Tepkİmİzİ Dİle Getİrelİm

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
BU VATAN UGRUNA ŞEHİT OLAN MEHMEHTÇİKLER ONLAR İÇİN YANAN YÜREKLERİN YANINDA OLABİLMEK ADINA...

Her günüm cenaze her günüm şehit bunların sebebı bır ıt oğlu ıt. uyan TÜRK evladı! uyuma uyan 30 kupona alınmadı bu VATAN PKK ya karşı bir damla bile olsa düşmalığın varsa bu mesajı çevrimiçi olan herkese ilet şunu da unutma ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ NE MUTLU TÜRKÜM dİYENE..

EVLERİMİZİ CADDELERİ TÜRK BAYRAKLARI İLE DONATALIM BU VATANIN SAHİPSİZ OLMADIGINI GÖSTERELİM
BU VATAN UGRUNA ŞEHİT OLAN MEHMEHTÇİKLER ONLAR İÇİN YANAN YÜREKLERİN
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasını protesto ediyoruz! Ulusal bilincimizi yavaş yavaş yok etmelerine izin vermek istemiyorsanız; iletebileceğiniz kadar iletiniz! İzmir kurtulmuş, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara'ya hareket edecekler... Trene binerler ve kompartımana çekilirler. Ertesi gün, yaveri, Atatürk’ün kompartımanının kapısını çalar. Atatürk, yorgun, bitkin bir halde kravatını yıkamaktadır. Yaveri: "Paşam bu ne hal, hiç uyumadınız herhalde; niye böylesiniz", der. "Çocuk, kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz, kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm, uyumadım kalktım", der. Yaveri: "Aman Paşam! Birimize haber vereydiniz; hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik", der. Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan tarihi bir cevap verir: "Geç fark ettim, hepiniz en az benim kadar yorgundunuz, hiç birinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil; milletimin rahat uyuması"
. ATAMIZ SAYESİNDE NE KADAR RAHAT UYUYORUZ Kİ; HALA UYANAMADIK ?
__________________
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Bildin mi şehidim?

