• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

TUTSAK ( devamı-22)

DELİBALTA Muharrem

Öyle bir geçer zaman ki!
V.I.P
Yol bitmek bilmiyordu. Uzun bir yolculuğa çıkmışlardı, sanki. Şahin' e öyle geliyordu, öylece
sessizliğe bürünmüş ne olacaksa onu yaşayacak durumdaydı. Hiç bir şey umurunda değilmiş gibi...
Ama o kadar umurundaydı ki...
- Şahin, şahin iyi misin? der kadın.
Kendinden geçmiş bir vaziyetteydi, Şahin. Cevap bile veremedi.
Hülya hanım, bir an tereddüt etti... Ne yapsam acaba? diye düşünüyordu. Şarap fena çarpmıştı
belli ki... Şahin' i o halde eve bırakmak ne kadar doğru olur bilemedi. Kendi evine götürmek de yanlış
olurdu. Çaresiz öylece geziniyordu... bir park yeri bulup arabayı park eder... Şahin' in uyanmasını bekler.
Bir taraf dan onunla beraber olmak ona huzur veriyordu. Şahinden çok hoşlanmıştı. Belki buna hakkı
yoktu, ama yine de kalbine söz geçiremiyordu... Bir ara ona dokunmak istedi... Ama Şahin' in şuan ki
zaafından faydalanmak yanlış olurdu. (öpmek istemişti) Kendine yakıştıramadı ve öylece seyretmeye
devam etti...
- Şahin...
- Of başım, neredeyim ben?
- Arabadayız.
- Hatırlamıyor musun? Eve gidiyorduk.
- Evet evet, hatırladım.
- Şarap dokundu sanırım.
- Ya evet, pek alışkın olmadığımı söylemiştim.
- Ooo saat kaç olmuş! Eve gitmeliyim, çok merak etmişlerdir, bizimkiler.
- Seni hemen bırakayım...
- Ya sizinde gününüzü berbat ettim...
- Önce sizi bizi bırakalım... Ben gayet hoş vakit geçirdim...
Eve yaklaşmışlardı... Kadın bir kartvizit çıkarır ve Şahine uzatır:
- Ne zaman istersen ara... der.
Şahin kartı alır ve cebine koyar...
Artık eve gelmişti Şahin... Anne ve babası onu bekliyordu merakla... Umarım çok telaşlan mamış lardır, diye düşünerek yanlarına gelir...




(Takip eden arkadaşlardan özür diliyerek, arkası yarın' a ara veriyorum, mecburen... Tamamladığım zaman sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Anlayışınız için şimdiden teşekkür ederim)
 

Top