• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Taş gibi kızlarına Olcay ismini koyan anne baba

ittir çekmek istediğim ana babadır bunlar efenim.

3-5 yıl oluyor, üniversite yeni bitmiş, dadanmışımız memurlar.net'e. forumun kpss b kısmı filan da kesmiyor, uzmanlık-müfettişlik vs. peşindeyiz. o sınav senin, bu mülakat benim. her sınav başlığına gire çıka, tanınır biri de olmuşuz. mesajlar, sorular, kardeş p bilmem kaç puanım bu, nereye gireyim filan diyenler...

yine katılacağım bir sınavla ilgili bir mesaj geliyor, cevap veriyorum, karşılıklı mesajlaşmalar sürdükçe sürüyor. sınav yapılıyor ve sonuçlar açıklanıyor:

diğer kişinin nickine x diyelim...

x: açıklandı sonuçlar, kazanmış mısın?
çiçek: evet kazanmışım, sen naaptın (yav buna da bi bulaştık, ha bire mesaj atıyo yaa, erkek de kesin) bu arada isim neydi? (işi sağlama alalım kız mızdır belki)
x: olcay ben hocam, bu arada ben de kazanmışım. acaba mülakatta ne sorarlar, bi fikrin var mı?
çiçek: hayırlı olsun olcay, mülakatla ilgili bilgim yok (aslında var, olcay değil de bi tuba filan olsaydın yardım ederdim)

2 gün sonra:

x: mülakat tarihleri belli olmuş, istersen mülakattan önce bir araya gelelim. tanışır, muhabbet ederiz?
çiçek: sağol olcay başkan da ben o gün çok dolu olcam(la bi defol git olcay yaa, gider kızılay'da kız keserim boş vakit olursa)

mülakat sonuçları belli olur olmaz:

x: ben kazanamamışım, çok üzgünüm hocam yaa
çiçek: ben de kazanamadım, derdetme olcay reis. daha iyi yerler olur inşallah.

aradan belli bir süre geçer, başka bir sınav başlığında yine buluşuruz...

x: aaa buranın sınavına da mı giriyosun?
çiçek: evet, sanırım sen de gireceksin, hayırlısı hakkımıza
x: nerede oturuyosun sen? bir ara görüşelim buranın yazılı sınavı hakkında...
çiçek: ankara dayım ama çok meşgulüm be hocam, bir yandan da memuriyet yapıyorum ben. (gay midir nedir çattık anasını satayım)

neyse, bu kurumda da yazılıdan çakarız beraberce.

x: valla iki gündür deli gibi ağlıyorum. 68 almışım. kendime gelemiyorum bi türlü. çok daraldım hocam...
çiçek: ya hayırlısını iste olcay hocam. sakin ol, allah gönlüne göre bir yer verir elbet, sakin ol yaa (kesin pasif gay, ağlamış lan, ahahaha)

takriben 2 ay sonra başka bir sınavda yollar yine kesişince:

x: beni takip mi ediyosun sen hocam yaa, buraya da mı giriyosun?
çiçek: evet giriyorum. (kısa kes takip eden varsa o da sensin, pis pasif)
x: hocam rahatsız ettim sanırım, kusura bakma.
çiçek: yok rahatsızlık değil de mesaideydim ondan uzun cevap yazamadım, herşey gönlünce olur umarım.

yazılı safhasını beraberce geçeriz bu sefer, mülakat sonuçları da ilan edilir. adını bilmekte olduğumdan ve haline üzüldüğümden, kendi adımdan sonra direkt onun adını ararım listede ve bingo, o da kazanmış.