Bırakıp ta sevdiğin her şeyi ardında, gittin birden bire gökten ateşin, yerden ölümün yağdığı sırtlara. Ne el sallamaya fırsatın oldu geride bıraktıklarına ne de selam söylemek için vakit bulabildin anana. Sevgisiyle kalbini dolduranlara veda bile etmedin; sen gittin, bir kez dönüp de bakmadın ardına. Yaşın henüz 18 idi; aklın birçok şeye ermezdi. Senin yüzün hasret, yüreğin acı nedir bilmezdi. Daha hiç tanışmamıştın ızdırabın sancısı ile. Gelecek adına umutların vardı pembe mi pembe. Komşu kızını sevmiştin, senin ile aynı tende. Sen hissetmiştin başına bir şeyler geleceğini aylar önce; başına bir kurşun isabet edeceğini ve ağlamıştın sessizce. Yüreğin olacakları ruhuna fısıldarken sen, kendini bu dünyadan ayrılığa hazırlamıştın gizlice. Düşmanlarımız her koldan saldırıya geçtiği, dost bildiklerimizin bizi içimizden vurduğu o zor günlerde, vatan için, namus için, Allah için ölmeyi, bir siperden diğerine sürünerek cennete gitmeyi planlamıştın. Sen zayıf bünyeliydin şehidim! Ama ruhun güçlüydü, imanın güçlüydü, yüreğin güçlüydü. Bu nedenle senin önünde kimse duramazdı; bu ruh ayağa kalktığı zaman elinden kimse kurtulamazdı. Daha önce hiç silah tutmamıştı nasırlı ellerin, güneş yanığından fazlasını görmemişti bedenin. Önce silahların soğukluğuna alıştı ellerin sonra imansız mevzilerin üzerinize kustuğu cehennem sıcağına. Daha önce ürperirdin, ölümü hatırladığında. Artık seni gören düşmanların ve hatta ölüm bile ürperiyordu karşında. O sabah hep birlikte kıldınız namazı. On binler saf tuttu; yüz binlerce melekle. Vatanı düşmana çiğnetmemek için edildi yeminler. Sen de katıldın namaza, yüreğin iştirak etti o kutlu ‘ant’a. Aslında kendi cenaze namazını kılıyordunuz; sen bunun farkındaydın, arkadaşların da. Koydunuz başlarınızı secdeye son defa. Ak alnınızı öptü meleklerden önce, kara topraklar; hazırlandı süngüler, yürekler ve sancaklar. Size ölmek emredilmişti; şahadete ulaşmak. Dönüp bir kez bile bakmadın ardına: “Kimse geliyor mu düşman üzerine yanımda?” Hiçbir yürek alçalmamıştı o zaman, ihanet etmemişti vatana. Tam tekmil bütün yiğitler katılmıştı savaşa. Korkuyu unuttun; geride bıraktıklarını da. Karşındaki düşmandan ve yanındaki meleklerden başka, artık, bir şey görünmüyordu sana. Dilinde dualar vardı, elinde süngü. Yürüdün düşmanın üstüne; ezdin düşmanın bütün umutlarını, bağrında söndürdün aldığın yaraların acılarını. Düştün kızıla boyanmış kara toprak üstüne, sonbaharda toprağa düşen yapraklar gibi. Bedenini bırakıp toprak üstünde, ruhunu sürdün düşman üstüne. Bedeninin ağırlığından kurtulmak o kadar hoşuna gitmişti ki bir kez bir kez daha ölmek istedin; şahadet şerbetini defalarca götürmek istedin dudaklarına. Son nefesini vermemiştin daha; annenin yüzü geldi aklına; kardeşlerinin sözleri ve seninle aynı tende komşu kızın gözleri. Kapattın gözlerini gülümseyerek bütün dünyaya; ördün hiçbir düşmanın geçemeyeceği bir kaleyi ruhunla. Başın düştü bir yana ve ellerin her iki yana. Naşın günler sonra geldi yurduna; soğuk bedenini verdiler ananın koynuna. Sarıldı sana, bir daha bir daha. Gözlerinden tek damla yaş akmadı ananın; kardeşlerin, komşu kızı ve gökler ağladı sana. Ve sonra sizin kıldığınız cenaze namazını tekrarladık, ağladık kana kana. Bildin mi şehidim, tabutuna kimin baş koyduğunu, kimin tabutunu gözyaşlarıyla ıslattığını? Annen miydi yoksa sevdiğin mi? Fark edebildin mi akan gözyaşlarının kime ait olduğunu sıcaklığından? Gözyaşlarının sel olduğunu; sellerin yüreklerimizi seninle birlikte cennete sürüklediğini izledin mi cennetle müjdelenmiş ruhunun penceresinden? Cenazene katılanların hepsini tanıyabildin mi şehidim? Gördün mü hüzünlü yüzlerini, işitebildin mi mahzun sözlerini? Şaşırdın mı senin için duaya açılmış ellerin çokluğuna ve onlar içinde samimiyetsiz tek bir kalbin yokluğuna? Yaşıtların yoktu; onlar da bir süre sonra omuzlarda taşınmak üzere cephelere taşınmıştı. Cenazeni kaldırmak ihtiyarların ve çocukların güçsüz omuzlarına kalmıştı. Gördün mü şehidim, nasıl da yükseklere, omuzlara kaldırdı senin bedenini melekler ve nasıl da taşındı ruhun yükseklere, cennetin yamaçlarına; fırsat bırakılmadan ihtiyarlara? Olmadığından değil, gerek olmadığından sarmadık seni kefene. Bedenin, üzerine attığımız topraklar altında kalırken ellerimiz göklere açıldı, duaya açılan dillerimizle birlikte. Bir resim bırakmamıştın geride; yüzünün güzelliğini biz zaten kazımıştık zihinlere. Acın sinmişti bütün gönüllere; ruhun değiyordu duaya açılmış ellere. Gördün mü şehidim şimdi, sana vaad edilen cennetin yamaçlarını. Fark edebildin mi Sırat’tan ne kadar hızda geçtiğini? Ve bildin mi şehidim; seni ne kadar çok sevdiğimizi, özlediğimizi?

