• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

11. Sınıf Tanzimat Döneminde Olay Çevresinde Oluşan Edebi Metinler

OBir

MEB
Özel üye
Tanzimat Döneminde Olay Çevresinde Oluşan Edebi Metinler konusu iki başlık halinde incelenir.

a. Tanzimat Döneminde Anlatmaya Bağlı Edebî Metinler

b. Tanzimat Döneminde Göstermeye Bağlı Edebî Metinler
 

OBir

MEB
Özel üye
Tanzimat Döneminde Anlatmaya Bağlı Edebi Metinler

Bizim edebiyatımız, destan ve efsaneden halk hikâyesi ve mesneviye geçmiştir. Batı edebiyatı ise destan ve efsaneden roman ve hikâyeye geçiş yaparak farklı bir yol izler. Tanzimat sanatçıları, özellikle Batı’ya yaptıkları ziyaretlerde tanıştıkları roman ve hikâye türüne ait örnekleri Tanzimat edebiyatının oluşmaya başladığı dönemlerde Türk okuruna tanıtmak için ilk önce şiirde yaptıkları gibi batılı romancılardan çeviride bulunmuşlardır. Türk okurunun romanla tanışması, Sultan Abdülaziz döneminde sadrazamlık yapmış olan Yusuf Kamil Paşa’nın Fransız sanatçı Fenelon’un Telemak adlı eserinin çevirisi “Tercüme-i Telemak”ı yayımlamasıyla olmuştur. Daha sonra bu çeviriyi Victor Hugo’nun ünlü romanı “Sefiller” izler. Gazete sayesinde halka hızlı bir şekilde ulaştırılan bu çeviri romanlar daha sonra yazılacak olan Türk romanlarına da zemin hazırlamıştır.

Edebiyatımızdaki ilk roman Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseridir. Sanatçının 1872 yılında yayımladığı bu romanla birlikte Türk edebiyatında günümüze kadar ulaşacak olan roman ve hikâye kültürü de başlamış olur. Bu eseri, edebiyatımızdaki ilk edebî roman olan Namık Kemal’in İntibah romanı takip eder. Bu eserler birçok teknik kusura ve acemiliğe rağmen edebiyatımızdaki roman macerasını başlatması açısından bizim için önemlidir.

Tanzimat döneminde anlatmaya bağlı edebi metinlerin genel özellikleri şunlardır:
  • Tanzimat’tan önce Türk edebiyatında olay çevresinde oluşan (anlatmaya ve göstermeye bağlı) edebi türler şunlardır: Halk hikâyeleri, destanlar, mesneviler, masallar ve geleneksel halk tiyatroları.
  • Tanzimat’la birlikte olaya bağlı edebi metinlere şunlar da eklenmiştir: roman, hikâye ve tiyatro.
  • Tanzimat döneminde roman, hikâye ve gazetelerde bölümler halinde yayımlanarak (tefrika edilerek) okura ulaştırılmıştır.
  • Fransız edebiyatından çevirilerle başlayan roman türündeki gelişmeler, telif (yazarın kendi yaratımı) romanların yazılmasıyla sürmüştür.
  • Tanzimat edebiyatı romanlarında Doğu-Batı çatışması ile bundan doğan yıkımlar ve tarihteki başarılar öne çıkan konulardır.
  • Tanzimat edebiyatı romanları teknik olarak zayıftır, yazarlar romanın akışına müdahale eder, romanı genellikle bir öğütle bitirirler.
  • Roman ve hikâyelerde toplumu eğitme amacı öne çıkar; iyiler çok iyi, kötüler çok kötüdür, iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır.
  • Roman türünün ilk örnekleri (Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, İntibah, Felatun Bey ile Rakım Efendi) romantizm akımının özelliklerini taşır, ikinci dönemle birlikte realist romanlar (Sergüzeşt, Araba Sevdası) yazılmıştır.
  • Roman ve hikâyelerde divan edebiyatına göre sade bir dil kullanılmıştır.
  • Romanlar toplumu eğitmek için bir araç olarak görüldüğünden teknik bakımdan kusurludur.
  • Romanlarda (Felatun Bey’le Rakım Efendi, İntibah, Sergüzeşt vb.) ilahi bakış açısı kullanılmıştır.
 

OBir

MEB
Özel üye
Tanzimat Döneminde Göstermeye Bağlı Edebi Metinler (Tiyatro)

Tanzimat döneminde göstermeye bağlı edebi metinlerin genel özellikleri şunlardır:
  • Tanzimat’tan önce Türk edebiyatın geleneksel halk tiyatrosu ürünleri vardı. Karagöz, meddah, orta oyunu ve köy seyirlik oyunlarının oluşturduğu geleneksel tiyatro doğaçlamaya dayanıyordu ve genel olarak belirli bir sahnesi, dekoru yoktu. Tanzimat’la birlikte, Şair Evlenmesi’nin yayımlanmasıyla başlayan modern tiyatro ise belli bir metne dayalıdır ve bir sahnesi, dekoru ve komedi, trajedi, dram gibi türleri vardır.
  • I. Toplulukta tiyatro toplumu eğitmede bir araç olarak görülmüştür, II. toplulukta okunmak için, bireysel konuların işlendiği tiyatrolar yazılmıştır.
  • Birinci dönemde genellikle görücü usulüyle evliliğin yanlışlığı (Şair Evlenmesi), çokevliliğin yanlışlığı (Eyvah), vatan sevgisi, kahramanlık (Vatan yahut Silistre), aşk dramı (Zavallı Çocuk, Akif Bey) ve tarihsel konular (Celalettin Harzemşah) işlenmiştir. İkinci dönemde ise genellikle aşk dramları (Afife Anjelik, Vuslat yahut Süreksiz Sevinç), töreler (Çok Bilen Çok Yanılır), tarihsel konular (Tezer, Tarık, İbn-i Musa) işlenmiştir.
  • İlk dönem ürünleri mensur olarak yazılırken Tanzimat’ın ikinci topluluğunda yer alan Abdülhak Hamit Tarhan’ın tiyatroları manzum olarak da yazılmıştır.
  • Birinci dönem yazarlarının (Şinasi, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi) eserlerinde günlük konuşma dilinden yararlanılmış, sade bir dil vardır. İkinci dönem yazarlarının (Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan) tiyatro dili genel olarak sanatlı ve ağırdır.
  • Tanzimat birinci dönemi edebiyatında Şinasi, Ahmet Mithat gibi yazarlar dilin sadeliği ve diyalogların doğallığıyla tiyatro eserlerini sahneleme tekniğine uygun yazmışlardır. Bununla birlikte Abdülhak Hamit Tarhan, tiyatrolarını okunmak için yazdığı için sahne tekniği bakımından zayıf tiyatrolar ortaya koymuştur, yine ikinci dönem yazarı Recaizade Mahmut Ekrem’in tiyatroları da sahne tekniğine uygun değildir.
  • Ahmet Vefik Paşa, Moliere’den yaptığı çeviri ve uyarlamalarla tiyatroya büyük katkılarda bulunmuştur.
  • Tanzimat tiyatrosunda, önce klasisizm (Şinasi, Ahmet Vefik Paşa) ve romantizm (Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Abdülhak Hamit Tarhan) akımlarının etkisi görülür.
 
Top