Kızgınlıkta bir an sabırlı olursan, yüz günlük pişmanlıktan kurtulursun. (Çin)
Yalan dört nala gider. Hakikat ise adım adım yürür, fakat yine de vaktinde yetişir. (Japon)
Cesur adamın bakışı, korkağın kılıcından daha çok düşman titretir. (Amerikan)
Aslanlar kendi hikayelerini yazmadıkça, avcıların hikayelerini dinlemek zorundayız. (Afrika)
Zaman ve sel kimseyi beklemez. (Avusturya)
Torbada ne varsa, çorbada da o vardır. (Bulgar)
Bir şey yapmak isteyen yolunu bulur; bir şey yapmak istemeyen nedenini bulur. (Arap)
Bir kadına yapmaması gerekenleri söylemek ona neler yapabileceğini göstermektir. (İspanyol)
Öfke yarına ertelenebilecek tek şeydir. (Çek)
Herşeyin tazesi, dostun eskisi. (Azeri)
Ömrünün sonuna kadar eşeğe binmektense, bir yıl ata binmek yeğdir. (Hollanda)
Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur. İki kez aldatırsa suç sizindir. (Romen)
Temiz bir vicdan kadar yumuşak bir yastık yoktur. (Fransız)
Vaadler memleketinde insan açlıktan ölür. (Danimarka)
Dostunuzu sık sık ziyaret ediniz, çünkü üzerinde yürünmeyen yollar diken ve çalılarla kaplıdır. (Hint)
Dünyanın bütün karanlıkları bir araya gelse bir mumun ışığını söndüremez. (İran)
Çağrılmamış konuk, süpürülmemiş yere oturur. (Kırgız)
Yeryüzü, bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık. (Kızılderili)
İnsan dışı ile karşılanır, içi ile uğurlanır. (Moğol)
Küçük üzüntüler konuşurlar, büyük dertler dilsizdir. (Nijerya)
Evlenmeden önce gözlerinizi dört açın, evlendikten sonra yarı yarıya kapayın. (Portekiz)
Acele hareket, yalnızca sinek yakalamaya yarar. (Rus)
Korku, mantıktan daha kuvvetlidir. (Yunan)
Hiç bir mutfak iki kadını alacak kadar zengin değildir. (Sudan)