çiçek: hayırlı olsun olcay başkan, sana demedim mi elbet bir yer olacak
x: ya çok sevindim valla, hemen alışverişe gitmem lazım, eğitimler başlıycakmış. hiç resmi elbisem yok. yuppiiii
çiçek: hayırlı olsun tekrar, eğitimlerde görüşürüz artık (arto mu lan bu herif, alışveriş, yuppi falan )
x: tabii görüşürüz. şimdi çıkmam lazım, ankamall beni bekliyooo.

neyse efenim, eğitimden önce işe başlamak için gerekli evrakları teslim ettiğimiz ilk gün, bütün herifleri süzer, en yumuşakçayı tespit edip, kesin olcay bu derim ama çaktırmam. ertesi gün eğitim başlayacaktır. hemen memurlar.net açılır:

x: hocam selam, sonunda görüşçez, eğitim yarın 9 da, ben 8 buçuk gibi gelcem, giriş kapısının orda bekliycem, beraber kahvaltı yaparız uygun görürsen. hem artık daha fazla kaçamazsın, meslektaş da olduk:)) hihihi
çiçek: tamam o zaman yarın görüşürüz. (yanına koduğumun nonoşu seni. erkek adam hihihi diye güler mi lan)

sabah takım elbise çekilir ve giriş kapısının önüne varılır. derken afeti devran bir hanımefendinin de orada durakladığı farkedilir...

çiçek: (aaahhhşşş bu ne lan, bu da eğitimde mi acaba, ohhşş hıçkırarak kükredim, sümkürerek kerkildim. elalem neler doğuruyüü yareppiii, birini bekler gibi de bi hali var, bunun beklediği adam olmak vardı lan, nasibimize bak, biz de nonoş olcay'ı bekliyoruz)

saat 8 buçuk olur gelen giden yok, afet-i devran bir saatine bir sağa sola bakıyor, arada bana da bakıyor ama hemen çeviriyor yüzünü. "bu olmasın lan" diyorum... "yok canım, daha neler" diyorum. "bu olsa bile konuşamaz kaçarım lan bu ne güzellik" diyorum. "hadi be salak, senden önce o kaçar, bu kız sana 1 dakikasını bile ayırmaz, tipine bak" diyorum.

sonra mal tipli herifin biri kapıya doğru geliyor, hem hatun hem de ben bakıyoruz ama ı ıh. geçip gidiyor.

derken kız yaklaşıyor, belli bir şeyler söyleyecek, kalp atışlarım hızlanıyor. 0-100 ü 1.2 saniyede yapıyorum.

afet: merhaba, siz de yenisiniz sanırım.
çiçek: e e e e vet
afet: hayırlı olsun size de.
çiçek: sa sa sa sa ğol.
afet: isim neydi?
çiçek: o o o ğuz.
afet: ben de olcay, memnun oldum.
çiçek: be be be ben de. (ccc olcay reyizz ccc)

derken anlaşılamaz bir hızlanmayla ve nezaketen bir gerekçe dahi belirtmeden ortamdan uzuyorum. lan resmen kaçıyorum.

uzaktan izliyorum, garibim eğitim saatine kadar bekliyor.

bi "gideyim yanına" diyorum bi, "gitsen de konuşamazsın lan, rezil olma boşuna" diyorum.

aynı akşam memurlar.net'e baktığımda

x: hocam size yakıştıramadım. iyi günler

şeklindeki son mesajla karşılaşıyorum.

"esas ben o güzelliği olcay isminde birine yakıştıramadım" diye cevaplayasım geliyor ama yok. onu da yapmıyorum...

özet: ben böyle isim koyma anlayışını seveyiö arkadaş. o bebeği eline alınca hiç mi bakmadın, hiç mi anlamadın nasıl bişi doğurduğunu. insan ebru koyar, esra koyar, tuğçe koyar. koyar da biz de ne menem bişeyle karşılaşacağımızı düşünür, kendimizi ona göre hazırlarız anasını satıyım. yoksa biz kim, spontane tanışılan güzelle direkt muhabbete girebilmek kim. olcay'mış, sanki 6 kilo 400 gram doğmuş pipili sumo'ya isim koyuyo.

ayıp lan! bir aşkı daha başlamadan bitirdiniz!
 

Top