1982 Anayasası
Askerî müdahale ve rejim
12 Eylül 1980 sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri ülke yönetimine el koydu. Bunun ardından üç yılı aşkın bir süre (12 Eylül 1982 – 6 Aralık 1983) bir askeri rejim altında yaşandı. Müdahaleyi gerçekleştiren üst komutanlar topluluğu, Millî Güvenlik Konseyi adını aldı.Ayrıca bir Genel Sekreterlik kuruldu. Konseyin işlemleri, "kanun, içtüzük, bildiri, karar" adlarıyla başlıklandırılıp numaralandırıldı. Askeri müdahale, TSK İç Hizmetler Kanununun verdiği Türkiye Cumhuriyeti’ni koruma ve kollama görevinin bir gereği olarak sunuldu ve meşrulaştırıldı. Ardından parlamento feshedildi, vekillerin dokunulmazlıkları kaldırıldı, temel hak ve özgürlükler askıya alındı, bütün yurtta sıkıyönetim ilan edildi. Daha sonra da emekli Oramiral Bülend Ulusu, başbakan olarak atandı ve yeni hükümeti kurdu.
Kurucu Meclis
Milli Güvenlik Konseyi, 29 Haziran 1981 günü çıkardığı bir yasayla kendisinin de içinde yer aldığı bir Kurucu Meclis'in kurulmasını öngördü. 23 Ekim 1981'de göreve başlayan Kurucu Meclis'in amacı şöyle açıklandı: "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığı ve bağımsızlığı, ülkenin ve milletin bütünlüğü ve bölünmezliği ve toplumun huzuru korunarak, milli dayanışma ve sosyal adalet içinde, herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden eşitlik ilkesine göre yararlanmasını ve hukuken üstünlüğünü sağlayacak demokratik, laik hukuk devletinin kurulması için hukukî düzenlemelerle Anayasayı, siyasi partiler ve seçim kanunlarını yapmak."
Kurucu Meclis, bir danışma organı ile Milli Güvenlik Konseyi'nden (MGK) oluştu. Meclisin birinci kanadı 1. maddede belirtildiği üzere, 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanundaki yetkileri kullanacaktır; yani, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (Büyük Millet Meclisi ile Cumhuriyet Senatosu) ait yetkiler ile donanacaktır. Kurucu Meclis'in ikinci fakat pek fazla gücü olmayan Danışma Meclisi, 1980 Askeri Yönetimi'nde atanmış bir organ idi. Bazı esaslara göre her ilim tespit ve teklif ettiği adaylar arasından MGK'de belirlenen 120 üye ile yine MGK'ce doğrudan doğruya ilan edilen 40 üye olmak üzere toplam 160 üyeden meydana gelmekteydi. Danışma Meclisi'nin üyeleri, Anayasa taslağının hazırlanması ve ilgili kanunda belirtilen siyasî partiler ve seçim kanunları için hazırlık çalışmalarına katılmak zorundaydılar.
Hazırlanışı ve kabulü
Anayasa taslağı oluşturma görevi Danışma Meclisi'ne, kesinleştirme yetkisi Milli Güvenlik Konseyi'ne aitti. Danışma Meclisi, 23 Ekim 1981 günü ilk toplantısını yaptıktan sonra kendisine bir başkan seçti ve bir iç tüzük oluşturarak çalışmalarına başladı.Danışma Meclisi, Orhan Aldıkaçtı başkanlığında 15 kişilik bir Anayasa komisyonu oluşturdu ve bu komisyon çeşitli kurum ve kuruluşlardan (üniversiteler, sendikalar, yüksek mahkemeler vs.) oluşturulacak anayasa hakkında görüşlerini istedi. Asıl anayasa taslağının ise başından beri Konseyin elinde olduğu Kenan Evren'in "Anılar" kitabında yer almaktadır.
