• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf oylamasi başladı  BURADAN  En güzel Yapay Zeka resmini seçiyoruz

Ahmet Ümit - Kukla

arz-ı hal

şşşşştttttttt
Özel üye
Kukla, Türkiye'de bu türde yayımlanan romanlar içinde; gerek işlenişi, gerek kurgusu, gerek kişiliklerin yaratılması, gerekse de Türkçesinin güzelliğiyle birinci sınıf bir yapıt değerlendirmesini hak ediyor.


Susurluk öyle karanlık bir hikaye ki, başı sorun görünmüyor, çektiğiniz her parçası elinizde kalıyor, fantastik bir romanın gün yüzü görmemiş canavarı gibi eli kolu her yere uzanıyor. Bu hikayeyi sıkıca paketleyip romana yatırmak, bu ülke için yapılması gerek en büyük iyiliklerdendir.
Benim bazı yazarlarım vardır. Eğer iyi bir kitaplarını okumuşluğum varsa mutlaka yeni kitaplarını da takip etmeye çalışırım. Yazarlık tarzı çikolata gibidir. Bir kere damağınızda tadı kaldı mı, o tadı tekrar yakalayabilmeyi çok istersiniz ve yeniden gidip alırsınız o çikolatadan...


Ahmet Ümit'in Patasana'sını okuduktan sonra, kendimi frenlemeyip "Bir Ses Böler Geceyi" ve "Kar Kokusu" isimli kitaplarını okumuştum. Daha sonra ise yeni çıkardığı her kitabı okumaya devam ettim.


Son kitabı Kukla'da Ahmet Ümit alışageldiğim bir dil yalınlığıyla oldukça karmaşık gibi gözüken bir hikayeyi gözlerimizin önüne seriyor.


Kitabın baş kahramanı Adnan Sözmen, geçmişte bir çok başarıya imza atmış ama zamanla yerini ve ününü korumayı başaramamış bir gazeteci portresi sunuyor bize. İşinden atıldığı gün, uzun zamandır görmediği kardeşi Doğan'la tesadüfi bir şekilde(!) bir süpermarkette karşılaşıyor ve Doğan aslında pek de yakın olmadığı üvey abisine başının dertte olduğunu anlatıyor. Kahramanımız
gazetecilik içgüdüsü ve merakı yüzünden kendini olayların içinde buluyor ve Ahmet Ümit'in detaylı anlatım tarzıyla bir polisiye öykünün içerisinde buluyoruz kendimizi.


Zaman zaman geçmişe dönüşlerle iki kardeş arasındaki ilişkinin derinliği, kahramanın babasıyla ilişkileri gene hikayeyi süsleyen ve hikaye içinde hikaye yaratan güzel bölümler bence. Çünkü belirli bir zaman sonra kahramanlara dokunabilir hale geliyoruz bu anlatım sayesinde.


Susurluk'ta yaşanan olayların üstünden bir roman kurgusuyla geçmesi ve olayları suçlu gibi görünen tarafların gözünden de değerlendirmesi farklı bir bakış açısı kazandırıyor bizlere.


Romanın sonu ise bildik nedenlere ve tahmin edilebilir bir sona ulaşıyor. Finalinin okuyucuyu şaşırtması açısından henüz okumadıysanız Patasana'yı tavsiye ederim. Yine de bu kitap piyasada gördüğüm birçok yeni çıkana göre tercih edilebilir gözüküyor. Polisiye roman severlere özellikle öneriyorum.
 
Top