Van'ın Yokuş Çıkan Balıkları: İnci Kefali

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Van'ın Yokuş Çıkan Balıkları: İnci Kefali

nA4CjJM.jpg


Van ili, tabiî ve tarihî güzellikleriyle insanı büyüleyen bir yerdir. Tuzlu ve sodalı sulara sahip Van Gölü ise, birçok balık türü için yaşanılacak bir ortam değildir. Bu sebeple uzun yıllar gölde balık olmadığı söylenmiştir. Ancak gölde, onun kimyevî özelliklerine uygun hususi donanımlarla yaratılmış bazı canlılar vardır. Göl, yeryüzünde sadece burada hayat süren inci kefali isimli bir balığa ev sahipliği yapar. Bu balık, narin yapısı ve gümüşî rengi ile bir inci tanesini andırır. Bu göz alıcı renginden dolayı inci kefali dense de, aslında bu balık, bir tür sazandır.1,2

İnci kefalinin seyirlik göçü
Van Gölü'nün tuzlu-sodalı suları, inci kefalinin yumurtadan yeni çıkacak yavruları için hiç elverişli değildir. Bu sebeple balıklar, her ilkbaharda yavrularını dünyaya getirecekleri uygun sulara göç ederler. Nisanda başlayan bu göç, su sıcaklığının iyice arttığı ve sudaki oksijen miktarının iyice düştüğü sıcak yaz günlerine kadar devam eder.3 Ergin balıklar, Van Gölü'nün tuzlu-sodalı sularından ırmağa girmeden önce, sevk-i İlâhî ile göl ile ırmağın birleştiği bölgede bir süre bekleyerek yeni şartlara uyum sağlarlar.

İnci kefallerinin yolculuk sırasında eriyen kar sularının da tesiriyle dağlardan göle doğru çağlayarak akan ırmaklardan yukarılara tırmanmaları, hattâ kendileri için çok yüksek sayılabilecek çağlayanlardan uçarcasına geçmeleri gerekecektir. Bundan dolayı, yaklaşık üç yıllık bir süre (yaklaşık ömürlerinin yarısı) gölde beslenerek, büyür, gelişir, serpilir ve güçlenirler. Ancak bundan sonra yola çıkarlar.

Balıkların şelaleleri tırmanmak için gösterdikleri gayret, insanı hayretler içinde bırakır. Van'a sadece bu tırmanışı görmeye gelen insanlar vardır. Çünkü inci kefalleri, somon balıkları gibi göçü izlenebilen nadir balıklardandır. Hattâ inci kefallerinin bu göçü, somonların göçünden çok daha heyecan vericidir. İnci kefallerinin gürül gürül akan suyun tersine yüzmeleri, onlarca hattâ yüzlercesinin küçük çağlayanları aşmak için bir ânda sıçrayışları görülmeye değerdir.

Hedef, yumurtaların bırakılacağı uygun noktaları bulmak olunca, balıklar kimi zaman 20?30 kilometre yol almak zorunda kalırlar. Anne inciler, 10.000 civarındaki yumurtayı nehrin akıntısı az, hafif çakıllı, kumlu veya bazen su bitkileriyle kaplı yerlerine bırakırlar. Yolculuk boyunca anneyi takip eden baba inci ise, bırakılan bu yumurtaları döller.1,2,4

Bu uzun yolculuk inci kefallerini oldukça yıpratır. Bu sebeple ebeveynlerin bir kısmının hayatları göle geri dönmeden sona erer. Kendinde dönme gücü bulanlar ise, Van Gölü'ne doğru yola koyulur. Balıklar, ırmakların gölle buluştuğu kavşaklarda yine bir süre dinlenirler. Daha sonra da gölün bereketli kıyı kesimlerinde beslenmeye başlarlar. Zîrâ, bir sonraki yıla hazırlık lâzımdır. İnci kefallerinin somonlardan farklı olarak, Allah ömür verirse önlerinde dört seferleri daha vardır.