Komisyon çalışmaları sonucu hazırlanmış olan anayasa taslağı, 17 Temmuz 1982 günü Danışma Meclisi Başkanlık Divanı'na teslim edildi ve 4 Ağustos 1982 günü Genel Kurulun gündemine alınarak tasarı hakkında tartışmalar yapıldı. Bu tartışmalar sonucu, tasarıda yapılan değişikliklerle anayasa tasarısı, 120 kabul, 7 ret, 12 çekimser oyla kabul edilirken 17 kişi oylamaya katılmadı. Danışma Meclisi, anayasa komisyonunda daha sonra Siyasi Partiler Kanunu tasarı ile Seçim Kanunu tasarısını hazırladı. Bu tasarılar, MGK'de tartışıldıktan sonra son şekillerini aldılar. 14 Ekim 1982 tarihinde yeni anayasaya göre genel seçimler yapılmadan önce, Danışma Meclisi'nin görevi sona erecekti.
Danışma Meclisi tarafından kabul edilen anayasa taslağı, Kenan Evren'in başkanlığında MGK üyeleri ve birkaç sivil tarafından incelendikten sonra MGK'ce 24 Eylül 1982 günü yeni anayasa olarak ilan edildi. Tasarıya MGK tarafından son şekli verilirken ayrıca yeni maddeler eklendi. Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren'in otomatikman cumhurbaşkanı olmasını sağlayan madde, MGK üyelerinin statüsünü yeni dönemde Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeliğine dönüştüren madde, eski politikacılar siyasete dönmesini engelleyen madde MGK'de ve Genelkurmay Karargahı'nda hazırlandı.
Anayasa, halkoyuna sunulmadan önce MGK'nin 70 sayılı kararlarından biri açıklandı: Anayasa taslağı üzerinde yasaklılar dışında kalan yurttaşlar, kişisel görüş açıklayabilecekti. Yüksek Yargı, Sayıştay, üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, basın kuruluşları, faaliyetleri yasaklanmamış sendikalar, bilimsel amaçlı dernekler ve özel statülü kuruluşlar, seminer ve konferanslar yolu ile sözlü ve yazılı görüş bildireceklerdi. Bütün bu tartışmalar, anayasa taslağının geliştirilmesi maksadı dışına taşmayacak, Anayasa halk oylaması sırasında halkın vereceği oyun nasıl olması gerektiği konusunda bir telkinde bulunulmayacaktı. Yapılacak oylamada, oy kullanmayanlar 5 yıl süreyle seçme ve seçilme hakkından mahrum kalacaktı (md. 12). Anayasanın, oylama sonucu reddi durumunda ne olacağı belli değildi. Tasarıya olumsuz oy verilmesi, ülkedeki belirsizliğe destek olmak ve askeri rejimin sürmesine rıza göstermek anlamına gelmekteydi.
Anayasa metni 7 Kasım 1982'de halkoylamasına sunuldu, 18.885.488 kişinin katıldığı oylamada, 18.841.990 kişinin oyu geçerli kabul edildi ve anayasa için 17.215.559 kişi kabul oyu vererek anayasa %91.37 ile yürürlüğe girdi.
İçeriği
1982 Anayasası, 177 madde ve 16 geçici madde olmak üzere toplam 193 madde ile 7 bölümden oluşmaktadır. "Başlangıç" kısmı Anayasaya dahildir. Türk anayasaları içinde, hem madde hem de maddelerin içeri bakımından en uzun anayasadır. 1961 Anayasası'na göre daha katıdır ve tüm anayasalar içinde en detaylı anayasadır. 1982 Anayasası'nda değiştirilemeyecek maddelerin sayısı artırıldı ve anayasanın değiştirilmesinde cumhurbaşkanına, anayasa değişikliğini halkoyuna sunabilme yetkisi verildi.
