Yugoslavya’nın Dağılması

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Yugoslavya'nın Dağılması

Yugoslavya'nın dağılması, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nin Josip Tito'nun ölümünden sonra artan etnik çekişmeler ve ekonomik bunalım nedeniyle ve 1980'lerin sonlarında Doğu Avrupa'daki değişikliklerin de etkisiyle 1990'lar ve 2000'lerde yaklaşık 20 yıl süren kanlı bir süreç sonunda yedi ayrı egemen ülkeye bölünmesi.
Yugoslavya'yı parçalamak üzere Batı'nın siyasî, ekonomi, ideolojik ve askeri eylemlerine giriştiği belirtilmektedir.

Breakup_of_Yugoslavia.gif

Yugoslavya'nın dağılış sürecini kronolojik sırayla gösteren harita.


1980'ler
Josip Tito'nun Mayıs 1980'de ölmesinden sonra ekonomik bunalım ve etnik çekişme ortamında federal birliği korumanın güçlüğü daha açık biçimde ortaya çıktı. 1980'ler boyunca 1974 Anayasasının da verdiği yetkilerle Federasyonu oluşturan cumhuriyetler ekonomik ve siyasal alanda merkezden neredeyse bağımsız davranmaya başladılar. Giderek artan borç yükü 1983'ten sonra ekonomik istikrar programı doğrultusunda köklü reformların yapılmasını zorunlu kıldı. 1981'de Kosova'da başlayan siyasi amaçlı gösteri ve eylemler zamanla öteki cumhuriyetlere de sıçradı. Cumhuriyetler arasında gerginleşen ilişkiler parti ve devlet kademelerinde de sarsıntıya yol açarak sık hükümet değişiklikleri getirdi. Özellikle Sırbistan ile Hırvatistan ve Slovenya arasında ortaya çıkan çatışma, 1989 sonlarında Doğu Avrupa'da başlayan değişim rüzgarının da etkisiyle köklü rejim düzenlemelerine yönelik girişimlerle birleşti.
1980'lerin sonuna gelindiğinde hem Slobodan Miloseviç'in liderliğindeki Sırbistan'da, hem de diğer cumhuriyetlerde milliyetçiliklerin yükseldiği görülmekteydi. Bu dönemde Yugoslavya'da ayrılıkçı (Slovenya ve Hırvatistan), irredantist (Sırpların “Büyük Sırbistan”'ı oluşturma Kosovalı Arnavutların Makedonya'daki Arnavutlarla ve Arnavutluk'la birleşme) ve farklı dinsel kimliğe dayalı (Boşnaklar) milliyetçilikler birarada yaşanıyordu.
1989'da Miloseviç Kosova ve Voyvodina'nın özerkliğini kaldırıp, Karadağ'ın yönetimini değiştirip kendisine bağlayınca Yugoslav sistamindeki yönetsel yönetsel ağırlığını artırdı. Bu da diğer cumhuriyetler için Sırbistan denetimindeki bir Yugoslavya'da yaşama sorununu doğurdu.
1989'da Yugoslavya'yı iflas ettirmek için Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası Yugoslavya hükümetine yıkıcı şartlarla kredi verdi.


1990-1995 Yugoslavya iç savaşı

250px-Former_Yugoslavia_durning_war.svg.png


1990'lara federal yönetimdem kopma çabalarının ve siyasal istikrarsızlığın yol açtığı sorunlarla girildi. Sırbistan'ın sertlik yanlısı başkanı Slobodan Miloseviç'in bütün Yugoslavya'ya merkeziyetçi bir yapı dayatmasından çekinen Slovenya, anayasada ülkenin kendi kaderini yalnızca Slovenya Yasama Meclisi'nin belirleyebileceğini ve gerekirse federasyondan ayrılma kararı alabileceğini öngören bir değişiklik yaptı. Bu değişiklik Sırbistan'da gösterilere ve Sırp hükümetinin Slovenya'ya ticari boykot uygulamasına yol açtı.
1990'da Yugoslavya'yı oluşturan cumhuriyetler kendi çok partili seçimlerini yaptılar ve Sırbistan ve Karadağ dışındaki cumhuriyetlerde bağımsızlık yanlısı muhalif kesimler seçimleri kazanırken, bu iki cumhuriyette eski komünistler iktidarlarını sürdürdüler. Bu arada Hırvatistan'daki Sırp azınlık Sırbistan'ın desteğiyle yönetime karşı bir ayaklanma başlattı, Kosova'da da Arnavutların Sırbistan'ın bir yıl önce bölgeyi fiilen ilhak etmesine karşı başlattıkları mücadele kanlı çatışmalara yol açtı.
Batı tarafından Yugoslavya Halk Ordusunu zayıf düşürmek ve Slav birliği yıkmak için Böl ve Yönet politikası kullanılarak aynı dili konuşan Slav halklarını birbirlerine karşı kışkırtıldı.
Ocak 1991'de ülkedeki karışıklıkları sona erdirmek için Kolektif Devlet Başkanlığı'yla altı cumhuriyetin liderleri arasında bir toplantı düzenlendi. Herhangi bir sonuç alınamadan sona eren bu toplantıda Slovenya ve Hırvatistan Yugoslavya'nın gevşek bir federasyona dönüştürülmesi konusunda ısrar ederken, Sırbistan ve Karadağ merkezi bir federasyonun kurulmasını savunuyordu. Bosna Hersek ve Makedonya ise federasyon ve konfederasyon özelliklerini bağdaştıracak bir yönetim modelinden yanaydı. Makedonya lideri Kiro Gligorov ve Boşnak lider Aliya İzzetbegoviç'in gevşek bir federasyon oluşturma yolundaki girişimlerinden bir sonuç alınamadı.