Yumurtadan ergine
Yumurtalar, su sıcaklığı 13 °C'nin üzerine çıkana kadar hareketsiz bekler. Isınan su, kuluçka görevi görür. Her şeyin başlangıcı ve sonu rahmet ve şefkat olunca,5 anne olmasa da ılık ılık akan su, şefkatle sarar sarmalar yumurtaları. Kuluçka süresinin sonunda (3?7 gün) çatlayan yumurtalardan çıkan yavru inci kefalleri kendilerini suyun içinde bulurlar. Yavrular, ebeveynlerinden hatıra olarak sırtlarında bir yumurta kesesi taşıdıklarından, keseli yavru (lârva) olarak anılırlar. Her bebek gibi inci yavruları da aczlerinin büyüklüğüyle mütenasip biçimde kendilerine yeter hâle gelene kadar gıdalarını sırtlarındaki keseden zahmetsizce temin ederler (4?6 gün). Suda kendilerine rızık olarak sunulan plânktonlarla (mikroskobik canlılar) beslenebilecek büyüklüğe geldiklerinde ise keseleri düşer.2

Yavrular, nehrin akıntısı az olan korunaklı bölgelerinde yaşarlar. Önceleri sevk-i İlâhî ile plânktonlar içerisinden bünyeleri için uygun olan fitoplânktonları (mikroskobik bitkicikler) seçerek beslenirler. Sonra yavaş yavaş avlanması da hazmı da daha güç olan zooplânktonlara (mikroskobik hayvancıklara) yönlendirilirler. Bir müddet sonra ise gıdalarının büyük kısmını zooplânktonlar oluşturur.4 Yavrular, iyice gelişip, serpildiklerinde ve çevresindeki saldırganlardan rahatlıkla kaçabilecek olgunluğa ulaştıklarında Van Gölü'ne doğru yola koyulurlar.

OpzIeS6.jpg


Göle ulaşan genç inciler son derece tecrübesiz olmalarına rağmen, hemen gölün tuzlu-sodalı sularına geçmezler. Hiç görmedikleri ana-babaları gibi önce ırmakların göl ile birleştiği yerlerde beklerler. Vücutlarının iyon dengesi tamamlanınca, gölün sığ ancak besince bol kıyılarını kendilerine mesken tutarlar.

Genç inciler tek başlarına yaşamazlar. Eş, dost, akraba bir arada birbirlerine omuz vererek sürüler hâlinde yaşarlar. Anne-babalarının kol kanat germesinden mahrum olduklarından düşmanlarından korunmak için gölün kıyılarına fazla yaklaşmamaları ilham edilmiştir onlara. Genç inciler, gün batımı ile gün doğumu arasında kalan zamanlarda uğrarlar gölün sığ kıyı kesimlerine. Bazen birbirine kenetlenmiş hâldeki genç balıklardan oluşan bu sürüler, kıyıda yüz metrelerce uzunlukta şeritler oluşturur.

Diğer canlılarda olduğu gibi inci kefallerinde de gençlik döneminde büyüme son derece hızlıdır. Bu balıklar, yumurtadan çıktıktan yaklaşık üç yıl sonra olgunluğa ererler. Boyları 16 cm'yi bulmuş ve ergin sürülerine katılmanın vakti artık gelmiştir. Erginliğe ulaştıklarında ebeveynleri gibi onlar da, önlerine çıkan bütün engelleri aşma azim ve iradesi gösterirler. İlham edilen rota doğrultusunda göçe koyulurlar.

Temizlenmeden yenen balıklar
Göç zamanının heyecanı sadece incileri sarmaz. Bu dönemde bereket âdeta sel olur akar ırmaklardan. Binlerce yıldır Van Gölü civarını mesken tutan insanlara balık ziyafeti sunar inciler. İnsanlar göç yoluna çıkan balıkları taze taze tükettikleri gibi, tuzlayarak yıl boyunca onlardan istifade ederler. İnci kefalleri, geçmişte diğer bütün balıklardan farklı olarak içi temizlenmeden yenirdi. Göçe çıkan balıklar, dışarıdan bir şey yemezler, vücutlarındaki depo besinlerle idare ederler. Bu sebeple muhtemelen midelerinde tiksindirici bir şey bulunmadığı düşüncesiyle temizleme gereği duyulmamıştır.

İç su balığı üretimimizde sazanlardan sonra ikinci sırayı alan inciler, yaklaşık 15.000 kişiye ekmek kapısı olmaktadır.6 Yolculukları boyunca insanlardan başka pek çok canlıya da gıda olur inciler. Van Gölü'nün biricik balığı olan inci, göl ekosisteminin sürekliliğine vesile olur, göle canlılık verir. Ancak incilerin hayatiyetlerinin devamının sebepler dairesinde bizim elimizde olduğunu akıldan çıkarmamız gerekir. Bindiğimiz dalı kesmemek için, ırmaklar üzerindeki baraj ve bentler, incinin göçünü engellemeyecek şekilde organize edilmeli ve göç döneminde avlanma yapılmamalıdır. Göl ve akarsulardaki kirliliğin ve aşırı su tüketiminin incilere menfî yönde tesir ettiği unutulmamalıdır.

Kaynak: sizinti.com.tr
 
Top