1982 Anayasası'na göre Türkiye Devleti, bir "cumhuriyet"tir (md 1) ve "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir." (md 2)
Anayasanın 3. kısmında yer alan Cumhuriyetin temel organlarından biri olan yasama organı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. 1961 Anayasası'nda var olan Cumhuriyet Senatosu, 1982 Anayasası'nı hazırlayan Kurucu İktidar tarafından kaldırılarak tekrar TBMM adı altında tek meclisli parlamento kurdu. Anayasanın 75. maddesinin ilk metnine göre "TBMM, genel oyla seçilen 400 milletvekilinden" oluşurken, 1987 anayasa değişikliğiyle bu sayı 450'ye, 1995 anayasa değişikliğiyle bu sayı 550'ye yükseltildi. Anayasanın ilk metnine göre seçim dönemi 5 yıl olarak tespit edilmişken 21 Ekim 2007 referandumu ile 5 yılda bir yapılan milletvekilleri seçimlerinin, 4 yılda bir yapılmasına karar verildi. 1982 Anayasası, genel seçimlerin süresi dolmadan da seçimlerin yenilenmesine olanak vermektedir: Bakanlar Kurulu kurulamaz ya da kurulup güven oyu alamazsa (md 116), cumhurbaşkanı seçilemezse ve meclis, kendi iradesiyle erken seçim kararı almışsa (md 77) seçimler yenilenir. Ayrıca, genel seçimler, savaş sebebiyle yapılamaz ise TBMM, seçimleri bir yıl geriye bırakabilir (md 78) ve toplam iki yıl erteleyebilir.
1982 Anayasası, 6. maddesinde Türk milletinin "egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organların eliyle kullanacağını" öngörürken, anayasanın 8. maddesi ile "yürütme yetkisi ve görevi, cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanır ve yerine getirir." hükmü ile de Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu'dan oluşan iki başlı yürütme öngörmüştür. Anayasa, 101. ile 108. maddelerinde Cumhurbaşkanının: 109. ile 118. maddelerinde Bakanlar Kurulu'nun statüsü ve yetkileri ile sorumlulukları düzenlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin temel organlarından bir diğeri ise yargıdır. 1982 Anayasası, yasama ve yürütme fonksiyonu gibi yargı fonksiyonunu da maddi kenar başlıkla ama organik içerikle tanımlamıştır. Nitekim, Anayasanın yargı yetkisi kenar başlıklı 9. maddeye göre "yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır." Yargı organı, bir çok mahkemeden oluşmaktadır. 1982 Anayasası, 142. maddede mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usullerinin kanunla düzenlenmesini öngörmüştür. Anayasaya göre, Anayasa Mahkemesi (md 146-153), Yargıtay (md 154), Danıştay (md 155), Askerî Yargıtay (md 156), Askerî Yüksek İdare Mahkemesi (md 157) ve Uyuşmazlık Mahkemesi (md 158) yüksek mahkemelerdir.
1961 Anayasası'ndaki düzenlemeye benzer şekilde , 1982 Anayasası "[...] kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bagdasmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlama" (md 5) görevini devlete yüklemiştir. 61 Anayasası'nda yer alan "insan haklarına dayanan devlet" anlayışı, 1982 Anayasası'nda yerini "insan haklarına saygılı devlet" (md 2) anlayışına bıraktı. Devlet, "toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı" (md 2) için vardır. 1982 Anayasası'nda temel hak ve özgürlüklere sınırlama getirme ve "güçlü iktidar"anlayışı hakimdir. Özgürlüklere ve haklara ait hükümler kısa iken özgürlükleri ve hakları sınırlandıran hükümler anayasada uzun tutulmuştur.
