Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Merhaba Ziyaretçi. "Hoşgeldin sonbahar " konulu yarışma düzenlendi. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada katilmanizi bekliyoruz...
Tarih 2 Ekim 1941 – 7 Ocak 1942 Bölge Moskova, SSCB Sonuç Sovyetler Birliği zaferi Taraflar
Sovyetler Birliği -- Nazi Almanyası
Moskova Muharebesi veya Moskova Meydan Muharebesi[6] (Nazi Almanya Ordusu'nun harekât koduyla: Unternehmen Taifun / Tayfun Harekâtı), II. Dünya Savaşı’nın Doğu Cephesi’nde, 1941 yılında Alman ordularının, bir duraklamanın ardından Moskova yönünde yeniden başlattıkları genel taarruzlarıdır. Moskova Muhaberesi bazı tarihçiler tarafından II.Dünya Savaşı'nın dönüm noktalarından biri olarak kabul edilmektedir. Sovyet savunması, Hitler'in Barbarossa Operasyonu'nun önemli stratejik hedeflerinden biri olan Moskova'nın ele geçirilmesini engelleyerek savaşın uzamasına ve Barbarossa herkatının başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olmuştur.
Kod adı Tayfun Harekâtı olan Alman stratejik taarruzu, ikili bir kıskaç manevrası olarak planlandı. Moskova'nın kuzeyinden gelen kıskaç kolu (sol kıskaç), 3. Panzer Grubu ve 4. Panzer Grubu tarafından, Moskova - Leningrad demiryolunu kesecek şekilde Sovyet Kalinin Cephesi'ne karşı, kıskacın güney kolu ise 2. Panzer Ordusu tarafından Sovyet Batı Cephesi'ne karşı Tula'nın güneyinden yapılacaktı. Aynı anda 4. Ordu da batıdan doğruca Moskova üzerine ilerleyecekti. Kod adı Wotan Harekâtı olan ayrık bir operasyon, Alman genel taarruzunun son evresine dahil edildi.
İlk olarak Sovyet kuvvetleri üç savunma kuşağı ile Moskova Oblastı'nın stratejik savunmasını düzenledi. Bu savunma kuşaklarında yeni teşkil edilen ihtiyat orduları ile Sibirya ve Uzakdoğu Askeri Bölgesi'nden getirilen birlikler mevzilendirildi. Alman saldırısı durdurulduktan sonra Sovyet stratejik karşı taarruzları ve daha küçük ölçekli taarruz operasyonları başlatıldı. Bu karşı taarruzlar Alman ordularını gerideki Oryol, Viyazma ve Vitebsk'e çekilmeye zorlamak amaçlanmaktaydı. Bu operasyonlarla neredeyse üç Alman ordusu kuşatıldı.
Harekât Öncesi
II. Dünya Savaşı, Alman kuvvetlerinin 1 Eylül 1939 günü Polonya'ya saldırmasıyla resmen başladı. İngiltere 3 Eylül'de, ardından da Fransa Almanya'ya savaş ilan etti. Polonya'ya saldırı öte yandan Almanya'nın Doğu'daki savaşının da başlangıcı olmuştur. Diğer deyişle Almanya, II. Dünya Savaşı'a Doğu'da bir harekâtla başlamıştır. Almanya'nın Batı'daki savaşı 9 Nisan 1940 tarihinde Norveç ve Danimarka'ya yapılan saldırılarla başladı. Alman orduları kısa sürede Norveç ve Danimarka'da kontrolü sağladılar. Wehrmacht 10 Mayıs 1940 tarihinde de Fransa Seferi ile Fransa'ya saldırmıştır. Batı Avrupa'daki en geniş kapsamlı ve en parlak Alman başarısı bu harekât oldu. Fransa'nın neredeyse yarısının işgali ve Alman ordularının Paris'e girmesinden sonra Fransa teslim oldu. Bir sonraki savaş Alman Hava Kuvvetleri Luftwaffe'nin 10 Temmuz 1940 tarihinde İngiliz topraklarına akınlarıyla başladı. İngiltere'nin teslim olmasını sağlamaya yönelen bu hava akınlarında istenen sonuç elde edilemedi. Avrupa'daki bir sonraki savaş, 28 Ekim 1940 - 1 Haziran 1941 tarihleri arasında Balkanlar'da yaşanmıştır. Alman panzer kuvvetleri Balkan topraklarında hızla ilerlediler ve Balkan devletleri birbiri ardına işgal edildi.
Güneyde kuzeyde ve batıda güvenliği sağlayan Hitler, Barbarossa Harekâtı kod adı verilen bir planla Sovyetler Birliği'nin istilasına 22 Haziran 1941 tarihinde başlamıştır. Wehrmacht orduları üç koldan, Kuzey Ordular Grubu, Merkez Ordular Grubu ve Güney Ordular Grubu olarak teşkil edilmiş olarak, müttefiki Romen ve Slovak ordularının oluşturduğu dördüncü kolla birlikte Sovyet topraklarına taarruz ettiler. Taarruz, Sovyet savunması için tam bir sürpriz oldu, Stavka bu kadar erken bir tarihte saldırı beklemiyor, Molotov-Ribbentrop Paktı'nın getirdiği güvencenin bir süre daha süreceğini varsayıyordu. Luftwaffe, Sovyet Hava Kuvvetleri'nin büyük bir kısmını yerde imha ederken kara kuvvetleri, yıldırım savaşı tekniklerini kullanarak Sovyet topraklarında hızla derinlemesine, zırhlı birlillerse ikili kıskaç manevrasıyla ilerlediler. Özellikle Sovyet Hava Kuvvetleri'nin kayıpları çok ağırdır. Alman taarruzunun ilk günlerinde uçak kayıpları 3.922 olmuştur.
Cephenin merkezinde Temmuz ayı itibarıyla Merkez Ordular Grubu Minsk yakınlarında Bialistok-Minsk Muharebesi'nde birkaç Sovyet ordusunu kuşatmayı başardı. Sovyet hatlarından çok geniş bir gedik oluştu. Sovyet kuvvetlerinin bu gediği kısa sürede kapatma olanağı yoktu, Batı Cephesi kuvvetleri imha edilmiş, Cephe, düzenli bir kuvvet olmaktan çıkmış ve Stavka'nın muharebeye sürebileceği ihtiyatı kalmamıştı. Ağustos ayında, Moskova yaklaşımında önemli bir müstahkem mevki olan Smolensk'i alındı. Smolensk, tarihsel olarak da, Dvina, Dinyeper ve birkaç diğer nehir arasında yer alan bir kara köprüsü olması dolayısıyla Moskova yaklaşımının anahtarı sayılmaktadır. Kara birliklerinin, geniş nehirler üzerinde büyük köprüler inşa edilmesine gerek kalmadan hızla ilerleyebilmelerine olanak sağlamaktadır. Smolensk civarındaki Sovyet savunmasının durumunun umutsuz olmasına karşın 10 Temmuz'dan 10 Eylül'e kadar iki ay süreyle direnmeyi sürdürdüler. Bu şiddetli çatışmalar Smolensk Muharebesi olarak bilinir.
Kuzey kanattan taarruz eden 4. Panzer Grubu Leningrad üzerine ilerlerken birinci haftanın sonunda bölgedeki Sovyet zırhlı birliklerinin % 90'ını imha etmişlerdir. Kuzey Ordular Grubu kuvvetleri Baltık Devletleri'ni hızla geçerek ilerlediler ve Leningrad yakınlarındaki Luva savunması önünde neredeyse bir ay boyunca saplanıp kaldılar. Daha sonra 30 Ağustos'ta Neva Nehri'ne ulaşarak Leningrad'ın son demiryolu bağlantısını kestiler. Son kara bağlantısı ise 8 Eylül'de Lagoda Gölü'ne ulaşılarak kesildi.
Merkezde 2. Panzer Grubu ve 3. Panzer Grubu, Bialistok çevresindeki Kızıl Ordu birliklerini kuşatarak Minsk'te birleşmek üzere ilerlediler. Bu panzer grupları 27 Haziran'da Minsk'in doğuduna temas kurarak geniş bir bölgedeki Kızıl Ordu birliklerini kuşattı ve bu birliklerin büyük bir kısmı geriden gelen piyade kolordularının katılımıyla Bialistok-Minsk Muharebesi sırasında imha edildi. Bialystok ve Misnk civarınaki bu kuşatma ve çatışmalarda Kızıl Ordu birliklerinin ölü, yaralı, tutsak olarak 600 bin kayıp verdiği kabul edilmektedir.
Cephenin güney kanadında Sovyet kuvvetleri daha sert bir direnme gösterdiler. Sovyet mekanize kuvvetleri 26 Haziran'da Alman 1. Panzer Grubu'na bin tanktan oluşan bir kuvvetler taarruz etti. Doğu Cephesi'nin en kanlı çatışmalarından biri olan Brodi Muharebesi sonunda Sovyet tanklarının 800 kadarı imha oldu. Bu yenilgi üzerine bölgedeki Kızıl Ordu birllikleri bir stratejik geri çekilmeyle durumlarını korumaya çalıştılar.
General Guderian'ın 2. Panzer Grubu ileri panzerleri 10 - 11 Temmuz'da Dinyeper'i önemsiz sayılabilecek geçmiş , hızla ilerleyerek 3. Panzer Grubu'yla birlikte 26 Temmuz'da Smolenk'i kuşatmıştır. On gün süren çatışmalar sonunda 180 bin Sovyet askeri tutsak alınmıştır. Guderian ilerlemesine devam ederek 20 Temmuz'da Yelnya'yı , hemen ardından 1 Ağustos'ta Roslavl'ı aldı.
Harekâtın Smolensk'den sonraki operatif hedefleri daha önce revize edildi. Hitler, 19 Temmuz'da çıkardığı bir emirle beklenen hedef olan Moskova yerine Kiev'i gösterdi. Merkezden iki panzer grubu alınarak biri güneye, Kiev bölgesindeki, diğeri de Smolensk - Leningrad arası bölgedeki Kızıl Ordu birliklerinin kuşatmaya sevk edildi.
Moskova yönünde bir ilerleme, cephenin merkezinde çok geniş ve derin bir çıkıntı yaratacaktı ve bu çıkıntının her iki yanı, Kızıl Ordu'nun kanatlardan girişeceği karşı taarruzlar karşısında savunmasız olacaktı. Öte yandan Hitler, Almanya'nın Ukrayna'dan gelecek maden - mineral ve gıda maddelerine gereksinmesi olduğunu düşünüyordu. Bu nedenlerle Wehrmacht'a ilk hedefin Don Havzası olduğu, Moskova'ya bu bölgenin kontrol altına alınmasından sonra yönelineceği yönünde emir verildi. General Guderian'ın 2. Panzer Grubu, General von Rundstedt'in büyük bir Kızıl Ordu kuvvetinin bulunduğu Kiev'e yapacağı taarruzu desteklemek üzere güneye döndürüldü. Stavka'nın 29 Haziran'daki bir toplantısında Jukov, Kiev'deki kuvvetlerin daha doğudaki bir hatta çekilmesini önermiş ve Stalin tarafından geri çevrilmişti. Bu durum gerek Aleksandr Vasilevski'nin gerek Georgi Jukov'un anılarında belirtilmektedir. Neticede Kiev Muharebesi ile birkaç Sovyet ordusu Wehrmacht tarafından, çok geniş bir kıskaç manevrasıyla kuşatıldı ve imha edildi. Kuşatmanın 16 Eylül'de tamamlanmasıyla Kızıl Ordu 450 binin üzerinde askerini kaybetmiş oldu. Kuşatma dışında klan Sovyet kuvvetleri,19 Eylül'de çekilmek zorunda kaldılar. Kiev'den çekilme önerisi Jukov'a Genel Kurmay Başkanlığı görevinden alınmasına mal oldu, fakat Alman kuşatması konusundaki öngörüsü doğru çıkmıştı. Alman kuvvetlerinin cephenin güney kesiminde ileri hareketleri önündeki en büyük engel bu şekilde kalkmış oldu. Kiev Muharebesi'nin sonuçlanmasından sonra Hitler Moskova üzerine genel bir taarruzun başlatılması emri vermiştir.
