Yalnızlık zamanlandı: önce aşk, sonra yaprak…
Günler geçilecekler… atlar, gümüş yeleli!
Yüzünü aynalara, bir tek onlara bırak;
Sürünsün sır’ı aşkın, bak, seni görmeyeli
Çok değişti aynalar! ev içleri bulandı;
Her şey artık ne kadar, ne kadar da kurak!
Odalar orda burda, içlerine kapandı;
Sofalarsa eğreti; yüklük ve kap kacak
Somurtup duruyorlar… her şey ölgün! bekleyiş
Gibidir burda olmak, ‘bekleyiş gibi’ olmak…
Sen gel, şimdi kendini o aynalarla değiş;
Gel, burda ol! daima! -ve nasılsa kararmak-
Ta olandan bakarım sana giden günlere;
Tenindir, beleniyor, ah, yeşil ekinlere…