Mayıs 1991'de rotasyonla üstlenilen devlet başkanlığı sırası Hırvat Stipe Mesiç'e geldiği halde Sırbistan'ın bunu engellemesi ortak bir federasyon içinde yaşanması olanağını ortadan kaldıran bir gelişme olurken, ülkenin başkansız kalmasına da yol açtı.

25 Haziran 1991'de Slovenya ve Hırvatistan'ın bağımsızlıklarını ilan etmeleriyle Yugoslavya'da çözülme süreci ve buna eşlik eden çatışmalar başladı. İki gün sonra Hırvat olan Stipe Mesiç ve Ante Markoviç'ın denetimindeki Yugoslav Halk Ordusu Slovenya'ya karşı saldırıya geçti. Bir süre sonra Avrupa Topluluğu'nun girişimiyle ateşkes sağlandı, Hırvatistan ve Slovenya parlamentoları bağımsızlık kararını askıya aldı. Ordu yenilgiye uğradıktan sonra Stipe Mesiç ve Ante Markoviç Slovenya Savaşında dahli olması suçlamayı reddetti ve bu savaştan komutanlık sorumlu tuttular. Yugoslavya Halk Ordusunu dünya kamuoyunun tagözünden düşürmüştür. Yugoslavya'nın Slovenya'ya yönelik saldırıları durduysa da Hırvatistan'daki çatışmalar devam etti. Hırvatistan'da Franyu Tudjman liderliğinde kurulan hükümet, açıkça faşizmi savunuyor, İkinci Dünya Savaşı'nda Alman faşizmini destekleyen ve savaşın en büyük katliamlarından birine imza atan Ustaşa bayrağını kullanmaktan çekinmiyor ve Sırplara karşı ayrımcı yasalar uygulamaya başlıyordu.[2]
Yugoslavya'nın birarada yaşamasının artık mümkün olmaması üzerine önce Eylül 1991'de Makedonya, Kasım 1991'de Bosna Hersek bağımsızlığını ilan etti. Aralık 1991'e değin Hırvatistan, Slovenya, Bosna Hersek ve Makedonya bağımsız bir cumhuriyet olarak tanınmak için Avrupa Topluluğu'na başvurdu.
28 Nisan 1992'de, artık bir kalıntıya dönüşmüş olan Federal Meclis'in kabul ettiği anayasayla, Sırbistan ve Karadağ'dan oluşan Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'nin kurulduğu ilan edildi. Böylece, Yugoslavya Nisan 1992'den itibaren Sırbistan ve Karadağ'dan oluşan ama Sırbistan'ın denetiminde olan bir federasyon haline geldi. Bu yeni devlet eski Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nin devamı olduğunu iddia ettiyse de Uluslararası Toplum yeni Yugoslavya'yı eskisinin devamı olarak görmeyi reddetti. Yeni Yugoslavya devleti ancak 1996'da bu iddiasından vazgeçti.
Bu arada, 1991'in sonlarında Bosna Hersek'te yaşayan Sırplar arasında yapılan bir referandumda ezici bir farkla Sırbistan ve Karadağ ile birlikte olma iradesi ortaya kondu. Ocak 1992'de Bosna ve Hersek Sırp Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan edilen Sırp milisler Sırp olmayanlara karşı “etnik temizlik” politikası başlattılar. Nisan 1992'de, şubat-mart aylarında Sırpların boykot ettiği bir referandum sonucuna dayanarak Bosna-Hersek'in bağımsızlığının ilan edilmesi bu ülkeyi yaklaşık dört yıl sürecek kanlı bir savaşa (Bosna Savaşı) sürükledi. II. Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde Avrupa kıtası üzerinde yapılan bu en kanlı savaş, 1995'te ABD'nin Dayton şehrinde yapılan Dayton Antlaşması'yla sona erdi.