Haziran - Ekim ayları arasında Sovyet kuvvetleri yaklaşık 3 milyon tutsak vermişlerdi. Kızıl Ordu mevcudu 4,7 milyondan 2,3 milyona düşmüştü. Tüm savaş boyunca Kızıl Ordu'nun en zayıf olduğu dönemdir bu dönem. Açıktır ki Kızıl Ordu'nun Tayfun Harekâtı arefesine kadar uğradığı zayiat sadece bu değildir. Ölü, yaralı ve kayıp olarak uğranılan zayiat da (Eylül ayı başları için) 2,4 milyon rakamına eklenmelidir. Öte yandan Barbarossa Harekâtı'nın ilk haftalarında büyük miktarda ikmal malzemesi, başta mühimmat, akaryakıt, gıda maddeleri olmak üzere elden çıkmıştı ve çok sayıda nakliye aracı ile nakliye hayvanı kaybedilmişti.
İşgalin yol açtığı tablo ise en az bu derecede kötü bir tablodur. Alman işgali altındaki Sovyet nüfusu 80 milyondur, toplam nüfusun yüzde kırkı. İşgal edilen bölgelerle Sovyet ekononimisi, endüstriyel kapasitesinin üçte birini, kömür üretiminin yüzde altmış üçünü, çelik üretiminin yüzde elli sekizini, demir cevheri rezervlerinin yüzde yetmişini, alüminyum rezervlerinin yüzde altmışını ve tarım alanlarının yüzde kırk yedisini kaybetmiş durumdadır.
Hitler'in basın müdürü Otto Dietrich, dünyanın önde gelen gazetelerinin muhabirleriyle 3 Ekim 1941 günü yaptığı basın toplantısında, "Moskova'yı savunan … son Rus ordusu olan Mareşal Timoşenko komutasındaki birliklerin başkent önünde kapanan iki Alman çelik çemberinin içinde sıkıştığını, Mareşal Budyenni komutasındaki güney ordularının bozguna uğratılıp dağıtıldığını ve Mareşal Voroşilov'un altmış, yetimiş tümenlik ordusunun da Leningrad'da kuşatıldığını" açıkladı. Basın açıklaması, "Tüm askeri amaçlar bakımından Rusya'nın işi bitmiştir artık."" cümlesiyle kapanmaktadır. Öte yandan Amerikan Genel Kurmayı, daha Temmuz ayı ortalarında, Sovyetler Birliği'nin birkaç hafta içinde çökeceğini düşünmekteydı. Sonuç olarak Tayfun Harekâtı başladığı sıralarda tüm dünya, Kızıl Ordu'nun sıfırı tükettiği kararına varmış bulunmaktaydı. Bu yargının mantıksal temellerini dünya komuoyuna iki gün öncesinde veren yine Hitler'di. Hitler 1 Ekim 1941 günü radyodan Alman ordularına seslenen ve "Askerler" diye başlayan konuşmasında Doğu Cephesi'nde o tarihe kadar 2,4 milyon tutsak alındığını, 17.500 tankın, 21 bin parça topun imha edildiğini ya da ele geçirildiğini, 14.200 uçağın düşürüldüğünü ya da yerde imha edildiğini belirtmektedir.
Planlama
Hitler için Moskova en önemli askeri ve politik hedefti, kentin teslim olmasının kısa sürede Sovyetler Birliği'nin genel bir çöküşe sürüklenmesine yol açacağına inanıyordu. Alman Genel Kurmay Başkanı General Franz Halder daha 1940 yılında güncesine şunları yazmıştır. "En iyi çözüm, Moskova üzerine doğrudan bir saldırı olacaktır." Bu nedenle hacim olarak daha büyük ve iyi teçhiz edilmiş Merkez Ordular Grubu için birincil hedef Moskova'ydı. Hitler, Tayfun Harekâtı ile ilgili emrini (35 Sayılı Emir ) 6 Eylül 1941 tarihinde çıkardı.
Tayfun Harekâtı'na katılacak Alman kuvvetleri üç ordu, 2. Ordu, 4. Ordu 9. Ordu ve onları destekleyen üç panzer grubu, 2. Panzer Ordusu, 3. Panzer Grubu, 4. Panzer Grubu ile hava unsuru olarak Luftwaffe'nin hava filosu Lufttlotte 2'den oluşmaktadır. Bu kuvvetler, Kuzey Ordular Grubu'ndan 4. Panzer Grubu ve 2. Ordu ile, Güney Ordular Grubu'ndan da iki panzer, bir mekanize kuvvetle takviye edilmiştir.
Bu takviyeler sonucunda Merkez Ordular Grubu, 22 Haziran 1941 tarihindeki orijinal durumuna göre 20 tümenlik ek bir kuvvet almış oldu. Netice olarak Tayfun Harekâtı'nın kuvvetleri, 50 piyade tümeni, 14 panzer tümeni, 8 mekanize tümen ve 4 güvenlik tümeninden oluşmaktadır. Diğer yönden bu kuvvetler, Doğu Cephesi'nde muharebeye giren tüm Alman birliklerin yüzde 43'ünü ve tüm zırhlı kuvvetlerin ise yüzde 74'ünü kapsamaktaydı. Güç olarak ise bu kuvvetler, toplamda 1.800.000 kişilik bir kuvvettir. Ağrı silahlar ise 14 bin parça top ve havan ile 1.700 tanktan oluşmaktadır..Merkez Ordular Grubu bünyesinde ayrıca özel polis birlikleri ve SD unsurları da katıldı. Bu teşkil "Moskova Grubu" olarak adlandırıldı. Görevleri devlet ve parti otoritesini yıkmak, önde gelen sendika liderlerini, sosyal, ekonomik, kültürel ve bilimsel alanlarda etkili olan kişileri tutuklamaktır.
Muharebeye sürülen hava gücü esasen zayıflamıştı. Harekâtın başladığı 22 Haziran'dan itibaren Alman Hava Kuvvetleri, 1.603 uçak kaybetmiştir ve 1.028 uçak da hasar görmüştür. Neticede Luftflott 2'nin elinde muharebe edebilecek durumda 549 uçak vardır. Bu uçaklar, 158 bombardıman ve pike bombardıman uçağı ile 172 avcı uçağıdır.
Alman planı, Moskova'nın kanatlardan kuşatma manevrasıyla ele geçirilmesi prensibine dayandırılmıştır. Ancak Moskova batısındaki Viyazma ve Bryansk bölgelerinde büyük Sovyet kuvvetlerinin bulunması nedeniyle ikili kanatlardan kuşatma planı geliştirildi. Viyazma ve Bryansk'taki Kızıl Ordu birlikleri, Alman taarruz gruplarının iç kanatları tarafından yapılacaktı. Bu kuşatmalar da ikili bir manevra olarak planlandı. Viyazma bölgesi, Alman taarruzun merkez kesimindeki kuvvetler tarafından kuşatılacak, güney kesimdeki kuvvetlerin sağ kanadı kuzeye doğru geniş bir çark hareketi yaparak bu kuvvetlerle birleşecek ve böylece Bryansk bölgesindeki Sovyet birliklerini de kuşatmış olacaktır. Moskova'nın kuşatılması ise, Alman taarruz gruplarının dış kanatları tarafından yapılacaktı. Kuzeyde Kalinin, güneyde Tula yönünde daha derinlemesine ilerlemeyle kent kuşatılacak, bu kuvvetler kentin doğusunda Noginsk'de birleşerek kenti çevirecekti.
Taarruz tertiplenmesi
Tayfun Harekâtı'nın esas olarak Merkez Ordular Grubu sorumluluğunda olmasına karar verildikten sonra ordular grubu kadrosu özellikle zırhlı kuvvetler yönünden takviye edilmiştir. En büyük takviye, Kuzey Ordular Grubu emrinden aktarılan 4. Panzer Grubu'dur.
Öte yandan ordular grubu içinde de birlik kaydırmalarına gerek duyuldu. General Guderian'ın emrindeki 46. Panzer Kolordusu 4. Panzer Grubu emrine verildi. Bunların yerine daha önce Grup emrinden alınmış olan 1. Süvari Tümeni ile 48. Panzer Kolordusu, 34. Kolordu ve 35. Kolordu General Guderian emrine verildi.
Taarruz genel hatlarıyla, Merkez Ordular Grubu'nun üçlü gruplanmasına dayandırılmıştır.
Kuzey kanadı (sol): 9. Ordu ve 3. Panzer Grubu. Moskova'yı kuzeyden kuşatmak
Merkez: 4. Ordu ve 4. Panzer Grubu. Kanatlarla eşgüdüm halinde bir cephe taarruzu
Güney kanadı (sağ): 2. Ordu ve 2. Panzer Grubu. Moskova'yı güneyden kuşatmak
Merkezde kuzeyden güneye 6. Kolordu, 41. Panzer Kolordusu, 56. Panzer kolordusu, 5. Kolordu ve 7. Kolordu olarak taarruz edilecektir. 41. Panzer Kolordusu derinlemesine bir ilerleme yaparken 56. Panzer Kolordusu geniş bir kavis çizerek Viyazma yönünde taarruz edecek, 5. Kolordu ise Viyazma batısına çekilecek olan Sovyet kuvvetlerini kuzey yanından saracaktır.
General Guderian kuvvetlerini, Gloçov - Oryol genel istikametinde taarruz etmek üzere tertiplemiştir. Merkezde 24. Panzer Kolordusu, sağda (Putivl bölgesi) 48. Panzer Kolordu, solda ise (Şostka civarı) 47. Panzer Kolordusu şeklinde taarruz düzeni alındı. Piyade kolorduları ise panzer kolordularının gerisinde 34. Piyade Kolordusu sağda, 35. Piyade Kolordusu solda olmak üzere geriden ilerleyeceklerdir. Harekât öncesinde Guderian emrine 100 panzerlik bir takviye gönderildi. Ancak bu panzerlerden 50 tanesi yanlışlıkla Orşa'da trenden indirildiği için harekâta çok daha geç tarihlerde katılabilmiştir.
Kızıl Ordu
Hazırlıklar
Alman kuvvetlerinin karşısında, üç Sovyet Cephesine bağlı, birkaç aydan beri yoğun çatışmalara katılmış olan ve bu yüzden muharebe yorgunluğu içindeki kuvvetler bulunmaktadır. Moskova savunması için toplanmış olan kuvvetler, 1.250.000 kişilik bir kuvvet olup bin tank ve 7.600 topu bulunmaktadır. Sovyet Hava Kuvvetleri de çok büyük kayıplara uğramıştı, bazı kaynaklara göre 7.500 , bazı kaynaklara göre ise 21.200 uçak kaybetmişti. Sovyet ekonomisi olağanüstü endüstriyel başarıları ile kayıpları karşılamaya başladı ve Sovyet Hava Kuvvetleri, 578 adeti bombardıman olmak üzere 936 uçağı, başkentin savunması için harekete geçirdi. Bununla birlikte takviyelerle bile Sovyet hava gücü, savaş öncesindekinin dörtte birine düşmüştü. Sadece sayısal üstünlükle Alman kuvvetleri için büyük bir tehdit oluştursa da Sovyet birliklerinin yerleşimi yetersizdi. Birliklerin çoğu, tek bir hat üzerinde mevzi almışlardı ve geride ihtiyat ya çok azdı, ya da hiç yoktu. General Vasilevski anılarında bu duruma işaret etmektedir. Başlangıçta Sovyet savunmasının iyi hazırlanmış olduğunu, birliklerin yerleşimi konusundaki handikapta, önceki evrelerdeki Alman başarısının büyük payı olduğunu ifade etmektedir. Bundan başka bazı Sovyet birlikleri, muharebe deneyimi konusunda oldukça zayıftı. Bazı önemli silahlar da yetersiz sayıdaydı, örneğin tanksavar silahları. Üstelik tanların çoğu da eski modeldi.
