Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Edebiyat / Kültür / Sanat
Edebiyat / Kitap
Kitap Özetleri
Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Ankara
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="ZeyNoO" data-source="post: 586377" data-attributes="member: 10904"><p><span style="color: #000000"><p style="text-align: center"><strong>Ankara</strong></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #000000"><strong>(Yakup Kadri Karaosmanoğlu)</strong></p><p></span></p><p><span style="color: #000000"><strong>Konu</strong></span></p><p><span style="color: #000000">Yakup Kadri KARAOSMANOĞLUnun Ankara romanı ütopik bir romandır. Bu romanda yazarın özlediği, özlemini çektiği geleceğin Ankarası dolayısı ile Türkiyesidir.</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000"><strong>Özet</strong></span></p><p><span style="color: #000000">Cumhuriyet inkılabı ile birlikte Anadolunun yeniden dirilişi yeniden yapılanması gerekmektedir. Bu yeni yapı üzerine acil bir şekilde bina inşaa edilmelidir. Bunu yapacak olanlar ise dönemin idealist vatansever insanları olacaktır. Ankara romanında ise bunu gerçekleştirecek idealist insanların verdiği mücadele anlatılmaktadır.</span></p><p><span style="color: #000000">Bu idealist insanlar inkılap hareketini özümsemiş, milli şuura sahip karakterlerdir. Bu insanlar hayat serüveni içerisinde karmaşık yollardan geçerek romanın son bölümünde bir araya gelirler. Kendi hayatlarını geleceğin çağdaş, modern, öz benliği ile çelişmeyen maddi ve manevi varlığını kaybetmeyen, değerleri ile övünen yeni Türk toplumu yaratma mücadelesi içinde geçer.</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000"><strong>Ankara romanı üç bölümden oluşmaktadır.;</strong></span></p><p><span style="color: #000000">Birinci bölüm : Sakarya savaşı öncesi ( 1922ye kadar ).</span></p><p><span style="color: #000000">İkinci bölüm : Cumhuriyetin ilanını izleyen yıllar ( 1926ya kadar ).</span></p><p><span style="color: #000000">Üçüncü bölüm : Cumhuriyet sonrasının 14 ve 20. Yılları (1937-1943e kadar ).</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000">Bu üç bölümdeki olaylar yazarın her bölümde ayrı bir kişilik olarak karşımıza çıkardığı Selma Hanımın çevresinde geçer. Selma Hanımın arayışı Ankaranın arayışıdır. Yazgısı Ankaranın yazgısıdır. Yaşamı da Ankaranın yaşamıdır. Selma Hanımın ilişki kurduğu erkekler ise birer simgedirler.</span></p><p><span style="color: #000000">Birinci bölüm: Kurtuluş Zaferi ile sonuçlanan, savaş yıllarındaki Ankarayı kısa hatlarla açıklamaktadır. Romanın kahramanı olan Selma Hanım hayatını bu üç bölümde üç ayrı erkekle geçiriyor. Milli mücadele yıllarında bir banka şefinin karısıdır.</span></p><p><span style="color: #000000">Kocası Nazifle Ankaranın yabancısıdır. İstanbul'lu hanım için Ankarada hayat tek düze ve sıkıcıdır, yoksulluklarla doludur. Boş zamanlarında Hatice Hanım ve Halime Hanım ile sohbet eder. Bu sohbetlerinde gündelik Ankara hayatını tüm çıplaklığı ile gözler önüne serer. Daha sonraları Nazif Beyin vekil arkadaşı Murat Beyle tanışırlar. Bu sırada binbaşı Hakkı Beyle de tanışırlar. Bu dönemlerde Hakkı Beyin milli mücadele ruhu ve azmi kendisini fazlasıyla etkiler.</span></p><p><span style="color: #000000">Bütün ümitlerin zafere bağlandığı, başka hiçbir şeyin ehemmiyetli olmadığı bu devirde, herkesin mütevazı bir hayatı vardır. Yalnız kocası Nazif Beyin milli davaya bir erkekten beklediği heyecan ve alaka ile bağlanmadığını gören Selma Hanım yavaş yavaş kocası Nazif Beyden kopmaya başlar. Erkân-ı Harp Binbaşısının fikir ve hareketlerine yakınlık duyar. Birinci bölüm Selma Hanımın binbaşının cazibesine kendisini kaptırdığı bir zamanda sonuçlanır.