YoRuMSuZ
Biz işimize bakalım...
Şairin bu bölümde yazılan şiirlerinin telif hakları tamamen yazarın kenisine ait olup izinsiz olarak başka yerde yayınlanması yasaktır.
Değerli büyüğüm şair ve yazar Zekeriya Çavuşoğlu'na:
Dostluğu arkadaşlığı, küçükle küçük, büyükle büyük olmayı becerebilen ender insanlardan biri olarak saygım ve sevgim her zaman büyük ve baki kalacaktır.
Zulüme isyan eden birliğin, gücün ve inanışın, dişe diş, göze göz mücadelesidir. Kanını emmeye gelen zırhlılara, çelikten ordulara, yoplara, tüfeklere ve mitralyözlere, silahça güçsüz fakat inanç gücünün sınırsızlığı ile ölümüne bir baş kaldırışın destanıdır.
Düşman çoktur. Düşman güçlüdür. Halk deyimiyle "Yedi düvele" karşı savaşmak gerekir. Düşmanın tüm silah gücüne karşılık aç, susuz ve silahsız.
Bir yanda ülkemizi yağmaya gelen Avrupa'nın azgın güçleri, dünyaya pranga vuran sömürgeci devletler. Diğer yanda onunla işbirliğine giden içimizdeki çıkarcı çevreler, iç düşmanlar.
Kurtuluş Savaşımız iki yönde yapılan mücadele olarak gördük. Birincisi, dış düşmanlara, sömürgecilere karşı verilen ölümüne savaş, ikincisi ise geri toplum yapısının çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırılması çabalarını içeren uygarlık savaşıdır.
Ulusal Kurtuluş Savaşımız, günümeze dek gelen ve sürekli devam edecek olan bir savaştır. Bu çabalar uygarlığın mutlu ışıklarını yakalayıncaya kadar sürer.
Bu destan, ulusumuzun bu mutluluk pırıltılarını yakalama çabalarındaki inancın gönülden yansımasıdır. Bu destan, ulusumuzun geçmişteki sesi, geleceğe uzanan umutların, çabaların bitmez tükenmez ifadesidir.
Biz geçmişte yaşanmış olan acıların, gelecekteki mutluluklara temel olması gerektiğini düşünmekteyiz. Bu yüzden geçmişi geleceğe bağlayan bu kutsal savaşın acılarını, umut ve mutluluklarını yeniden yaşayıp destansı bir ifadeyle dile getirmeye çalıştık. İstedik ki, aynı ışıklı yoldan geçmenin, aynı gerçeklerde bir olabilmenin, geçmişten güç alarak aydınlık geleceklere yürüyebilmenin gereğini bir kez de bizim sesimizden dururalım.
Değerli büyüğüm şair ve yazar Zekeriya Çavuşoğlu'na:
Dostluğu arkadaşlığı, küçükle küçük, büyükle büyük olmayı becerebilen ender insanlardan biri olarak saygım ve sevgim her zaman büyük ve baki kalacaktır.
SUNUŞ
Ulusal Kurtuluş Savaşımız, tarih sahnesinden sonsuza dek silinmek istenen bir ulusun gösterdiği benzersiz bir direnişin destanıdır. Ezilen, tutsaklık zinciriyle yok edilmek istenen mazlum ulusların örnek savaşlarından biridir.Zulüme isyan eden birliğin, gücün ve inanışın, dişe diş, göze göz mücadelesidir. Kanını emmeye gelen zırhlılara, çelikten ordulara, yoplara, tüfeklere ve mitralyözlere, silahça güçsüz fakat inanç gücünün sınırsızlığı ile ölümüne bir baş kaldırışın destanıdır.
Düşman çoktur. Düşman güçlüdür. Halk deyimiyle "Yedi düvele" karşı savaşmak gerekir. Düşmanın tüm silah gücüne karşılık aç, susuz ve silahsız.
Bir yanda ülkemizi yağmaya gelen Avrupa'nın azgın güçleri, dünyaya pranga vuran sömürgeci devletler. Diğer yanda onunla işbirliğine giden içimizdeki çıkarcı çevreler, iç düşmanlar.
Kurtuluş Savaşımız iki yönde yapılan mücadele olarak gördük. Birincisi, dış düşmanlara, sömürgecilere karşı verilen ölümüne savaş, ikincisi ise geri toplum yapısının çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırılması çabalarını içeren uygarlık savaşıdır.
Ulusal Kurtuluş Savaşımız, günümeze dek gelen ve sürekli devam edecek olan bir savaştır. Bu çabalar uygarlığın mutlu ışıklarını yakalayıncaya kadar sürer.
Bu destan, ulusumuzun bu mutluluk pırıltılarını yakalama çabalarındaki inancın gönülden yansımasıdır. Bu destan, ulusumuzun geçmişteki sesi, geleceğe uzanan umutların, çabaların bitmez tükenmez ifadesidir.
Biz geçmişte yaşanmış olan acıların, gelecekteki mutluluklara temel olması gerektiğini düşünmekteyiz. Bu yüzden geçmişi geleceğe bağlayan bu kutsal savaşın acılarını, umut ve mutluluklarını yeniden yaşayıp destansı bir ifadeyle dile getirmeye çalıştık. İstedik ki, aynı ışıklı yoldan geçmenin, aynı gerçeklerde bir olabilmenin, geçmişten güç alarak aydınlık geleceklere yürüyebilmenin gereğini bir kez de bizim sesimizden dururalım.
Zekeriya Çavuşoğlu