Stavka kent çevresinde geniş ölçüde ve yaygın bir savunma kurmaya başladı. En ileride Rijev - Viyazma savunması düzeni, Rijev - Viyazma - Bryansk hattında, kentten yaklaşık 200 km. ilerde kuruldu. İkinci hat, Mozhaisk savunma hattı, çift hat olarak Kalinin - Mozhaisk - Kaluga hattına yayılmıştı. Bu savunma hattı, Moskova'nın 112 km. kuzeyindeki, Moskova'nın kullanma suyu gereksinmesini karşılamak üzere oluşturulmuş Volga kıyısındaki göletten başlayıp kentin yaklaşık 90 km. güneyinde Oka Nehrine kadar kabaca bir yarım daire oluşturmaktadır. Üçüncü savunma kuşağı Moskova Savunma Bölgesi olarak kenti etrafını çevreleyen bir savunma kuşağı olarak inşa edildi. Bu tahkimatların inşaasına, çoğu kadın ve genç kız olmak üzere sivil halktan da 500 bin kişi katılmıştır. Bu çalışmalarda 30 km. ejder dişleri, 19 bin taşınabilir bir engel türü olan "kirpi engel", 26 km. dikenli tel ve 10 km. barikat oluşturuldu. Ayrıca sivillerin katıldığı bir iç savunma düzeni organize edildi. Tüm semtlerde, sokak savaşı koşullarına göre eğitilen tank imha taburları düzenlendi. Hava savunma taburlarında 24 bin moskovalı görev aldı. Birçok ev, topçu mevzi ve makineli tüfek yuvası haline getirildi. Açıkçası şehrin tümü müstahkem mevkiye dönüştürülmüşdü. Kente Alman taarruzu başlatıldıktan sonra 19 ekim'de Moskova'da kuşatma durumu ilan edilmiştir. Bu aşamadan itibaren de moskovalılar savunmada görev üstlendi ve muharebe alanlarının hemen gerisinde tertiplendiler. Tüm bu savunma hatlarının inşaa çalışmaları Temmuz ayı ortalarından itibaren sürdürülmektedir. En önemli savunma hattı olan Mozhaisk Savunma Hattı, Eylül ayı sonlarında ancak yarı yarıya tamamlanmış durumdadır. Diğer üç tahkimat olan Volokolamsk, Maloyaroslavets ve Kaluga'nın durumu da yaklaşık olarak aynıdır.
Alman ilerlemesinin hızlı olması nedeniyle Moskova taarruzu başladığında bu savunma düzeni henüz tam olarak hazır değildi. Dahası Alman saldırı planından oldukça geç haberdar olundu. Sovyet birlikleri, genel bir savunma alarmına ancak 27 Eylül'de geçebildi. Öte yandan yeni Sovyet tümenleri Volga'da, Asya'da ve Urallar'da teşkil ediliyordu, ancak muharebeye sürülmeleri birkaç aylık bir süre gerektirecekti.
Taktik tertiplenme
Eylül ayı başlarında Moskova savunmasında yer alan Kızıl Ordu tümenlerinin ortalama mevcudu 3 bin kadardır.
General İvan Konev komutasındaki Batı Cephesi, kuzeyden güneye 22. Ordu, 29. Ordu, 30. Ordu, 19. Ordu, 16. Ordu ve 20. Ordu düzeninde yaklaşık 340 km.lik bir cephe hattını tutmaktadır. Mareşal Budyenni'ni İhtiyat Cephesi emrindeki 24. Ordu ve 43. Ordular 95 km.lik cephe hattında, 31. Ordu, 32. Ordu, 33. Ordu ve 49. Ordular geride bulunmaktadır. Savunmanın güney kanadında ise General Yeryomenko'nun Bryansk Cephesi kuvvetleri bulunmaktadır. Kuzeyden güneye 50. Ordu, 3. Ordu, 13. Ordu ve Ermakov Operatif Grubu olarak 290 km.lik bir cephe hattında mevzilenmiştir. Bu birliklerin çoğu savaşın başından bu yana çatışma içindedir. Bir kısmının karargahı tutsak edilmiş, bir kısmının karargahı da birkaç kez kuşatmayı yarıp kurtulmayı başarmıştır.
Ancak savaşın bu devresinde Kızıl Ordu'nun ikmal sorunları daha da ağırlaşmıştı. Mühimmat, benzin, uçak yakıtı ve nakliye araçları, önceki muharebelerde büyük ölçüde harcanmıştır. Öte yandan Alman generallerin tanıklık ettiklerinin tersine, belirgin bir kışlık giysi açığı vardır.
Moskova savunmasına katılan Kızıl Ordu askerleri, ülkenin batısındaki askerlerin yüzde kırkını oluşturmaktadır. Bu birlikler, 193 bini yeni silah altına alınan askerler olmak üzere toplamda 1.250.000 kişidir. 83 piyade tümeni, 2 mekanize tümen, 9 süvari tümeni ve toplam 13 tank tugayı. Tümenlerin savunmadaki yerleri ise, 66 piyade tümeni cephe hattında, 17 piyade tümeniyle 7 tank tugayı ikinci kademededir. Diğer birlikler, 12 piyade tümeni ve 6 tank tugayı ihtiyat olarak tutulmaktadır. Tüm bu birliklerde 990 tank, 7.600 top ve havan ile 863 uçak bulunmaktadır.
Kuvvetler
Moskova genel taarruzuna katılacak Alman kuvvetleri 2. Panzer Ordusu, 3. Panzer Grubu, 4. Panzer Grubu, 4. Ordu ve 2. Ordu'dur.
Kızıl Ordu
Moskova savunmasında üç Sovyet Cephesi yer almıştır. Batı Cephesi, Bryansk Cephesi ve İhtiyat Cephesi. Batı Cephesi Mareşal Somyon Timoşenko komutasında idi. Ancak 10 Ekim'de Stalin'in emriyle Georgi Jukov komutayı devr almıştır. Bryansk Cephesi Andrey Yeryomenko, İhtiyat Cephesi ise Mareşal Semyon Budyonni komutasındadır. Bu üç Cephenin toplam kuvveti 1.250.000 erat ve subay, 7.600 top ve havan, 990 tanktır.
Alman taarruzu
Açılış (30 Eylül – 10 Ekim)
Viyazma
Alman taarruzu sol kanatta 3. Panzer Grubu ve 9. Ordu ile Duhovşçina bölgesinden, 19. ve 30. ordular arasından vurdu. Kısa bir süre sonra, 49. Ordu cephesini de yararak 20-30 km. ilerleme sağlandı ve harekâtın dördüncü gününde, 6 Ekim'de 56. Panzer Kolordusu'yla Viyazma'ya ulaşdı. Aynı sırada taarruzun merkez kesiminde 4. Panzer Grubu ve 4. Ordu, 24. Ordu ve 43. Ordu savunmasını, ardından 33. Ordu cephesini yardı. Kuzeye keskin bir dönüş yapan 40. Panzer Kolordusu 3. Panzer Grubu'yla Viyazma yakınlarında birleşti. Bu kuşatma çemberi Sovyet 19., 20., 24. ve 32. Orduları çok geniş bir bölgede kuşatmış oldu. Söz konusu Sovyet orduları, kuzeylerindeki ve güneylerindeki Alman yarmasıyla kuşatılmamak için geri çekilmişlerdi. Viyazma batısındaki bu kuşatma 10 Ekim'de tamamlandı. Bu sırada 3. Panzer Grubu Komutanı General Hoth, Güney Ordular Grubu'nun 17. Ordu'su Komutanlığına atandı, yerine general Hans Georg Reinhardt atandı.
Kroki: 1, Viyazma Cebi Muharebesi.
Sovyet Batı Cephesi ve İhtiyat Cephesi kuvvetlerinden kuşatma dışında kalanlar, Mozhaisk civarına çekilmeyi ve bu kesimde hatlarını pekiştirdiler. Alman kuvvetlerince kuşatma altına alıınan bölge başlangıçta kabaca 75 km.'ye 35 km.lik bir alandı. Muharebenin ilk üç günü geçtiğinde 20 km.ye 20 km.lik bir alan olarak daraldı. Bununla birlikte kuşatılan Kızıl Ordu birlikleri tümüyle imha olmadılar. Müfrezelerden tüm bir piyade tümenine kadar değişen büyüklükte birlikler gruplar halinde kuşatmadan sıyrılmayı başardılar. Örneğin ilk birkaç günlük süre içinde General Boldin, beraberinde 85 bin kişilik bir kuvvetle, fakat tüm ağırlığını geride bırakarak çemberi yarıp çekilmeyi başardı. Daha önceki kuşatmalarda olduğu gibi burada da Kızıl Ordu birlikleri kuşatıldıkları için silah bırakmadılar. Tam tersine Alman kuvvetlerine inatla karşı koydular. Alman Komutanlığı bu kesimdeki Sovyet birliklerini imha edebilmek için, esasen Moskova yönündeki ilerlemeleri için şiddetle gerek duydukları 28 tümeniik bir kuvveti burada kullanmak zorunda kaldı. Öte yandan Viyazma civarındaki uzun süren direnme, Stavka'ya Moskova yönündeki savunmayı takviye etmek üzere dört orduyu hızla bölgeye getirmek ve Uzakdoğu'dan üç piyade tümeni ile iki tank tümeni sevk etmek için zaman kazandırmıştır. Bölgeye getirilen ordular 5. Ordu, 16. Ordu, 43. Ordu ve 49. Ordu'dur. Bazı kaynaklarda "Viyazma Cebi Muharebesi" olarak geçem bu muharebede Sovyet Batı Cephesi ve İhtiyat Cephesi kuvvetleri 25 piyade tümeni ve 5 tank tugayı yitirdiler.
3. Panzer Grubu'nun 9. Ordu'dan piyade birlikleriyle desteklenen sol kanatı Viyazma'dan Kalinin yönünde bir taarruza girişti ve duraksamadan kenti 14 Ekim'de aldı. Böylece Moskova'nın uzak kuzeyden kuşatılması için elverişli bir durum oluştu. Stavka bu ilerlemeyi durdurmak için 17 Ekim'de General İvan Konev komutasında Kalinin Cephesi'ni kurmuştur. Bu yeni Cephenin faaliyetleri Alman 9. Ordusu'na bağlı kuvvetleri durdurmayı başardı ve doğrudan Moskova yaklaşımına yönelmelerini engelledi.
Cephenin kuzey kesimindeki Alman başarıları, Sovyet komutanlığını birliklerini Volokolamsk - Dorohov - Narofominsk hattındaki yeni bir savunma durumuna çekmeye zorladı. Bu yeni savunma durumunda Sovyet birliklerinin yerleşimi şöyledir. Volokolamsk yönü General Rokossovski'nin 16. Ordusu, Mozhaisk yönü General Dmitri Leluşenko'nun 5. Ordusu, Maloyaroslavets yönü General İvan Golubyev'in 43. Ordusu, Kaluga General Konstantin Zaharkin'in 49. Ordusu ve Narofominsk General Mihail Yefremov'un 33. Ordusu. En şiddetli çatışmalar Volokolamsk kesiminde oldu. Alman kuvvetleri 27 Ekim'de bu kesimde durduruldular. Rokossovski'nin anılarını topladığı kitabı, Bir Askerin Görevi: "16 Ekim sabahı düşman zırhlı ve motorize birlikleriyle ordumuzun sol kanadına yüklendi. Tam buradan beklliyorduk ve çok dikkatli hazırlanmıştık. Sadece bu kesimde düşman dört tümen -iki zırhlı ve iki motorize- toplamıştı, toplamda 200 den fazla tank. Esas taarruz General İvan Panfilov'un 316. Tümen'i üzerine yüklendi. O'nun ileri hatları Volokolamsk yolundan 12 - 15 km. ilerdeydi. Naziler sık düzende piyade avcı hatlarının önünde 30 - 50 tanklı güçlü gruplarla, topçu ve hava desteğiyle saldırdılar. İyi düzenlenmiş savunmayla karşılaşan düşman, yeniden saldırmak için geri çekildi. Ağır kayıplara uğradı ve ihtiyatlarını savaşa sürmek zorunda kaldı. Çatışmalar yavaş yavaş tüm 16. Ordu cephesi boyunca yayıldı."
Sovyet savunmasının aşılamaması üzerine Luftwaffe kenti yoğun biçimde bombalamaya çalıştı. Ancak son derece başarılı bir hava savunması tüm hava akınlarını püskürtmeyi başardı. 2. Hava Kolordusu sadece Ekim ayında 31 hava akını düzenlemiştir. Bu hava akınlarının 2 bin çıkışından sadece 72 uçak Moskova üzerine bomba bırakmayı başarabilmiştir.
