• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Yaşam Kalitesi - Yaşam Kalitesi Nedir ?

Suskun

V.I.P
V.I.P
Yaşam Kalitesi - Yaşam Kalitesi Nedir

Yaşam, bedenin temel gereksiminlerinin karşılanması ve hastanın hayatını ve yaşantısını normal bir şekilde devam etmesidir. Buna normal yaşam kalitesi denir.

Diğer bir anlamı ise yüksek yaşam standartları diye tanımlanan (aslında öyle olmayan) temel gereksinimin üzerinde aşırı lüks ve maliyetli gereksinim tüketimi anlayışı ile bu kavram yozlaştırılmıştır.

Dünya Sağlık Örgütü, "hedefleri, beklentileri, standartları, ilgileri ile bağlantılı olarak, kişilerin yaşadıkları kültür ve değer yargılarının bütünü içinde durumlarını algılama biçimi" olarak tanımlar yaşam kalitesini (quality of life). Bir diğer ifadeyle; yaşam kalitesi, kişinin içinde yaşadığı sosyokültürel ortamda kendi sağlığını öznel olarak algılayışını tanımlamaktadır. Yani bu kavram tıp teknikleri, laboratuar işlemleriyle ölçülen bir nicelik değil, sübjektif olarak yaşatılan bir niteliktir ve aslında pahalı zevklerle doğrudan bir ilişkisi yoktur. Esas amaç kişilerin kendi fiziksel, psikolojik ve sosyal işlevlerinden ne ölçüde memnun olduklarının ve yaşamlarının bu yönleri ile ilgili özelliklerin varlığı veya yokluğunun ne ölçüde onları rahatsız ettiğinin saptanmasıdır. Bir örnek vermek gerekirse; merdiven inip çıkamamak bir fiziksel işlev kaybı değerlendirmesiyken, merdiven çıkamamanın kişinin yaşamının niteliği üzerine olan öznel (algılanan) etkisi yaşam kalitesi ile ilişkilidir. Merdiven çıkamayan birinin, mesela, çok acil bir hasta yakınını ziyaret edemeyişi ve bunun hastanın kaybedilmesiyle imkânsız hale gelmesi onun yaşam kalitesi üzerinde ciddi tahribat yapabilirken; merdiven çıkamayan ve bunu dinlenmek için geçici bir fırsat olarak görüp kitap okuyarak çok zamandır yapmak istediği bir arzusunu gerçekleştirmeye çalışan biri için yaşam kalitesi üzerinde olumlu katkı bile sunabilir. Bir başka örnekle, kişinin kaç saat uyuduğu değil, uykusundan memnun olup olmadığıdır yaşam kalitesini belirleyen.

Yaşam kalitesini yakalamış insan huzurlu insandır. Huzur kişinin kendisi ve çevresiyle barışık olmasını, belli bir gücü ve başarıyı da içeren, mutluluktan öte bir duygudur
Huzurlu insan iyi tasarımlanmış bir makine gibi güçlü ve yararlı bir şekilde aktiftir. Gücü ve yararlılığı, tıpkı makineninki gibi, dengeli ve düzenli hareketten, birçok faktörün belli bir hedef için uyumlu işbirliğinden doğar. Huzurlu insan nereye gitmek ve ne yapmak istediğini bilir. Benliğinin bütün parçaları uyum içinde çalıştığından önemli işler başarır. Sorunları çözer, büyük buluşlar gerçekleştirir, yeni güzellikler yaratır. Kendi yaşamını kontrol eder; yaşamın kendisini sürüklemesine izin vermez.

Bütün bunlar yaşamda kaliteyi yakalamış bir kişinin iç dünyasından gelen özelliklerdir. İnsan iç ve dış dünyadan oluşan bir bütün olduğuna göre, kişinin huzurlu olması için dış etkenlerin de belli bir kaliteye ulaşması gerekir. Bunun için de yaşadığı ülkede bir takım asgari standartların bulunması şarttır.

