Uçakta Çocuk Oyalamak / Derya Coşkundeniz

Papatya

V.I.P
V.I.P


0drLHeS.jpg


cgYcWtH.png


Geçenlerde kızlarla birlikte İzmir’e uçakla gidişimizi yazmıştım sizlere. Üstelik hasta iki çocukla yolculuğun benim için ne kadar zor olduğundan bahsetmiştim. Buna rağmen hiç sesleri çıkmadan, kendilerine eğlenceli bir şeyler bulup yolculuğu tamamlamıştık. Birkaç gün önce çocukları İstanbul’da halalarıyla bırakıp, iki günlüğüne Ordu ve Giresun’a gittik eşimle. Uçakta çocuksuz yolculuk yapmak ne kadar rahatmış demek isterdim.

Uçakta çocuklu pek çok anne vardı. Her biri ayrı tonda başladılar ağlamaya. Bir ara eşime dönüp “Tüm çocukları annelerinden alıp, bir güzel sakinleştirip, uyutmak istiyorum kollarımda” dedim. Anneleri o kadar hazırlıksız ve umursamazlar ki, inanamadım gözlerime. Çocuk annesinin kucağında, zaten dar olan koltuk aralarında, iyice sıkışmış zavallıcık. Annesi yanına ne bir oyuncak almış, ne de bir su. 2 saat uçağın içinde yetişkinler bile sıkıntıdan patlarken, çocuğun durumunu siz düşünün.

Üst üste giydirmiş çocuğu, uçak sıcaktan cehenneme dönmüş ama bizim anne çocuğu soymak yerine ha bire “geldik çocuğum, az kaldı” diyerek yanındakiyle konuşuyor. Delirmemek içten değil. Arkasındaki anne ve yanındaki çocukların durumu da aynı. Hiç mi akıl edemiyorsunuz onları oyalayacak bir oyuncak almayı be hanımlar? En sonunda dayanamayıp, ulaşabildiğim en yakın çocuğu oyalamaya karar verdim. Çantamda oyuncak yoktu ama ıslak mendil, ruj, kartvizitler ve bir dolu ıvır zıvır vardı.

7icNfIQ.jpg


Çocuk her şeyle oyalanır


Tek tek çıkardım hepsini çantamdan, birinden sıkılınca, diğerini tutuşturdum eline
. Çocuk bu işte, eline çöp tutuştursan, çöpten bile kendine bir oyun yaratır. Ama aklı beş karış havada kadın, yanındakiyle konuşmaktan, çocuğuna oyalanacak bir şeyler bulamadı, bulmadı bir türlü. Çantamdaki ıvır zıvır da bitince, başladık çocukla ce – e oynamaya. O kadar da tatlıydı ki kerata, yol boyu hem eşimle beni sıkıntıdan kurtardı, hem de kendini. En azından bizim oturduğumuz sıradaki yolcular da, huzurlu bir yolculuk geçirdiler. Arka sıradaki çocuklu kadına ulaşabilseydim, ona da bir çift lafım olacaktı. Elimden zor kurtuldu neyse ki.

Ben mi çok takılıyorum diye kendimi de sorguladım. Ama küçücük çocuk bu işte. Oyalamak o kadar kolayken, nasıl o minicik çocuktan bir yetişkin gibi yolculuk etmesini bekler ki bir anne. Yoktan oyun var etmek, oyuncak yaratmak bir annenin en asli görevi değil mi? Bunu Pazar günleri çocuklarla tek başıma kaldığımda çok yaparım. Yoktan oyunlar icat eder, atılmak üzere ayırdığımız kartonlardan oyuncaklar yaratırım. Pahalı oyuncaklara gerek yok diye hep söylüyorum ya, uçak içinde çocuk oyalamak için, oyuncağa bile gerek yok aslında. Yoktan var edebilin yeter ki, çocuklar her zaman oynamaya hazırlar.


 
Top