Taarruzun güney kanadının Tula önlerinde durdurulması Tayrun Harekâtı'nı Ekim ayı sonlarında çıkmaza sokmuştur. Bu durum üzerine Alman komutanlığı, Volokolamsk yönündeki esas taarruz ekseninde kuvvetlerini yeniden tertiplemek için taktik duraklama kullandı. Volokolamsk - Klin ekseni üzerinde ilerlemek için 3. Panzer Grubu'nu bölgeye kaydırıldı. Bu duraklama Sovyet komutanlığının da geriden ihtiyatları getirmek ve mevzileri pekiştirmek için zaman kazandırdı. Bu kısa süre içinde yoğun bir istihkam çalışması yürütüldü. Ağır bir topçu ateşi ve hava bombardımanı ardından 15 Kasım'da 3. Panzer Grubu unsurları Klin yönünde ilerlemelerine yeniden başladılar. Ertesi gün 4. Panzer Grubu Rokossovski'nin 16. Ordu'sunun aynı kanadına yüklendi. Taarruz, General Panfilov'un 316. Piyade Tümeni ve General Lev Dovator'un operatif grubu'nun mevzilenmiş olduğu bölgeye yönelmiştir. Özellikle General Panfilov tümeni kesiminde son derece inatçı bir direnme sergilendi. Panfilov'un Siyasi Komiser'i Vasili Kloçkov'un ifadesiyle "Rusya büyük, fakat çekileceğimiz bir yer yok. Arkamız Moskova." sözleri, tüm ordu ve ülke tarafından slogan edinildi. Kloçkov ve hemen hemen tümü ölen 28 adamı, 18 Kasım'da 18 panzeri savaş dışı bırakarak Alman ilerlemesini bir süre için durdurmayı başardılar. Tüm bunlara karşın 3. Panzer Grubu şiddetli çatışmaların sonucunda Klin'i 19 Kasım'da, Istra'yı da 27 Kasım'da aldı.
Bryansk
Genel taarruz güneyde General Guderian'ın Gluçov - Şostka hattından çıkan taarruzuyla 30 Eylül'de başladı. Ancak bundan önce Guderian, asıl taarruzuna başlamadan önce sağ yanını emniyete almak için 48. Panzer Kolordusu'nun bazı birlikleriyle Summy - Nedrigailov yönünde bir taarruz girişiminde bulunmuştur. Ancak bu girişim, bölgedeki Kızıl Ordu savunmasını atmakta başarılı olamadı ve 29 Eylül'de taarrruz çıkış hatlarına geri çekilmek zorunda kaldı.
Kroki: 2 - Bryansk civarı.
Güneyde Bryansk civarında Sovyet savunması Viyazma'ya göre biraz daha başarılıydı. Kuşkusuz bunda, taarruzun daha erken başlamış olmasının etkisi vardır ancak, Stavka bu kadar geç bir tarihte böylesi bir genel taarruz beklemiyordu. General Guderian'ın taarruzu, tüm Sovyet savunmasını bir bakıma gafil avlamışdı. General Guderian'ın asıl taarruzu Glukhov üzerinden Orel genel istikametinde başlamıştır. 2. Panzer Ordusu, kuzey kanatta 47. Panzer Kolordusu, merkezde 24. Panzer Kolordusu, Sovyet 13. Ordusu ile Ermakov Grubu arahattını vururken sağ kanatta da 48. Panzer Kolordusu Ermakov Grubu mevzilerine yüklendi. General Guderian emrindeki iki piyade kolordusu, 34. Piyade Kolordusu sağ kanattan, 35. Piyade Kolordusu ve 1. Süvari Tümeni ise sol kanattan taarruza ikinci kademe olarak katılmışlardır. Sisli ve yer yer yağmurlu bir gündü, Luftwaffe'nin hava desteği çok sınırlı kaldı. Bu yüzden gerek Cephe Komutanlığı, gerek Üst Komutanlık, sınırlı bir taarruz olduğu izlenimine kapılmıştır. Yine de iyi düzenlenmiş topçu hazırlık ateşi ve kitlesel olarak saldıran panzer grupları, tek kat Sovyet savunmasını kolayca yardılar. Taarruzun ana darbesi, 47. Panzer Kolordusu ve 24. Panzer Kolordusu'ya Sevsk yönünde geliştirildi. Taarruzun sağ kanadında 48. Panzer Kolordusu, hazırlıksız yaklananan beş tümenlik Ermakov Operatif Grubu'nu kısa sürede dağıttı ve 13. Ordu ile arasında yaklaşık 20 km.lik bir gedik oluşturdu. Her ne kadar General Ermakov kendini toparlayıp ertesi gün bir karşı taarruza giriştiyse de, elinde çok az sayıda tank vardı ve hava desteği yoktu, başarı elde edemedi.
General von Weichs'in 2. Ordusu, Sovyet 50. Ordu'sunun kanatlarında gerçekleştirdiği yarmalarla bir kuşatma manevrasına girişmişti. Ordunun sağ kanadı Bryans üzerinden, Guderian'un 48. Panzer Kolordusu'nun katılımıyla devam ederek 50. Ordu'yu Bryansk kuzeyinde 8 Ekim'de kuşattı. General Mihail Petrov, ertesi gün, 18. Panzer Tümeni kesiminde hayatını kaybettiği kısmen başarılı bir yarma hareketini kuzeydoğu yönünde başlattı. Bu birliklerden bir kısmı Suşa Nehri gerisinde mevzi aldılar.
Harekâtın baskın etkisi sonucunda General Guderian'ın panzer ileri unsurları 1 Ekim günü, hafif kayıplarla 135 km. ilerlemeyi başardılar. Baskın etkisi izleyen günlerde de kendini hissettirmeye devam etmiştir. Orel yönünde ilerleyen iki panzer kolordusundan 47. Panzer Kolordusu 3 Ekim'de, geniş bir çark hareketiyle Bryansk'a yönelmek üzere emir aldı, 24. Panzer Kolordusu ise aynı gün Orel'e girmiştir. Orel kenti bütünüyle hazırlıksız bir biçimde Alman kuvvetlerinin eline geçti. 4. Panzer Tümeni 3 Ekim 1941 günü kente girdiğinde elektrikli tramvaylar halen çalışmaktaydı ve fabrikalar sökülmüş ama henüz taşınmamıştı, sökülmüş makineler ve çeşitli malzeme yığınları tren istasyonunda ve yol kenarlarında bulunmuştu. Bu kolordu 11 Ekim'de Orel'in 49 km. kuzeydoğusunda Oka Nehri'nin bir kolu olan Zuşka kıyısındaki Mtsenk önlerinde 1. Muhafız Piyade Kolordusu tarafından durduruldu. 47. Panzer Kolordusu'nun 9 Ekim'de Bryansk'a ulaşarak 2. Ordu birlikleriyle temas kurmasıyla Sovyet 3. Ordu'su ve 13. Ordu'su kuşatılmış oldu.
Luftflotte 2, 3 Ekim'de 984 çıkış yağarak 679 araç imha etti. Bir araya getirilen pike bombardıman ve bombardıman uçaklarından oluşan 100 uçaklık bir hava kuvveti 4 Ekim'de demiryolu hattını imha etti ve Sumy - Lgov - Kursk bölgesindeki Sovyet birliklerinin manevralarını engelledi, Sovyet Bryansk Cephesi ve Güneybatı Cephesi arasındaki iletişimi kesti. General Guderian, Kızıl Ordu'nun taarruz tekniğinde, sonuçları itibariyle etkili bir değişiklik olduğunu anlatmaktadır. Kızıl Ordu karşı taarruzlarda, cepheden piyadeyle, kanatlardan da kitlesel olarak muharebeye sokulan zırhlı araçlarla taarruz etmeye başlamıştır.
İlk kar 6 Ekim gecesi yağmaya başladı. General Guderian yeniden kışlık giysi isteğinde bulundu ve "bu türden gereksiz isteklerde bulunmamaklığı…" emredildi. Hava 3 Kasım'da dona dönmüştü, 7 Kasım'da şiddetli don yaptı ve ısı hızla düştü. 12 Kasım'da - 15 derece iken bir sonraki gece 7 derece birden düştü.
Kış koşullarının yanı sıra giderek sertleşen Kızıl Ordu savunması ve karşı taarruzları Alman orduları üzerinde yıpratıcı bir etki yaratmaya başladı. General Guderian anılarında durumu "Son muharebelerin eni iyi subarylarımızı bile nasıl etkilemiş olduğunu görmek insanı ürkütüyor" şeklinde ifade etmektedir.
Sovyet 3. Ordu'su ve 13. Ordu'su kuşatıldılar fakat onlar da silah bırakmadı. Küçük gruplar hallinde Poniry - Mtsensk civarındaki ara savunma hattına çekilmeyi başardılar. Alman kuşatmasında ilk kriz Sisemka civarında 9 Ekim'de yaşandı. Kuşatılmış olan Sovyet birliklerinin güçlü bir çıkış taarruzu, General Werner Kempf'in 48. Panzer Kolordusu'na bağlı 293. Piyade Tümeni'nin sol kanadını vurmuş ve tümeni geri atmıştır. Bölgede gün boyu şiddetli çatışmalar yaşandı ve Sovyet 13. Ordu'su karargahı da dahil olmak üzere çok az sayıda Rus kuvveti çemberi yarıp çıktı. Dahası, Kurs yönünde ilerlemesi planlanmış olan 48. Panzer Kolordusu'nun bütünüyle Sevsk bölgesine çekilmesi gerekmiştir. 23 Ekim'de kuşatma altında kalan son birlikler de çekilmeyi başardı. Bölgedeki Alman taarruzu 7 Ekim'de gerçek anlamda çamura saplandı. Mevsimin ilk karı yağdı ve hızla eridi. Yollar ve arazi, Rusya'da "rasputitsa" olarak adlandırılan çamur mevsimiyle, çamur denizine döndü. Alman zırhlı ve mekanize grupları bu çamur içinde büyük ölçüde yavaşlatıldı, kolay manevra yapamaz duruma geldi. İnsanlar ve tanklar aşırı zorlandı. Aceleyle tertiplenen ve General Dmitri Lelyuşenko komutasına verilen 1. Muhafız Özel Piyade Kolordusu, Mtsensk yakınlarında 4. Panzer Tümeni'ni pusuya düşürdü. Kolorduya verilen görevler Orel'e girmek, Alman zırhı birliklerini yavaşlatmak ve Tula yolunu tutmaktı. 4. Panzer Tümeni'nin geçiş bölgesinde iki yandaki ormanlara gizlenen T-34'leri, piyadenin engellediği Alman birliklerine her iki kanattan saldırmıştır. Bu operasyonda Kolordu komutasındaki, Komreg (alay komutanı) Mihail Katukov'un 4. Tank Tugayı, oldukça başarılı bir muharebe vermiştir. Daha sonra 4 Ekim'de başlayan ve iki hafta süren bu çatışmalar, Orel-Bryansk Savunma Harekâtı olarak kayıtlara geçmiştir. Wehrmacht için bu yenilgi öylesine büyük bir şok etkisi yarattı ki özel bir soruşturma açıldı. General Guderian ve birlikleri, Alman tank silahlarının Sovyet T-34 tanklarına karşı etkili olmadığını dehşetle fark ettiler. General'in saptaması yerindeydi, "Bizim Pz-IV tanklarımızın kısa namlulu 75 mm.lik topları, bir T-34'e ancak arkadan ateş edildiğinde motor bölümünden vurarak etkili olabilmekteydi." Luftlotte 2, 4. Panzer Tümeni'ne hava desteği sağlamak için 1.400 çıkış yaparak 20 tank, 34 parça top ve çeşitli türden 650 araç imha etmiştir.
Bryansk'ın hemen kuzeyindeki Sovyet birlikleri 17 Ekim'de Alman 2. Ordu'suna teslim oldu. Bu bölgede 50 bin Sovyet askeri tutsak edildi ve 400 top ele geçirildi. Sonuçta Sovyet 50. Ordu'sunun büyük bir bölümü imha edilmiş oldu. Çekilmeyi başaran kuvvetler Zuşka batısında tertiplenmişlerdir.
Viyazma - Bryansk taarruzları.