Çok partili hayata dönüş
Milli Güvenlik Konseyi yönetimi, hukukî çerçeveyi hazırladıktan kısa bir süre sonra 15 Mayıs 1983 günü dönemin ilk siyasî topluluğu emekli Orgeneral Turgut Sunalp liderliğinde Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) kuruluşunu açıkladı. 20 Mayıs'ta eski bir asker olan emekli Orgeneral Ali Fethi Esener'in Büyük Türkiye Partisi (BTP), Ulusu hükümetinin Başbakan yardımcısı Turgut Özal'ın Anavatan Partisi (ANAP) ve dönemin başkanlık müsteşarı Necdet Calp'in Halkçı Partisi (HP) ile Erdal İnönü liderliğinde Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) kuruluş başvurularını yaptılar. 15 Mayıs 1983 tarihi itibariyle yeniden siyasi partilerin kuruluşlarına izin verildi. MGK'nin 79 sayılı kararı ile Süleyman Demirel ve arkadaşlarınca desteklenen BTP, temelli kapatıldı. DYP ile SODEP'in yapılacak olan 7 Kasım 1983 genel seçimlerine katılması engellendi. 10 Haziran 1983'te yeni seçim kanunu kabul edildi ve sadece MGK'nin izin verdiği partiler, genel seçimlere katıldı. Turgut Özal'ın ANAP'ı, oyların %45'ını alarak seçimi kazandı.Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeniden açılması ve Başkanlık Divanının seçilmesi 6 Aralık 1983'te gerçekleşti.
28 Şubat süreci ve MGK kararları
MGK'nin 28 Şubat 1997 günü dokuz saat süren toplantısında "28 Şubat Kararları" diye adlandırılan kararlar çıktı ve bu kararların, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan ve hükümet üyeleri tarafından imzalanmak istenmemesi ordu ile hükümet arasında krize yol açtı. 5 Mart 1997 günü hükümet içinden ve dışarıdan gelen baskılar üzerine 28 Şubat 1997 günkü MGK kararları, başbakanca imzalandı. 13 Mart'ta ise MGK'ce alınan kararların Bakanlar Kurulu tarafından benimsendiği açıklandı.
28 Şubat kararlarının uygulanması için Genelkurmay Karargahı ve MGK, kamu kurum ve kuruluşları, belediye, dernek, vakıflar ve yazılı ve görsel medya bu amaçla izlemeye alındı. 21 Mayıs 1997 günü Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, hükümetin büyük ortağı Refah Partisi'nin anayasaya aykırı eylemler nedeniyle kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. 18 Haziran 1997'de Başbakan ve Refah Partisi'nin genel başkanı Necmettin Erbakan, DYP ve BBP ile görüştükten sonra hükümetin istifasını ve üç partinin DYP lideri Tansu Çiller başkanlığında bir hükümet kurulması için anlaştıkların bildiren bir deklarasyonu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e sundu.
2001 değişiklikleri
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grubu bulunan 6 siyasi partinin de gönderdiği ikişer temsilci ile Partilerarası Uzlaşma Komisyonu oluşturuldu. Komisyon tarafından hazırlanan Anayasa değişiklik paketi, 14 Haziran 2001'de kamuoyuna açıklandı. Uzlaşma Komisyonu'nun hazırladığı bu paket, oluşturulan özel komisyon tarafından aynen benimsenerek değişiklik teklifi haline getirildi ve 6 Eylül 2001'de TBMM Başkanlığına sunuldu. Meclis, Anayasa değişikliğini görüşmek üzere 17 Eylül'de toplantıya çağrıldı. 1982 Anayasası'nın 37 maddesinde değişiklik öngören teklifin görüşmelerine 24 Eylül 2001 tarihinde başlandı ve 37 maddelik değişiklik paketinin maddelerine geçilmesi 17 ret, 27 çekimser 4 boş oya karşın 428 oyla kabul edildi.Değişikliklerin, ilk tur görüşmeleri 25-28 Eylül tarihlerinde, ikinci tur görüşmeler 2-3 Ekim tarihlerinde yapıldı.
