Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Tarih
Genel Türk Tarihi
Uygur imparatorluğu (744-1335)
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="Suskun" data-source="post: 374456" data-attributes="member: 21093"><p style="text-align: center"><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 15px"><strong>UYGUR İMPARATORLUĞU (744-1335)</strong></span></span></span></span></span></p><p></p><p>Çin kaynaklarında Hoei-ho, Vei-ho, Hui-ho, Hueu-hu, Wei-wu vb. şekilde görülen Uygur adının anlamı 974'te yazılan Çince bir eserde "şahin süratiyle dolaşan ve hücum eden" şeklinde açıklanmaktadır. Fakat bunun bir yakıştırma olduğu bellidir. Etimolojik olarak Uygur adının "uy (takip etmek)+gur" (Salgur gibi)tarzında ortaya çıktığı ileri sürülmüş ise de, o tarihlerde kullanılan Türkçe'de de "takip etmek" manasındaki eylem kökünün "ud-" biçiminde olduğu antitezinden hareketle sözcüğün "oy (oymak,baskı yapmak) + gur" ve daha kuvvetli bir olasılıkla "uy (akraba, müttefik)+ gur" şeklinde türediği savunulmaktadır. Nitekim tarihsel süreçte ortaya çıkan "On Uygur" federatif adının "On Müttefik" manasına kullanılmış olma olasılığı tarihsel gerçeklik açısından ağır basar. Uygur adıyla ilgili bir diğer sorunsal ise İslam kaynaklarında her zaman ve Çin kaynaklarında bazen kendilerine verilen Tokuz Oğuz/Dokuz Oğuz adının kökeni ve ne şekilde ortaya çıktığıdır. Aslında Uygurlardan ayrı bir budun (boylar birliği) olan Dokuz Oğuzlar Göktürk siyasi otoritesinin dayandığı topluluk idi. Bu anlamda ayrı bir etnik yapı oluşturmayıp bizatihi Türk budununu oluşturan boylara verilen isimdi. Zaten Çin kaynaklarında kendilerinden "Türklerin 9 kabilesi", Göktürkler'den ise "9 kabilenin Türkleri" diye bahsedilmesi bu özdeşliği ortaya koymaktadır. İşte bu Dokuz Oğuz boylarına, başka bir deyişle 9 adet Oğuz boyuna, -9 oymaktan oluşan- Uygur boyunun eklenmesiyle "On-Uygur" denilen siyasal birlik ortaya çıkmıştır ve böylece Uygur adı ile Dokuz Oğuz adı birlikte ve bazen karıştırılarak kullanıla gelmiştir.</p><p></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Orhun Irmağı kıyısında başkenti Ordu-balık kentini kuran ilk Uygur kağanı Kutlug Bilge Kül iki yıllık bir hükümdarlıktan sonra 747'de öldü. Yerine oğlu Moyen-çor(747-759) kağan oldu. Moyen-çor'un etkinliklerini Orhun-Selenga ırmakları arasındaki Şine-usu Gölü yakınında diktirdiği "bengü taş"'tan izlemek mümkündür. Buna göre öncelikle aralarında hep yakın ilişkiler olan Dokuz Oğuz boylarını derledi. Ardından Orhun-Ötüken bölgesinin etrafında konan göçen ve Türkçe konuşan boyları denetimi altına alma politikası gütmeye başladı. Bu çerçevede, kuzeyde Yenisey Irmağı havalisindeki Kırgızlar'la, Altay Dağları ile Tanrı Dağları arasında bulunan Karluklar ve onlara yardım eden daha batıdaki Türgişler'le, Yenisey, Obi ve İrtiş ırmakları arasında bulunan Basmıl, Dokuz Tatar ve Çikler'le savaşmış, bunların tamamını kendi kağanlığına bağlamıştır. Bu arada savaştığı boylar arasında belirtilen Sekiz Oğuzlar'ın Göktürkler'in etrafa dağılma sürecine giren asal budunu olma olasılığı yüksektir. Böylece Türk soylu boy ve budunları denetimine alan Moyen-çor Uygur Kağanlığını sağlam temellere oturtmuş bulunuyordu.