 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Ne Büyüksün ki Kanın Kurtarıyor Tevhidi, Bedrin arslanları ancak sizler kadar şanlı idi."

Türkiye'mizde Vatanın bölünmezliği uğruna canlarını verip, Gökteki Hilal ile Yıldızı Bayrak, Toprağı da Vatan yaparak kara toprağın bağrında sıra dağlar gibi yatan şehitlerimiz;

Sizler gençliğinizi yaşamadınız. Vatan savunmasını, Milli Misaki, Cumhuriyeti, canınızdan üstün tuttunuz. Oysa sizlerin olağanüstü yetenekleri vardı. Türk milleti için büyük değerler üretebilirdiniz. Vatan sevgisini yine ilk sıraya aldınız. Vatanı bölmek isteyenlerin üzerine nasıl saldırdığınızı, Cudi, Kabar, Namaz dağlarında, Kuzey Irak'ta nasıl aslanlar gibi savaştığınızı biliyoruz...


Fatiha suresini bütün şeHitlerimizin ruhu adına
بِ
سْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُاهْدِنَا
 

Oktay0356

Üyecik
ŞEHİT VASİYETİ

Gene hangi dua’yı okudun anne,
Vurulduğum yerde güneş açtı
Yine mi ağlıyorsun anne,
Cennetime yağmur yağdı

Üzülme anne ağlama, sırtımdan yedim kurşunu kalbimden değil.
Öylece duruyor hayallerim, vatanım şerefsizlere yar değil.

İzin günümde be anam.
Yârime mektup yazdım o gün.
Kınalı ellerinin kokusunu özledim demiş,
Bir kalp çizip içine de şafağımı yazmıştım.

Birliğe döndüğümde erkenden yatmış,
Gece beni bir üç nöbetine uyandırmaya gelen çavuşla
Rüyamda seni gördüğüm ve beni uyandırdığı için tartışmıştım.

Sıkı giyin oğlum, hasta olma sakın ve paran varmı diye soruyordun
Bende her zamanki gibi var anne diyordum, var.
Hiç olmadı be anam, hiç olmadı
Nasıl isterdim, ardımda bir yar birde ana bırakmıştım.

Sağ olsun tertibim cemil memleketinden tütün getirmiş, sigarasız kalmıyorduk.

O gece birlikte gittik nöbete.
Yolda bana "Sanki bu gece bir şeyler olacak" der gibi bakıyordu
Ama yiğitti söylemiyordu.
Nöbeti devraldığımızda garip bir sızı çöktü benimde içime.
Sanki terli terli su içiyor, seni üzüyordum be anam, öyle bir şeydi işte.

Nasıl oldu anlamadım!
Cemil " yere yat " dediğinde çoktan yerde bulmuştum kendimi.
Anlamadım vurulduğumu, sıcacık bir şey hissettim sırtımda
Terliyordum, sanki yaz gelmiş öğlen sıcağı çökmüştü tepeme.

Dudaklarım kurudu birden
Cemil " dayan " diyordu, ama ağlıyordu
Gözyaşları yüzüme damladığında verdim son nefesimi.

İşte o an sana ilk ihanetimi ettim anne.
Önce atalarım, sonra yârim canlandı birden gözümde.
Hoş gör be anam, kızma. Bende baba olacaktım
Daha adını bile koymamıştık oğlumuzun, iki ay vardı doğmasına.