Başka yerde kütlesel bir Sovyet karşı taarruzları Alman taarruzunu daha da yavaşlattı. General Guderian'ın kuvvetlerinin kuzeyinde, Bryansk bölgesindeki Kızıl Ordu birliklerini çevirmek için harekât yürüten 2. Ordu güçlü bir Sovyet karşı taarruzuyla karşılaştı. Bu kesimde Sovyet birlikleri şiddetli hava akınlarıyla desteklenmişti. Luftwaffe, sayısal olarak daha az uçağı harekete geçirmiş olmasına karşı Sovyet Hava Kuvvetleri'ne ağır kayıplar verdirdi. 152 Stuka ve 259 bombardıman uçağı Sovyet saldırısını geri püskürttü. Diğer yandan Bryansk bölgesinde 202 Stuka ve 188 bombardıman uçağı ikmal kollarına saldırdı. Sovyet kuvvetleri Luftwaffe'nin akınlarına açık alanda yakalandı. 22 tank ve 450'nin üzeride aracın imha edilmesi üzerine Sovyet taarruzu bozguna dönüştü.
Guderian'ın panzerleri 29 Ekim'de Tula'ya 3 km. kadar yaklaştıklarında güçlü bir tanksavar ateşiyle "birçok tank ve subay kaybederek" durduruldular. Etkili bir uçaksavar savunması nedeniyle yeterli hava desteği de sağlanamamıştır. Tula'nın bir hücumla alınamayacağı anlaşılınca 30 Ekim'de etrafından dolaşılmaya karar verildi.
Mozhaisk Savunma Hattı (13 – 30 Ekim)
Moskova yaklaşımındaki bu yenilginin büyüklüğü korkutucu oldu. Alman kaynaklarına göre her iki kuşatmada toplam 673 bin Sovyet askeri tutsak alınmıştı. Son araştırmalar daha düşük, ama yine de çok yüksek bir rakamı ortaya koymaktadır. Buna göre Sovyet güçlerinin % 41'i, 514 bin kişi tutsak edilmiştir. Sovyet komutanlığı insan kayıplarını 499.001 olarak belirlemiştir. Ancak Kızıl Ordu'nun her şeyi göze alan direnmesi Alman ilerlemesini bir hayli yavaşlattı. Alman ilerlemesi 10 Ekim'de, Moskova yaklaşımındaki esas Sovyet savunma mevzileri olan Mozhaisk Hattı'na ulaştığında iyi hazırlanmış bir savunma düzeni ve yeni, taze Sovyet kuvvetleriyle karşılaştı. Aynı gün General Georgi Jukov, Leningrad'dan, Moskova savunmasının sorumluluğunu üstlenmek üzere geri çağırıldı. General Vasilevski'nin de desteklediği bir girişimle derhal, kullanılabilir tüm savunmanın Mozhaisk Hattı'nda toplanması emrini verdi. Luftwaffe bölge üzerinde hava hakimiyetini kurmuştu. Stuka ve bombardıman gurupları 537 çıkış yaparak, çoğu motorlu araç ve çekiciler olmak üzere 440 araç ve 150 parça top imha etti.
Stalin, 13 Ekim'de Komünist Partisi'nin, Genel Kurmay'ın ve çeşitli sivil hükümet görevlilerinin Moskova'dan ayrılmaları emrini verdi. Geride sadece az sayıda yetkili kalacaktı ve diğerleri Kuibyşev'e gidecekti. Ancak Stalin Moskova'da kaldı. Bu tahliye Moskova'da bir panik havası yarattı. Kentteki pek çok sivil 16 - 17 Ekim günleri kentten kaçmaya çalıştı, trenlere yığıldı ya da yollara döküldü. Tüm bunlara karşın Stalin'in kentte kalması paniği yatıştırdı. rşın Stalin'in kentte kalması paniği yatıştırdı.
Alman kuvvetleri 13 Ekim'de Mozhaisk Savunma Hattı önlerine ulaştılar. Moskova yaklaşımında çift hat müstahkem mevkii olarak, hızla düzenlenmiş olan bu tahkimatlar, Kalinin'den Volokolamsk ve Kaluga'ya kadar uzanmaktadır. Ancak bu tahkimata yerleşen Sovyet ordularının toplam gücü, son takviyelere karşın zar zor 90 bine ulaşabilmiştir. Sovyet 5. Ordu, 16. Ordu, 43. Ordu ve 49. Ordu kuvvetlerinden oluşan bu güç, Alman ilerlemesini durdurmak için anca kılı kılına yeterli olabilecektir. Savunmanın bu durumunu değerlendiren General Jukov, kuvvetlerini dört kritik noktada toplamaya karar vermiştir, Volokolamsk, Mozhaisk, Maloyaroslavets ve Kaluga. Viyazma civarındaki kuşatmada neredeyse tümüyle yok olan Sovyet Batı Cephesi şimdi sıfırdan yeniden kuruluyordu.
Moskova bir müstahkem şehir haline getirilmiştir. General Jukov'un verdiği bilgilere göre 250 bin kadın ve genç insan, Moskova civarındaki tank engelleri ve siperlerin inşaasında çalışmıştı. Sadece insan gücüyle hemen hemen 3 milyon metreküp toprak hafriyat yapılmıştı. Moskova'daki fabrikalar hızla askeri endüstri komplekslerine dönüştürüldü. Otomobil fabrikaları hafif makineli tüfek, bir saat fabrikası mayın fünyesi, bir çikolata fabrikası cephe için gıda maddesi üreten tesislere ve bir otomobil onarım atölyesi tank ve askeri araçların onarımını yapacak tarzda dönüştürüldü. Ancak Alman panzerlerinin hala ulaşacağı konumdaki Sovyet başkenti için durum çok tehlikeliydi. Ayrıca Moskova, her ne kadar yoğun uçaksavar savunması ve etkin bir sivil itfaiyenin varlığı, olası zararı sınırlı tutuyorsa da, halihazırda yoğun hava akınlarının hedefi durumundaydı.
Alman kuvvetleri 13 Ekim 1941 günü (bazı kaynaklarda 15 Ekim) taarruzlarını yenilediler. İlk başta Alman komutanlığı doğrudan doğruya Sovyet savunmasına saldırmayı planlamıyordu. Bu savunmaya çatmadan geçip, kuzeydoğu yönünde görece daha zayıf savunulan Kalinin'e ve güney yönünde Kaluga ve Tula'ya taarruz girişiminde bulunmayı düşündüler. Bu hedeflere, Tula hariç, 14 Ekim'de ulaşılması hedefleniyordu. Elde edilen ilk başarıların verdiği güvenle Alman Komutanlığı Sovyet tahkimatına karşı bir cephe taarruzuna girişti. Mozhaisk ve Maloyaroslavets 18 Ekim'de, Naro-Fominsk 21 Ekim'de ve şiddetli çatışmaların ardından Volokolamsk 27 Ekim'de ele geçirildi. General Jukov, kanatlardan taarruzlara uğrama tehlikesi arttığından kuvvetlerini emniyete almak için Nara Nehri gerisine (doğusuna) çekmek zorunda kaldı.
Güneyde General Guderian'ın 2. Panzer Ordusu, Tula yönünde nispeten daha rahat ilerledi. Mozhaisk Savunma Hattı daha fazla güneye uzatılmamıştı, bu yüzden bu kesimde General Guderian'ı yavaşlatacak büyüklükte Kızıl Ordu toplanması yoktu. Aşırı derecede olumsuz hava koşulları, hasarlı yollar ve köprüler, akaryakıt sıkıntısı, Alman ilerlemesini önemli ölçüde yavaşlattı. General Guderian Tula'nın banliyölerine 26 Ekim tarihinde ulaşabildi. Orijinal Alman planı bir darbede Tula'yı düşürmeyi ve Tula üzerinden güneyden Moskova'yı çevirmeyi gerektiriyordu. Ancak kent, ilk taarruz girişimiyle alınamadı. Alman panzerleri Sovyet 50. Ordu'su ve sivil gönüllülerin gözü kara direnciyle durduruldu. General Guderian'ın ordusu, 29 Ekim'de kentin görüş mesafesinde durmak zorunda kaldı.
Moskova çevresi (1 Kasım – 5 Aralık)
Tarafların durumu
Alman kuvvetleri yıpranmıştı, motorlu araçların sadece üçte biri çalışır durumdadır, piyade tümenleri yarı ya da üçte bir güce düşmüştür, dahası ciddi lojistik sorunlar dolayısıyla kış koşullarında gerekli olan bazı malzemelerin cepheye getirilmesinde ciddi güçlükler yaşanmaktadır. Hatta Hitler, Sovyetler Birliği ile olan savaşın uzun süreceğini artık kabul etmiş görünüyordu. 1939'daki ağır kayıplara mal olan Varşova Kuşatması deneyimi ardından, böylesi büyük bir kente güçlü piyade desteği olmadan tankları göndermek de riskli görünüyordu.
Nazi ekonomisi üzerine yaptığı çalışmada Adam Tooze, Kızıl Ordu'nun sırf ayakta kalmasının, Almanların Rusya'da savaşı kaybetmiş olduğunu gösterdiğini ileri sürmüştür. Böylece savaş Smolensk'in doğusuna geçmiş olmakla, Alman ikmal hatlarının, dayanabileceği sınırın ötesine geçecek kadar gerilmiş olmaktadır. Ayrıca Doğu Cephesi'nde kesin sonuçlu bir zafer kazanılmazken büyük miktarlardaki malzemeyi Doğu Cephesi'ne göndermenin, Alman ekonomisi için ölümcül bir kan kaybı olduğuna dikkat çekmektedir. Haziran - Aralık arasındaki olaylar, Almanya'nın hem kaynak hem de zaman yönünden bir darboğazda olduğunu açıkça göstermektedir.
Hem Kızıl Ordu'nun savaşma kararlılığı pekiştireceğini, hem de sivil moral desteği artıracağını düşünen Stalin, geleneksel 7 Kasım askeri törenlerinin kızıl Meydan'da yapılmasını emretti. Kızıl birlikler Kremlin'in önünden geçit töreni yaptılar ve doğru cephe hattına yürüdüler. Bu törenin, sembolik de olsa Sovyet kararlığı ve savaş azmine önemli bir katkısı olmuştur ve izleyen savaş yıllarında sık sık hatırlanmıştır. Ancak bu yürekli gösteriye karşın gerçekte Kızıl Ordu'nun durumu oldukça tehlikeli bir durumdadır. Klin ve Tula hattındaki savunma ilave 100 bin kişilik kuvvetle takviye edilmiş olmasına karşın yenilenen Alman taarruzu umut vaat ediyordu ve Sovyet savunması halen görece ince sayılırdı. Yine de Stalin Alman hatlarına karşı birkaç önleyici karşı taarruz yapmaktan yanaydı. Ancak General Jukov, geride yeterince ihtiyat bulundurulamayacağı için bir karşı taarruza karşıydı. Alman kuvvetleri Kızıl Ordu'nun, esasen Moskova savunmasında kullanabileceği bu kuvvetlerle giriştiği taarruzları püskürtmeyi başardı. Sadece Moskova yakınlarındaki Aleksino'daki Sovyet taarruzu başarılı oldu. Kalın zırhlı T-34 tanklarına karşı halen Alman tanksavar silahları etkili olamıyordu, bu yüzden bu karşı taarruzda Alman 4. Ordu'su ciddi kayıplara uğramıştır.
Aleksino'daki yenilgiye karşın Wehrmacht, Kızıl Ordu karşısında insan gücü ve kara kuvvetleri olarak belirgin bir üstünlüğe sahipti. Moskova'ya yönelik son genel taarruz için muharebeye sürülen Alman kuvvetleri 1.943.000 kişi, 1.500 tanktır. Buna karşın Sovyet kuvvetleri ancak 500 bin kişilik bir kuvvettir ve 890 adet tankları vardır. Bununla birlikte Ekim ayındaki durumla karşılaştırıldığında Sovyet piyade tümenleri çok daha iyi mevzilere sahiptiler. Üç kuşak halindeki savunma mevzileri kenti sarıyordu ve Mozhaisk Hattı'nın Klin yakınlarındaki bazı kesimleri halen Sovyet birliklerinin elindeydi. Sovyet piyade ordularının çoğu artık, ikinci kademede en az iki piyade tümeniyle kademeli savunma mevzilerinde bulunmaktaydı. Topçu desteği ve istihkam takımları da Alman kuvvetlerinin taarruzlarında kullanacağı düşünülen ana yollar boyunca mevzi almıştı. Sonuç itibariyle Sovyet birlikleri, özellikle de Sovyet subayları artık çok daha deneyimliydiler ve taarruz için daha iyi hazırlıklıydılar.