</span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">YÜKSELME DÖNEMİ</span></span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Uygurlar'ın Orta Asya politik sahasında etkinleşmesi yüzyılın ortalarına doğru tırmanan Arap-Çin rekabetiyle ilintilidir. Taraflar kozlarını 751 yılında Talas Irmağı kenarında yapılan savaşla paylaşmışlar, Karluklar'ın da desteğini alan İslam kuvvetleri Çin ordusunu dağıtmıştır. Çin'in, Göktürk Kağanlığı'nın çöküşü ile yayılma ve nüfuz etme olanağı bulduğu Tarım Havzası'nı (Bugünkü Doğu Türkistan) tamamen boşaltmasına -bu boşluğu Uygurlar doldurdu; bütün Tarım Havzası Uygur kontrolüne girdi- yol açan bu yeni durum, Çin'de sonu gelmez olaylar çıkmasına sebep olmuştur. Bu olayların en önemlisi Soğu kökenli olup-annesi Göktürk-, Çin ordusunda etkin pozisyonda bulunan An-lu-şan adındaki bir komutanın 200 bin kişilik bir kuvvetle Çin başkentleri Lo-yang ve Çang-an'ı zaptetmesiydi. Moyen-çur,Tang imparatoru (o dönemde Çin'i yöneten hanedan) Su-tsung]'un yardım çağrısına olumlu yanıt verdi. Çin'e giren Moyen-çor başkentleri geri almakta zorlanmadı.Bunun Çin'e maliyeti hiç de azımsanamayacak derecedeydi: 20 bin top ipek ve hatun adayı bir prenses.</span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">ZİRVEYE ULAŞMA VE YENİ BİR DİN</span></span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">759'da Moyen-çur'un ölümü üzerine yerine geçen oğlu Bilge Kağan (759-779)'ın amacının karışıklıkların sürdüğü ve Su-tsung'un ölümüyle Tang Hanedanı'nın söz geçirmekte zorlandığı Çin coğrafyasına hakim olmaktı. Ancak Türk kökenli Pu-ku(=buku,Türk unvanı) Huai-en'in karışıklıklara son vermesi ve düzeni geri getirmeye başlaması Bögü'nün planlarını geciktirdi; ama suya düşürmedi! Şöyle ki Çin'deki bu gelişmelerden yararlanmak isteyen yalnızca Uygurlar değildi. Tibetliler daha erken davranarak Çin'in batı başkenti Loyang'ı işgal etmeyi başardılar. Bu şartlarda Çinliler bir kez daha, bu kez Tibetliler'e karşı Uygur kağanından yardım istediler. 762'de Lo-yang'a sefer düzenleyen Bögü Tibetliler'i şehirden ve Çin topraklarından çıkardı. Bir süre Çin başkentinde kalan Bögü'nün burada gördüğü Maniheizm'den etkilendiği anlaşılıyor. Nitekim ülkesine geri dönerken Uygurlar'a ve diğer Türklere Mani dinini öğretmek amacıyla 4 rahibi beraberinde getirmişti. Kendisinin kabul ettiği Maniheizm, Türk ülkesinde resmi din haline geldi. Avlanmayı,savaşmayı ve hayvan besinleri yemeyi yasaklayan bu din, göçebe bir yaşam süren Türk boylarının toplumsal bünyesine pek uygun düşmüyordu. Türklere yeni bir din getirmeye çalışan Bögü Kağan danışmanlarından Tun Baga Tarkan ile askeri bir mevzuda anlaşamayınca bir suikast ile öldürüldü. Tun Baga Tarkan,Alp Kutluk Bilge Kağan (779-789)adıyla hükümdar oldu.</span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">GERİLEME VE ÇÖKÜŞ</span></span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Alp Kutluk Bilge ve ardılları olan-neredeyse tamamı Ay Tengri'de kut ya da ülüg bulduklarını belirten adlar taşıyan-kağanlar döneminde Tibetliler'in Çin'e baskısı iyice arttı.Üstelik bu kez Beş-balık havalisine hakim olan Şa-to Türkleri ile de ittifak kuran Tibetliler,Uygurlar'ın Çin ile aralarında kurduğu ticari,siyasal ve askeri dengeleri sarsmaktaydı.Hatta bazı kağanların devrilmesinde Tibetliler'in Çin'e yaptıkları akınların önlenememesi etkili oluyordu.Bir ara Ediz boyundan Kutlug Kağan (795-805) döneminde bir gönenç yakalandı ise de Tibetliler'in Doğu Türkistan'a sızması,Kırgızlar'ın kuzeyden baskıları devletin sonunu getirdi.Mani dininin gittikçe yaygınlaştığı anlaşılan ve toplumsal yapısı iyice değişen Uygurlar'ın hemen yanı başında bulunan,göçebe savaşçı özelliklerinden hiçbir şey kaybetmemiş Kırgızlar 840 yılında Ordu-balık'ı basarak son Uygur kağanı Ho-sa'yı öldürdüler,ahaliyi kılıçtan geçirdiler.