Yaşam kalitesinin pek çok bileşkeni vardır: sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlanma, yeterli beslenme ve korunma, sağlıklı bir çevre, hak, fırsat ve cinsiyet eşitliği, günlük yaşama katılma, saygınlık ve güvenlik. Bu bileşenlerin hepsi tek tek önemlidir; birinin bile eksikliği kişinin "ben kaliteli bir yaşam sürüyorum." duygusunu zedeler.

Dahası, yaşam kalitesinin toplamı veya ortalaması alınamaz. Bu yüzden yaşam kalitesinin tanımlanması ve ölçümü zordur. İnsanların yaşam kalitesi diye adlandırdığı çoğu şey kültürel esaslıdır. Tek bir toplumun içinde bile yaşam kalitesinin ne olduğu alt kültürlere ve bireylere göre farklılık gösterir.

Önceki ifadede yani yaşam kalitesinin ölçülemeyeceğini söylese de, 2006 yılında World Competitiveness Yearbook araştırmada kültür, çevre kalitesi, yüksek yaşam standartları, güvenlik, konut ve alışveriş konuları baz alınarak yüksek yaşam kalitesine sahip ülkeler sıralanarak bunun ölçülebilir bir nicelik olduğu gösterilmiştir.

Diğer yapılan bir araştırmada ise; 2007 yılında Eurlife adı altında Avrupa’da yaşam koşulları ve yaşam kalitesi hakkında bir veri tabanı oluşturuldu. 25 Avrupa Birliği üyesi ülkesi ve 3 aday ülke olan Türkiye, Bulgaristan ve Romanya kapsamında geliştirilen çalışmada çeşitli konu başlıkları altında çeşitli parametreler baz alınarak yapıldı. Bu konular arasında; sağlık, çalışma, çevre, kazanç ihtiyacı, eğitim, aile, sosyal katılım, konut, ulaşım, güvenlik, rekreasyon/boş vakit, yaşam memnuniyeti.

Kentsel Yaşam Kalitesi

Kentsel yasam kalitesi, mimarlar, kent plancıları ile kentleşme, çevre sorunları ve yerel yönetimler konusunda uzman kişilerce geliştirilmiş bir kavramdır. “Kentsel Yasam Kalitesi, dar anlamıyla, toplumsal, ekonomik ve mekânsal öğeler açısından kent tanımına giren yerlerde, kentsel alt yapı, iletişim, ulaşım, konut ve benzeri olanakların sunulma düzeyinin önceden belirlenen ölçülerin üstünde olması durumudur. Geniş anlamıyla, “kentsel yasam kalitesi” kavramı, toplumsal, kültürel, siyasal öğe ve süreçleri de içerir. Kentin sunduğu olanak ve fırsatlardan örgütler, katmanlar içinde yasayan bireylerin eşit, dengeli, gereksinimleri oranında yararlanması, eğitsel, sanatsal, ekinsel, siyasal etkinliklere, süreçlere etkin biçimde katılabilme olanaklarına sahip olabilmesi söz konusudur.” Kentsel yasam kalitesi, çağdaş kent ve çevre standartlarının bir kentte sağlanmasının yanında, kentli haklarının da herkese sağlanmış olması ile doğrudan ilgilidir. Bu bağlamda Torunoglu’na göre kentsel yasam kalitesi kavramını, Türkiye gibi kentsel sorunları kriz noktasına gelmiş bir ülkede değerlendirmek ve yorumlamak hiç de kolay değildir. Temel insan hak ve özgürlükleri ile birlikte, dayanımsa hakları arasında sayılan “çevre hakkı” kavramı ve sonrasında “kentli hakkı” anlayışı, çağdaş ve yaşanabilir çevre, planlı kentsel mekanlar, kentsel yasamın standartlarını artırmada birer girdi olarak ele alınabilir. Fakat sorun tek basına iyi tasarlanmış konutların yapılması, sağlıklı içme suyunun temini veya çöplerin düzenli toplanmasında yatmamaktadır. Bunların yanında, yanıt verilmesi gereken soru kentin işlevlerini nasıl yerine getirdiğidir. Kentte yasayan insanların toplumcu bir tarzda demokratik geleneklere sahip olmaları ile bağlantı kurulmalıdır.

