Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Edebiyat / Kültür / Sanat
Kim Kimdir ? - Biyografiler
Tiyatro / Sinema
Tiyatro Metinleri
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="dderya" data-source="post: 769608" data-attributes="member: 112565"><p>ACİL SERVİS (devamı)</p><p>Perde açılır içeri güvenlik görevlisi girer. Yerine oturur şarkı söylemeye başlar. Bir süre sonra ziyaretçi gelir. Güvelik ayağa kalkar, ziyaretçinin içeri girmesini engeller.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Elini kolunu sallayarak nereye böyle?</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Jameika’ya gidiyorum. Plaj da uzanıp güneşleneceğim.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Sen benimle dalga mı geçiyorsun?</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Burası hastane değil mi?</p><p></p><p>GÜVENLİK: Yasak.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Nasıl yasak?</p><p></p><p>GÜVENLİK: Şimdi şöyle oluyor. Sen içeri giremeyeceksin.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: İçeride hastam var.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Olabilir.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Ne demek olabilir. Ben hastamı göremeyecek miyim?</p><p></p><p>GÜVENLİK: Hayır.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Sebebini öğrenebilir miyim?</p><p></p><p>GÜVENLİK: Ayağına galoş giymemişsin.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Ya o incecik naylon parçasını giysem ne olur, giymesem ne olur.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Ne demek ne olur bizim hastane çok hijyenik bir hastanedir.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Bu hastane mi hijyenik.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Ne o beğenemedin mi?</p><p></p><p>ZİTARETÇİ: Beğenmesine beğendim de. Şu gördüğüm hamam böceği değil mi?</p><p></p><p>GÜVENLİK: Hamam böceği ise hamam böceği onu ben mi davet ettim. Bir an dalgınlığıma geldi. Gözümden kaçtı. İçeri girmiş, hem sen onun geçmişini biliyor musun?</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Nereden bileyim.</p><p></p><p>GÜVENLİK: O hamam böceği Türkiye’ye Afrika’dan muzun içine girip gelmiş.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Şu duvarın hali ne öyle?</p><p></p><p>GÜVENLİK: Neyi varmış duvarın. Sadece biraz boyaları dökülmüş. Bu sene boyatırız, herhalde.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Git işine kardeşim. Duvarlarda sıva kalmamış. Yerlerde hamam böcekleri kırkayaklar volta atıyor, sen hijyenlikten bahsediyorsun. Ben galoş falan almam.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Alsan da giremezsin.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Hayda! Şimdi ne oldu?</p><p></p><p>GÜVENLİK: Burası acil servis. Burdan giriş yasak git poliklinikten gir.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Orası kapalı. Ziyaret saatinde açılıyormuş.</p><p></p><p>GÜVELİK: Bak ne güzel söyledin. Demek ki şimdi ziyaret saati değil.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Bak kardeşim ben 20 saatlik yoldan geldim. Yorgunum, ayakta duracak halim yok bırak ta hastamı görüp gidip biraz uyuyayım.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Sen kendi istirahatını düşünüyorsun. Bizde hastaların bu saatte dinlenme zamanı.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Niye? Geride kalan zamanlarda hastaları çalıştırıyormusunuz ki? Şimdi dinlenme saati.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Ya nasılda bildin. Zonguldak’a kömür ocaklarına gönderiyoruz. Geçen gece ocaklardan birinde grizu patlaması yaşandı. Bir kaçı göçük altında kaldı. Acımız büyük.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Ya sen ne anlatıyorsun?</p><p></p><p>GÜVENLİK: Avrupa Birliğini anlatıyorum. Avrupa’ya girdik mi? giremedik mi? Paradan altı sıfır atarsak ne olur? Ceplere yansıyacak mı? Alım gücü artacak mı? Enflasyon düşecek mi? çıkacak mı? Ekmek parası götürebilecek miyiz?</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Tamam tamam anladım.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Anladın sen anladın.</p><p></p><p>Ziyaretçi cebinden parayı çıkarır güvenliğe uzatır.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Al şunu da izin ver gireyim.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Görende seni kültürlü, akıllı biri zanneder.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Ne oldu şimdi?</p><p></p><p>GÜVENLİK : Sen bana rüşvet mi veriyorsun.?</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Olur mu öyle şey. Al bunu da beni görme diye verdim.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Yani sus payı değil mi?</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Takdir sizin nasıl istersen öyle yorumla.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Bir daha böyle şey duymayayım. İnsanlık, ahlak, şeref yerlerde geziyor.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Böyle düşündüğünüzü bilmiyordum.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Ahlak diye bir şey kalmadı. Dilenciye mi veriyorsun ver şunları da.</p><p></p><p>Ziyaretçinin elindeki tüm parayı alır.</p><p></p><p>GÜVENLİK: Geç şimdi beni daha fazla uğraştırma.</p><p></p><p>Güvenlik parayı alır sahneden çıkar.</p><p></p><p>ZİYARETÇİ: Dur ya nere ye gidiyorsun? O benim otel param, yol param, bütün param o!</p><p></p><p>Ziyaretçi konuşarak arkasından çıkar. Sahne ye hemşire ile intihar eden hasta girer.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Derdin neydi niye intihar ettin?</p><p></p><p>HASTA: Kalbimi kırıyorsun. Hemşire hanım ben intihar etmedim.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Ya öylemi memlekette hap kalmamış hepsini içip bitirmişsin.</p><p></p><p>HASTA: Hepsini değil sadece 52 tane içtim daha içecektim bayılmışım.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Niye içtin onca hapı.