Ötüken'de devletleri yıkılan Uygurlar yurtlarını terk ederek Karluk ülkesine (Çungarya),Kan-çou'ya ve en yoğun bir şekilde İç Asya/Tarım havzası'na göç ettiler.</span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">DOĞU TÜRKİSTAN (TURFAN) UYGUR DEVLETİ</span></span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">840'taki Kırgız baskınından sonra Ngo-nie Tegin'in Altay Dağları'nı aşarak Beşbalık,Turfan yöresine taşıdığı Uygurlar buraya yerleştiler ve Kırgızlar'ın öldürdüğü son kağanlarının yeğeni Mengli'yi 856'da kağan ilan ettiler.Uzun zamandır Tibet baskısı altında yaşayan Çin imparatoru dengeleyici güç olarak tasarladığı bu devleti-kendisine bağlı olması koşuluyla da olsa- hemen tanıdı ve Uygurlar'ın Tarım Havzasının öteki ucuna(Kaşgar'a)kadar yayılmasına ses çıkarmadı.911'de soydaşları Kan-su Uygurları sayesinde bağımsızlıklarını kazanan Turfan Uygurları siyasal olarak etkili bir güç olamadılarsa da Maniheizm dininin de etkisiyle yerleşik hale geçtiler ve başlıcaları Turfan,Kaşgar,Beşbalık, Kuça,Hami olan şehirlerinde önemli bir "uygarlık" yarattılar.(Dilimizdeki uygarlık sözü de onların yadigarı zaten!)Yeni coğrafyalarında Maniheizm yerine Budizm'i benimseyen Uygurlar Nesturi Hrıstiyanlığı da tanımışlar,en son -Karahanlı Devleti'nin de baskı ve tesiriyle- topluluk halinde İslamiyeti kabul etmişlerdir ki bugün Çin'de yalnızca Uygurlar'a değil,Uygurlar aracılığı ile müslümanlaşmış diğer etnik gruplara da Huei-hu(Uygur) denilmektedir.12.yüzyıldan itibaren Kara Hıtaylar'a bağlı olan Doğu Türkistan Uygur Devleti,1209'da Cengiz Han'a bağlandı.Bu sırada başlarında İduk-kut Barçuk Art-Tegin bulunuyordu. Moğol idaresinde çok önemli devlet görevlerine getirilen Turfan Uygur Devleti 1368'de tekrar Çin hakimiyetine girene dek yarı bağımsız yaşadılar.Bu tarihten günümüze dek Çin'de varlıklarını sürdürmektedirler..</span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">UYGURLARIN TÜRK TARİHİNE KATKILARI</span></span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Göçebe yaşantıyı terk ederek ilk yerleşik hayata geçen Türk örgütlenmesidir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Göktanrı inancını bırakarak başka bir dine geçmişlerdir. (Mani ve Budacılık)</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Türkler arasında sulu tarımın yaygınlaşması gerçekleşmiştir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Matbaanın geliştirilmesinde Uygurların da katkısı olduğu görülür.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Yeni giysi dokuma aletleri bulmuşlardır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Moğolların Türkleşmesine neden olmuşlardır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Bilim, edebiyat ve sanatta diğer Türk devletlerine göre oldukça ilerlemiştir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Savaşçılık faaliyetleri azalmıştır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> İlk yerleşik Türk medeniyet örneklerini vermişlerdir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Uygur alfabesini geliştirmişlerdir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Uygur lehçesinde birçok kitap bırakmışlardır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Uygur lehçesi, Çağatay lehçesinin temelini oluşturur.