• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Unutkanlık Nedir?

Gizemli Cadi

Forum Gururu
Unutkanlık Nedir?

Olamaz, Unuttum!

Son günlerde çok yoğun bir dönem geçiriyoruz. Ofisimiz yeni bir binaya taşındı. Sekiz yıldır bu şirkette çalışan ve tam sekiz kere taşınan biri olarak çok iyi koli yaptığımı, hatta ekip arkadaşlarımla birlikte bir evden eve veya ofisten ofise taşımacılık işine girişebileceğimizi söyleyebilirim. İyi de ben şimdi bu konuya nereden geldim!? Ben kimim? Burada bilgisayarın karşısında oturmuş ne yapıyorum? Şu karşımda oturan sanat yönetmeni arkadaşımın adı neydi, neydi, neydi...

Tabii ki bu işin abartılı tarafı ama itiraf edin sizin de bazen bir türlü hatırlayamadığınız şeyler vardır. Bu bazen almayı unuttuğunuz bir hap, tanıştırmanız gereken bir arkadaş ismi (üstelik çok samimi olduğunuz), bitirmeniz gereken bir rapor, kendi telefon numaranız veya pop star adayları gibi şarkı sözleri (!) olabilir.

Geçenlerde bir arkadaşım mide bulantısı, baş dönmesi ve göz kararmasından şikayetçiydi. Bacağındaki bir ağrı sebebiyle doktorunun verdiği bir ilacı içmiş. Onun yan etkileri yüzünden kendini çok kötü hissediyordu. Neyse ki ilacın etkisi geçince normale döndü. Birkaç gün sonra konuştuğumuzda, iki tablet yutmuş olduğunu fark ettiğini söyledi. İlacı aldığını unutup bir süre sonra tekrar yutmuş ve aşırı doz sebebiyle sorun yaşamış. Neyse ki bu unutkanlık onu daha kötü bir duruma düşürmeden olayı hafif atlatmış.

Hepimizin sık yakındığı konulardan biri unutkanlık. JFK Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Nerses Bebek, daha önce karşılaştığımız, gördüğümüz, yaşadığımız, öğrendiğimiz ve aklımızda tutmak istediğimiz bilgileri hatırlayamamızı unutkanlık olarak tanımlıyor.


Neleri Unutuyoruz?

Her şeyi unutabiliyoruz. Bir eşyamızı koyduğumuz yeri, konuştuklarımızı, öğrendiklerimizi, telefon numaralarını, en çok isimleri, yüzleri, bazen yaşanan olayları. Bazılarımız telefon numaralarını bir duyuşta ezberler, neredeyse yıllar sonra bile hatırlarlar, bazılarımız duygusal anlarımızı en ince ayrıntısına kadar hatırlarız. Ama hiçbir zaman her şeyi ve her zaman aklımızda saklamak mümkün olmaz. Kimimiz bilgileri hafızada saklamakta ve sonra bunları geri çağırmak - hatırlamakta daha becerikliyizdir.

Bebek bu konuyu şöyle açıklıyor: "Bellek - hafıza en önemli bilişsel işlevdir. Öğrenmeyle yakın olarak ilişkilidir. Bellek - hafıza, öğrenme ve çevre hakkında kazandığımız tecrübe ve bilgilerin depolanması ve daha sonra geri çağrılması görevini üstlenir. Bu görev beyin hücreleri (nöron) ve bunların kendi aralarında yaptığı bağlantılar (sinapslar) ile sağlanır. Bu süreç bir dizi karmaşık işlemi içerir. Bu işlemde yer alan birçok karmaşık mekanizma vardır ve mekanizmanın tüm ayrıntıları henüz tam olarak çözülmemiştir. Bu konuyu aydınlatmak amacıyla bilimsel çalışmalar halen devam etmektedir. Beyinde 100 milyar - 1 trilyon arasında nöron, 100 trilyon - 10 katrilyon arasında sinaps vardır. Sonuçta bilgi girişi, bilginin tanınması ve gerektiği zaman geri getirilmek üzere işlenerek depolanması sağlanır. Burada bilginin tekrar tekrar kullanılması öğrenmeyi ve hatırlama sürecini kolaylaştır. Bellek kısa ve uzun süreli olarak iki şekilde işler. Kısa süreli bellek o sırada ihtiyaç duyduğumuz şeyleri kısa sürede kullanmamızı sağlar. Eğer bu bilgi ihtiyaç duyacağımız ve tekrar kullanacağımız bir bilgiyse uzun süreli belleğe kaydedilir. Böylece kütüphane gibi yıllar sonra bu bilgiye yeniden ulaşabiliriz. Bu sistem bir bilgisayar sistemi gibi de öngörülebilir."