</p><p></p><p>HASTA: Dayanıklılığımı test ettim.</p><p></p><p>Hemşire hortumları ve şırıngayı eline alır. Hasta şırıngayı görünce korkar.</p><p></p><p>HASTA: O elindekiler ne öyle.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Birazda dayanıklılığınızı biz test edelim, bakalım ne kadar dayanacaksın.</p><p></p><p>HASTA: Yok yok ben yalan söyledim ilaç milaç içmedim.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Rahat dur da şu hortumları takalım.</p><p></p><p>Hastanın midesi bulanır, gözleri yaşarır, hemşire bunu görünce…</p><p></p><p>HEMŞİRE: Kus kus, işimizi kolaylaştırırsın. Ağlama bunu ilaç içmeden önce düşünecektin.</p><p></p><p>HASTA: Ne bileyim hortum sokacağınızı yaaaa.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Nasıl bir ilaç içtin?</p><p></p><p>HASTA: Çok başım ağrıyordu ağrı geçsin diye bol bol ağrı kesici içtim.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Öff ya. Tam da milli maç gecesi bir daha intihar ederken düşün maç falan var mı? Doktorları, hemşireleri rahatsız eder miyim diye.</p><p></p><p>HASTA: Ne biçim hastane bu, resmen burada işkence çekiyoruz.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Ne oldu beyefendi beğenmediniz mi? Bizden bu kadar burası… Tıp Merkezimi? Sizin isteğinize göre davranalım özel doktorlar hemşireler emrinize amade edilsin.</p><p></p><p>HASTA: Özür dilerim bir daha ki sefere öyle yaparım.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Yine yapmayı düşünüyor musun?</p><p></p><p>HASTA: Yok yok yeniden mideme hortum sokturmaya niyetim yok, bileklerimi falan keserim. Hem yaparsam bu hastaneye gelmem, insafsızsınız.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Ben yine insaflıyım, Doktor Bülent olsaydı bırak bir daha ilaç içmeyi resmine bakmaya dahi cesaret edemezsin.</p><p></p><p>HASTA: Konuşup durmayın başım şişti zaten bu hortumlara da sinir oldum.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Ne biçim intihar vakasızın durmadan konuşuyorsun. Biraz böyle bekle miden iyice boşalsın.</p><p></p><p>Sahneye polis girer.</p><p></p><p>POLİS: Hemşire Hanım intihar eden hasta bu mu?</p><p></p><p>HEMŞİRE: Bu. Memur bey.</p><p></p><p>POLİS: Demek intihar ettin?</p><p></p><p>HASTA: İntihar etmedim.</p><p></p><p>POLİS: Dakka bir gol bir hemen yalanlar başladı. Adın ne?</p><p></p><p>HASTA: İbrahim.</p><p></p><p>POLİS: Soyadın?</p><p></p><p>HASTA: Külyutmaz.</p><p></p><p>POLİS: Külyutmaz ama hapları yutmuşsun.</p><p></p><p>HASTA: Yuttum ama nedeni vardı.</p><p></p><p>POLİS: İntihar nedensiz olmaz zaten senin ne derdin vardı. Yoksa kız meselesi mi?</p><p></p><p>HASTA: Yok memur bey.</p><p></p><p>POLİS: Demek konuşmayacaksın ha. Ben seni konuşturmasını bilirim. Babanın adı ne?</p><p></p><p>HASTA: Şerafettin.</p><p></p><p>POLİS: Kötü Kedi Şerafettin iyi güzel. Annenin adı?</p><p></p><p>HASTA: Safinaz.</p><p></p><p>POLİS: Aile ye bak çizgi roman kahramanları gibi bir tek temeliniz eksik.</p><p></p><p>HASTA: Temel dedemin ismi.</p><p></p><p>POLİS: Bizim çaylağın dili çözülme ye başladı nasılsa bülbül gibi şakıyor. Baba Annenizin ismi?</p><p></p><p>HASTA: Fadime.</p><p></p><p>POLİS: Kara Denizli misin?</p><p></p><p>HASTA: Hayır Ak Denizliyim.</p><p></p><p>POLİS: Bunda bir yanlışlık var. Kökenini iyi arştır.</p><p></p><p>HASTA: Dedemde Ak Denizli onun dedesi de.</p><p></p><p>POLİS: Konuşma konuşma. Annenin kızlık soyadı?</p><p></p><p>HASTA: Bu ne böyle ya. GBT mi isteseydin, daha kolay olurdu.</p><p></p><p>POLİS: Konuşma soruma cevap ver.</p><p></p><p>HASTA: Ak Deniz.</p><p></p><p>POLİS: Anlat bakalım niye intihar ettin?</p><p></p><p>HASTA: Ya ben intihar etmedim, dayanıklılığımı test ettim.</p><p></p><p>POLİS: Kaç tane hap içtin?</p><p></p><p>HASTA: 52 tanecik ben nereden bileydim 52 hapın zararlı olduğunu deme?</p><p></p><p>POLİS: Tamam bak ifadene böyle yazacağım. İntihar yazarsam emniyet emniyet dolaşırsın Hadi geçmiş olsun.</p><p></p><p>Polis çıkar hasta kendi kendine konuşur.</p><p></p><p>HASTA: Bu da güzel. Kayıtlara adım salak diye geçecek.17 yaşın da 52 ilacın zararlı olduğunu bilmeyen bir genç. Polis camiasına rezil oldum iyi mi neyse tanımadığım insanlara derdini anlatmaktan iyidir.</p><p></p><p>Hemşire dönerek.</p><p></p><p>HASTA: Hemşire Hanım çıkarın şu hortumları burnum yara oldu.</p><p></p><p>Hemşire gelir. Hortumları çıkarır.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Bir daha yapacak mısın?</p><p></p><p>HASTA: Yok ya, delimiyim ben? Yaparsam da Setbaşı Köprüsü’nden falan atlarım herhalde. Bu işkenceyi burada çekemem. Zaten çocukluğumdan beri hep uçmak istemişimdir. Direk atarım kendimi.</p><p></p><p>HEMŞİRE: (Güler) Çatlaksın sen.</p><p></p><p>HASTA: Teşekkür ederim teveccühünüz. Oh be. Gidebilir miyim?</p><p></p><p>HEMŞİRE: Gideceksin ama eve değil içeri daha serum yiyeceksin.</p><p></p><p>HASTA: Bir ağız tadıyla bile intihar ettirmiyorlar ya.</p><p></p><p>Hemşire ile hasta sahneden çıkar. Doktor elinde telefonla konuşarak sahneye girer.</p><p></p><p>DOKTOR: Ameliyattan yeni çıktım çok yorgunum. Başka bir gün gideriz.</p><p></p><p>Doktor biraz dinledikten sonra konuşmaya başlar.</p><p></p><p>DOKTOR: Olur mu aşkım seni hiç ihmal eder miyim? Biran olsun aklımdan çıkmıyorsun ama işlerimin ne kadar yoğun olduğunu biliyorsun dün nöbetimde sana bir şiir yazmıştım okumamı ister misin?</p><p></p><p>Karşısındakini biraz dinledikten sonra şiiri okumaya başlar.</p><p></p><p>DOKTOR: Bir şiir yazdım dün gece sana</p><p></p><p></p><p>Yürekten düşmüşüm büyük ilhama</p><p></p><p>Cesaretim yok ki vereyim sana</p><p></p><p>Bir sevdaya düştüm ben senin için</p><p></p><p>Sevgim anlatılmaz bir kelimeyle</p><p></p><p>Seni görmemek büyük bir çile</p><p></p><p>Seviyorum ya seni gerisi nafile</p><p></p><p>Bir sevdaya düştüm ben senin için</p><p></p><p></p><p>Hasta içeri girer.