- Al karısı kısrak ata biner; atın saçını örer ve terletirmiş.
- Al karısını yakalamak için atın üstüne acı sakız koyar, yakasına iğne batırır, her işte çalıştırırlarmış. Al karısı, yakasındaki iğne çıkarılınca kaybolurmuş.
- Kızılcık çıkaran çocuğa al karısı tebelleş olmasın diye yalnız bırakılmaz; yoksa çocuk çalık olur.
- Al karısından korunmak için bazı kadınlar da başlarına rapata koyarlar.
- Rapataya çuvaldız, iğne sokulur ki al karısı gelmesin.
- Al karısı uzun boylu, parmakları uzun, saçları dağınık, vücudu yağlı, el ve ayakları küçük, dişlek bir cindir.
- Kısrak atlara ve loğusa kadınlara düşmandır.
- Al karısı gerçektir.
- Al karısı erkeklerden korkar.
- Al karısı cin türü; samanlık ve ahırlarda bulunan öcü gibi bir şeydir.
- Al, karanlık odalara gelir.
- Yalnız olan loğusa kadına al gelir, ağırlık basar.
- Loğusa kadınlar başlarına çuvaldız sokarlar ki al basmasın.
- Loğusa kadınlar al basmasın diye baş uçlarına Kur'ân koyarlar.
- Kırmızı elbise giyeni al basmaz.
- Parmaklarının eklem yerleri olmadığı gibi, parmakları sivriymiş!
- Al karısının pişirdiği ekmek hiç bitmezmiş, çok bereketliymiş!
- Al karısının yakasındaki iğne çıkarılınca değirmen suyuna akıp, kaybolurmuş.
- Al karısının kaybolduğu su bir hafta kan akarmış.
- Al karısı elektrik gelmeden önce; karanlık olduğu için olurdu.
- Al karısının bindiği at sabaha kadar ayaklarını yere veya müsüre vururmuş.