Yaşamımız süresince, her an çevreden çeşitli uyarılarla karşılaşıyor, iç dünyamızla etkileşiyor, gerekli olan bilgileri kullanmak üzere işlemden geçiriyoruz. Bu aşamaları çocukluğumuzdan bu yana yetiştirilme şeklimiz, etkileşimlerimiz, duygularımız etkiliyor. Sosyal, çevresel, ailesel ve eğitim özellikleri dışında genetik özelliklerin de bu süreci etkilediği biliniyor.



Unutkanlık ne zaman hastalık?


Yaşam ritminizi bozuyor, günlük aktivitenizi engelliyorsa...

Hepimiz birşeyleri unutabiliriz, özellikle de yoğun stresli kent yaşamında. Ancak unutkanlık yaşam ritmini bozacak, günlük aktiviteleri engelleyecek düzeydeyse, bir doktora başvurmakta fayda var...

Unutmak, gündelik yaşantımızın bir parçası. Hemen her şeyi unutabiliyoruz, bazen randevuları, öğrendiklerimizi, telefon numaralarını, bazen de isimleri, yüzleri ya da anahtarımızı koyduğumuz yeri... Bu durum aslında insan karakterinin bir parçası. Bazılarımız hafızamızda daha fazla bilgi barındırabilir ve bunları çok daha kolay hatırlarken, bazılarımız bu kadar becerikli değildir ve "unutkan" sıfatı alıverir.
Bu nedenle yaşam koşuşturması içinde tek başına bazı olayları unutmak ciddi bir sorun ya da hastalık anlamına gelmiyor. Ancak, günlük aktivitelerimizi yerine getiremeyecek kadar çok unutur, artık iş yapamaz ve sorumluluklarımızı gideremez hale geldiysek harekete geçme zamanı gelmiş demektir.
Unutkanlığın sorun olarak kabul edilebilmesi için belli bir sıklıktan söz etmek mümkün değil. Eğer yaşadığı unutkanlık kişinin yaşam standardını düşürüyor ve günlük aktivitesini bozuyorsa önlem alınıp tedavi edilmesi gerekiyor.

Her Yaşta Olabilir


Unutkanlık aslında büyük oranda psikolojik sorunlardan kaynaklanıyor. Ancak, organik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan unutkanlıklar da kişinin hayat standardını etkiliyor.

Bir problem olarak unutkanlığın, gençlerde ve yaşlılarda ortaya çıkmasına göre farklı anlamlar taşıdığını söyleyen Acıbadem Hastanesi Bakırköy, Nöroloji Uzmanı Dr. Elif Ilgaz, unutkanlığın her yaş grubunda yaşanmasına karşın, belirgin yaşlarda ortaya çıkan hastalıkların unutkanlığa daha fazla neden olduğunu söylüyor.
Dr. Ilgaz, gençlerde ortaya çıkan unutkanlığın en büyük nedenini günlük yaşam stresine bağlıyor. Yoğun iş temposunda çalışan ve beynine sürekli yeni bilgi kaydetmek durumunda kalan ve gergin olan kişiler daha unutkan olabiliyor. Bu nedenle unutkanlık şikayetiyle hekime başvuran gençlerde unutkanlığın psikolojik kökeni ile birlikte organik nedene bağlı olup olmadığı da araştırılıyor.
Gençlerde ortaya çıkan unutkanlığın organik nedenlerine bakıldığında, ilk sıralarda troidin iyi çalışmaması ve B12 eksikliği geliyor. Dr. Ilgaz, unutkanlık nedeniyle gençleri hekime getiren korkuların başında “Alzheimer mıyım” endişesinin yattığını anlatıyor.
Özellikle son dönemlerde toplumda alzheimer konusundaki bilgi düzeyinin yükselmesine paralel olarak böyle bir yanılgının da ortaya çıktığını belirten Ilgaz, bu sonucu unutkanlıkla alzheimer’in aynı şey olarak algılanmasına bağlıyor ve şöyle konuşuyor:

“Unutkanlığın organik nedene bağlı olarak ortaya çıktığı durumların başında elbette alzheimer geliyor. Ancak alzheimer 60 yaş ve üzeri kişilerde ortaya çıkan bir durum. Bu yaşlardaki unutkanlığın da alzheimer olarak tanımlanabilmesi için, kişinin yakın hafızası etkilenmiş, söylediklerini tekrarlıyor, kişilik değişikleri ortaya çıkmış, hayal görmeye başlamış, uyku uyanıklık döngüsünün bozulmuş olması gerekiyor. Yani alzheimer yaşla birlikte ortaya çıkmakla birlikte yaşlılığın doğal sonucu değildir. Bu nedenle yaşlılıkta ortaya çıkan her unutkanlığı alzheimer olarak tanımlamak da yanlış olur.”
Hafif kognitif bozukluğu olan kişilerin alzheimer'e dönüşüp dönüşmeyeceği tam olarak bilinmiyor. Ancak diyabet, hipertansiyon gibi damar sağlığını bozan kronik hastalıkların etkin kontrol edilmesi unutkanlık gelişiminin önüne geçilmesi için önemli. Dr. Elif Ilgaz, kalp damar sağlığını koruma ve sağlıklı yaşam adına yapılacak her türlü çalışmanın unutkanlık üzerine pozitif etki yarattığını anlatıyor ve yüksek kolesterol, obezite, sigara içmek gibi yaşam stili değişikliği gerektiren durumlarda düzenli egzersiz yapmak, sigarayı bırakmak, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmenin etkili olabileceğini belirtiyor.

Kişilik Özelliği


Unutkanlığın aslında insana ait bir kişilik özelliği olduğunu ve her unutkanlıkta patolojik bir sonuç aramanın doğru olmadığını anlatan Acıbadem Etiler Polikliniği Psikiyatri Uzmanı Dr. Özay Özdemir ise, ağırlıklı nedeni psikolojik olan unutkanlığı "ağrı"ya benzetiyor. Ağrının çoğu kez bir sorunun bulgusu olabildiği gibi, unutkanlığın da bazı durumlarda psikolojik bir semptom olabileceğine dikkat çeken Dr. Özdemir, kişinin unutmasının ruhsal sağlığını koruyucu bir işlev gösterebildiğini de vurguluyor. Bir kişinin ne kadar unutup unutmayacağını, o kişinin doğumundan itibaren geçirdiği psikoseksüel evreler ve bunun sonucunda ortaya çıkan ruhsal ve kişilik yapısı etkiliyor.
Sosyal hayatını etkiler boyutta bir unutkanlık yaşayan kişinin kendisine geldiğinde öncelikle değerlendirme sürecine tabi tutularak sorunun nedenini bulmaya çalıştıklarını söyleyen Dr. Özdemir, gerçekleştirdikleri süreçle ilgili şunları anlatıyor:

Psikolojik Mi; Organik Mi?

"Buradaki ilk ayrım, sorunun psikolojik ya da organik bir nedenden kaynaklanıp kaynaklanmadığı oluyor. Herhangi bir organik nedene bağlı olduğuna dair bir şüphe de olsa kişi nörolojik değerlendirilmeye alınıyor. Bazen hem psikolojik hem de organik nedenler unutkanlığa kaynak olabiliyor. Bu ayrımı hastayla konuşarak da tespit etmek mümkün olabiliyor. Ancak bu noktada hastanın yaşı, yaşadığı kültür, ortam, bulunduğu durum, bu sürecin içinde olduğu durum gibi farklı parametreler değerlendirilerek sonuca varılmaya çalışılır. Örneğin gelen kişi 60 yaşın altındaysa organik nedenlerden uzaklaşılıyor."

Özellikle büyük şehirlerde yoğun stres altında yaşayan kişilerde, hemen her yaş grubunda unutkanlık gözlenme ihtimali yüksek oluyor.