Dünya nüfusu ve buna oranla kentli nüfusu sürekli artmaktadır. Ancak kentli nüfusunun %30’u gecekonduda yasarken, 1 milyar insanın da temiz su ve kanalizasyondan yoksun bulunmaktadır. Bu veriler ışığında kentsel yasam kalitesi kavramının önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Kentsel yasam kalitesi, kente yeni nüfus grupları çekmede bir anlamda kentin reklâmında, önemli bir yer tutar. Pek çok yerel yönetim, internet yoluyla kenti tanıtırken, öncelikle doğal güzelliklerinden ve insanlara sunduğu kentsel yasam kalitesinden bahsetmektedir. Yasam kalitesini yükseltecek yönde kararlar almak ve uygulamak yetkililer için çok önemlidir. Zira küreselleşme ve bölgeselleşme hareketleri uluslar arasındaki fiziksel ve ekonomik engelleri kaldırınca, çok uluslu şirketler, global ekonomik sistemin aktörleri olmuşlar, ülkeler yerine de kentler bu sistemin yapıtaşları haline gelmişlerdir. Sonuçta, bir kentler sistemi hiyerarşisi oluşmuştur. Çok uluslu şirketlerin yatırımlarını kendilerine çekmek isteyen kentler birtakım şartları da yerine getirmek durumundadırlar. Yüksek kaliteli altyapı, iletişim olanakları, ulaşım ve güvenlik hizmetleri, iyi yetişmiş insan kaynağı ve ekonomik gelişmeyi sağlayacak gerekli teknolojik birikim bunların en önemlilerindendir. Tüm bunlar da zamanla halkın yasam kalitesinde artış sağlayacaktır. Büyük bir ekonomik patlama gösteren Çin’in sahil şeridindeki kentler, buna iyi birer örnek teşkil etmektedir.

Kentsel yasam kalitesinin düşük olduğu yerlerde, bireylerde yer değiştirme eğilimi ortaya çıkmaktadır. Bu sonuç bölgeler arası dengesizlik ve göç sorununa neden olmaktadır. Kent ve bölge planlama faaliyetlerinde, ele alınması gereken kavramlardan, kentsel yasam kalitesi kavramı, yeni bir araç olarak görülmektedir. Kentsel yasam kalitesi, plancı, politikacı ve halk kitleleri arasında da bütünleştirici olabilecek bir kavramdır. Yasam kalitesi araştırmalarında elde edilecek sonuçlar üç grubu da etkileyecektir. Yasam kalitesinin yüksek olması kentsel alanda ekonomik canlılığın artmasına, yerleşimin ekonomik anlamda zenginliğine de katkıda bulunacaktır.
 

Suskun

V.I.P
V.I.P
Yaşam Kalitesi En Yüksek Ülke - Yaşam Kalitesi En Yüksek Ülkeler

Tüm dünyada 40`tan fazla ülkede 25 binin üzerinde müşterisine hizmet veren insan kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer`ın, dünya genelinde 215 şehirde gerçekleştirdiği Yaşam Kalitesi Araştırması sonuçlandı. 2009 listesinin üst sıralarında çoğunlukla Avrupa kentleri yer alırken, geçtiğimiz yılın ikincisi olan Viyana, geçtiğimiz yılın birincisi Zürih`i geçerek ilk sıraya yerleşti. Kent altyapısı sıralamasında ilk sırayı Singapur alırken, Bağdat ise yaşam kalitesi açısından son sırada yer buldu. Geçen yıl 114. sırada yer alan İstanbul ise düşü kaydederek bu yıl 121. oldu.

Yaşam Kalitesi Araştırması`nda puanlama, New York baz alınarak gerçekleşiyor. New York`a yüz puan verilirken, diğer kentlerin puanları da New York ile karşılaştırılarak veriliyor. 2008 yılındaki değerlendirmeleri kapsayan puanlamaya göre 2009 listesinde ilk sırayı, 108,6 puanla Avusturya`nın başkenti Viyana aldı. İlk beşte bulunan diğer kentlerin sıralaması ise şu şekilde: Zürih (İsviçre), Cenevre(İsviçre), Vancouver(Kanada), Auckland(Yeni Zelanda). Geçtiğimiz yılki araştırmada birinciliği Zürih, ikinciliği ise Viyana kazanmıştı.