3 Ekim 2001’de kabul edilen 17 Ekim 2001 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4709 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun" ile yapılan 2001 değişiklik paketinde, 1982 Anayasası'nın Başlangıcı, 32 maddesi ve bir geçici maddesi değiştirildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 15 Ekim'de yasanın 33 maddesini onayladı fakat milletvekili ödenek ve yolluklarını düzenleyen 27. maddesini halkoyuna sunma kararı aldı ancak belirtilen kısım, TBMM'ce tekrar değiştirilerek Cumhurbaşkanınca imzalandı. 1 Aralık 2001 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan TBMM üyelerinin ödenek ve yolluklarına ilişkin 86. madde değişikliği de 2001 anayasa değişikliklerine dahildir. 2001 değişikliğiyle 82 Anayasası'nda 35 değişiklik yapıldı ve 82 Anayasası üzerinde yapılan en kapsamlı değişiklik paketidir.
Yasa ile Anayasanın "Başlangıç" metni ve 13, 14, 19, 20, 21, 22, 23, 26, 28, 31, 33, 34, 36, 38, 40, 41, 46, 49, 51, 55, 65, 66, 67, 69, 74, 86, 87, 89, 94, 100, 118, 149 ve Geçici 15. maddelerinde değişiklik yapıldı. Anayasa değişikliği, oylamaya katılan 494 milletvekilinden 474'ünün oyuyla kabul edildi. 16 milletvekili "ret" oyu kullandı. 1 çekimser, 2 geçersiz, 1 de boş oy çıktı.
Bu değişikliklerle, Millî Güvenlik Kurulu'na başbakan yardımcıları dahil edildi; genel ve özel af ilanı için 3/5 oy oranı benimsendi; yabancılara dilekçe hakkı tanındı; anayasa değişikliklerin iptali için Anayasa Mahkemesi karar yeter sayısı 3/5 olarak kabul edildi; Anayasa Mahkemesinin, kapatma yerine dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilmesi öngörüldü.
Temel hak ve özgürlükler alanında yapılan bazı değişiklikler şunlardır: 2001 değişiklikleriyle, hakkın kötüye kullanılması halleri azaltıldı. "Ortadan kaldırmak, bozmak" gibi sert bir ifade ile hakkın kötüye kullanılması açıklandı. Devlet ve kişiler tarafından hakkın kötüye kullanılmasının olabileceği ifade edildi yani hakkın kötüye kullanılmasının öznesi değiştirildi. 1982 Anayasası'ndaki tehdit ve teşvik ifadesi 2001 değişikliği ile faaliyet ibaresi ile değiştirildi.
2007 anayasa referandum paketi
21 Ekim 2007 tarihinde yapılan anayasa referandumu ile Türkiye Cumhuriyeti'nde, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi başta olmak üzere bir takım anayasa değişiklikleri yapıldı. Referandumda "Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, aynı kişinin iki kez cumhurbaşkanı seçilebilmesi (5+5), görev süresinin 7 yıldan 5 yıla indirilmesi ve cumhurbaşkanlığı seçiminin, görev süresi bitmeden önceki 60 gün içinde tamamlanması, genel seçimlerin 5 yıl yerine 4 yılda bir yapılması, TBMM'de, seçimler dahil tüm oturumların 184 milletvekiliyle açılması" gibi değişiklikler oylandı. Değişikliklere ülke genelinin %31.05'i yani 8,744,947 kişi "Hayır" oyu verirken, ülke genelinin %68.95'i yani 19,422,714 kişi "Evet" oyu verdi.
2010 anayasa referandum paketi
Mayıs 2010'da TBMM'de kabul edilen bir takım anayasa değişiklikleri cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından halkoyuna sunuldu. Değişiklik paketinde Anayasa Mahkemesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısıyla ilgili düzenlemelerin yanı sıra Kamu Denetçiliği Kurumu'nun (ombudsmanlık) kurulması, YAŞ ve HSYK'nın ihraç kararlarının yargı denetimine açılması ile askeri yargının görev alanının daraltılmasını öngören değişiklikler bulunuyordu. 12 Eylül 2010'daki halk oylaması sonucunda %57.93 evet - %42.07 oyu çıktı ve anayasa değişiklikleri kabul edildi.