</p><p></p><p></p><p>Gündüzleri hayalimde gece rüyamda</p><p></p><p>Yaşıyorsun adeta damarımda kanımda</p><p></p><p>Hissediyorum seni bedenimde canımda</p><p></p><p>Bir sevdaya düştüm ben senin için</p><p></p><p></p><p>Doktor hastayı fark eder.</p><p></p><p>DOKTOR: Yine kapatmak zorundayım bir tanem, burada insana bir dakika bile rahat yok. Tamam, tamam sonra görüşürüz.</p><p></p><p>Doktor telefonu kapatır.</p><p></p><p>DOKTOR: Evet, sizi dinliyorum.</p><p></p><p>HASTA: Güzelim romantizminize tuz biber olmak istemezdim. Konuşmanızı yarıda böldüğüm için de özür dilerim. Bir an önce iştiraki mesainiz bitmeden huzurunuza ermek istedim.</p><p></p><p>DOKTOR: İsterseniz edebiyat yapmayı bırakıp konunuza girin.</p><p></p><p>HASTA: Zaten edebiyat yapmayı beceremem,ben fen mezunuyum.</p><p></p><p>DOKTOR: Böyle apar topar girdiğinize göre sorununuz büyük olmalı.</p><p></p><p>HASTA: Tebrik ederim bildiniz ama ben merak ettim, bu şiir kime ait.</p><p></p><p>DOKTOR: Bana ait.</p><p></p><p>HASTA: Çok güzel, şiirleri bende severim ama kendim şiir yazamıyorum. Bu da yetenek meselesi tabii. Ben genellikle okumayı severim. Mesela Banu Alkan, Ahu Tuba Oya Aydoğan… Gibi şairleri okurum.</p><p></p><p>DOKTOR: Onlar şair değil ki.</p><p></p><p>HASTA: Değil mi?</p><p></p><p>DOKTOR: Değil tabii.</p><p></p><p>HASTA: Ama hangi dergiyi açsam onlar var.</p><p></p><p>DOKTOR: Sen ve senin gibi okurlar olduğu sürece onlar çok prim yapar. Niye bunların yerine adam akıllı kitaplar okumuyorsun. Örneğin: Cezmi ERSÖZ, Orhan VELİ Muzaffer İZGÜ gibi yazarları okuyacaksın ki kültürün artsın.</p><p></p><p>HASTA: Sizin başka şiirleriniz var mı?</p><p></p><p>DOKTOR: Olmaz olur mu tabii var.</p><p></p><p>HASTA: Peki siz bunları kitap yapsanıza bence iyi satar.</p><p></p><p>DOKTOR: Niye ben şair miyim, kitap yazmaktan ne anlarım. Hem kitabı bastıracak matbaa mı kaldı. Ben geçen hafta bir konferans düzenledim. Ona katıldınız mı?</p><p></p><p>HASTA: Hayır, katılmadım.</p><p></p><p>DOKTOR: İyi bakalım, derdin neyse söyle artık istersen.</p><p></p><p>HASTA: Tabi tabi de şeyi de merak ettim.</p><p></p><p>DOKTOR: Yine neyi merak ettin?</p><p></p><p>HASTA: Şeyi canım, o şiiri kime yazdınız?</p><p></p><p>DOKTOR: Sana ne?</p><p></p><p>HASTA: Tabi ya bana ne.</p><p></p><p>DOKTOR: Her neyse sen buraya niye gelmiştin?</p><p></p><p>HASTA: Hasta olduğum için.</p><p></p><p>DOKTOR: Hasta olduğunu biliyorum, neren ağrıyor?</p><p></p><p>HASTA: Benim şimdi kafam karıştığı için, neremin ağrıdığını unuttum.</p><p></p><p>DOKTOR: Tövbe estağfurullah, yine ne oldu?</p><p></p><p>HASTA: Şu sizin şiir yazdığınız bey nasıl bir insan, yakışıklı olmalı size ilham verdiğine göre.</p><p></p><p>DOKTOR: Yakışıklıysa yakışıklı beni oyalama dışarıda bir sürü hasta bekliyor. Derdini söyle de derman bulalım.</p><p></p><p>HASTA: Doktorcuğum şimdi olay şu, benim son zamanlarda büyük sorunum var. Sabah yataktan kalkmak canım hiç istemiyor. Üzerimde kırgınlık Halsizlik, bitkinlik, var. Yani sizin anlatacağınız canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Bunun için bana bir reçete yazabilir misiniz?</p><p></p><p>DOKTOR: Bunun reçetesi, tedavisi, yok bu düpedüz tembellik.</p><p></p><p>HASTA: O kadarını bizde biliyoruz işten kaytarmak için bunun Latincesi yok mu?</p><p></p><p>DOKTOR: Devletin ciddi bir kuruluşunu kötü emellerine alet etmeye utanmıyor musun? Çık dışarı.</p><p></p><p>HASTA: Bu kadar kızmanıza ne gerek vardı, bir şansımızı deneyelim dedik şunu da belirteyim, az önce konuşmanızı yarıda kestiğim için özür dilemiştim ya, şimdi özrümü geri alıyorum işine sadık sevgili Doktor…</p><p></p><p>Hasta sahneden sinirli bir şekilde çıkar..</p><p></p><p>Sahneye doğum yapmak üzere hamile bir bayan getirilir, fondan baba müziği çalmaktadır.</p><p></p><p>Baba ve korumaları sahneye girer. Kadın avazı çıktığı kadar bağırmaktadır.</p><p></p><p>BABA: Nerde kaldı bu doktor?</p><p></p><p>HEMŞİRE: Birazdan gelir.</p><p></p><p>BABA: Birazdan kelimesi bizim lugatta yok. Hemen gelecek, derhal çağırın gelsin.</p><p></p><p>I.KORUMA: Babayı duymadın mı? Doktor’u çağır.</p><p></p><p>Hemşire biraz tedirgin bir şekilde sahneden çıkar ve tekrar içeri girer.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Kadın doğum uzmanımız gitmiş telefonu da cevap vermiyor.</p><p></p><p>BABA: Başka doktor çağırın.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Başka bir doktor. Doğumdan ne anlasın.</p><p></p><p>BABA: Anlamıyorsa neden doktor oluyor çağır gelsin.</p><p></p><p>Hemşire tekrar çıkar geri döner.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Çağırdım gelmiyor.</p><p></p><p>BABA: Yürüyün çocuklar.</p><p></p><p>Baba korumaları sahneden çıkar hamile kadın halen bağırmaktadır.</p><p></p><p>H.KADIN: Çocuk geliyor nerede kaldı bu doktor.</p><p></p><p>Sahneye, sırtında, bir yaralıyla içeri girer.</p><p></p><p>VATANDAŞ: Doktor nerede?</p><p></p><p>HEMŞİRE: Ne yapacaksın?</p><p></p><p>VATANDAŞ: Konserve yapacağım ne demek ne yapacağım. Adam ölüyor.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Kaydını yaptır gel.</p><p></p><p>VATANDAŞ: Prosedürler böyle.</p><p></p><p>VATANDAŞ: Ben adamı tanımıyorum ki nasıl kaydını yaptırayım.</p><p></p><p>HEMŞİRE: O zaman biz bu hastaya bakamayız.</p><p></p><p>VATANDAŞ: Tamam tamam nereye kayıt yaptıracağız?</p><p></p><p>HEMŞİRE: Sağ taraftan git direk karşında.</p><p></p><p>Vatandaş hasta sırtında sahneden çıkar hamile kadın tekrar bağırmaya başlar.</p><p></p><p>H.KADIN: Nerde kaldı bu doktor.</p><p></p><p>Vatandaş sırtında hastayla tekrar içeri girer.</p><p></p><p>VATANDAŞ: Yolda trafiğe takılmış bugün gelemeyecekmiş.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Hangi doktor trafiğe takılmış.</p><p></p><p>VATANDAŞ: Ne doktoru.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Şimdi sen söylemedin mi. Doktor trafiğe takılmış gelemiyor diye.</p><p></p><p>VATANDAŞ: Ben kayıt bürosundaki bayandan bahsettim doktordan değil kayıtta yaptıramadım ne olacak şimdi.