</span></p><p><span style="color: #000000">İkinci bölümde Selma Hanım Nazif Beyden boşanmıştır. Bu bölüm zaferden sonraki Ankaradır. Selma Hanım eski binbaşı emekli Miralay Hakkı Beyin karısıdır. Ancak koşullar değişmiş değişen koşullar Cumhuriyet öncesinin kişilerini de değiştirmiştir. Hakkı Bey ordudan, Murat Bey vekillikten ayrılmışlardır. Vurguncu harp zengini şirket meclisi idarelerinde dolaşan, ecnebi gruplarla komisyon işleri yapmaya çalışan Hakkı Beyin yeni yüzüyle karşılaşırız.</span></p><p><span style="color: #000000">Hakkı Bey milli idealleri bir tarafa bırakmış, maddi refah içerisinde sadece kendi hesabına çalışan birisine dönüşmüştür. Bu zümreye göre artık halkçılık diye bir dava kalmamıştır. Bu bölümde halk ile bu zümre arasında nasıl doldurulmaz bir uçurum açıldığını, inkılabı böyle anlayanları, hep kendi lehlerine çekenlerin eleştirisi yer alır.</span></p><p><span style="color: #000000">Selma Hanım yeni kocasından da uzaklaşır. Bu sırada muharrir olan Neşet Sabit genç kadını görmek için onların bazı alemlerine iştirak eder. Selma Hanım bu hayatın acılarını onunla paylaşır. Binbaşı Hakkı Beyden boşanır. Bundan sonraki hayatında toplumsal hizmetlerin en değerlisi olan öğretmenlik görevine atılır.</span></p><p><span style="color: #000000">Son bölüm yazarın hayalindeki Ankaradır. Yazarın bu hayali Cumhuriyetin Onuncu Yıl Dönümü Bayramıyla başlar. Gazi Mustafa Kemalin Türk milletine hitabesi, bir devir başlangıcının, bir yeni sabahın ilk işareti gibi olmuştur. Ankaranın çehresi değişmiştir. Bundan sonra egoist bir zümrenin zevkine ve menfaatine karşı şiddetli matbuat hücumu başlamıştır. Halk evleri, Toplumsal Mükellefiyet Teşkilatı yeni hayatın odakları olmuştur.</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000">Selma Hanım Neşet Sabitle evlenmiş, bu iki insan yeni hayatın imar ve inşasında elele vererek büyük bir aşkla çalışıyor, yeni değerleri halk yığınlarına götürürler. Harf İnkılabı, Tarih Cemiyeti, Yüksek İktisat Enstitüsü, Halk Evleri gibi daha bir çok alanda büyük atılımlar, büyük yenilikler gerçekleşir.</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000">Selma Hanım ve Neşet Sabit fırsat buldukça Anadolunun muhtelif yerlerine seyahat eder, bu seyahatlerinde gördükleri yerlerin yeni çehresiyle karşılaşırlar. Anadolu toprağı, suyu, kırı, bayırı, dağı, taşıyla eşsiz güzelliğiyle cennetten bir parça gibi tasavvur ederler, bundan doyumsuz bir haz alırlar. Hele Pınarbaşında düzenledikleri eğlencelerde halk ezgileri ve türküleri çalınır söylenir, sabaha kadar hoşça vakit geçirirler. Roman yazarın bu tasavvuruyla son bulur.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ZeyNoO, post: 586377, member: 10904"] [COLOR="#000000"][CENTER][B]Ankara (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)[/B][/CENTER] [B]Konu[/B] Yakup Kadri KARAOSMANOĞLUnun Ankara romanı ütopik bir romandır. Bu romanda yazarın özlediği, özlemini çektiği geleceğin Ankarası dolayısı ile Türkiyesidir. [B]Özet[/B] Cumhuriyet inkılabı ile birlikte Anadolunun yeniden dirilişi yeniden yapılanması gerekmektedir. Bu yeni yapı üzerine acil bir şekilde bina inşaa edilmelidir. Bunu yapacak olanlar ise dönemin idealist vatansever insanları olacaktır. Ankara romanında ise bunu gerçekleştirecek idealist insanların verdiği mücadele anlatılmaktadır. Bu idealist insanlar inkılap hareketini özümsemiş, milli şuura sahip karakterlerdir. Bu insanlar hayat serüveni içerisinde karmaşık yollardan geçerek romanın son bölümünde bir araya gelirler. Kendi hayatlarını geleceğin çağdaş, modern, öz benliği ile çelişmeyen maddi ve manevi varlığını kaybetmeyen, değerleri ile övünen yeni Türk toplumu yaratma mücadelesi içinde geçer. [B]Ankara romanı üç bölümden oluşmaktadır.;[/B] Birinci bölüm : Sakarya savaşı öncesi ( 1922ye kadar ). İkinci bölüm : Cumhuriyetin ilanını izleyen yıllar ( 1926ya kadar ). Üçüncü bölüm : Cumhuriyet sonrasının 14 ve 20. Yılları (1937-1943e kadar ). Bu üç bölümdeki olaylar yazarın her bölümde ayrı bir kişilik olarak karşımıza çıkardığı Selma Hanımın çevresinde