Bilmiyorum duyuyor musunuz sesimizi
Korkmayın, ağlamayın, gurur duyun.
Vasiyetimizdir

Öyle evlatlar yetiştirin ki, adları Mehmet, soyadları Şehit olsun.
__________________
Kim ömründe Gülmüski Bende Güleyim
Kim susmuski Bende susayim
Kim kalmiski bu diyarda Bende kalayim
 

Oktay0356

Üyecik
ŞEHİDE SESLENİŞ

Aylardır uyku nedir bilmez bu gözler oğul,
Bir günlükmüş , meğer söylenen sözler,
Bir günlükmüş, ardından toplanan kalabalık,
Bir namazlıkmış meğer saltanatın…

Şükür ki şehitsin, şükür ki cennettesin…
Tesellim bu oğul, bulutların üstündesin…

Aylardır konuşmaz olmuş, susmuş bu dil oğul,
Nice ana kuzusu şehit oldu, senden sonra,
Nice yürekler yandı, nice ocaklar,
Yine yanan yalnız biz olduk oğul,
Bizse unutulduk…

Şükür ki şehitsin, şükür ki cennettesin…
Tesellim bu oğul, bulutların üstündesin…
 

Oktay0356

Üyecik
BENİM ŞEHİDİM

Tüfeği, bayraği tutar elinde
Vatan için ölmüş, benim şehidim.
Süngüsü elinde, hain peşinde
Vatan için ölmüş, benim şehidim.

Kurşun değmiş bedenine tenine
Mayın değmiş ayağına eline
Hainleri sürmüş Irak yönüne
Vatan için ölmüş, benim şehidim.

Aksada gözlerinden, damla yaşlari
Şehit olmuş kendi arkadaşları
Dikilmiş üstüne mezar taşları
Vatan için ölmüş, benim şehidim.

Vücudu boyanmiş al kana
Canım feda olsun demiş vatana
Şehitlik şerbetini içmiş kana kana
Vatan için ölmüş, benim şehidim.

Aglarim şehide, gözyaşım dinmez
Şehidin hayali gözümden gitmez
Üç beş çapulcuya, vatan verilmez
Vatan için ölmüş, benim şehidim.

Kanlı hainleri kimler besliyor ?
Bu vatanı bölmeyi kimler istiyor
Şanli Türk Ordusu hızı kesmiyor
Vatan için ölmüş, benim şehidim.

Türk Ordusu Diyarbakır düzünde
Mehmetçiğim gezer hain peşinde
Mayın parçaları, güzel yüzünde
Vatan için ölmüş, benim şehidim.

Bakarı der, bakın ahu zarıma
Canım kurban güzel vatanıma
Tanrı`nın rahmeti kahramanıma
Vatan için ölmüş, benim şehidim

RECEP DİKİCİ
 

Oktay0356

Üyecik
TÜRK ASKERİ GELİYOR

Ulu dağlar yol verin bu cengaver yiğide,
Yere göğe sığmayan demir gibi yüreğe,
Sarılmış bayrağına sanki düğüne gidiyor,
Vakur bir tebessümle Türk Askeri geliyor! ..

Her adımıyla gurur duyan kalpler adına,
Kılıcını çekti mi koyar mı hiç kınına,
Vatanına göz diken düşmanının yanına,
Allah Allah diyerek zemzemlenip gidiyor! ..

Kurşun nasıl parlaksa işte öyledir canı,
Başta gürcedir sesi,hasmınadır inadı,
Her ne kadar sertse de yumuşaktır rüzgarı,
Cephede destanlaşan dostluğuyla geliyor! ..

Binbir kraldan cesurdur Mehmetçik adıyla,
Tanrıçalara emsaldir asilce kanıyla,
Canı ile tuttuğu göz yaşartan andıyla,
Toprağını kanıyla vatan yapıp geliyor! ..

Sarsın alemi emsali görülmemiş değer,
Sancağını dik tutan tüm dikbaşları eğer,
Yüz kiloluk mermileri kaldıran bu eller,
Ölmeden sancağını dimdik çakıp geliyor! ..


RECEP DİKİCİ
 
Benzer Konular Başlık Forum Cevap Tarih
Defne Alttakİnden Dİlek Dİle Forum Oyunları 273

Top