Araştırmada başka bir sıralama da şehir altyapılarına göre yapılıyor. Bu yılki sıralamada birinciliği Singapur kazanırken, ilk beş ise şu şekilde oluşuyor: Münih(Almanya), Kopenhag(Danimarka) Tsukuba(Japonya), Yokohama (Japonya).

Araştırmaya katılan kentler kıtalara göre sıralandığında ise Vancouver Amerika kıtasında, Auckland Asya PasifikDubai de Ortadoğu ile Afrika kıtasında birinci sırada yer alıyor. kıtasında, Viyana Avrupa kıtasında ve Kıtalara göre sıralandığında ilk beşte yer alan şehirler ve değerlendirmeleri ise şu şekilde gerçekleşti:

AMERİKA KITASININ İLK BEŞİNİN TAMAMI KANADA`DAN

Toronto`nun Amerika kıtasında ikinciliği elde ettiği listenin ilk beşindeki şehirlerin tamamını Kanada kentlerinin oluşturması dikkat çekiyor. Ottowa`nın üçüncü, Montreal`in dördüncü ve Calgary`nin beşinci olduğu sıralamada yer alan ülkeler ayrıca genel sıralamada da ilk 26`nın içinde bulunuyor. Calgary`nin 26`ıncı olduğu genel sıralamada Vancouver dördüncü olmuş. Amerika kıtasından genel sıralamanın ilk 50`sinde yer alan en düşük puana sahip kenti ise genelde 50. sırada yer alan ABD`nin Seattle kenti olmuş.

ABD`NİN EN YÜKSEK PUANLI ŞEHRİ HONOLULU 29. SIRADA

Referans şehir New York genel sıralamada 49. olurken, Washington da 44. sırada yer alıyor. ABD`nin en yüksek puanlı kenti ise 29. Sırada olan Honolulu.


ASYA PASİFİK`TE İLK SIRALARIN HEPSİ AVUSTRALYA VE YENİ ZELANDA`DAN

Asya Pasifik bölgesinde ise ilk beşi Avustralya ve Yeni Zelanda kentleri oluşturuyor. Auckland`ın birinci olduğu sıralamada Sidney (Avustralya) ikinci, Wellington(Yeni Zelanda) üçüncü, Melbourne (Avustralya) dördüncü ve Perth de (Avustralya) beşinci sırada bulunuyor. Perth, genel sıralamada ise 21. olurken, bölgenin ilk 50 içinde en düşük puana sahip kenti ise genel sıralamada 44. olan Osaka kenti olmuş.

Asya Pasifik bölgesinde dikkat çeken unsur, Singapur`un altı sıra birden yükselerek genelde 26. olması. Kentin özellikle finans yapıları ve uluslararası okulları sayesinde kazandığı puanlarla yükseldiği belirtiliyor. Yükselen kentler arasında Çin`in başkenti Pekin de yer alırken, Bangkok ve Mumbai gibi şehirler ise düşüş yaşamış.

AVRUPA`DA ALMAN ŞEHİRLERİ

Avrupa kıtasının ilk beşi ise genel sıralamada birinci, ikinci, üçüncü, altıncı ve yedinci olan kentlerden oluşuyor. Viyana, Zürih ve Cenevre`nin ilk üç sırayı aldığı listede Almanya`nın Düsseldorf kenti dördüncü, Münih kenti ise beşinci olmuş. Avrupa`da ilk 50 içinde en düşük puanı alan Avrupa kenti ise genel sıralamada 48. olan Madrid.

VİYANA, SİYASİ ÇEVRE PUANLARI İLE ZÜRİH`İ GEÇTİ; DOĞU AVRUPA KENTLERİ YÜKSELİŞTE

Geçen yılın ikincisi olan Viyana, politik ve siyasi çevre klasmanında aldığı puanlarla geçen yılın birincisi Zürih`i geçerek ilk sıraya yerleşmiş. Avrupa kıtasında, Doğu Avrupa ülkelerinin sıralamasının yükseldiği görülüyor. Özellikle 2004 yılında Avrupa Birliği`ne katılan ülkelerdeki şehirlerin yaşam kalitesinin artmış olması dikkat çekiyor.

