Türkiye' deki Büyük Sel Felaketleri

wien06

V.I.P
V.I.P
İstanbul´un 469 yıllık Osmanlı döneminde son yıllardaki kadar sel olmadı

İstanbul Osmanlı döneminde de sellerle boğuşmuştu. Ancak 450 yılda meydana gelen sel felaketi son 20 yılda İstanbul´un maruz kaldıklarından daha azdı

İstanbul kurulduğu günden bu yana depremler, yangınlar ve seller yüzünden defalarca yerle bir oldu. İstanbul´un uğradığı felaketler ile ilgili fazla araştırma yoktur. Mustafa Cezar´ın Osmanlı Devrinde İstanbul Yapılarında Tahribat Yapan Yangınlar ve Tabii Afetler isimli makalesi bu konuda ilk ve en önemli araştırmadır.

OSMANLI İSTANBUL´UNDA İLK SEL FELAKETİ

Osmanlı döneminde İstanbul´da meydana gelen ilk büyük sel felaketi Kanuni Sultan Süleyman zamanında 24 Ağustos 1553´te meydana geldi. Günümüzde olduğu gibi yine bir Ramazan´dı. Gece yarısı Kâğıthane´de meydana gelen sel yüzünden yerleşim yerleri, bostanlar harap oldu. Harman zamanı olduğundan zarar büyüktü. Sel o kadar şiddetliydi ki büyük ağaçları söküp Boğaz´a sürüklemişti. Dönemin tarihçileri Galata önlerinin direkler, ağaçlar, ot arabalarıyla dolduğunu, ihtiyacı olanın aldığını yazar.

1563´te meydana gelen sel Haliç kıyıları, Galata sırtları, Boğaz´a yakın yerler, Halkalı Silivri, Küçükçekmece ve Büyükçekmece´yi adeta savaş alanına çevirmişti. Kağıthane´de seller çınar ağaçlarının tepelerine kadar yükselmiş, yüksek bir yerde olmasına rağmen Eyüp Sultan Türbesi´nin içi de sel sularıyla dolmuştu. Daha önce 26 Haziran´daki yazımızda teferruatlı olarak anlattığımız üzere Kanuni Sultan Süleyman bile bu selde boğulmaktan zor kurtulmuştu.

SEL 64 CAN ALDI

1750 yılında meydana gelen sel İstanbul´a zarar verdi. Ancak 1789´daki sel büyük bir felaketti. Feridun Emecen tarafından yayınlanan Taylesanizâde Hâfız Abdullah Efendi Tarihinde bu sel teferruatlı olarak anlatılır. Üçüncü Selim tahtta çıktıktan yaklaşık altı ay sonra, 23 Ekim 1789 Perşembe günü ve ertesi Cuma günü İstanbul´a çok yoğun yağmur yağdı. Fatih, Eminönü, Kasımpaşa, Galata, Boğaziçi ve Üsküdar´daki sokaklar, pazarlar su ile doldu. Yokuşlarda sel yüzünden yarıklar oluştu, ev ve hamamlar yıkıldı. Üsküdar´da Valide Camii´nin avlusu merdivenlerin en üst basamağına kadar sel suları ile doldu. Dükkânlar su içinde kaldığı için esnafın malları sel suları içinde yüzüyordu.

Hamamlarda birçok kişi mahsur kalmıştı. Bu yüzden duvarları delip içeride kalanları kur*tardılar. Sel suları mezarları tahrip ettiğinden, kemikler etrafa saçıldı. Boğaziçi´nde 45 ev sular altında kaldı. Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy ve Beylerbeyi´ndeki dükkânlar ve evler yıkılıp denize sürük*lendi. 64 kişi hayatını kaybetti.

Cevdet Paşa yağan yağmurun ikinci tufan denmeye şayan olduğunu söyler. Birçok ev ve dükkân harap olmuştu. Tarihçiler yağmurun tadının normal yağmur suyu gibi olmayıp deniz suyuna benzediğini söylerler.

İkinci Mahmud döneminde, 19 Haziran 1811 günü sabah namazından sonra o kadar çok yağmur yağdı ki, Beşiktaş, Kasımpaşa gibi bölgelerde evler, dükkânlar yıkıldı. Kasımpaşa´da 5-6 kişi sel sularında boğulurken, bazı değirmenlerdeki atlar da sel sularından telef oldu.

TARİHİMİZİN EN BÜYÜK SEL FELAKETİ

Tarihimizdeki en büyük sel felaketi 12 Haziran 1908´de Tokat´ta yaşandı. Sekiz, dokuz mahalle ve bazı bağlar selden perişan oldu. 6´sı cami, 6´sı han ve otel, 4´ü mektep, 2´si medrese, 2´si hamam olmak üzere 459 bina ya tamamen ya da kısmen harap olmuştu.

İlk tespitlerde halktan 208, askerden de 15 kişi olma üzere 223 kişi boğulmuştu. Ancak verilen zayiat bundan çok fazlaydı. Sel felaketi üzerine yazılan destanlarda insan kaybı 2 bin olarak gösterilir.

Tokat´ta sonraki yıllarda da sel baskınları oldu. Ancak 1955´te Orman Bakanlığı Erozyonla Mücadele ve Mera Islahı Tatbikatı Grup Müdürü olarak Tokat´ta görevlendirilen Kemal Aşk, yağmuru düştüğü yerde tutmak gerekir diyerek Tokat´ın çevresindeki dağları ağaçlandırdı. Derelerde ıslah çalışmaları yaptı ve yaptığı çalışmaların sonucunda Tokat´ta sel baskınları sona erdi. Kemal Aşk da ´Tokat´ı selden kurtaran adam olarak tarihe geçti.

CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK SEL FELAKETİ

Cumhuriyet döneminde en fazla can kaybının verildiği sel felaketi 11 Eylül 1957´de Ankara´da meydana geldi. Hatip Çayı Vadisi´nin yerleşime açılması yüzünden çayın taşkın kapasitesi azalmış, havzanın doğal dengesi bozulmuştu. Meydana gelen selde 169 kişi hayatını kaybetmişti. Dere yataklarının yerleşime açılmasının nelere mal olacağını bu olay çok açık bir şekilde gösterse de hem Ankara´da hem de İstanbul´da dere yatakları yerleşime açılmaya devam ediliyor.
 
S

stahsda

Ziyaretçi
Maalesef yurdumuzda zaman zaman büyük sel felaketleri oluyor, yanlış yapılaşma en büyük neden.
 
S

stahsda

Ziyaretçi
Ağaçlandırma ve doğru yerleşim yerleri seçmek suretiyle ve farklı önlemlerle selin zararlarından korunmak mümkündür.
 
Top