Ancak burada göreceli bir durum ortaya çıkıyor. Çünkü büyük şehirlerde ve daha sistematik bir yaşam tarzı olan kişilerin yaşayacağı unutkanlıklar onların yaşamlarını birebir etkilediği için bu grup hekime daha çabuk geliyor.
Ancak hayatı bu kadar sistematik olmayan, örneğin köyde yaşayan bir kişinin yaşayacağı bir unutkanlık onun gündelik yaşantısı üzerinde çok büyük olumsuzluklar yaratmayacağı için farkında olmadan bu durumu yaşıyor olabilir. Bu nedenle unutkanlığın yoğun olarak görüldüğü kesimleri sıralarken burada bir görecelilik söz konusu.
Unutkanlığın psikolojik altyapısı değerlendirildiğinde ortaya öncelikle depresyon ve anksiyete çıkıyor. Yani unutkanlık nevrotik bir semtom olarak ortaya çıkmamışsa büyük oranda altta yatan neden depresyon oluyor.
Psikiyatride en sık görülen bozukluklar olan anksiyete bozuklukları, psikolojik gerilim, kaygı, nedensiz korku olarak tanımlanıyor ve anksiyete bozukluklarının altına çeşitli hastalıklar giriyor. Bunların başında da panik bozukluğu geliyor. Bu nedenle panik yaşayan kişilerde de unutkanlık gözlenebiliyor.


Anksiyete ve Depresyon

Dr. Özdemir, unutkanlığın anksiyete bozukluklarında ve depresyonda ortaya çıkış nedenlerini şöyle anlatıyor:

"Unutkanlık her iki durumda da ya, temel bir psikolojik mekanizmayla birlikte sonradan bir semptom olarak ortaya çıkar, ya da diğer belirtiler unutkanlığa neden olur. Her iki hastalıkta da kişinin dikkatini bir noktaya toplaması güçtür, konsantrasyon güçlüğü yaşar. Beyninde birçok şey dolaşır ve karmaşa halindedir, bunun sonucunda kişide unutkanlık ortaya çıkar. Bazı ruhsal yapılar unutkanlık semptomunun ortaya çıkmasına eğilimlidirler. Ancak hangi kişilik yapısında olursa olsun anksiyete ve depresyon yaşıyorsa büyük oranda unutkanlık sorunuyla karşı karşıya kalacak demektir."

Rahatsızlığın Tedavisi

Unutkanlıkta tedaviye geçmeden önceki tanı değerlendirme aşaması en güç aşamayı oluşturuyor. Çünkü neden doğru tespit edildikten sonra hastalığa ilişkin bir tedavi uygulanabiliyor. Yani ayrıca unutkanlığa yönelik "unutkanlık tedavisi" diye bir tedavi bulunmuyor.

Dr. Özay Özdemir’in verdiği bilgiye gere, unutkanlık şikayeti ile gelen kişilerin büyük çoğunluğunda neden, depresyon ve anksiyete bozukluğu olduğu için tedavi de buna göre şekilleniyor. Yani ilaç tedavisi ve psikoterapi uygulanarak çözüm buluyor. Unutkanlık yaşayan kişilerde sorun ne olursa olsun kendileri için ayıracakları zamanın son derece önemli olduğunu söyleyen Dr. Özdemir, bu anlamda tatil yapmanın faydalı olabileceğini söylüyor.
Gün içinde de sadece kendinizle kalabileceğiniz herhangi bir farklı aktiviteyle düşüncelerden bir nebze de olsa uzaklaşmak ve dikkat ve konsantrasyonu farklı noktalara odaklamak, arkadaş grupları oluşturarak paylaşımda bulunmak da yarar sağlayan basit çözüm önerileri olarak sıralanıyor.


Unutkanlara öneriler...

Aklınıza çok şey tutmaya çalışmayın, notlar almaya çalışın, bunu
alışkınlık haline getirin,
Stresinizi azaltıcı aktiviteler geliştirin,
Düzenli spor yapmaya çalışın,
Beslenmenize dikkat edin,
Sevdiğiniz insanlarla bir araya gelip, sizi mutlu edecek şeylerle uğraşın,
Günlük yaşantınızda çok yoğun stres içindeyseniz, uykusuzluk,
yorgunluk, sık ağlama, hayattan zevk almama gibi şikayetleriniz
varsa psikiyatrla mutlaka görüşün




 

Suskun

V.I.P
V.I.P

Unutkanlık


Aslına bakarsanız unutma denen bir olay yoktur, unutma yerine hatırlayamama diyebiliriz. Neden bu şekilde söylüyorum çünkü insan yaşadığı ve duyduğu her şeyi hafızasının bir köşesinde saklar ve yeri geldiğinde bilincine çıkarır. Bilincimize çıkaramadığımız şeyler ise bilinç dışını oluşturur. Aslında bizim hatırlayamadığımız şeyler bilinçdışımızda bulunmaktadır mühim ola bunları bilincimize çıkarabilmemizdir. Bilincimize çıkaramadığımız şeyler hipnoz ile veya serbest çağrışım yolu ile bilincimize çıkarılabilmektedir. Burada önemle üzerinde durduğumuz konu unutma yani hatırlayamamayız nasıl azaltabiliriz.