Büyük Arnavutluk'un yeniden kurulması

Daha çok bilgi için: 1997 Arnavutluk'taki iç karışıklıklar, 1998-1999 Kosova Savaşı, NATO'nun Yugoslavya'yı bombalaması, Preşova Vadisi'ndeki çatışmalar, 2001 Makedonya çatışması ve Kosova'nın bağımsızlık bildirisine uluslararası tepkiler
Miloseviç yönetimi Sırpların tarihsel nedenlerle üzerinde hak iddia ettikleri Kosova'nın özerkliğini 1989'da kaldırdı. 1990'lar boyunca Sırbistan'ın güneyindeki Kosova'da yaşayan Arnavut çoğunluğun liderleri bağımsızlık için şiddet içermeyen bir direniş siyasetinden yana oldular. Ancak, 1996'da radikal arnavutlar Kosova Kurtuluş Ordusu'nu (Arnavutça: Ushtria Çlirimtare e Kosovës, UÇK) kurarak silahlı eylemlere başladılar.
CIA tarafından Büyük Arnavutluğu yeniden kurmak için silah depoları yağmalamasıyla ve Arnavutların askerileştirilmesiyle sonuçlandığı Şubat-Mart 1997 Arnavutluk'ta iç karışıklıkları kışkırtıcılığı yapıldı.
Yugoslavya hükümeti Arnavut saldırılarına karşı sivilleri gözetmeksizin güç kullanarak karşılık verdi. Bunun sonucunda pekçok Arnavut evini terk etmek zorunda kaldı. 1999 yılının başlarında Sırpların UÇK eylemlerini bastırmak için uyguladığı metodların katliam boyutlarına varması, özellikle Ocak 1999'da, Kosova'nın başkenti Priştine'nin 25 kilometre güneyindeki Raçak köyünde vücutlarının çeşitli uzuvları kesilmiş ve kurşunlanmış 45 asker Arnavutun cesedinin bulunması[3] uluslararası kamuoyunda büyük tepki yarattı. Uluslararası toplumun tepkisi sonucunda 1999 Mart ayında Yugoslavya'ya karşı yaklaşık üç ay süren NATO bombardımanı başladı. Bombardımanlar Miloseviç hükümetinin NATO'nun taleplerini kabul etmesine ve Sırp kuvvetlerinin Kosova'dan çekilmesine kadar devam etti (Bakınız 1998-1999 Kosova Savaşı). Haziran 1999'dan itibaren Kosova NATO ve Rusya'ya (Rus birlikleri 2003'te çekildi) ait barış gücü tarafından yönetilmeye başladı. 17 Şubat 2008'de Kosova'nın Sırbistan'dan bağımsızlığını ilan etmesiyle Yugoslavya'nın dağılması sürecindeki son halka da tamamlanmış oldu.
Böylece "Arnavut Kurtuluş Orduları", NATO müdahale ve MPRI askeri danışmanları desteği ile Kosova, Preşova Vadisi ve Makedonya kuzey-batı topraklarını ele geçirdi.

Miloşeviç'in indirilmesi. Yugoslavya Devletinin yıkılışı

Eylül 2000'de Sırbistan'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda muhalefetin zaferini inkar eden Slobodan Miloseviç'e karşı kitlesel protestolar başladı. Protestolar sonunda Miloseviç iktidarı terk etmek zorunda kaldı. 6 Ekim 2000'de muhalefetin adayı Vojislav Koštunica göreve başladı. Miloseviç mart 2001'de iktidarı kötüye kullanmak ve yolsuzluk suçlamalarıyla tutuklandı. Aynı yılın haziran ayında Hollanda'nın Lahey kentindeki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne teslim edildi. 2002 yılında başlayan mahkemede Bosna Hersek'te soykırım yapmak, Hırvatistan ve Kosova'da da savaş suçu işlemekle suçlandı, 11 Mart 2006'da mahkemesi devam ederken geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını kaybetti.
Nisan 2002'de Yugoslavya Parlamentosu Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçu işlemekle suçlanan herkesin mahkemeye teslim edilmesini kararlaştırdı. Aynı yılın mart ayında Sırbistan ve Karadağ aralarındaki birliği gevşeten bir düzenlemeye gittiler. Bu düzenlemeyle ülkenin adı Şubat 2003'ten itibaren Sırbistan ve Karadağ adını aldı. Bu düzenleme gereği Mayıs 2006'da Karadağ'da yapılan oylama sonucunda yüzde 55.5 oranında bağımsızlık yönünde karar çıktı. 3 Haziran 2006'da Karadağ'ın, iki gün sonra da Sırbistan'ın bağımsızlığını ilan etmesiyle Sırbistan ve Karadağ'ın varlığı da sona erdi.
 
Top