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Neyse getir kaydını ben yapayım. Adın ne?</p><p></p><p>VATANDAŞ: Nerden bileyim yolda arabayla biri çarpıp kaçmış.</p><p></p><p>HEMŞİRE: İsmini bilmiyorsan kaydını yapamam.</p><p></p><p>VATANDAŞ: Şimdi hatırladım adı Mahmut.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Soyadı ne?</p><p></p><p>VATANDAŞ: İsmini uydurduk söyledikte soyadını da nereden bileyim.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Soyadını bilmiyorsan bende kaydını yapamam.</p><p></p><p>VATANDAŞ: Kader.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Baba adı?</p><p></p><p>VATANDAŞ: Kaygısız.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Anne adı?</p><p></p><p>VATANDAŞ: Hüzün.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Doğum tarihi ve yeri?</p><p></p><p>VATANDAŞ: Bakın şu formalitelere adam ölüyor!</p><p></p><p>H.KADIN: Ben ne olacağım?</p><p></p><p>Hemşireyle vatandaş beraber bağırır.</p><p></p><p>VA. HEM: Sen kapa çeneni.</p><p></p><p>Korumalarıyla sahneye baba girer.</p><p></p><p>BABA: Doktor’un birinin ağzını kapattık diğeri de doğum için hazırlanıyor.</p><p></p><p>VATADAŞ: Hemşire Hanım adam ölüyor!</p><p></p><p>HEMŞİRE: Biri doğuracak biri ölecek doğanın kanunu bu.</p><p></p><p>BABA: Bu adam zaten ölmüş. Boşuna doktorları meşgul etme.</p><p></p><p>Baba korumalara dönerek.</p><p></p><p>BABA: Nerede kaldı bu doktor çabuk alın getirin.</p><p></p><p>Korumalar sahneden çıkar. Doktorun iki kolundan tutarak sahne ye girerler.</p><p></p><p>DOKTOR: Ya ben doğumdan ne anlarım benim işim ortopedi.</p><p></p><p>BABA: Bak ne güzel söylüyorsun. Bu çocukta orta kattan geliyor. Derhal görevini yap. Yoksa bizimkiler görevini yapacak.</p><p></p><p>DOKTOR: Hemşire Hanım şu kollarımı katla.</p><p></p><p>Doktor hasta’ya baktıktan sonra.</p><p></p><p>DOKTOR: Bu çocuk ters gelmiş!</p><p></p><p>BABA: Düzelt ne diye doktor oldun.</p><p></p><p>DOKTOR: Bu benim branşım değil.</p><p></p><p>BABA: Çocuklar doktor’u duyamadım.</p><p></p><p>DOKTOR: Tamam, tamam şimdi doğumu yaptırıyorum.</p><p></p><p>BABA: Söyle fazla kurcalamasın.</p><p></p><p>KORUMA: Patronun emri fazla kurcalamayın.</p><p></p><p>DOKTOR: Kurcalanacak tarafı kalmamış. Paramparça olmuş.</p><p></p><p>BABA: Söyleyin doktora kız çocuk doğurtmasın.</p><p></p><p>KORUMA: Patronun emri kız çocuk istemiyor.</p><p></p><p>DOKTOR: Ey vah. Doğan kız şimdi ne yapacağım.</p><p></p><p>BABA: Doktor bir şey mi söyledin?</p><p></p><p>DOKTOR: Oğlunuz geliyor az kaldı hemşire al şu çocuğu kaybet.</p><p></p><p>Hamile kadın tekrar bağırmaya başlar.</p><p></p><p>DOKTOR: Doğurdun şimdi niye bağırıyorsun.</p><p></p><p>H.KADIN: Geliyor, geliyor.</p><p></p><p>DOKTOR: Ne bir tane daha mı? İnşallah bu erkektir.</p><p></p><p>Doktor doğumu yaptırır, bu kez dünyaya gelen erkektir.</p><p></p><p>DOKTOR: Baba gözün aydın oğlunuz oldu oğlunuz</p><p></p><p>Çocuk ağlama sesi gelir.</p><p></p><p>BABA: Bu ne çocuğun sakalı var. Hatun bu çocuk neden bu kadar büyük?</p><p></p><p>H.KADIN: Senin korkundan kız olacak diye on yıldır doğuramadım. Oda karnımda büyüdü.</p><p></p><p>BABA: Hakkı bu kadın hem beni boynuzlamış hem yalan söylüyor. Bu çocuk bana hiç benzemiyor. Onu da doktoru da öldürün.</p><p></p><p>Hamile kadın sahneden kaçar. Korumalarda arkasından çıkar.</p><p></p><p>DOKTOR: Benim ne suçum var.</p><p></p><p>BABA: Tipini sevmedim.</p><p></p><p>Doktor dışarı koşarak çıkar arkasından. Baba</p><p></p><p>BABA: Benden kimse kaçamaz. Hakkı öldürün bunu.</p><p></p><p>Doktorun arkasından babada çıkar. Sahneye doktor girer masanın başına geçer. İçeri hemşireyle birlikte A.Deli girer.</p><p></p><p>DOKTOR: Hah sen eksiktin sende geldin tamam oldu.</p><p></p><p>A.DELİ: Ben gelmek istemedim, zorla getirdiler.</p><p></p><p>DOKTOR: Kim getirdi?</p><p></p><p>A.DELİ: Polisler.</p><p></p><p>DOKTOR: Ne yaptın da getirdiler?</p><p></p><p>A.DELİ: Hastaneye bir yaralı getirdim, bana bu elbiseyi giydirdiler.</p><p></p><p>DOKTOR: Üzerindeki refakatçi elbisesi değil, deli gömleği.</p><p></p><p>A.DELİ: Bu gömleği giymeyi ben istemedim, deli zannetti de giydirdiler.</p><p></p><p>DOKTOR: Cinnet geçirdiğin zaman mı yaraladın?</p><p></p><p>A.DELİ: Kimi?</p><p></p><p>DOKTOR: Kimi olacak hastaneye getirdiğin yaralıyı.</p><p></p><p>A.DELİ: Ben o yaralıyı yolun ortasında buldum, birileri çarpıp kaçmış bende insanlık görevimi yaptım hastaneye getirdim. Kazayı benim yaptığımı zannettiler, hastane polisi ifademi aldı ve beni karakola götürdü. Karakolda benim deli raporum ortaya çıkınca da buraya getirdiler.</p><p></p><p>DOKTOR: Ama burası akıl hastanesi değil ki.</p><p></p><p>A.DELİ: Burada kalıcı değilim, birazdan beni Bakırköy’e götürecekler.</p><p></p><p>DOKTOR: Şimdi adama sen çarpmadın mı?</p><p></p><p>A.DELİ: Çarpmadım. Bir insanlık yapalım dedik bak şimdi nelerle uğraşıyorum.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Bunun böyle söylediğine bakmayın Doktor Hanım, her geldiğinde kendini haklı çıkarmak için bir neden bulur.</p><p></p><p>DOKTOR: Sen akıl hastası olarak geldin mi hiç buraya?</p><p></p><p>A.DELİ: Gelmek ne demek abone oldum, bir buraya iki Bakırköy’e.</p><p></p><p>DOKTOR: Daha önce ne yaptın da getirdiler?</p><p></p><p>A.DELİ: Efes’e Antik Tiyatro’yu gezmeye gitmiştim. Orada yaşanan olaylar karşısında hayrete düştüm.</p><p></p><p>DOKTOR: Ne gördün Efes’te?</p><p></p><p>A.DELİ: Dev gibi makineler yerleştirmişler. Efes’i yeniden inşa ediyorlardı.</p><p></p><p>DOKTOR: Biraz daha açık konuşur musun?</p><p></p><p>A.DELİ: Temmuz’un ortasında turistlerin yoğun olduğu bir zamanda düşen taşları harç yaparak yeniden yerlerine koyduklarını gördüm. Bunu gören turistler bir daha gelirler mi?</p><p></p><p>DOKTOR: Gelir niye gelmesin?</p><p></p><p>A.DELİ: Gelmez doktor hanım gelmez. Turistler buraya tarihi eserleri görmeye geliyorlar.</p><p></p><p>Şimdi geldiklerinde, tarihi yerlerin yeniden inşa edildiğini gören turistler bir daha niye gelsin?