Yeryüzü dilleri

Suskun

V.I.P
V.I.P
YERYÜZÜ DİLLERİ​

Yeryüzündeki diller yapıları ve kaynakları (Menşe) bakımından çeşitli gruplara ayrılır: Kaynakları (Menşe) bakımından birbirine yakın olan diller, ana dilden gelişme yoluyla ayrılmış akraba dillerdir. Böyle aynı kaynaktan gelen diller Dil Ailesi denilen topluluğu meydana getirirler.



Menşe ( kaynak ) Bakımından Dünya Dilleri


Bu gün yeryüzünde kaç dil konuşulduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, Prof. Dr. Doğan Aksan'a göre bu sayı 3000 ile 5000 arasındadır. Bu dillerin bir kısmı gelişmiş "imparatorluk dilleri"dir, bir kısmı da çok basit yazı dili bile olmayan kabile dilleridir. Bazı diller bu gün konuşulmamaktadır. Mesela Latince, Sümerce, Hititçe, Akadça bu gün hiçbir millet tarafından konuşulmamaktadır. Bir dilin gelişmiş büyük bir dil olabilmesi için o dilin köklü bir geçmişi ve bu geçmişini aydınlatacak yazılı belgeleri olması gerekir.

Yeryüzündeki başlıca diller ve dil aileleri şunlardır:

Ural-Altay Dilleri,
Hint-Avrupa Dilleri,
Hami-Sami Dilleri,
Çin-Tibet Dilleri,
Bantu Dilleri,
Kafkas Dilleri.

Ural - Altay Dilleri

Ural ve Altay kolu olmak üzere ikiye ayrılır:
Altay kolunda başlıca şu diller vardır: Türkçe, Moğolca, Japonca, Korece, Mançu ve Tunguzca.
Ural kolunda başlıca şu diller vardır: Fince, Macarca, Samoyed ve Lapça.


Hint-Avrupa Dilleri

Hint ve Avrupa olmak üzere iki gruba ayrılır:
Avrupa kolunda; Germen dilleri, Slav dilleri, Latin dilleri ve bu dillere bağlı olarak konuşulan İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Rusça, Lehçe, Sırpça, Bulgarca, Romence...
Hint kolunda; Hindistan'da konuşulan çeşitli diller, Pakistan'da konuşulan Urduca ile İran'da konuşulan Farsça


Çin- Tibet Dilleri

Çince, Tibetçe ve Vietnam dili.
Hami-Sami Dilleri
Arapça, İbranice, Habeşçe, Akatça.
Bantu Dil Ailesi
Afrika kıtasında konuşulan çeşitli diller bu gruba girer. Güney ve Orta Afrika'daki çeşitli diller.
Kafkas Dilleri.
Kafkasya'da konuşulan çeşitli diller ile İspanya Bask bölgesinde konuşulan Baskça.
Yapı Bakımından Dünya Dilleri

Diller, yapı bakımından üç grupta incelenmektedir:

Eklemeli (Bitişken) Diller:
Bu dil grubunda kelime kökleri bir ya da birden çok hecelidir ve kök -genellikle- kelime başındadır. Kökler sabittir. Kelime türetme ve çekim eklerle yapılır. İç ek yoktur. Ek sırası ve ünlüleri bellidir. Kelimelerinde cinsiyet farkı yoktur. Eklemeli diller, ön eklemeli diller ve son eklemeli diller olarak ikiye ayrılır. Türkçemiz bu yapı grubunda, sondan eklemeli bir dildir. Ural-Altay dilleri bu gruptandır.

Çekimli Diller: Bu diller genellikle ön, iç ve son ekler alabilen, kelimeleri çekime girdiğinde kökü tanınmaz hale gelebilen bir yapıya sahiptir. Örneğin bu grupta yer alan dillerden Arapçada ktb= 'yazmak' kökünden kâtib (yazan), mektûb ( yazılan), katbûn(yazma), mekâtib ( mektepler ) ...gibi kelimeler türetilebilir. Kelime kökünü ve o kökün türevlerinin ne olabileceğini bilmeden kelimenin anlamını kavramak mümkün değildir. Aynı dil grubuna örnek olarak verilebilecek Hint- Avrupa dillerinden bazılarında ise kelimenin zamanlara göre çekiminde birbiriyle ilgisi olmayan kelimeler ortaya çıkar. Örneğin Fransızca'daki aller ( gitmek) fiilinin geniş zamanının tekil şahıs çekimi je vais/ tu vas / il va'dır. İngilizce'de aynı fiil üç ayrı zamanda üç farklı kelimeye döner; go / went /gone, Almanca'da da durum aynıdır; gehen/ gegangen / ging. Bu değişikliklerin yanında bir de yardımcı fiiller, kelimelerdeki erillik -dişilik-cinssizlik gibi durumlar kelimenin biçimini değiştirmekte öğrenimi epeyce zorlaştırmaktadır. Bu dil grubuna Hint-Avrupa dilleri ve Sami dilleri girer.

Tek Heceli Diller: Bu gruba giren dillerde kelimeler, cümleler tek hecelerden oluşur. Kelimelerinde çekim yoktur.Çok zengin bir vurgu sistemine sahip olan bu dil grubunda bu özellik sebebiyle yazı işaretleri de oldukça karmaşıktır. Bazen bir kelimenin yirmiden fazla vurguya sahip olması, her hecenin yerinin değişmesi sonucunda ifade ettiği anlamın da değişmesi bu dillerin öğrenilmesini de zorlaştırır.

