırlar. Fakat çoğunlukla cinsel olmayan kokular da koku fetişistlerini uyarabilirler. Cinsel olmayan bu kokuların en önemlileri idrar, ayak ve adet kokuları sayılabilir.

Bu sapık cinsel eğilim psikolojik olarak şöyle açıklanır: İnsan çocukluğunda kendisini cinsel yönden etkileyen ilk olay sırasında bu koku duygusunu kapmıştır. Bu koku duygusu onu o kadar kötü etkilemiştir ki, etkisinden kurtulamaz ve tüm cinsel hislerinde güçlü bir rol oynar.




Cinsel Sapıklık - Sakatlık Fetişizmi
Herhangi bir gövdesel aksaklığı ya da sakatlığı olan bir kişiyle cinsel birleşmede bulunmaktan özel bir zevk duyan kadın ve erkekler vardır. Kambur, tahta bacak ya da aşırı çirkinlik adı geçen kişilerde cinsel coşku yaratabilir. Bir gözünün üzerinde siyah bir bant bulunan bir erkek ayrıca güçlü bir erkek olduğu izlenimini de uyandırabilir. Hattâ birkaç yıl önce, çok ünlü bir Amerikan gömlek fabrikası, reklâm fotoğraf ve filmlerinde böyle tek gözü siyah bantla kapanmış bir erkek kullanmıştı.

Bu tür duyguları tanımlayacak bir terim bulmak gerekirse, buna sakatlık fetişizmi demek en yerinde olur. Ama şunu unutmamak gerekir ki, tek tek olgularda bu durum bir acayiplik, bir anormallik, ya da bazılarının dediği gibi bir sapıklık şekline dönüşebilirse ele, tıpkı diğer fetişlerde ve sadizm, mazohizm gibi sapıklıklarda da olduğu gibi, normal sayılan insanlarda da sakatlık fetişizminin izlerine rastlanabilir. Önemli olan bir takım gerçekleri olduğu gibi kabul etmek ve aşırılığa kaçmamaktır.



Cinsel Sapkınlık - Gözle Uyarılma
Genellikle erkek, bakarak kadından daha fazla uyarılabilir. Erkek, kadının vücudunu görmeyi arzular. Kadın, inatla cinsel ilişki sırasında ışığı söndürmek isterse, erkek bundan hoşnut kalmaz, hatta bir süre sonra sadece kendi zevkini düşünür, arzuları ise gitgide azalır. Hiç kuşkusuz ki kadın tatmin olduğunu karanlıkta kıvranarak belli edebilir. Hafif hafif inleyerek içini çekebilir, fakat erkek bu yanıtla yetinmez, hoşnut kalmaz. O, eşini görmek ister, gözleri eşinin kendisini nasıl kabul ettiğini ve ihtiraslarına nasıl karşılık verdiğini kanıtlamalıdır.

Yatak odası yeterince aydınlık olmalı, fakat erkek istese bile ışık çok kuvvetli olmamalıdır. Bu kez kadın utanç perdesinin ardına gizlenmekte direnmelidir. En iyisi mum ışığıdır.
Erkek ne kadar diretirse diretsin, kadın çok kuvvetli ışıkta cinsel organlarını kocasının gözleri önüne sermemelidir, özellikle çocuk doğurduktan sonra. Cinsel deneyleri az kadınların, cinsel organlarında birikmiş bir pigment vardır. Bu, karşı cinse kötü görünebilir. Uzun cinsel bağlılık yıllarından, özellikle doğumlardan sonra, vagina ağzındaki pigment renk değiştirir ve göze hoş görünmeyebilir. Hassas bir kadın, kocasına parmaklarıyla kendisini tatmin etmesi için izin verebilir. Kocasının düşüncelerinde canlandırdığı güzel tablonun devam etmesine dikkat etmelidir.
Gözle uyarılma, ışıklandırma sorununa bağlı değildir; bunda giyim ve yatak odasının döşenişi de rol oynar. Kadının iyi giyinmek konusundaki ilgisi, evlendikten sonra geçmemelidir. Birçok durumda evli kadın, kocası için değil, bir üçüncü kişi için güzelleşmeye çalışır. Bu eğilim özellikle zengin kadınlarda görülür. Kadın şehre indiği zaman güzelleşince, erkek bundan hoşlanır.