</p><p></p><p>DOKTOR: İyide düşen taşlar yerde mi kalsın?</p><p></p><p>A.DELİ: Yerde kalsın demiyorum. Turistlerin az olduğu bir zamanda Efes’i turistlere birkaç ay kapatıp bu işi o zaman yapabilirler.</p><p></p><p>DOKTOR: Bu konuyla senin ne alakan var ki?</p><p></p><p>A.DELİ: Sana şimdi anlattığımı yetkililere de anlatmaya çalıştım. İşlerine gelmediği için deli damgası yedim.</p><p></p><p>Hemşire diğer deliyi sahneye getirir.</p><p></p><p>DOKTOR: Geldi işte bir tane daha. Bu günlerde deliren delirene.</p><p></p><p>DELİ: Valla ben deli değilim.</p><p></p><p>DOKTOR: O zaman burada ne işin var?</p><p></p><p>DELİ: Ne bileyim? Delidir diye aldılar getirdiler, her zaman ki gibi.</p><p></p><p>DOKTOR: Nasıl yani?</p><p></p><p>DELİ: Dur ben sana en baştan anlatayım. Taa okul yıllarımda sınavın birinde hocaya altmışlık kâğıt vermiştim. Hoca kalkmış bana yüz vermiş. Gittim durumu anlattım. Ben diyorum hakkım altmış, o diyor yok sen yüz aldın. Öyledir böyledir derken hoca benden şüphe etmeye başladı. Sonunda delirdim diye disiplin kurulu beni okuldan attı. Böylece Bakırköy’le ilk tanışmam gerçekleşti. Neyse sonunda Bakırköy’den kurtuldum. Kendime yeni bir hayat kurmak istedim. Sonra bir ev buldum. Evi bir görsen iki yüz metre kare, saten boya, çift banyo, jakuzili, kartonpiyerli, şehir manzaralı harika bir ev. Ben evi beş yüz milyondan aşağı düşünmezken ev sahibi iki yüz elli milyon demez mi? Ben dedim bari üç yüz olsun. Adam ille de iki yüz elli diyor. Öyle böyle eve taşındım. İlk kiramı hiç olmazsa üç yüz yatırayım dedim ve yatırdım. Ertesi gün kapıda bir takım, bir zarf içinde elli milyon. Gittim ev sahibine ağabey al bu para senin hakkın dedim. Adam beni deli diye ihbar etmez mi? Ben yine Bakırköy yollarında.</p><p></p><p>DOKTOR: Senin ki delilik değil, düpedüz enayilik.</p><p></p><p>DELİ: Bana bak, bana deli diyebilirsin ama enayi asla.</p><p></p><p>A.DELİ: Biz ne deliyiz ne enayi. Memlekette bu kadar deli varken akıllılarla delileri karıştırılmaları gayet doğal.</p><p></p><p>DELİ: Biz de bu kargaşanın kurbanıyız. Geçen gün havuzlu parka gittim. Halk günü olduğunu bildiğim için yanıma sadece iki buçuk milyon aldım. Tam içeri girecektim ki bir adam yolumu kesti, damsız girilmez dedi. Ama ben bir kere takmışım kafaya bir yolunu bulup içeri daldım. Tam üzerimdekileri çıkardım havuza atlayacaktım, iki adam beni tuttuğu gibi dışarı attılar. Üstelik kıyafetlerimi de vermediler. Bende çaresiz eve doğru koşmaya başladım. Şehir merkezin de yorgun düştüm oturup biraz soluklanayım dedim. Tabi beni orada öyle bırakırlar mı? Delidir diye tuttukları gibi buraya getirdiler.</p><p></p><p>DOKTOR: Tamam, tamam fazla uzatmayın. Zaten işim gücüm var, bir de sizinle uğraşmayayım. Geçin şöyle oturun.</p><p></p><p>Fondan siren sesleri gelir. Hemşire sahneye girer.</p><p></p><p>HEMŞİRE: Doktor Hanım Bakırköy’e gidecek hastaların aracı geldi.</p><p></p><p>Bir kargaşa çıkar. Doktor, hemşire ve deliler sahneden çıkar ve perde kapanır.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="dderya, post: 769608, member: 112565"] ACİL SERVİS (devamı) Perde açılır içeri güvenlik görevlisi girer. Yerine oturur şarkı söylemeye başlar. Bir süre sonra ziyaretçi gelir. Güvelik ayağa kalkar, ziyaretçinin içeri girmesini engeller. GÜVENLİK: Elini kolunu sallayarak nereye böyle? ZİYARETÇİ: Jameika’ya gidiyorum. Plaj da uzanıp güneşleneceğim. GÜVENLİK: Sen benimle dalga mı geçiyorsun? ZİYARETÇİ: Burası hastane değil mi? GÜVENLİK: Yasak. ZİYARETÇİ: Nasıl yasak? GÜVENLİK: Şimdi şöyle oluyor. Sen içeri giremeyeceksin. ZİYARETÇİ: İçeride hastam var. GÜVENLİK: Olabilir. ZİYARETÇİ: Ne demek olabilir. Ben hastamı göremeyecek miyim? GÜVENLİK: Hayır. ZİYARETÇİ: Sebebini öğrenebilir miyim? GÜVENLİK: Ayağına galoş giymemişsin. ZİYARETÇİ: Ya o incecik naylon parçasını giysem ne olur, giymesem ne olur. GÜVENLİK: Ne demek ne olur bizim hastane çok hijyenik bir hastanedir. ZİYARETÇİ: Bu hastane mi hijyenik. GÜVENLİK: Ne o beğenemedin mi? ZİTARETÇİ: Beğenmesine beğendim de. Şu gördüğüm hamam böceği değil mi? GÜVENLİK: Hamam böceği ise hamam böceği onu ben mi davet ettim. Bir an dalgınlığıma geldi. Gözümden kaçtı. İçeri girmiş, hem sen onun geçmişini biliyor musun? ZİYARETÇİ: Nereden bileyim. GÜVENLİK: O hamam böceği Türkiye’ye Afrika’dan muzun içine girip gelmiş. ZİYARETÇİ: Şu duvarın hali ne öyle? GÜVENLİK: Neyi varmış duvarın. Sadece biraz boyaları dökülmüş. Bu sene boyatırız, herhalde. ZİYARETÇİ: Git işine kardeşim. Duvarlarda sıva kalmamış. Yerlerde hamam böcekleri kırkayaklar volta atıyor, sen hijyenlikten bahsediyorsun. Ben galoş falan almam. GÜVENLİK: Alsan da giremezsin. ZİYARETÇİ: Hayda! Şimdi ne oldu? GÜVENLİK: Burası acil servis. Burdan giriş yasak git poliklinikten gir. ZİYARETÇİ: Orası kapalı. Ziyaret saatinde açılıyormuş. GÜVELİK: Bak ne güzel söyledin. Demek ki şimdi ziyaret saati değil. ZİYARETÇİ: Bak kardeşim ben 20 saatlik yoldan geldim. Yorgunum, ayakta duracak halim yok bırak ta hastamı görüp gidip biraz uyuyayım. GÜVENLİK: Sen kendi istirahatını düşünüyorsun. Bizde hastaların bu saatte dinlenme zamanı. ZİYARETÇİ: Niye? Geride kalan zamanlarda hastaları çalıştırıyormusunuz ki? Şimdi dinlenme saati. GÜVENLİK: Ya nasılda bildin. Zonguldak’a kömür ocaklarına gönderiyoruz. Geçen gece ocaklardan birinde grizu patlaması yaşandı. Bir kaçı göçük altında kaldı. Acımız büyük. ZİYARETÇİ: Ya sen ne anlatıyorsun? GÜVENLİK: Avrupa Birliğini anlatıyorum. Avrupa’ya girdik mi? giremedik mi? Paradan altı sıfır atarsak ne olur? Ceplere yansıyacak mı? Alım gücü artacak mı? Enflasyon düşecek mi? çıkacak mı? Ekmek parası götürebilecek miyiz? ZİYARETÇİ: Tamam tamam anladım. GÜVENLİK: Anladın sen anladın. Ziyaretçi cebinden parayı çıkarır güvenliğe uzatır. ZİYARETÇİ: Al şunu da izin ver gireyim. GÜVENLİK: Görende seni kültürlü, akıllı biri zanneder. ZİYARETÇİ: Ne oldu şimdi? GÜVENLİK : Sen bana rüşvet mi