13 Kasım'da Merkez Ordular Grubu Karargahı'nın bulunduğu Orşa'da yapılan bir toplantıda "1941 Sonbahar Genel Taarruz Emri" verildi. 2. Panzer Ordusu'nun hedefi Moskova'nın 400 km. doğusundaki Gorki olarak verilmişti. Guderian'ın Kurmay Başkanı General Liebenstein Ordu'nun, Tula'nın 52 km. doğusundaki Venev'den (Venyov) ileri gidecek gücü olmadığını söyledi. Bu görüşe katılan General Guderian durumu bir yazı ile Merkez Ordular Grubu'na bildirdi. Gerçekten de 14 Ekim'de ve bir sonraki gün 43. Kolordu'ya yönelen Kızıl Ordu taarruzları ağır kayıplara neden oldu. General Guderian'ın birlikleri Sibiryalı birliklerle ilk kez 17 Kasım'da çatışma başladı. Doğu Cephesi'nde Guderian'a göre ilk kez bir panik baş gösterdi ve cephenin bir kesiminde, 12. Panzer Tümeni kesiminde yayıldı.
Isı giderek düştü ve sonunda 15 Kasım'da zemin dondu, böylece çamur sorunu da ortadan kalkmış oldu. Alman zırhlı kuvvetlerin ileri unsurları, Moskova'nın doğusundaki Noginsk kentinde temas kurarak başkenti kuşatmak amacıyla harekete geçirildiler. 3. ve 4. Panzer gruplarının hedeflerine ulaşabilmek için kuvvetlerini Moskova su deposu ile Mozhaisk arasında toplamaları gerekmektedir. Daha sonra Klin ve Solneçnogorsk'a ilerleyerek kenti kuzeyden kuşatacaklardır. Güneyde 2. Panzer Ordusu, halen Sovyet kuvvetlerinin elinde olan Tula'yı çevreden dolaşıp Kaşira ve Kolomna'ya ilerlemek ve kuzey kıskacıyla Noginsk'te temas kurmak planındadır.
Son taarruz
Kuzey kesimde
Alman tank orduları Klin yönünde taarruzlarına 15 Kasım'da başladıklarında Moskova savunmasının elinde hiç ihtiyat yoktu, çünkü Stalin, Volokolamsk üzerine bir karşı taarruz başlatmak istiyordu. Bu amaçla daha güneydeki tüm ihtiyat birliklerinin kuzey kesime kaydırılmasını emretmişti. Alman taarruzu kısa zamanda 16. Ordu ile 30. Ordu arasında girerek cepheyi ikiye böldü. Birkaç gün boyunca şiddetli çatışmalar birbirini izledi. General Jukov anılarında şöyle anlatır, "Kayıpları göz ardı eden düşman, ne pahasına olursa olsun Moskova'yı almak isteğiyle cephe taarruzuna girişiyordu." Alman kuvvetlerinin çabalarına karşın kademeli savunma hatları Sovyet kayıplarının düşük gerçekleşmesini sağladı. Kademe kademe geri çekilen Sovyet 16. Ordu'su, tahkimat içinden ilerleyen Alman kuvvetlerini sürekli olarak hırpaladı.
Klin, sert çatışmaların ardından 24 Kasım'da 3. Panzer Ordusu tarafından alındı. Ertesi gün 3. Panzer Ordusu Solneçnogorsk'a girdi. Yine de Sovyet direnci halen güçlüydü ve savaşın nereye varacağı belirsizdi. Söylendiğine göre Stalin Jukov'a, Moskova'nın başarıyla savunulup savunulamayacağını sordu ve "bir komünist gibi dürüstçe" yanıt vermesini emretti. Jukov, mümkün olduğunu söyledi, fakat takviye kuvvetlere şiddetle ihtiyaç vardı. Alman 7. Panzer Tümeni, 28 Kasım'da Moskova - Volga Kanalı geçerek bir köprübaşı ele geçirdi. Bu nokta, Moskova'dan önceki son önemli engeldi ve Kremlin'e halen 35 km. mesafedeydi. Ancak 1. Vurucu Ordu'nun güçlü bir karşı saldırısıyla kanalın diğer tarafına atıldılar. Hemen kuzeyde Alman birliklerinden bir kısmı, Moskova'dan 20 km. mesafedeki Krasnaya Polyana'ya ulaştı. Alman subaylar, arazi dürbünleriyle Sovyet başkentindeki bazı büyük binaları görebiliyorlardı. Ancak her iki tarafın da gücü fazlasıyla yıpranmıştı. Bazı alaylarda sadece 150 -200 kişi kalmıştı. Normal olarak bir bölükteki asker sayısı.
Moskova'nın kuzey ve güney cephelerinde aşılamayan direnme karşısında Alman komutanlığı, 1 Aralık'ta doğrudan doğruya kentin kuzey ve batı yaklaşımlarından, Minsk - Moskova yolunun her iki yanından ve Naro-Rominsk kenti yakınlarından yeni bir genel taarruz denemesine girişti. Taarruz 9. Ordu'nun bazı zırhlı birlikleriyle takviye edilmiş olan 4. Panzer Grubu ve 3. Panzer Grubu tarafından başlatıldı. Bu kuvvetler, Barbarossa Harekâtı'nın başından bu yana tek bir muharebeye sürülen en büyük zırhlı kuvvetini oluşturmaktadır.
Sovyet kuvvetleri, donmuş Moskova Nehri üzerinden ard arda yan taarruzlar geliştirdiler. General Hoepner, ileri unsurlardan her seferinde bazı birlikleri geri çekerek ordusunun yanlarını korumak zorunda kaldı. General von Kluge'un 4. Ordusu taarruza 2 Aralık'ta katıldı ve tüm taarruz, von Kluge emrinde yürütüldü. General von Kluge cephe hattında daha önce yaptığı ziyaretlerde alt rütbeli subayların ve astsubayların, Moskova'ya girilebileceği inancı taşıdıklarını ve istekli olduklarını gözlemlemişti. 4. Ordu'nun 2 Aralık günü başlayan taarruzu daha başlarda tıkandı, öğleden sonra birçok birlikten durduruldukları rapor edilmeye başlanmıştı. Aynı günün akşamı Merkez Ordular Grubu Komutanı General Fedor von Bock, Kurmay Başkanı Halder'e telefon ederek harekâta artık devam edilemeyeceğini bildirmiştir. Ertesi gün Halder günlüğüne "Düşman direnmesi en yüksek noktasına vardı." diye yazmaktadır. Bir sonraki gün tekrar telefon eden General Bock, "Askerlerimizin gücünün yitirecekleri dakika yaklaşmaktadır." demektedir.
Alman taarruzu, 1. Muhafız Motorize Piyade Tümeni'nin direnciyle göğüslenmesi ve Sovyet 33. Ordu'sunun kanattan geliştirdiği karşı taarruzla önce durdurulmuş, dört gün sonra da püskürtülmüşdü. Moskova'nın 70 km. güneybatısındaki Naro-Fominsk yakınlarındaki bu muharebede Alman kuvvetleri yenilgiye uğradı. Bu arada 4. Panzer Grubu'nun 258. Piyade Tümeni'nden bir keşif müfrezesi 2 Aralık'ta Moskova'nın kuzeybatısındaki, Moskova'ya o tarihlerde yaklaşık 20 km. mesafedeki banliyölerinden Himki'ye kadar ilerlemeyi başarmıştı. Fakat 4. Ordu Kurmay Başkanı General Günther Blumentritt'in ifadesiyle "Rus işçileri fabrikalarından dışarı fırlayıp çekiçleriyle ve diğer aletlerle" bu birliği geri attılar. Aynı gece Moskova savunmasına girmeyi başaran küçük Alman grupları yoğun karşı taarruzlara uğradı. General von Kluge, kolordu komutanlarının da "düşman hatlarının aşılmasını artık mümkün görmediklerini" bildirmeleri üzerine taarruzun durdurulmasına, fazlaca ileri çıkmış birliklerin geri çekilmesine karar vermiştir.
David Glantz'a göre Aralık ayı başlarında ısı - 20, -50 derece arasında değişti. Alman askerleri arasında 130 binden fazla donarak ölüm olayı rapor edilmiştir. Donmuş yağ her mermi sürülüşünde değiştirilmeliydi ve araçlar, hareket edebilmeleri için bir süre ısıtılmalıydı.
Beş piyade tümeni, iki süvari tümeni ve bir tank tugayından oluşan bir Sovyet kuvveti 3 Kasım'da güneyden Yefremov üzerinden Tula yönünde taarruza girişti. Alman 53. kolordusu ile bu birlikler arasında 13 Kasım'a kadar süren çatışmalar oldu. Alman kuvvetleri sonunda bir tank tugayıyla takviye edilerek Kızıl Ordu birliklerini geri attı.
General Guderian 23 Kasım'da Merkez Ordular Grubu Karargahı'na giderek Mareşal Bock'la görüştü. Emrindeki orduya verilen görevin değiştirilmesini, taarruz emrinin iptal edilmesini ve kış koşullarına uygun mevzilerde savunmaya çekilmesine (taktik tertipleniş) izin verilmesini istedi. Bu talepler Mareşal tarafından telefonla OKW'ye hemen bildirildi. Ancak Kara Kuvvetleri Komutanı taarruza devam edilmesini emretti. Hemen ertesi gün Venev, 24 Kasım'da 24. Panzer Kolordusu tarafından aldı. [87] Ancak 17 Ekim'de büyük kısmı Bryansk dolaylarında imha edilmiş olan Sovyet 50. Ordusu 299. Piyade Tümeni, 31. Süvari Tümeni, 108. Tank Tugayı ile bazı bağlı birliklerle takviye edilmiş halde, 24. Panzer Kolordusuna taarruz etmek üzere bölgeye yaklaşmaya başlamıştır. Bu durum 2. Panzer Ordusu için yeni bir bunalım oluşturmaktadır.
Güneyde Tula civarında savaş, General Guderian'ın 2. Panzer Ordusu'nun kenti kuşatma amacıyla 18 Kasım'da taarruza geçmesiyle yeniden başladı. Wehrmacht kuvvetleri o güne kadarki çatışmalarda son derece yıpranmıştı ve halen kışlık giysiler cepheye ulaşmamıştı. Sonuç olarak Alman kuvvetleri günde 5 - 10 km. ilerleme şansına sahip olabildi. General Guderian için bu yetersiz bir ilerlemeydi.Ayrıca Tula yakınlarında mevzideki Sovyet 49. Ordu ve 50. Ordu, Alman panzer kuvvetlerinin kanatlarına saldırdı. Bu kanat saldırısı sonrasında Alman ilerleyişi daha da yavaşladı. Ancak General Guderian, kuvvetlerini yıldız biçimi yayarak taarruzunu sürdürdü ve 22 Kasım 1941 tarihinde Stalinogorsk'u ele geçirdi ve bu kesimde savunmada olan bir Sovyet piyade tümenini kuşattı. Panzerler 26 Kasım'da, Oka Nehri üzerinde, Moskova'nın 115 km. güneyinde ve başkente ulaşan önemli bir karayolu üzerinde bulunan Kaşira'ya yaklaşmıştı. Kızıl Ordu tepkisi, ertesi gün başlatılan şiddetli bir karşı taarruz oldu. General Belov komutasındaki 2. Süvari Kolordusu alelacele bir araya getirilmiş birliklerle (173. Piyade Tümeni, 9. Tank Tugayı, iki bağımsız tank taburu, eğitim ve milis unsurları ) desteklenerek harekâta girişti ve Alman ilerlemesini Kaşira yakınlarında durdurdu.