ORTADOĞU`DA İKİNCİ KENT MAURİTİUS CUMHURİYETİ`NDEN

Ortadoğu ve Afrika bölgesinin ilk beşinde olan Dubai kentinin genel sıralamada 77. olması dikkat çekiyor. Bölge sıralamasında ikinci olan Mauritius Cumhuriyeti`nin Por Louis kenti genel sıralamada 82. olurken, üçüncülüğü elde eden Abu Dabi ise genelde 84. sırada bulunuyor. Genelde 87. olan Güney Afrika`nın Cape Town şehrinin dördüncü sırada yer aldığı ilk beşin sonunda ise aynı ülkenin Port Elizabeth kenti yer alıyor. Bu kent ise genel sıralamada 93. olmuş. Bu bölgede ise ilk 50 içinde yer alan kent bulunmuyor.

BAĞDAT PUANININ YÜKSELTMİŞ; AMA YİNE SON SIRADA

Ortadoğu, aynı zamanda genel sıralamanın en sonunda yer alan Bağdat şehrini içeriyor. Ancak geçen yıl da listenin son sırasında olan Bağdat, bu yıl puanını artırmış ve 13,5`ten 14,4`e yükseltmiş. Bu puanları ise altyapısındaki geliştirmeler sayesinde almış.

LİSTEYİ BELİRLEYEN 10 KRİTER VAR

Mercer şirketi bu araştırmasını hükümetlere ve şehir yönetimlerine yardımcı olmak için yapıyor. Araştırma sonuçları, 2008 yılı içerisinde birçok kentin yaşam kalitesinin etkilenmiş olduğunu gösteriyor. Araştırma sonuçları; siyasi karmaşa, artan istikrarsızlık ve huzursuzluğu gösteriyor. 2008 yılında etkisini yoğunlaştıran global finans krizi, listede de etkisini gösteriyor. Ancak krize karşı alınan önlemlerin bu listeye yansımadığına dikkat çekiliyor.

Raporunda `yaşam kalitesi` tanımının farklılıklar gösterebileceğine dikkat çeken Mercer, yaşam kalitesi olarak `başka bir ülkede yaşayanların bulundukları ülkede potansiyel yaşam standartları derecesini değerlendiriyor. Yaşam kalitesi aynı zamanda yaşanılan ülkedeki politik, sosyo-ekonomik ve çevresel faktörlerle olan etkileşimi de yansıtıyor.

Mercer, yaşam kalitesini belirlerken, insanların yaşam kalitesini gösterdiğini kabul ettikleri bazı ana faktörlere göre sıralama yapıyor. Kriter olan bu faktörler ise `siyasi ve sosyal çevre, tıp ve sağlık hizmetleri, kamu hizmetleri ve ulaşım, tüketici malları, ekonomik çevre, okullar ve eğitim, barınma, sosyo-kültürel çevre, doğal çevre ve rekreasyon` olarak belirlenmiş.

İSTANBUL PUAN KAYBEDEREK 7 SIRA GERİLEDİ

Türkiye`nin İstanbul`la temsil edildiği Mercer araştırmasında İstanbul, 2008 yılındaki yükselişini sürdürememiş görünüyor. 2008 yılında bir önceki yıla kıyasla 7 basamak yükselerek 114. sıraya gelen İstanbul, 2009 sonuçlarında yine 121. sıraya iniyor.

Mercer`ın yaşam kalitesi anketinin firmalar için mobil işgücünün ücret ayarlaması için son derece önemli referans kaynaklarından biri olduğunu ifade eden Mercer Türkiye Genel Müdürü Sibel Yücesan, şirketlerin çalışanlarını bir ülkeden diğer bir ülkeye gönderirken ücret ayarlaması için gönderdikleri şehrin yaşam kalitesi indeksini göz önüne aldıklarını anlattı.
 

KaderKatibi

Dürüstlük insanın kartvizitidir, Matbaada basılmaz
Özel üye
Yaşam kalitesinin bir örneğide varlıklı ailelerin şehir dışında ikamet etmesi
 
Top