veriyorsun.? ZİYARETÇİ: Olur mu öyle şey. Al bunu da beni görme diye verdim. GÜVENLİK: Yani sus payı değil mi? ZİYARETÇİ: Takdir sizin nasıl istersen öyle yorumla. GÜVENLİK: Bir daha böyle şey duymayayım. İnsanlık, ahlak, şeref yerlerde geziyor. ZİYARETÇİ: Böyle düşündüğünüzü bilmiyordum. GÜVENLİK: Ahlak diye bir şey kalmadı. Dilenciye mi veriyorsun ver şunları da. Ziyaretçinin elindeki tüm parayı alır. GÜVENLİK: Geç şimdi beni daha fazla uğraştırma. Güvenlik parayı alır sahneden çıkar. ZİYARETÇİ: Dur ya nere ye gidiyorsun? O benim otel param, yol param, bütün param o! Ziyaretçi konuşarak arkasından çıkar. Sahne ye hemşire ile intihar eden hasta girer. HEMŞİRE: Derdin neydi niye intihar ettin? HASTA: Kalbimi kırıyorsun. Hemşire hanım ben intihar etmedim. HEMŞİRE: Ya öylemi memlekette hap kalmamış hepsini içip bitirmişsin. HASTA: Hepsini değil sadece 52 tane içtim daha içecektim bayılmışım. HEMŞİRE: Niye içtin onca hapı. HASTA: Dayanıklılığımı test ettim. Hemşire hortumları ve şırıngayı eline alır. Hasta şırıngayı görünce korkar. HASTA: O elindekiler ne öyle. HEMŞİRE: Birazda dayanıklılığınızı biz test edelim, bakalım ne kadar dayanacaksın. HASTA: Yok yok ben yalan söyledim ilaç milaç içmedim. HEMŞİRE: Rahat dur da şu hortumları takalım. Hastanın midesi bulanır, gözleri yaşarır, hemşire bunu görünce… HEMŞİRE: Kus kus, işimizi kolaylaştırırsın. Ağlama bunu ilaç içmeden önce düşünecektin. HASTA: Ne bileyim hortum sokacağınızı yaaaa. HEMŞİRE: Nasıl bir ilaç içtin? HASTA: Çok başım ağrıyordu ağrı geçsin diye bol bol ağrı kesici içtim. HEMŞİRE: Öff ya. Tam da milli maç gecesi bir daha intihar ederken düşün maç falan var mı? Doktorları, hemşireleri rahatsız eder miyim diye. HASTA: Ne biçim hastane bu, resmen burada işkence çekiyoruz. HEMŞİRE: Ne oldu beyefendi beğenmediniz mi? Bizden bu kadar burası… Tıp Merkezimi? Sizin isteğinize göre davranalım özel doktorlar hemşireler emrinize amade edilsin. HASTA: Özür dilerim bir daha ki sefere öyle yaparım. HEMŞİRE: Yine yapmayı düşünüyor musun? HASTA: Yok yok yeniden mideme hortum sokturmaya niyetim yok, bileklerimi falan keserim. Hem yaparsam bu hastaneye gelmem, insafsızsınız. HEMŞİRE: Ben yine insaflıyım, Doktor Bülent olsaydı bırak bir daha ilaç içmeyi resmine bakmaya dahi cesaret edemezsin. HASTA: Konuşup durmayın başım şişti zaten bu hortumlara da sinir oldum. HEMŞİRE: Ne biçim intihar vakasızın durmadan konuşuyorsun. Biraz böyle bekle miden iyice boşalsın. Sahneye polis girer. POLİS: Hemşire Hanım intihar eden hasta bu mu? HEMŞİRE: Bu. Memur bey. POLİS: Demek intihar ettin? HASTA: İntihar etmedim. POLİS: Dakka bir gol bir hemen yalanlar başladı. Adın ne? HASTA: İbrahim. POLİS: Soyadın? HASTA: Külyutmaz. POLİS: Külyutmaz ama hapları yutmuşsun. HASTA: Yuttum ama nedeni vardı. POLİS: İntihar nedensiz olmaz zaten senin ne derdin vardı. Yoksa kız meselesi mi? HASTA: Yok memur bey. POLİS: Demek konuşmayacaksın ha. Ben seni konuşturmasını bilirim. Babanın adı ne? HASTA: Şerafettin. POLİS: Kötü Kedi Şerafettin iyi güzel. Annenin adı? HASTA: Safinaz. POLİS: Aile ye bak çizgi roman kahramanları gibi bir tek temeliniz eksik. HASTA: Temel dedemin ismi. POLİS: Bizim çaylağın dili çözülme ye başladı nasılsa bülbül gibi şakıyor. Baba Annenizin ismi? HASTA: Fadime. POLİS: Kara Denizli misin? HASTA: Hayır Ak Denizliyim. POLİS: Bunda bir yanlışlık var. Kökenini iyi arştır. HASTA: Dedemde Ak Denizli onun dedesi de. POLİS: Konuşma konuşma. Annenin kızlık soyadı? HASTA: Bu ne böyle ya. GBT mi isteseydin, daha kolay olurdu. POLİS: Konuşma soruma cevap ver. HASTA: Ak Deniz. POLİS: Anlat bakalım niye intihar ettin? HASTA: Ya ben intihar etmedim, dayanıklılığımı test ettim. POLİS: Kaç tane hap içtin? HASTA: 52 tanecik ben nereden bileydim 52 hapın zararlı olduğunu deme? POLİS: Tamam bak ifadene böyle yazacağım. İntihar yazarsam emniyet emniyet dolaşırsın Hadi geçmiş olsun. Polis çıkar hasta kendi kendine konuşur. HASTA: Bu da güzel. Kayıtlara adım salak diye geçecek.17 yaşın da 52 ilacın zararlı olduğunu bilmeyen bir genç. Polis camiasına rezil oldum iyi mi neyse tanımadığım insanlara derdini anlatmaktan iyidir. Hemşire dönerek. HASTA: Hemşire Hanım çıkarın şu hortumları burnum yara oldu. Hemşire gelir. Hortumları çıkarır. HEMŞİRE: Bir daha yapacak mısın? HASTA: Yok ya, delimiyim ben? Yaparsam da Setbaşı Köprüsü’nden falan atlarım herhalde. Bu işkenceyi burada çekemem. Zaten çocukluğumdan beri hep uçmak istemişimdir. Direk atarım kendimi. HEMŞİRE: (Güler) Çatlaksın sen. HASTA: Teşekkür ederim teveccühünüz. Oh be. Gidebilir miyim? HEMŞİRE: Gideceksin ama eve değil içeri daha serum yiyeceksin. HASTA: Bir ağız tadıyla bile intihar ettirmiyorlar ya. Hemşire ile hasta sahneden çıkar. Doktor elinde telefonla konuşarak sahneye girer. DOKTOR: Ameliyattan yeni çıktım çok yorgunum. Başka bir gün gideriz. Doktor biraz dinledikten sonra konuşmaya başlar. DOKTOR: Olur mu aşkım seni hiç ihmal eder miyim? Biran olsun aklımdan çıkmıyorsun ama işlerimin ne kadar yoğun olduğunu biliyorsun dün nöbetimde sana bir şiir yazmıştım okumamı ister misin? Karşısındakini biraz dinledikten sonra şiiri okumaya başlar. DOKTOR: Bir şiir yazdım dün gece sana Yürekten düşmüşüm büyük ilhama Cesaretim yok ki vereyim sana Bir sevdaya düştüm ben senin için Sevgim anlatılmaz bir kelimeyle Seni görmemek büyük bir çile Seviyorum ya seni gerisi nafile Bir sevdaya düştüm ben senin için Hasta içeri girer. Gündüzleri hayalimde gece rüyamda Yaşıyorsun adeta damarımda kanımda Hissediyorum seni bedenimde canımda Bir sevdaya düştüm ben senin için Doktor hastayı fark eder. DOKTOR: Yine kapatmak zorundayım bir tanem, burada insana bir dakika bile rahat yok. Tamam, tamam sonra görüşürüz. Doktor telefonu kapatır. DOKTOR: Evet, sizi dinliyorum. HASTA: Güzelim romantizminize tuz biber olmak istemezdim. Konuşmanızı yarıda böldüğüm için de özür dilerim. Bir an önce iştiraki mesainiz bitmeden