Örneğin Çince'de Wo bu pa ta cümlesi Türkçe " Ben, değil korkmak sen " ( Ben senden korkmam ) anlamına gelir. Oysa aynı cümle, hece vurgularını değiştirerek ; "Sen benden korkmazsın", Ben senden korkarım", "Sen benden korkarsın", "Benden korkacak değilsin", "Senden korkacak değilim" gibi pek çok anlamı ifade eder duruma getirilebilir. Ta hecesinin cümledeki yeri ve vurgusunun değişmesiyle kelime; büyük, büyüklük, pek büyük, büyütmek gibi mânâları da kazanır. Çin -Tibet dilleri bu gruptandır.

Dil Farklılaşması

Yazı Dili, Konuşma Dili ( Lehçe, Şive, Ağız )

Bir dilin konuşma ve yazı dili olmak üzere iki yönü vardır. Yazı dili eserlerde, kitaplarda, yazışmalarda kullanılan ve kültürü devam ettiren medeniyet dilidir. Ona edebî dil veya ortak dil de denir.

Konuşma dili ise günlük hayatta kullanılan canlı bir dildir. Sözlü ifade/ konuşma dili, vurgular ve ses tonuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Konuşma dilindeki bölgesel farklılıklardan ağızlar ortaya çıkar.

Ayrıca dil; coğrafî, tarihî, sosyal ve başka sebeplerle de farklılıklar gösterip ana dilden ayrılabilir. Bu ayrılık yazı diline de tesir ederek şiveleri ve lehçeleri ortaya çıkarır.

İşte çeşitli sebeplerle ortaya çıkan dildeki bu değişikliklere, ağız, şive, lehçe denir.
Ağız:
Bir dilin konuşma dilindeki farklı söyleniş biçimleridir. Yazı diline bu farklı özellik yansımaz, yansımaması lazımdır. Bu farklılıklar mahallîdir. Karadeniz ağzı, İç Anadolu ağzı...gibi.
Şive: Bir dilin ses ve şekil ayrılığına dayanan yazı ve konuşma şeklidir. Bir dilin bilinen tarihte bilinen sebeplerle ( tarihî, coğrafî, sosyal...) farklı özellikler göstermesine şive denir.

Türkçenin değişik şiveleri vardır. Azeri şivesi, Özbek şivesi, Kazak şivesi, Türkmen şivesi, Tatar şivesi, Uygur şivesi, Kırgız şivesi, Başkurt şivesi...gibi.

Lehçe:

Bir dilin, ses ve şekil ayrılığından da ileri giderek kelime ayrılığına varan özelliğidir. Lehçe bir dilin bilinmeyen tarihte bilinmeyen sebeplerle farklılıklar göstermesine denir. Türkçenin üç lehçesi vardır: Yakutça, Çuvaşça, Halaçça.

Bunlardan başka ortak dilin içinde konuşma dili olarak var olan, hemen hemen bütün dünya dillerinde de varlığını hissettiren özel konuşma biçimi diyebileceğimiz. "argo"dan bahsetmek gerekir. Argo sosyal şartlar neticesinde ortaya çıkan, özel konuşma biçimidir. Edebî dilin içinde yeri yoktur, argoya itibar edilmemelidir. Argo bir dil kusurudur.
Argo Fransızca L'argot kelimesinden alınarak dilimizde kullanılan bu kelime, genel ve ortak (edebî) dilin dışında bir toplumdaki küçük grupların kelimelere yükledikleri özel anlamlardan oluşan grup dilidir.

Türkçe sözlükte, ikinci anlam olarak verilen; serserilerin dili, külhanbeylerin dili gibi anlamlar da argoyu bir yönüyle tanımlamaktadır.

Öğrenci argosu, şoför argosu, külhanbeyi argosu...gibi pek çok çeşidi olan bu özel konuşma dili üzerinde çeşitli araştırmalar yapılmaktadır.
Başlangıçta iyi niyetli olarak bir grup içerisindeki kullanılan, kelime ve kavramların gizli ifadesi şeklinde ortaya çıkan bu konuşma dili, zamanla mizah ve müstehcenliği ağır basan bir dil hâlini almıştır. Ne yazık ki ortak dilin normal olarak kullanılabilecek pek çok fiilini ve ismini de kendi alanına çeken bu özel dil, gittikçe kullanımı yaygınlaşan bir hâl almaktadır.

Argonun kapalı bir grup dili olma özelliğini yitirip genel dil içinde alabildiğine yaygınlaşması yüzünden genel dilin kullanım alanı gittikçe daralmaktadır. Günümüzde argo kullanımı, şaka- alay- hakaret- küfür kavramları arasındaki çizgileri ortadan kaldırmıştır.

Türkiye Türkçesinin yazı dili, ( Ortak dili, Edebî dili ) "İstanbul Türkçesi'dir. Çünkü İstanbul, asırlardan beri medeniyet, kültür, sanat merkezi olmuştur. Şairler, edipler, düşünürler hep orada yetişmiş ve topluma yön vermişlerdir. Matbuat hayatı orada doğmuş, kültür hayatı orada gelişmiştir.
Yazılı belgelere dayalı olarak yeryüzündeki diller incelendiğinde, bugüne kadar dünyada 2796 dil konuşulduğu tespit edilmiştir. Ancak bunların 120 kadarının devlet dili, bunlardan da 10 kadarının uygarlık dili seviyesine ulaştığı ifade edilmiştir.
 
Top