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Uygur alfabesiyle yazılı nesirlere örnekler:</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> 1-Altın Yaruk 2-İki Kardeş Hikayesi 3-Sekkiz Yükmek </span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Suskun, post: 374456, member: 21093"] [CENTER][COLOR=#0000CD][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=#FF0000][SIZE=4][B]UYGUR İMPARATORLUĞU (744-1335)[/B][/SIZE][/COLOR][/FONT][/SIZE][/COLOR][/CENTER] Çin kaynaklarında Hoei-ho, Vei-ho, Hui-ho, Hueu-hu, Wei-wu vb. şekilde görülen Uygur adının anlamı 974'te yazılan Çince bir eserde "şahin süratiyle dolaşan ve hücum eden" şeklinde açıklanmaktadır. Fakat bunun bir yakıştırma olduğu bellidir. Etimolojik olarak Uygur adının "uy (takip etmek)+gur" (Salgur gibi)tarzında ortaya çıktığı ileri sürülmüş ise de, o tarihlerde kullanılan Türkçe'de de "takip etmek" manasındaki eylem kökünün "ud-" biçiminde olduğu antitezinden hareketle sözcüğün "oy (oymak,baskı yapmak) + gur" ve daha kuvvetli bir olasılıkla "uy (akraba, müttefik)+ gur" şeklinde türediği savunulmaktadır. Nitekim tarihsel süreçte ortaya çıkan "On Uygur" federatif adının "On Müttefik" manasına kullanılmış olma olasılığı tarihsel gerçeklik açısından ağır basar. Uygur adıyla ilgili bir diğer sorunsal ise İslam kaynaklarında her zaman ve Çin kaynaklarında bazen kendilerine verilen Tokuz Oğuz/Dokuz Oğuz adının kökeni ve ne şekilde ortaya çıktığıdır. Aslında Uygurlardan ayrı bir budun (boylar birliği) olan Dokuz Oğuzlar Göktürk siyasi otoritesinin dayandığı topluluk idi. Bu anlamda ayrı bir etnik yapı oluşturmayıp bizatihi Türk budununu oluşturan boylara verilen isimdi. Zaten Çin kaynaklarında kendilerinden "Türklerin 9 kabilesi", Göktürkler'den ise "9 kabilenin Türkleri" diye bahsedilmesi bu özdeşliği ortaya koymaktadır. İşte bu Dokuz Oğuz boylarına, başka bir deyişle 9 adet Oğuz boyuna, -9 oymaktan oluşan- Uygur boyunun eklenmesiyle "On-Uygur" denilen siyasal birlik ortaya çıkmıştır ve böylece Uygur adı ile Dokuz Oğuz adı birlikte ve bazen karıştırılarak kullanıla gelmiştir. [COLOR=#0000CD][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]Orhun Irmağı kıyısında başkenti Ordu-balık kentini kuran ilk Uygur kağanı Kutlug Bilge Kül iki yıllık bir hükümdarlıktan sonra 747'de öldü. Yerine oğlu Moyen-çor(747-759) kağan oldu. Moyen-çor'un etkinliklerini Orhun-Selenga ırmakları arasındaki Şine-usu Gölü yakınında diktirdiği "bengü taş"'tan izlemek mümkündür. Buna göre öncelikle aralarında hep yakın ilişkiler olan Dokuz Oğuz boylarını derledi. Ardından Orhun-Ötüken bölgesinin etrafında konan göçen ve Türkçe konuşan boyları denetimi altına alma politikası gütmeye başladı. Bu çerçevede, kuzeyde Yenisey Irmağı havalisindeki Kırgızlar'la, Altay Dağları ile Tanrı Dağları arasında bulunan Karluklar ve onlara yardım eden daha batıdaki Türgişler'le, Yenisey, Obi ve İrtiş ırmakları arasında bulunan Basmıl, Dokuz Tatar ve Çikler'le savaşmış, bunların tamamını kendi kağanlığına bağlamıştır. Bu arada savaştığı boylar arasında belirtilen Sekiz Oğuzlar'ın Göktürkler'in etrafa dağılma sürecine giren asal budunu olma olasılığı yüksektir. Böylece Türk soylu boy ve budunları denetimine alan Moyen-çor Uygur Kağanlığını sağlam temellere oturtmuş bulunuyordu.