Tula'nın alınması için genel bir taarruz planlandı. İkmal malzemesi sıkıntısının rahatlatılabilmesi için Tula'ya ulaşan ulaşım hatlarına ve kentin havaalanına şiddetle gereksinim duyulmaktadır. Taarruz, 27 Kasım'da başlamak üzere iç ve dış kıskaçlarla bir kanatlardan kuşatma manevrası olarak planlanmıştır. 24. Panzer Kolordusu kuzeyden ve doğudan, 43. Panzer Kolordusu batıdan, 53. Kolordu Moskova yaklaşımını öretecek biçimde kuzeyden, 47. Panzer Kolordusu da doğudan hareket edecektir. 27 Kasım'da 24. Panzer Kolordusu'nun 10. Motorize Piyade Tümeni, Michailov'a ulaştıktan sonra plan gereği bir müfreze çıkararak Raisan-Kolomna demiryolu hattını tahrip etmeliydi. Ancak bölgedeki Kızıl Ordu savunması bunu engelledi. İki gün sonra Tümen, Sovyet karşı taarruzuyla Skopin'i tahlliye etti. Tula'nın alınmasının gecikmesi üzerine 28 Kasım'da OKW General Guderian'ı uyardı. uyarı, 30 Kasım'da yinelendi. Yine de Guderian kuvvetleri 30 Kasım'da Tula'nın 6 km. kadar güneyine ulaşılmıştı Devam eden taarruzlarla 3 Aralık'ta Tula-Moskova yolu kesildi. 4. Panzer Tümeni 4 Aralık'ta Tula-Serpuçov yoluna ulaştı. Bu kesimde ulaşılan en ileri noktadır. Ancak aynı gün yapılan keşifler Sovyet kuvvetlerinin bu bölgeye iki yandan saldırı hazırlığında olduğunu göstermektedir. 4 Aralık'ta Sovyet avcı uçaklarından fırsat bulunabildiği kadarıyla yapılan hava keşiflerinde Kaşira'dan güneye de bazı Kızıl Ordu birliklerinin hareket halinde olduğu görüldü. 5 Aralık'ta 43. Kolordu taarruzu ilerleme sağlayamadı. Kuzeyden gelen Kızıl Ordu taarruzları da 24. Panzer Ordusu'nu hareket edemez hale getirdi. Aynı gün kuzeyde 4. Ordu savunmaya geçti. Kuzeyden gelen Kızıl Ordu taarruzlarının sol kanada ve geriye yönelmesi üzerine General Guderian da 4 Aralık akşamı savunmaya çekilme kararı aldı. Böylece Moskova'nın güney yaklaşımı Kızıl Ordu açısından emniyete alınmış oldu. Tula, siperlerdeki asker ve sivillerden oluşan kararlı savunmacılar tarafından elde tutuldu ve korundu. Alman taarruzunun güney kesiminde Moskova'ya daha fazla yaklaşılamadı.
General Guderian anılarında "Moskova taarruzu başarısız oldu… Biz düşmanın gücünü, onun büyüklüğünü ve iklimi hafife aldık." Birliklerimi 5 Aralık'ta durdurdum, aksi halde bir felaket kaçınılmaz olacaktı." diye yazmaktadır.
Guderian, kuvvetlerinin halihazırda bulundukları hatlarda savunma yapmanın olanaksız olduğunu düşünmektedir. Toprak donmuş olduğu için siper kazılamıyor, açıkta savunma yapmak ise olanaksız görünüyordu. Bu durumda arazi yapısının savunmaya uygun olduğu ve önceden hazırlanmış mevzilerin bulunduğu Susha-Oka hattına çekilmeye karar vermiştir. Buradaki mevziler, Ekim ayında hazırlanmıştı. Guderian emrindeki 24. Panzer Kolordusu belirli bir plana göre geri çekildi. Ancak bu sırada 53. Ordu kesiminde Kızıl Ordu taarruzları devam ediyordu. Diğer taraftan 47. Panzer Kolordusu 7 Aralık gecesi Michailov'dan geri atıldı. Bu çatışmalarda 10. Motorize Piyade Tümeni ağır kayıplara uğradı. Bu çekilmeler sırasında Kızıl Ordu taarruzları da devam etmiştir. 95. Piyade Tümeni'nin bir bölümünü 9 Aralık'ta kuşattı. 47. Panzer Kolordusu güneybatı yönünde geri çekilme emri aldı. 2. Ordu cephesine yönelen taarruzlar da belirli bir gelişme göstermekteydi. Guderian, 43. Kolordu bölgesindeki gediği kapatabilmek için 4. Ordu'dan bir piyade tümeni istemek zorunda kaldı. Aralık ortalarında Kızıl Ordu taarruzları 2. Panzer Ordusu cephesinde artık 40 km.llik bir gedik oluşturmuştu. 24. Panzer Kolordusu ile 43. Kolordu arasındaki bu gediği kendi kuvvetleriyle kapatma olanağı yoktu. 14 Aralık'ta Roslavl'da OKW Başkomutanı Mareşal Brauchitsch, von Kluge ve Guderian arasında yapılan toplantıda 2. Ordu'nun Guderian emrine verilmesi ve 2. Panzer Ordusu'nun Suşa - Oka hattına çekilmesi onaylandı. 14 Aralık'ta bir gün önce 2. Ordu cephesinde ortaya çıkan bir Kızıl Ordu girmesi ilerleme sağladı ve 45. Panzer Tümeni'ni kuşatıp çok sayıda zayihat verdirdi. Hitler, 16 Aralık gecesi Guderian'la yaptığı telefon görüşmesinde geri çekilmeme emri verildi, ama geri çekilme başlamıştı. Noel'de, 24 Aralık gecesi daha kuzeydeki 53. Ordu mevzileri bir Kızıl Ordu taarruzuyla yarıldı ve Guderian'ın 10. Mekanize Piyade Tümeni'nin bir kısmı Cern'de kuşatıldı. Her ne kadar bu kuvvetler ertesi gün çekilmeyi başardılarsa da olay von Kluge ile şiddetli bir tartışmaya neden oldu. von Kluge'nin talebi üzerine Hitler, Guderian'ı 26 Aralık sabahı görevden aldı. General Guderian Tayfun Harekâtı'nın sonucunu çok özlü olarak ifade etmektedir,
« İki ay içinde durum tersine döndü »
Sovyet karşı taarruzları
Taarruzun başarısız olmasına karşın Alman istihbaratı, Kızıl Ordu'nun hiç ihtiyat birliği olmadığını bildirmektedir. Dolayısıyla Alman kuvvetleri için bir karşı taarruza uğrama riski olmadığı hesaplanıyordu. Bu değerlendirme yanlıştı. Stalin, Sibirya'dan ve Uzakdoğu'dan bazı birlikleri bölgeye getirmişti. Japonya'da faaliyet gösteren istihbaratçı Richard Sorge'den, Japonya'nın Sovyetler Birliği'ne saldırmayacağı yönünde gelen istihbarata güveniyordu. Kızıl Ordu Aralık ayı başlarında 58 tümenlik bir ihtiyat kuvvetini bölgeye getirmişti. General Jukov ve General Vasilevski'nin önerdiği taarruz, bu tarihlerde Stalin tarafından kabul edildi. Ancak operasyon yapabilecek Sovyet kuvvetleri bu yeni ihtiyat kuvvetleriyle bile 1.100.000 kişilik bir kuvvete ulaşmıştı ve karşılarındaki Mihver kuvvetlere göre hafif bir sayısal üstünlük sağlayabilmişlerdi. Yine de kuvvetlerin taarruz bölgeleri dikkatlice belirlenip bu birkaç taarruz bölgesinde bire iki sayısal üstünlük sağlandı. Kızıl Ordu karşı taarruzu, Kalinin Cephesi tarafından 5 Aralık 1941 günü başlatıldı. İki gün içinde, ilerleme sınırlı da olsa, Krasnaya Polyana ile birlikte Moskova'nın yakın çevresindeki birkaç kent geri alındı.
Hitler, tüm cephe savunma durumuna geçileceğini bildiren 39 Sayılı Emri [109] 8 Aralık 1941 tarihinde imzaladı. Hitler'in bu emri tüm generallerinin gözünde bir felaketler dizisinin başlangıcı olacaktı. Tüm Alman gerenralleri, Merkez Ordular Grubu'nun güvenli bir kış hattında ancak tutunabileceğini, bu yüzden derhal Moskova önlerinden çekilmek gerektiğini düşünüyorlardı. Hitler, tüm generallerine karşı çıktı ve « Ordu tek bir adım bile ricat etmeyecek. Herkes olduğu yerde duracak ve savaşacak. »
emrini verdi.
Hitler, kontrollü bile olsa geri çekilmenin kısa sürede kontrolsüz bir genel ricata dönüşebileceğini hesap etmişti. Napolyon Bonapart ordularının (Grande Armée) 1812'deki felaketinin (Napolyon'un Rusya Seferi) tekrarından kaçınmak istiyordu. Olayların devamı generallerini değil O'nu haklı çıkardı. General Kurt von Tippelskirch tarafından Liddell Hart'a anlatılanlar, "Bir kara ve demiryollarının merkezi olan kentleri tuttuk ve buraların etrafını tahkim ederek -bu Hitler'in fikriydi- sıkıca savunmayı başardık. Durum kurtulmuştu." şeklindedir.
Ancak Alman birlikleri bulundukları yerleşimde sağlam bir savunma düzeni kuramadılar ve hatlarını pekiştirmek için geri çekilmek zorunda kaldılar. Aynı gün General Guderian, General Hans Schmidt ve General Wolfram von Richthoven ile yaptığı görüşmeden bahsetmektedir. Her üç general de hali hazırdaki cephe hattının tutulamayacak olduğu konusunda görüş birliği içindedir. General Halder ve General von Kluge 14 Aralık'ta, Hitler'in onayı olmaksızın Oka Nehri batısında sınırlı bir geri çekilme için onay verdiler. Hitler, 20 Aralık'ta üst rütbeli subaylarıyla yaptığı bir toplantıda geri çekilme emrini iptal etti ve her karşı toprağın savunulacağı emrini verdi. Donmuş toprakta siper kazmanın neredeyse olanaksız olduğu belirtildiğinde ise I. Dünya Savaşı sırasında obüslerle siper açtıklarını, bugün de aynısını yapmalarını emretti. General Guderian, soğuk nedeniyle ortaya çıkan kayıpların muharebe kayıplarından fazla olduğunu, kışlık malzemenin, ulaşım sorunları yüzünden Polonya'da bekletildiğine işaret ederek durumu protesto etti.
Bu arada Kızıl Ordu karşı taarruzları devam ediyordu. Kuzeyde Klin 15 Aralık 1941'de, Kalinin 16 Aralık 1941'de Sovyet birliklerince geri alındı ve Kalinin Cephesi kuvvetleri batı yönünde ilerlemeye devam ettiler. Cephe Komutanı General Konev, Alman Merkez Ordular Grubu'nu kuşatma için bir girişimde bulunduysa da sert bir direnmeyle karşılaşarak Rijev yakınlarında durmak zorunda kaldı. Bu kesimde Sovyet cephe hattında oluşan çıkıntı 1943 yılına kadar sabit kalmıştır. Güneyde de taarruz aynı derecede iyi gelişti. Güneybatı Cephesi kuvvetleri 16 Aralık 1941 tarihinde Tula'yı geri aldılar. Hitler'in, durumu "kurtarmak" için tek umut olarak gördüğü Luftwaffe takviye edildi. Almanya'dan yeni savaş uçakları getirtilirken kuşatılan birliklere havadan ikmal sağlayabilmek için Luftflotte 4'e bağlı 102 Junkers Ju 52 nakliye uçağını Doğu Cephesi'ne getirildi.
Bu bir son dakika çabası oldu ve işe yaradı. Alman hava kuvvetleri Merkez Ordular Grubu'nun genel bir çöküşe sürüklenmesini önledi. Luftwaffe'nin yoğun çabasına karşın Sovyet hava üstünlüğü, Kızıl Ordu'nun Moskova'daki galibiyetinde önemli rol oynadı. Luftwaffe 17 - 22 Aralık tarihleri arasında Tula civarında 299 motorlu araç ve 23 tank imha etmiştir. Bu darbeler Kızıl Ordu'nun Alman ordularını izlemesini bir hayli güçleştirmiştir. Merkezde Kızıl Ordu ilerlemesi daha yavaş oldu. Sovyet birlikleri Naro-Fominsk'i ancak 26 Aralık'ta, Kaluga'yı 28 Aralıkta ve Maloyaroslavets'i on gün süren sert çatışmaların ardından 2 Ocak'ta geri aldı. Sovyet ihtiyatlarının da cephede kullanılmasıyla ve cepheye yeni ihtiyat getirilemeyince Kızıl Ordu ileri hareketi 7 Ocak 1942 günü durmuştur. Yine de bu karşı taarruzlarda Alman kuvvetleri Moskova önlerinden 100 - 250 km. geri atılmış oldu. Wehrmacht'ın yenilgisiyle sonuçlanan bu zafer, Kızıl Ordu ve siviller için son derece belirgin bir moral desteği sağladı. Sovyetler Birliği'ni tek bir darbeyle yenilgiye uğratma girişiminin başarısız olması sonucu Almanya artık Doğu'da uzun sürecek bir mücadeleye hazır olmak zorunda idi. Sonuç itibariyle Barbarossa Harekâtı başarısız olmuştu.