Unutkanlık nedenleri nelerdir?

Unutkanlık nedenleri arasına bir çok nörolojik ve psikiyatrik hastalık girebilir. Bunlar arasında en sık bilinenleri demans, depresyon ve diğer merkezi sinir sistemini etkileyen hastalıklardır. Unutmanın hastalık olmadan da olabildiğini söyleyebiliriz. Yani bilincimizde olan şeyleri hatırlamamızı zorlaştıran etkenlerin başlıcalarını şu şekilde sıralayabiliriz.

Stresli yaşam koşulları
Hafızanın gereksiz bir çok bilgi ile kirletilmesi (bilinçli veya bilinçsiz)
Gereksiz ve önemsiz şeylerin hafızaya alınması
Bir işi öğrenirken bir den fazla şeyle uğraşmak ( gazete okurken TV izlemek gibi)
Dikkati yoğunlaştırmayı azaltan etkenler (dikkat eksikliği ve kaygı durumları)
Yapılan işe gereken önemi vermeme
Dağınık ve kaotik çalışma düzeni
Öğrenme ve hafızada tutma tekniklerinin yeterince bilinmemesi
Bütün bu sayılan etkenler kişinin öğrendiği bir şeyi hatırlamasını zorlaştırarak unutkanlık dediğimiz problem ile karşı karşıya getirir.

Unutmanın yararı var mıdır ?

Aslına bakarsanız unutkanlık bazı yönlerden insan için oldukça yararlı bir durumdur. İnsanın yaşadığı kötü olayları unutmadığını bir an düşünelim. Bu durumda insan sürekli olumsuz düşünce ve görüntüler ile hem mutsuz olacak hem de yaşamanın sıkıntılı bir hale gelmesi sağlanacaktır. Kişi etrafındakilerin sürekli olumsuz yönlerini hatırlayarak huzursuz olacaktır. Öyleyse unutma bu yönden oldukça yararlıdır.

Unutkanlığı engellemek için neler yapabiliriz?

Özellikle unutkanlığı engellemek için yapılacak bazı şeyler vardır. Bunların başında bir şeyi hafızaya alırken dikkat ve konsantrasyonun zirvesinde onu hafızaya almaya çalışmaktır. Bir konuya ne kadar çok dikkat verilirse o kadar kolay hafızaya alınacak ve o kadar kolay hatırlanacaktır. Bu durumda çevrede dikkati dağıtacak başka uyarıların olmaması gerekir.

Bir konuya ne kadar önem veriyorsanız o konu hafızanızda o kadar uzun süre canlı kalacak ve hatırlamanız kolay olacaktır. Yani kayıt yaparken önemli olduğu konusunda enerjinizi yoğunlaştırmaya çalışın.

Çağrışımları kullanarak hatırlama teknikleri mevcuttur. Bu durumda hafızanıza kaydettiğiniz bir şeyi hatırlatacak bir çağrışım nesnesini de trafik işareti gibi kaydetmeniz gerekecektir. Mesela bir telefon numarası ezberlerken o numarayı size çağrıştıracak bir şey örneğin doğum tarihiniz, kapı numaranız , yaşınız , evlilik tarihiniz gibi numaralar ile ezberlemeye çalışabilirsiniz.

Gerekli gereksiz bir çok şeyi ezberlemeye çalışmakta kaydedilen bilgilerin hatırlanmasını zorlaştıracaktır.

Öğrenilen bir şey ne kadar çok beden duyusuna hitap ederse o kadar kolay öğrenilir ve tekrar hatırlanır. Yani çocuğa mevsimleri anlatırken aynı anda resimlerini göstermeniz ve yağmurun fırtınanın sesini dinletmeniz, öğrenmeyi kolaylaştıracak , bilginin daha kalıcı olmasını sağlayacak ve hatırlama daha kolay olacaktır.
Ek olarak stresten uzak kalmak , kaygıdan ve üzüntüden uzak kalmakta hatırlamayı kolaylaştıracaktır. Gürültüden uzak durmak , Düzenli bedensel egzersizler, yeterli uyku saatlerinin olması , beslenmenin dengeli ve yeterli olması da stresi azaltarak dolaylı olarak hafızayı güçlendirecektir.
 
Top