geçer. Selma Hanımın arayışı Ankaranın arayışıdır. Yazgısı Ankaranın yazgısıdır. Yaşamı da Ankaranın yaşamıdır. Selma Hanımın ilişki kurduğu erkekler ise birer simgedirler. Birinci bölüm: Kurtuluş Zaferi ile sonuçlanan, savaş yıllarındaki Ankarayı kısa hatlarla açıklamaktadır. Romanın kahramanı olan Selma Hanım hayatını bu üç bölümde üç ayrı erkekle geçiriyor. Milli mücadele yıllarında bir banka şefinin karısıdır. Kocası Nazifle Ankaranın yabancısıdır. İstanbul'lu hanım için Ankarada hayat tek düze ve sıkıcıdır, yoksulluklarla doludur. Boş zamanlarında Hatice Hanım ve Halime Hanım ile sohbet eder. Bu sohbetlerinde gündelik Ankara hayatını tüm çıplaklığı ile gözler önüne serer. Daha sonraları Nazif Beyin vekil arkadaşı Murat Beyle tanışırlar. Bu sırada binbaşı Hakkı Beyle de tanışırlar. Bu dönemlerde Hakkı Beyin milli mücadele ruhu ve azmi kendisini fazlasıyla etkiler. Bütün ümitlerin zafere bağlandığı, başka hiçbir şeyin ehemmiyetli olmadığı bu devirde, herkesin mütevazı bir hayatı vardır. Yalnız kocası Nazif Beyin milli davaya bir erkekten beklediği heyecan ve alaka ile bağlanmadığını gören Selma Hanım yavaş yavaş kocası Nazif Beyden kopmaya başlar. Erkân-ı Harp Binbaşısının fikir ve hareketlerine yakınlık duyar. Birinci bölüm Selma Hanımın binbaşının cazibesine kendisini kaptırdığı bir zamanda sonuçlanır. İkinci bölümde Selma Hanım Nazif Beyden boşanmıştır. Bu bölüm zaferden sonraki Ankaradır. Selma Hanım eski binbaşı emekli Miralay Hakkı Beyin karısıdır. Ancak koşullar değişmiş değişen koşullar Cumhuriyet öncesinin kişilerini de değiştirmiştir. Hakkı Bey ordudan, Murat Bey vekillikten ayrılmışlardır. Vurguncu harp zengini şirket meclisi idarelerinde dolaşan, ecnebi gruplarla komisyon işleri yapmaya çalışan Hakkı Beyin yeni yüzüyle karşılaşırız. Hakkı Bey milli idealleri bir tarafa bırakmış, maddi refah içerisinde sadece kendi hesabına çalışan birisine dönüşmüştür. Bu zümreye göre artık halkçılık diye bir dava kalmamıştır. Bu bölümde halk ile bu zümre arasında nasıl doldurulmaz bir uçurum açıldığını, inkılabı böyle anlayanları, hep kendi lehlerine çekenlerin eleştirisi yer alır. Selma Hanım yeni kocasından da uzaklaşır. Bu sırada muharrir olan Neşet Sabit genç kadını görmek için onların bazı alemlerine iştirak eder. Selma Hanım bu hayatın acılarını onunla paylaşır. Binbaşı Hakkı Beyden boşanır. Bundan sonraki hayatında toplumsal hizmetlerin en değerlisi olan öğretmenlik görevine atılır. Son bölüm yazarın hayalindeki Ankaradır. Yazarın bu hayali Cumhuriyetin Onuncu Yıl Dönümü Bayramıyla başlar. Gazi Mustafa Kemalin Türk milletine hitabesi, bir devir başlangıcının, bir yeni sabahın ilk işareti gibi olmuştur. Ankaranın çehresi değişmiştir. Bundan sonra egoist bir zümrenin zevkine ve menfaatine karşı şiddetli matbuat hücumu başlamıştır. Halk evleri, Toplumsal Mükellefiyet Teşkilatı yeni hayatın odakları olmuştur. Selma Hanım Neşet Sabitle evlenmiş, bu iki insan yeni hayatın imar ve inşasında elele vererek büyük bir aşkla çalışıyor, yeni değerleri halk yığınlarına götürürler. Harf İnkılabı, Tarih Cemiyeti, Yüksek İktisat Enstitüsü, Halk Evleri gibi daha bir çok alanda büyük atılımlar, büyük yenilikler gerçekleşir. Selma Hanım ve Neşet Sabit fırsat buldukça Anadolunun muhtelif yerlerine seyahat eder, bu seyahatlerinde gördükleri yerlerin yeni çehresiyle karşılaşırlar. Anadolu toprağı, suyu, kırı, bayırı, dağı, taşıyla eşsiz güzelliğiyle cennetten bir parça gibi tasavvur ederler, bundan doyumsuz bir haz alırlar. Hele Pınarbaşında düzenledikleri eğlencelerde halk ezgileri ve türküleri çalınır söylenir, sabaha kadar hoşça vakit geçirirler. Roman yazarın bu tasavvuruyla son bulur.[/COLOR] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
En iyi yönetim şekli?
Cevapla
Forumlar
Edebiyat / Kültür / Sanat
Edebiyat / Kitap
Kitap Özetleri
Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Ankara
Top