Fakat eşi eve 'döndüğü zaman erkeğin düşleri zedelenir. Kadın güzel giysisini çıkarır, makyajını siler ve yeniden ev kadını olur. Fakat kadın, kocasının kendisini hiç değilse bir süre güzel giysileri içinde görmeyi istediğini, ondan sonra ev işlerine girişmesi gerektiğini bilmelidir. Evlendikten altı ay veya bir yıl sonra kadın, kocası için güzel giyinmek çabasını bırakır.

Oysa ki, gizliden gizliye bunun için bir kenarda para biriktirmesi gerekse bile, bu çabasını sürdürmelidir. Erkek, eşinin gizlice para biriktirmesini hoş karşılayacaktır, çünkü önemli şartlardan biri olduğunu bilmektedir. Erkek, gündelik işinden döndüğü anda cinsel uyarılma başlar.

Birçok kadın, kocalarıyla çıplak yattıkları zaman, kusursuz şekilde uyarılacaklarını umar. Erkekler striptiz ve çıplak kadın resimlerinden hoşlanır. Çıplak kadın seyretmek de hoşlarına gider, fakat bu, kadının kendiliğinden soyunması gerektiği anlamına gelmez. Kadın bunu isterse kendiliğinden denesin, fakat edineceği deney, yukarda belirtilen görüşü doğrulayacaktır. Kadın bir kez kocasının pijama ceketini giyip, yatağa girmeli ve nasıl bir uyarma yarattığına bakmalıdır.





Cinsel Sapkınlıklar - Erkek Organının Kıskanılması
Psikoanalizciler, kadının çeşitli karakter özelliklerini, kadının erkeklik organlarına karşı duydukları kıskançlıkla bağdaştırmaktadır. Bunlar çok fazla belirgin duruma geldiğinde, kadının cinsel soğukluğunun nedenini bu kıskançlıkta bulmaktadırlar. Çoğu kez ortalama kadının az veya çok, erkeğin cinsel organına karşı kıskançlık duyguları beslediği görülmektedir. Bazıları ise erkeği penisi yüzünden kıskanır. Çünkü penisin cinsel ilişkide daha büyük avantajları vardır.

İşte nedenler bunlardır:
Birincisi bızırın karşılığı olan penis çok daha büyüktür ve uyarılma için büyük önemi olan, çok daha fazla erojen bölgeye sahiptir. Kadının kıskançlığı, bızırın bütün kadın cinsel organları içinde, duyulara karşı en duyarlı oluşu gerçeğine dayanır.

İkincisi, penisin sertleşmesinin cinsel birleşim için gerekli temel koşul olmasıdır.
Üçüncüsü, erkeğin boşalması ve bununla ilgili refleks hareketlerinin kendi orgazmından çok daha fazla zevk verici bir şey olduğuna inanmasıdır. Birçok kadının cinsel organları birleşmiş durumda cinsel birleşim sırasında hareketsiz kalmaları ve eşlerinin boşalmasından sonra orgazma ulaştıklarında, kocalarının penislerini olanaklı olduğu kadar uzun zaman içlerinde tutmakta direnmeleri işte bundandır. Daha deneyimli kadınlar, bu bilinçaltı isteklerini leğen kaslarını ustaca hareket ettirmekle tatmin eder. Böylece penisin kısa zamanda küçülmesini önlerler ve onu içlerinde tutarlar.

Kendi orgazmından sonra çabucak kadından ayrılmayı isteyen erkekler, kadın psikolojisini acınacak kadar az bildiğini göstermiş olur.
 
Top