[/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#0000CD][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=#FF0000]YÜKSELME DÖNEMİ[/COLOR][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#0000CD][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]Uygurlar'ın Orta Asya politik sahasında etkinleşmesi yüzyılın ortalarına doğru tırmanan Arap-Çin rekabetiyle ilintilidir. Taraflar kozlarını 751 yılında Talas Irmağı kenarında yapılan savaşla paylaşmışlar, Karluklar'ın da desteğini alan İslam kuvvetleri Çin ordusunu dağıtmıştır. Çin'in, Göktürk Kağanlığı'nın çöküşü ile yayılma ve nüfuz etme olanağı bulduğu Tarım Havzası'nı (Bugünkü Doğu Türkistan) tamamen boşaltmasına -bu boşluğu Uygurlar doldurdu; bütün Tarım Havzası Uygur kontrolüne girdi- yol açan bu yeni durum, Çin'de sonu gelmez olaylar çıkmasına sebep olmuştur. Bu olayların en önemlisi Soğu kökenli olup-annesi Göktürk-, Çin ordusunda etkin pozisyonda bulunan An-lu-şan adındaki bir komutanın 200 bin kişilik bir kuvvetle Çin başkentleri Lo-yang ve Çang-an'ı zaptetmesiydi. Moyen-çur,Tang imparatoru (o dönemde Çin'i yöneten hanedan) Su-tsung]'un yardım çağrısına olumlu yanıt verdi. Çin'e giren Moyen-çor başkentleri geri almakta zorlanmadı.Bunun Çin'e maliyeti hiç de azımsanamayacak derecedeydi: 20 bin top ipek ve hatun adayı bir prenses.[/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#0000CD][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=#FF0000]ZİRVEYE ULAŞMA VE YENİ BİR DİN[/COLOR][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#0000CD][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]759'da Moyen-çur'un ölümü üzerine yerine geçen oğlu Bilge Kağan (759-779)'ın amacının karışıklıkların sürdüğü ve Su-tsung'un ölümüyle Tang Hanedanı'nın söz geçirmekte zorlandığı Çin coğrafyasına hakim olmaktı. Ancak Türk kökenli Pu-ku(=buku,Türk unvanı) Huai-en'in karışıklıklara son vermesi ve düzeni geri getirmeye başlaması Bögü'nün planlarını geciktirdi; ama suya düşürmedi! Şöyle ki Çin'deki bu gelişmelerden yararlanmak isteyen yalnızca Uygurlar değildi. Tibetliler daha erken davranarak Çin'in batı başkenti Loyang'ı işgal etmeyi başardılar. Bu şartlarda Çinliler bir kez daha, bu kez Tibetliler'e karşı Uygur kağanından yardım istediler. 762'de Lo-yang'a sefer düzenleyen Bögü Tibetliler'i şehirden ve Çin topraklarından çıkardı. Bir süre Çin başkentinde kalan Bögü'nün burada gördüğü Maniheizm'den etkilendiği anlaşılıyor. Nitekim ülkesine geri dönerken Uygurlar'a ve diğer Türklere Mani dinini öğretmek amacıyla 4 rahibi beraberinde getirmişti. Kendisinin kabul ettiği Maniheizm, Türk ülkesinde resmi din haline geldi. Avlanmayı,savaşmayı ve hayvan besinleri yemeyi yasaklayan bu din, göçebe bir yaşam süren Türk boylarının toplumsal bünyesine pek uygun düşmüyordu. Türklere yeni bir din getirmeye çalışan Bögü Kağan danışmanlarından Tun Baga Tarkan ile askeri bir mevzuda anlaşamayınca bir suikast ile öldürüldü. Tun Baga Tarkan,Alp Kutluk Bilge Kağan (779-789)adıyla hükümdar oldu.[/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#0000CD][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=#FF0000]GERİLEME VE ÇÖKÜŞ[/COLOR][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#0000CD][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]Alp Kutluk Bilge ve ardılları olan-neredeyse tamamı Ay Tengri'de kut ya da ülüg bulduklarını belirten adlar taşıyan-kağanlar döneminde Tibetliler'in Çin'e baskısı iyice arttı.Üstelik bu kez Beş-balık havalisine hakim olan Şa-to Türkleri ile de ittifak kuran Tibetliler,Uygurlar'ın Çin ile aralarında kurduğu ticari,siyasal ve askeri dengeleri sarsmaktaydı.Hatta bazı kağanların devrilmesinde Tibetliler'in Çin'e yaptıkları akınların önlenememesi etkili oluyordu.Bir ara Ediz boyundan Kutlug Kağan (795-805) döneminde bir gönenç yakalandı ise de Tibetliler'in Doğu Türkistan'a sızması,Kırgızlar'ın kuzeyden baskıları devletin sonunu getirdi.Mani dininin gittikçe yaygınlaştığı anlaşılan ve toplumsal yapısı iyice değişen Uygurlar'ın hemen yanı başında bulunan,göçebe savaşçı özelliklerinden hiçbir şey kaybetmemiş Kırgızlar 840 yılında Ordu-balık'ı basarak son Uygur kağanı Ho-sa'yı öldürdüler,ahaliyi kılıçtan geçirdiler.