huzurunuza ermek istedim. DOKTOR: İsterseniz edebiyat yapmayı bırakıp konunuza girin. HASTA: Zaten edebiyat yapmayı beceremem,ben fen mezunuyum. DOKTOR: Böyle apar topar girdiğinize göre sorununuz büyük olmalı. HASTA: Tebrik ederim bildiniz ama ben merak ettim, bu şiir kime ait. DOKTOR: Bana ait. HASTA: Çok güzel, şiirleri bende severim ama kendim şiir yazamıyorum. Bu da yetenek meselesi tabii. Ben genellikle okumayı severim. Mesela Banu Alkan, Ahu Tuba Oya Aydoğan… Gibi şairleri okurum. DOKTOR: Onlar şair değil ki. HASTA: Değil mi? DOKTOR: Değil tabii. HASTA: Ama hangi dergiyi açsam onlar var. DOKTOR: Sen ve senin gibi okurlar olduğu sürece onlar çok prim yapar. Niye bunların yerine adam akıllı kitaplar okumuyorsun. Örneğin: Cezmi ERSÖZ, Orhan VELİ Muzaffer İZGÜ gibi yazarları okuyacaksın ki kültürün artsın. HASTA: Sizin başka şiirleriniz var mı? DOKTOR: Olmaz olur mu tabii var. HASTA: Peki siz bunları kitap yapsanıza bence iyi satar. DOKTOR: Niye ben şair miyim, kitap yazmaktan ne anlarım. Hem kitabı bastıracak matbaa mı kaldı. Ben geçen hafta bir konferans düzenledim. Ona katıldınız mı? HASTA: Hayır, katılmadım. DOKTOR: İyi bakalım, derdin neyse söyle artık istersen. HASTA: Tabi tabi de şeyi de merak ettim. DOKTOR: Yine neyi merak ettin? HASTA: Şeyi canım, o şiiri kime yazdınız? DOKTOR: Sana ne? HASTA: Tabi ya bana ne. DOKTOR: Her neyse sen buraya niye gelmiştin? HASTA: Hasta olduğum için. DOKTOR: Hasta olduğunu biliyorum, neren ağrıyor? HASTA: Benim şimdi kafam karıştığı için, neremin ağrıdığını unuttum. DOKTOR: Tövbe estağfurullah, yine ne oldu? HASTA: Şu sizin şiir yazdığınız bey nasıl bir insan, yakışıklı olmalı size ilham verdiğine göre. DOKTOR: Yakışıklıysa yakışıklı beni oyalama dışarıda bir sürü hasta bekliyor. Derdini söyle de derman bulalım. HASTA: Doktorcuğum şimdi olay şu, benim son zamanlarda büyük sorunum var. Sabah yataktan kalkmak canım hiç istemiyor. Üzerimde kırgınlık Halsizlik, bitkinlik, var. Yani sizin anlatacağınız canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Bunun için bana bir reçete yazabilir misiniz? DOKTOR: Bunun reçetesi, tedavisi, yok bu düpedüz tembellik. HASTA: O kadarını bizde biliyoruz işten kaytarmak için bunun Latincesi yok mu? DOKTOR: Devletin ciddi bir kuruluşunu kötü emellerine alet etmeye utanmıyor musun? Çık dışarı. HASTA: Bu kadar kızmanıza ne gerek vardı, bir şansımızı deneyelim dedik şunu da belirteyim, az önce konuşmanızı yarıda kestiğim için özür dilemiştim ya, şimdi özrümü geri alıyorum işine sadık sevgili Doktor… Hasta sahneden sinirli bir şekilde çıkar.. Sahneye doğum yapmak üzere hamile bir bayan getirilir, fondan baba müziği çalmaktadır. Baba ve korumaları sahneye girer. Kadın avazı çıktığı kadar bağırmaktadır. BABA: Nerde kaldı bu doktor? HEMŞİRE: Birazdan gelir. BABA: Birazdan kelimesi bizim lugatta yok. Hemen gelecek, derhal çağırın gelsin. I.KORUMA: Babayı duymadın mı? Doktor’u çağır. Hemşire biraz tedirgin bir şekilde sahneden çıkar ve tekrar içeri girer. HEMŞİRE: Kadın doğum uzmanımız gitmiş telefonu da cevap vermiyor. BABA: Başka doktor çağırın. HEMŞİRE: Başka bir doktor. Doğumdan ne anlasın. BABA: Anlamıyorsa neden doktor oluyor çağır gelsin. Hemşire tekrar çıkar geri döner. HEMŞİRE: Çağırdım gelmiyor. BABA: Yürüyün çocuklar. Baba korumaları sahneden çıkar hamile kadın halen bağırmaktadır. H.KADIN: Çocuk geliyor nerede kaldı bu doktor. Sahneye, sırtında, bir yaralıyla içeri girer. VATANDAŞ: Doktor nerede? HEMŞİRE: Ne yapacaksın? VATANDAŞ: Konserve yapacağım ne demek ne yapacağım. Adam ölüyor. HEMŞİRE: Kaydını yaptır gel. VATANDAŞ: Prosedürler böyle. VATANDAŞ: Ben adamı tanımıyorum ki nasıl kaydını yaptırayım. HEMŞİRE: O zaman biz bu hastaya bakamayız. VATANDAŞ: Tamam tamam nereye kayıt yaptıracağız? HEMŞİRE: Sağ taraftan git direk karşında. Vatandaş hasta sırtında sahneden çıkar hamile kadın tekrar bağırmaya başlar. H.KADIN: Nerde kaldı bu doktor. Vatandaş sırtında hastayla tekrar içeri girer. VATANDAŞ: Yolda trafiğe takılmış bugün gelemeyecekmiş. HEMŞİRE: Hangi doktor trafiğe takılmış. VATANDAŞ: Ne doktoru. HEMŞİRE: Şimdi sen söylemedin mi. Doktor trafiğe takılmış gelemiyor diye. VATANDAŞ: Ben kayıt bürosundaki bayandan bahsettim doktordan değil kayıtta yaptıramadım ne olacak şimdi. HEMŞİRE: Neyse getir kaydını ben yapayım. Adın ne? VATANDAŞ: Nerden bileyim yolda arabayla biri çarpıp kaçmış. HEMŞİRE: İsmini bilmiyorsan kaydını yapamam. VATANDAŞ: Şimdi hatırladım adı Mahmut. HEMŞİRE: Soyadı ne? VATANDAŞ: İsmini uydurduk söyledikte soyadını da nereden bileyim. HEMŞİRE: Soyadını bilmiyorsan bende kaydını yapamam. VATANDAŞ: Kader. HEMŞİRE: Baba adı? VATANDAŞ: Kaygısız. HEMŞİRE: Anne adı? VATANDAŞ: Hüzün. HEMŞİRE: Doğum tarihi ve yeri? VATANDAŞ: Bakın şu formalitelere adam ölüyor! H.KADIN: Ben ne olacağım? Hemşireyle vatandaş beraber bağırır. VA. HEM: Sen kapa çeneni. Korumalarıyla sahneye baba girer. BABA: Doktor’un birinin ağzını kapattık diğeri de doğum için hazırlanıyor. VATADAŞ: Hemşire Hanım adam ölüyor! HEMŞİRE: Biri doğuracak biri ölecek doğanın kanunu bu. BABA: Bu adam zaten ölmüş. Boşuna doktorları meşgul etme. Baba korumalara dönerek. BABA: Nerede kaldı bu doktor çabuk alın getirin. Korumalar sahneden çıkar. Doktorun iki kolundan tutarak sahne ye girerler. DOKTOR: Ya ben doğumdan ne anlarım benim işim ortopedi. BABA: Bak ne güzel söylüyorsun. Bu çocukta orta kattan geliyor. Derhal görevini yap. Yoksa bizimkiler görevini yapacak. DOKTOR: Hemşire Hanım şu kollarımı katla. Doktor hasta’ya baktıktan sonra. DOKTOR: Bu çocuk ters gelmiş! BABA: Düzelt ne diye doktor oldun. DOKTOR: Bu benim branşım değil. BABA: Çocuklar doktor’u duyamadım. DOKTOR: Tamam, tamam şimdi doğumu yaptırıyorum. BABA: Söyle fazla kurcalamasın. KORUMA: Patronun emri fazla kurcalamayın. DOKTOR: Kurcalanacak tarafı kalmamış. Paramparça olmuş. BABA: Söyleyin doktora kız çocuk doğurtmasın. KORUMA: Patronun emri kız