Sonuçları
Moskova Muharebesi II. Dünya Savaşı'nın en önemli muharebelerinden biridir. Öncelikle, Sovyet birlikleri, başkentin ele geçirilmesini amaçlayan en tehlikeli ve yakın girişimi önlemişlerdi. Bu muharebe ayrıca bir milyonun üzerindeki kayıplarıyla II. Dünya Savaşı'nın en büyük muharebelerinden de biriydi. Diğer açıdan, 1939'da savaşa giriştiklerinden bu yana Wehrmacht kuvvetleri ilk kez yenilgiye uğruyorlardı ve bu, çok geniş kapsamlı bir geri çekilmeyle sonuçlanıyordu. Wehrmacht daha önce Eylül ayında Yelnya Muharebesi ve 1. Rostov Muharebesi sırasında geri çekilmek zorunda kalmıştı. Fakat bu geri çekilmeler görece daha küçük çaplı ve daha sınırlı alanda çekilmelerdi.
Ordularının Moskova'yı alamamalarından dolayı zaten öfkeli olan Hitler, bazı üst rütbeli subayları görevlerinden almıştır, bazı subaylar da çeşitli nedenlerle görevlerinden ayrıldılar.
Hitler, Alman Kara Kuvvetleri Başkomutanı Mareşal Walther von Brauchitsch'i 19 Aralık 1941'de görevden alarak Başkomutanlığı şahsen üstlendi.
Wilhelm von Leeb, Kuzey Ordular Grubu Komutanı.
Fedor von Bock, Merkez Ordular Grubu Komutanı. Resmi açıklamaya göre "sağlık nedenleriyle" görevden ayrıldı.
Gerd von Rundstedt, Güney Ordular Komutanı. Geri çekilme isteği Hitler tarafından onaylanmıyınca görevden alınmasını istedi, Hitler hemen kabul etti.
General Heinz Guderian, 2. Panzer Ordusu Komutanı. Hitler'in onayı olmadan birliklerini geri çekmeye başlaması zaten görevden alınması için yeterli bir nedendi. Ancak görünürdeki esas neden Mareşal von Kluge ile çatışması oldu. Görevden alınarak geri hizmete verildi.
General Erich Hoepner, 4. Panzer Grubu Komutanı. Hitler'in onayı olmadan bazı birliklerini geri çektiği için görevden alındı. Ancak Moskova Taarruzu sırasında emrinde olduğu Mareşal von Kluge ile yaptığı bir telefon görüşmesinde "sivil önderlik" üzerine söyledikleri Hitler'e iletildi. Sonuçta Hitler'in emriyle görevden alındı, rütbeleri söküldü ve üniforma giymesi yasaklandı, emekli maaşı hakkı iptal edildi ve ailesinin oturduğu lojmanı tahliye etmesi emredildi.
Adolf Strauss, 9. Ordu Komutanı. Sağlık durumu nedeniyle görevden ayrıldı.
Hermann Geyer, 9. Kolordu Komutanı.
Otto-Wilhelm Förster, 6. Kolordu Komutanı.
Ludwig Köhler, 49. Dağ Kolordusu Komutanı. 19 Aralık 1941'de kendi isteğiyle ayrıldı.
Hans von Sponeck, 42. Kolordu Komutanı. Güneyde Kırım Seferi sırasında emrindeki bir tümeni geri çekmesi dolayısıyla 29 Aralık'ta görevden alındı, yargılandı ve idama mahkum edildi.
Başkomutan Hitler, tüm askeri kararları kesin olarak üstlendi ve deneyimli Alman subaylarının çoğunu karşısına aldı. Ayrıca Hitler, kendini savaş deneyimi çok az ya da olmayan bir subay kadrosuyla çevreledi. General Guderian anılarında "Bu durum ilişkilerimizde, etkileri daha sonra da azalmayan bir soğukluk yarattı" diye yazmıştır. Yine bu durum üst rütbeli subaylarının Hitler'e olan güvensizliğini arttırdı ve baskın askeri liderliği nedeniyle Alman avantajlarını belirgin biçimde zayıflattı. Artık Almanya uzun sürecek bir yıpratma savaşı olasılığı ile karşı karşıyadır ve bu yıpratma savaşı, uzun dönemde kayıpları arttıracaktır. Almanya'nın oğu Seferi olan Barbarossa Harekâtı, Mihver için acı bir yenildi olmuştu. Her ne kadar bu yenilgi Almanya'nın ezilmesi değilse de, Sovyetler Birliği üzerinde kesin sonuçlu ve hızlı bir zafer kazanma umudunun sonuydu.
Kızıl Ordu Alman kuvvetlerini Moskova'dan geri atmışsa da, cephe hattının halen başkente yakın olması dolayısıyla tehdit altında kabul edilmektedir. Stalin, Moskova yönündeki hızlı Alman ilerlemesiyle doğal olarak telaşa kapılmıştı ve bir süre daha Moskova'yı birincil öncelikli görmeye devam etti. İzleyen dönemde Sovyet karşı saldırıları Rijev çıkıntısını almayı başaramadı, Merkez Ordular Grubu'ndan birkaç tümen mevzileri tutmayı başarmıştı. Doğrudan Moskova'ya yönelen Alman taarruzunun hemen ardından başlayan ve Rzhev - Syçevka - Vyazma bölgesine yönelik bir dizi Sovyet karşı taarruzu (Rzhev-Vyazma Stratejik Taarruz Harekâtı), her seferinde her iki taraf için de ağır kayıplarla yol açmıştır. Sovyet hatlarındaki bu çıkıntı 1943 başlarından Wehrmacht kuvvetlerinin bölgede muharebeyi kesip geri alınmasıyla ortadan kalkmış ve tüm cephe batıya çekilmiştir. Sovyet kayıpları değişik kaynaklarda 500 bin ile bir milyon arasında gösterilmektedir, Alman kayıpları ise 300 bin ile 450 bin arası. Yine de Moskova cephesi 1943 yılı Ekim ayına kadar tam olarak güvende değildi. Bu tarihte gerçekleşen 2. Smolensk Muharebesi sonunda Alman Merkez Ordular Grubu Smolensk köprübaşından ve yukarı Dinyeper'in batı kıyılarından tümüyle geri atılmıştır.
Harekâtın başladığı 1941 Haziran'ından bu yana ilk kez Kızıl Ordu Alman kuvvetlerini durdurmuş ve geri sürmüştü. Kızıl Ordu'nun elde ettiği sonuç Stalin'in artık kendine güvenmesine yol açtı ve taarruzları daha ileriye götürmeye karar verdi. Kremlin'de 5 Ocak 1942 tarihinde yapılan bir toplantıda Stalin baharda bir genel taarruz planladığını açıklamıştır. Bu taarruz eşzamanlı olarak Leningrad, Moskova ve güney Rusya'yı içine alacaktır. Bu plan General Jukov'un itirazına karşın onaylandı. Ancak Kızıl Ordu'nun yetersiz ihtiyatları ve Wehrmacht'ın taktik ustalığı, Rijev yakınlarında "Rijev kıyma makinesi" diye tanımlanan kanlı bir beraberliğe, İkinci Harkov Muharebesi'nde Kızıl Ordu'nun bir dizi yenilgisine, Demyansk girintisini ortadan kaldırmak için yapılan başarısız girişimlere ve Leningrad Kuşatması'nı kırma girişiminde General Vlaslov ordusunun kuşatılmasına yol açmıştır. Sonuçta bu başarısızlıklar, 1942 yılı baharında cephenin güneyinde başarılı bir Alman saldırısına ve Stalingrad Muharebesi'ne varmıştır.
Tüm bunlara karşın Moskova Savunması, Mihver kuvvetlerin istilasına karşı direnmenin bir sembolü oldu. Moskova zaferinin 20. yıldönümü olan 1965'de, savaşı anmak için kente "Kahraman Kent" unvanı verildi.
Kayıplar
Moskova Muharebesi'nde her iki tarafın kayıpları konusu halen tartışmalıdır. Farklı kaynaklar tarafların kayıpları konusunda farklı farlı rakamlar vermektedir. Her şeyden önce "Moskova Muharebesi"'nin hangi tarihler arasında yer aldığı konusunda tarihçiler hemfikir değildir. Çoğu tarihçi, muharebenin başlangıç tarihi olarak Tayfun Harekâtı'nın başlangıç tarihi olan 30 Eylül 1941 tarihini ya da bazı tarihçiler 2 Ekim 1941 tarihini kabul eder. Neticede başlangıç tarihi konusunda belirgin bir anlaşmazlık söz konusu değildir. Bununla birlikte Alman taarruzunun sonu için iki farklı tarih kabul edilmektedir. Bazı siyasi - askeri tarihçiler (örneğin Erickson ve Glantz ) Rijev Taarruzu'nu ayrı bir harekât olarak değerlendirerek Moskova Muharebesi'nin dışında tutarlar. Böylelikle Moskova Taarruzu'nun sonu, 7 Ocak 1942 tarihi olarak verilir. Bu tahlilde kayıplar daha düşüktür. Rijev ve Viyazma muharebelerini Moskova Muharebesi içinde değerlendiren bazı tarihçiler de 1942 Mayıs ayını esas alırlar. Doğal olarak kayıplar daha yüksektir.
Çeşitli kaynaklarda verilen rakamlarda bu bağlamda farklılık vardır. John Erickson "Barbarossa: Mihver ve Müttefikler" adlı çalışmasında Sovyet kayıplarını 1941 Ekim - 1942 Ocak aralığında 653.924 olarak vermektedir. David Glantz'ın kitabı "When Titans Clashed", yine Sovyet kayıplarını, savunma evresinde (kış taarruzlarının başladığı 7 Ocak 1942 tarihine kadar) 370.955 olarak verir. 1973 - 1978 tarihleri arasında yayımlanmış olan Büyük Sovyet Ansiklopedisi, 1942 yılı Ocak ayı itibariyle Alman kayıplarını 400 bin olarak göstermektedir. 1997 yılında yayımlanan Moskova Ansiklopedisi yazarları çeşitli kaynaklara dayanarak savunma evresinde Alman kayıplarını 145 bin, Sovyet kayıplarını 900 bin olarak vermektedir. Aynı kaynak, Sovyet taarruzu sırasındaki (7 Ocak 1942 tarihine kadarki karşı taarruzlar) Alman kayıpları 103 bin, Sovyet kayıpları 380 bin olarak vermektedir. Bu çerçevede 30 Eylül 1941 tarihine kadarki Alman kayıpları 248 bin, Sovyet kayıpları 650 bin, 7 Ocak 1942 tarihine kadarki Alman kayıpları 400 bin, Sovyet kayıpları 1.280.000 olarak alınabilir.
Rakamlar bir yana, Moskova Muharebesi'nin savaşlar tarihi boyunca en kanlı savaşlardan biri olduğu ortadadır. Kültürel etkileri
İlgili edebi eserler
Bek, Aleksandr, Moskova Önlerinde, Oda Yayınları, 1999 Nazım Hikmet, Memleketimden İnsan Manzaraları adlı eserinin içindeki bir kısımda 1941 yılının Kasım ayında 316. Piyade Tümeni'ne mensup 28 Sovyet askerinin Volokolamsk - Moskova arasındaki yolda 18 Alman tankını imha etmelerini anlatır. (Bu 28 askere aynı muharebelerde hayatını kaybeden komutanları General İvan Panfilov anısına panfilovtsy denilir.)
Theodor Plievier, Moskau, 1952.