Yaşamın Kıyısında Ayak İzleri

Mavi Gül

ѕση_¢ıqℓıк
Özel üye
Ayakkabilari ile eve giren bir kultur vardir.Yurdumuzda da bu kultur yok
degildir fakat cok yaygin degildir.Yurt disinda yasiyanlar bilir..Yabanci bir
misafiriniz gelecekse iki buklum ayakkabilarini nasil cikar diyeceksiniz diye bir
telasa kapilirsiniz..Ve 'cikarma' olayinin anlasilmasi epey zaman
alir.Ayakkabisini iceri gelip koltuga oturdugun da cikaran,yahut odaya girdikten
epey ilerleyip ,odanin tam ortasinda ayakkabilarini cikaran yabanci misafirler
olur.

Iste bu farkinda bile olmadan gecistirdgimiz siradan ayaklarin ve ayakkabilarin
yasantisi,bir baska yasamin ayaklarindan oteye goturuyor bizi..cok siradan,cok
luzumsuz gordugumuzun otelerine..
Ayakkabilariyla iceri giren kitaplar,resimler,muzikler,filmler
Yabanci diye bildigimiz,bu yuzden de bazi yonlerini anlamak da zorlandigimiz ve
kabullenmek istemedigimiz olur.Cunku bir sanat eserinde insandan ve yasamdan
yansiyanlari oldugu gibi kabul edecek gucumuz,belki de zamanimiz olmaz cogu
zaman.Neticede bize yabancidir, onu ortaya cikaran insanin yasami,yasadiklarinin
kagida,muzige ya da tuvale yansimasidir.

Ve burda aklima Mevlana in sozleri geliyor
Bir gece Şems, Mevlana’yı bir havuzun kenarında, derin düşünceler içinde otururken
bulmuş. “Ne yapıyorsun?” diye sormuş. Mevlana: “Suyun üzerine yansıyan yıldızları
seyrediyorum,” cevabını vermiş. Şems bir an durmuş, sonra da gülerek söyle demiş:
“O zaman niye başını kaldırıp, göðe bakmıyorsun?”
Gerçekle yüz yüze geldiðimiz zaman, onu kabul edebilecek kadar cesur,
taşıyabilecek kadar güçlü müyüz?
” Aslında bilgi, beraberinde çok büyük bir sorumluluk getiriyor. Yaşamlarına
bilerek bilmeyerek dokunduðumuz her insan bizden bir parça taşıyor. Bu da bencilce
deðil, bilgece yaşamayı gerektiriyor.”

Bir de bakiyorsunuz , karsiniza cikan bir hayati seyrederken onu okumaya
baslamissiniz bile.
Sanki bir kitaptan bir paragraf dusuyor kulagima, Amerikali komsum pencereden
soruyor;Annemle babamin 60 yil once College de okurken birbirlerine yazdigi
mektuplarini sakliyorum.Bir kutunun icinde ve ben onlara oniki yildir hic
dokunamadim,okuyamadim.Sizce onlari okumam dogru olurmu?
Bir suya duser gibi usulca dusuyor, icime sozler..oysa dusen sozleri tasiyacak
kadar,cevap verecek kadar engin degil icimdeki sular..Ancak gozlerim tasiyabiliyor
bu soruyu ve beni... dopdolu gozlerim...
Aylar sonra komsumun Colorado dan gelen agbeyine ve esine hosgeldin icin evine
gidiyorum. Cok eski acilmis kutu, sapsari mektuplar,gozleri mektuplardan daha
yorgun iki kardes..
'Hosgeldiniz' diyorum...

Arzu İPEK
 
Top