Ötüken'de devletleri yıkılan Uygurlar yurtlarını terk ederek Karluk ülkesine (Çungarya),Kan-çou'ya ve en yoğun bir şekilde İç Asya/Tarım havzası'na göç ettiler.[/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#0000CD][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=#FF0000]DOĞU TÜRKİSTAN (TURFAN) UYGUR DEVLETİ[/COLOR][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#0000CD][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS]840'taki Kırgız baskınından sonra Ngo-nie Tegin'in Altay Dağları'nı aşarak Beşbalık,Turfan yöresine taşıdığı Uygurlar buraya yerleştiler ve Kırgızlar'ın öldürdüğü son kağanlarının yeğeni Mengli'yi 856'da kağan ilan ettiler.Uzun zamandır Tibet baskısı altında yaşayan Çin imparatoru dengeleyici güç olarak tasarladığı bu devleti-kendisine bağlı olması koşuluyla da olsa- hemen tanıdı ve Uygurlar'ın Tarım Havzasının öteki ucuna(Kaşgar'a)kadar yayılmasına ses çıkarmadı.911'de soydaşları Kan-su Uygurları sayesinde bağımsızlıklarını kazanan Turfan Uygurları siyasal olarak etkili bir güç olamadılarsa da Maniheizm dininin de etkisiyle yerleşik hale geçtiler ve başlıcaları Turfan,Kaşgar,Beşbalık, Kuça,Hami olan şehirlerinde önemli bir "uygarlık" yarattılar.(Dilimizdeki uygarlık sözü de onların yadigarı zaten!)Yeni coğrafyalarında Maniheizm yerine Budizm'i benimseyen Uygurlar Nesturi Hrıstiyanlığı da tanımışlar,en son -Karahanlı Devleti'nin de baskı ve tesiriyle- topluluk halinde İslamiyeti kabul etmişlerdir ki bugün Çin'de yalnızca Uygurlar'a değil,Uygurlar aracılığı ile müslümanlaşmış diğer etnik gruplara da Huei-hu(Uygur) denilmektedir.12.yüzyıldan itibaren Kara Hıtaylar'a bağlı olan Doğu Türkistan Uygur Devleti,1209'da Cengiz Han'a bağlandı.Bu sırada başlarında İduk-kut Barçuk Art-Tegin bulunuyordu. Moğol idaresinde çok önemli devlet görevlerine getirilen Turfan Uygur Devleti 1368'de tekrar Çin hakimiyetine girene dek yarı bağımsız yaşadılar.Bu tarihten günümüze dek Çin'de varlıklarını sürdürmektedirler..[/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#0000CD][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][COLOR=#FF0000]UYGURLARIN TÜRK TARİHİNE KATKILARI[/COLOR][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#0000CD][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS] Göçebe yaşantıyı terk ederek ilk yerleşik hayata geçen Türk örgütlenmesidir. Göktanrı inancını bırakarak başka bir dine geçmişlerdir. (Mani ve Budacılık) Türkler arasında sulu tarımın yaygınlaşması gerçekleşmiştir. Matbaanın geliştirilmesinde Uygurların da katkısı olduğu görülür. Yeni giysi dokuma aletleri bulmuşlardır. Moğolların Türkleşmesine neden olmuşlardır. Bilim, edebiyat ve sanatta diğer Türk devletlerine göre oldukça ilerlemiştir. Savaşçılık faaliyetleri azalmıştır. İlk yerleşik Türk medeniyet örneklerini vermişlerdir. Uygur alfabesini geliştirmişlerdir. Uygur lehçesinde birçok kitap bırakmışlardır. Uygur lehçesi, Çağatay lehçesinin temelini oluşturur. Uygur alfabesiyle yazılı nesirlere örnekler: 1-Altın Yaruk 2-İki Kardeş Hikayesi 3-Sekkiz Yükmek [/FONT][/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Turizmin başkenti olarak bilinen güneydeki ilimiz?
Cevapla
Forumlar
Tarih
Genel Türk Tarihi
Uygur imparatorluğu (744-1335)
Top