çocuk istemiyor. DOKTOR: Ey vah. Doğan kız şimdi ne yapacağım. BABA: Doktor bir şey mi söyledin? DOKTOR: Oğlunuz geliyor az kaldı hemşire al şu çocuğu kaybet. Hamile kadın tekrar bağırmaya başlar. DOKTOR: Doğurdun şimdi niye bağırıyorsun. H.KADIN: Geliyor, geliyor. DOKTOR: Ne bir tane daha mı? İnşallah bu erkektir. Doktor doğumu yaptırır, bu kez dünyaya gelen erkektir. DOKTOR: Baba gözün aydın oğlunuz oldu oğlunuz Çocuk ağlama sesi gelir. BABA: Bu ne çocuğun sakalı var. Hatun bu çocuk neden bu kadar büyük? H.KADIN: Senin korkundan kız olacak diye on yıldır doğuramadım. Oda karnımda büyüdü. BABA: Hakkı bu kadın hem beni boynuzlamış hem yalan söylüyor. Bu çocuk bana hiç benzemiyor. Onu da doktoru da öldürün. Hamile kadın sahneden kaçar. Korumalarda arkasından çıkar. DOKTOR: Benim ne suçum var. BABA: Tipini sevmedim. Doktor dışarı koşarak çıkar arkasından. Baba BABA: Benden kimse kaçamaz. Hakkı öldürün bunu. Doktorun arkasından babada çıkar. Sahneye doktor girer masanın başına geçer. İçeri hemşireyle birlikte A.Deli girer. DOKTOR: Hah sen eksiktin sende geldin tamam oldu. A.DELİ: Ben gelmek istemedim, zorla getirdiler. DOKTOR: Kim getirdi? A.DELİ: Polisler. DOKTOR: Ne yaptın da getirdiler? A.DELİ: Hastaneye bir yaralı getirdim, bana bu elbiseyi giydirdiler. DOKTOR: Üzerindeki refakatçi elbisesi değil, deli gömleği. A.DELİ: Bu gömleği giymeyi ben istemedim, deli zannetti de giydirdiler. DOKTOR: Cinnet geçirdiğin zaman mı yaraladın? A.DELİ: Kimi? DOKTOR: Kimi olacak hastaneye getirdiğin yaralıyı. A.DELİ: Ben o yaralıyı yolun ortasında buldum, birileri çarpıp kaçmış bende insanlık görevimi yaptım hastaneye getirdim. Kazayı benim yaptığımı zannettiler, hastane polisi ifademi aldı ve beni karakola götürdü. Karakolda benim deli raporum ortaya çıkınca da buraya getirdiler. DOKTOR: Ama burası akıl hastanesi değil ki. A.DELİ: Burada kalıcı değilim, birazdan beni Bakırköy’e götürecekler. DOKTOR: Şimdi adama sen çarpmadın mı? A.DELİ: Çarpmadım. Bir insanlık yapalım dedik bak şimdi nelerle uğraşıyorum. HEMŞİRE: Bunun böyle söylediğine bakmayın Doktor Hanım, her geldiğinde kendini haklı çıkarmak için bir neden bulur. DOKTOR: Sen akıl hastası olarak geldin mi hiç buraya? A.DELİ: Gelmek ne demek abone oldum, bir buraya iki Bakırköy’e. DOKTOR: Daha önce ne yaptın da getirdiler? A.DELİ: Efes’e Antik Tiyatro’yu gezmeye gitmiştim. Orada yaşanan olaylar karşısında hayrete düştüm. DOKTOR: Ne gördün Efes’te? A.DELİ: Dev gibi makineler yerleştirmişler. Efes’i yeniden inşa ediyorlardı. DOKTOR: Biraz daha açık konuşur musun? A.DELİ: Temmuz’un ortasında turistlerin yoğun olduğu bir zamanda düşen taşları harç yaparak yeniden yerlerine koyduklarını gördüm. Bunu gören turistler bir daha gelirler mi? DOKTOR: Gelir niye gelmesin? A.DELİ: Gelmez doktor hanım gelmez. Turistler buraya tarihi eserleri görmeye geliyorlar. Şimdi geldiklerinde, tarihi yerlerin yeniden inşa edildiğini gören turistler bir daha niye gelsin? DOKTOR: İyide düşen taşlar yerde mi kalsın? A.DELİ: Yerde kalsın demiyorum. Turistlerin az olduğu bir zamanda Efes’i turistlere birkaç ay kapatıp bu işi o zaman yapabilirler. DOKTOR: Bu konuyla senin ne alakan var ki? A.DELİ: Sana şimdi anlattığımı yetkililere de anlatmaya çalıştım. İşlerine gelmediği için deli damgası yedim. Hemşire diğer deliyi sahneye getirir. DOKTOR: Geldi işte bir tane daha. Bu günlerde deliren delirene. DELİ: Valla ben deli değilim. DOKTOR: O zaman burada ne işin var? DELİ: Ne bileyim? Delidir diye aldılar getirdiler, her zaman ki gibi. DOKTOR: Nasıl yani? DELİ: Dur ben sana en baştan anlatayım. Taa okul yıllarımda sınavın birinde hocaya altmışlık kâğıt vermiştim. Hoca kalkmış bana yüz vermiş. Gittim durumu anlattım. Ben diyorum hakkım altmış, o diyor yok sen yüz aldın. Öyledir böyledir derken hoca benden şüphe etmeye başladı. Sonunda delirdim diye disiplin kurulu beni okuldan attı. Böylece Bakırköy’le ilk tanışmam gerçekleşti. Neyse sonunda Bakırköy’den kurtuldum. Kendime yeni bir hayat kurmak istedim. Sonra bir ev buldum. Evi bir görsen iki yüz metre kare, saten boya, çift banyo, jakuzili, kartonpiyerli, şehir manzaralı harika bir ev. Ben evi beş yüz milyondan aşağı düşünmezken ev sahibi iki yüz elli milyon demez mi? Ben dedim bari üç yüz olsun. Adam ille de iki yüz elli diyor. Öyle böyle eve taşındım. İlk kiramı hiç olmazsa üç yüz yatırayım dedim ve yatırdım. Ertesi gün kapıda bir takım, bir zarf içinde elli milyon. Gittim ev sahibine ağabey al bu para senin hakkın dedim. Adam beni deli diye ihbar etmez mi? Ben yine Bakırköy yollarında. DOKTOR: Senin ki delilik değil, düpedüz enayilik. DELİ: Bana bak, bana deli diyebilirsin ama enayi asla. A.DELİ: Biz ne deliyiz ne enayi. Memlekette bu kadar deli varken akıllılarla delileri karıştırılmaları gayet doğal. DELİ: Biz de bu kargaşanın kurbanıyız. Geçen gün havuzlu parka gittim. Halk günü olduğunu bildiğim için yanıma sadece iki buçuk milyon aldım. Tam içeri girecektim ki bir adam yolumu kesti, damsız girilmez dedi. Ama ben bir kere takmışım kafaya bir yolunu bulup içeri daldım. Tam üzerimdekileri çıkardım havuza atlayacaktım, iki adam beni tuttuğu gibi dışarı attılar. Üstelik kıyafetlerimi de vermediler. Bende çaresiz eve doğru koşmaya başladım. Şehir merkezin de yorgun düştüm oturup biraz soluklanayım dedim. Tabi beni orada öyle bırakırlar mı? Delidir diye tuttukları gibi buraya getirdiler. DOKTOR: Tamam, tamam fazla uzatmayın. Zaten işim gücüm var, bir de sizinle uğraşmayayım. Geçin şöyle oturun. Fondan siren sesleri gelir. Hemşire sahneye girer. HEMŞİRE: Doktor Hanım Bakırköy’e gidecek hastaların aracı geldi. Bir kargaşa çıkar. Doktor, hemşire ve deliler sahneden çıkar ve perde kapanır. [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Turizmin başkenti olarak bilinen güneydeki ilimiz?
Cevapla
Forumlar
Edebiyat / Kültür / Sanat
Kim Kimdir ? - Biyografiler
Tiyatro / Sinema
Tiyatro Metinleri
Top