• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

11. Sınıf Tanzimat Dönemi Edebiyatı’nın Oluşumu

OBir

MEB
Özel üye
Modernliğin Öncüleri (Şinasi, Akif Paşa, Namık Kemal, Ziya Paşa, Sadullah Paşa, Beşir Fuat, Ahmet Mithat, Samipaşazade Sezai, Tevfik Fikret)

Osmanlı İmparatorluğu’nda modernleşme hareketleri halkın değil, daha çok yönetici sınıftan kişilerin isteğiyle ortaya çıkmıştır. Batı’da ortaya çıkan Osmanlı İmparatorluğu’nu etkileyen zihniyet devriminin temelinde yatan kavramlar ve düşüce akımları şunlardır: Rönesans, Reform, Pozitivizm, Teknoloji, Bilim, Hukuk

Yenileşme hareketleri yüzü dünyaya dönük, akılcı, iradeli bireyler yetiştirmeyi; bilime ve teknolojiye önemle eğilmeyi esas alıyordu. Bu amacın donanımlı edebi ve düşünsel anlamdaki ilk temsilcisi Şinasi‘dir. Şinasi, dünyaya, topluma bir Türk Rönesansçısı gibi bakar, “akl”ı, “hukuk”u “medeniyet”i öne çıkarır. Mustafa Reşit Paşa için yazdığı kasidelerde yenilik düşüncelerini ortaya koyar. Bu düşünceleri Auguste Comte’un pozitivist dünya görüşünün yansımaları gibidir.

Osmanlı toplumunun dünyaya bakışıyla modernizmin “akla uygunluk” ilkesi arasındaki karşıtlık ve bunun sonucunda çıkış yolu bulamayan aydınlarda ortaya çıkan boşluk duygusu özellikle Akif Paşa‘nın divan şiirinin söz oyunlarından yararlanarak yazdığı Adem Kasidesi‘nde kendini gösterir. Adem, yokluk demektir.

Namık Kemal de iradi bir insan tipolojisi yaratmaya dönük tutumu ve katılımcı bir yönetimden yana tavır almasıyla modernliğin öncüleri arasında yer alır. Ziya Paşa da çok tutarlı olmamakla birlikte, özellikle Şiir ve İnşa adlı makalesiyle yeniliğe önemli katkılar sunmuştur.

Sadullah Paşa, 19. Asır adlı manzumesinde Orta çağ’a özgü geleneksel dünya görüşünü eleştiri ve teknolojik gelişmesine hayranlık duyduğu Batı’nın pozitivist düşüncesini över. Eşitlik, insan halkları, bilim gibi kavramları öne çıkarır, Doğu medeniyetlerinin geri kalmışlığını ortaya koyar. İlerlemek için Batı’nın örnek alınması gerektiğini savunur.

Fizik ve kimya bilimlerindeki mekanizmanın aynısının hayatta da mevcut olduğunu savunan, metafizik görüşleri reddeden Beşir Fuat da modemliğin öncü isimlerindendir. Beşir Fuat Batı’daki pozitivist düşünce kazanımlarını, çevirileri ve makaleleriyle Osmanlı toplumuna aktarmaya çalışmıştır. Bir nevi ansiklopedi niteliğindeki eserleriyle Ahmet Mithat, yenileşme çabalarını sosyal bir fon olarak eserlerinde kullanan Samipaşazade Sezai, toplumsal bilinçaltını imgeleriyle uyarmaya çalışan Servet-i Fünun şairi Tevfik Fikret de modernliğin öncüleri arasında sayılabilir.

Tanzimat Fermanı’nın ilanıyla başlayan “Batılılaşma Dönemi Türk Edebiyatı’nın hazırlık dönemi” Tercüman-ı Ahval gazetesinin yayımlanmasına (1860) kadar sürer.
 

OBir

MEB
Özel üye
Tanzimat Dönemi Edebiyatında İlk Gazeteler

Türk edebiyatında gazete, Batı’yla ilişkilerin güçlendiği Tanzimat dönemiyle birlikte başlamıştır. Tanzimatçılar, halkı aydınlatmak ve onlara yol göstermek amacıyla gazete çıkarmışlardır. Gazetelerin yayımlanmaya başlaması makale, roman, hikâye, tiyatro gibi türlerin edebiyatımıza girmesinin önünü açmıştır.

Tanzimat sanatçıları, bu halkı eğitebilmek ve halka yeni oluşturulan bu edebiyatı tanıtabilmek için onlara ulaşabilecekleri en kısa yol olan “gazeteyi” kullanmışlardır.

Tanzimat edebiyatının oluşmasında önemli bir yere sahip olan Ali Suavi gazetenin önemini: “Anlıyor musunuz, gazete ne güzel mekteptir ve orada okuyanlar nasıl da uyanıyorlar!” sözleriyle açıklamıştır.

Dünya’nın hiçbir yerinde gazetecilik bizdekine benzer bir rol üstlenmemiştir. Başka kültürlerde gazete, düşüncenin geniş bir şekilde topluma yayılması için bir araçtır. Bizde ise bütün işaretler oradan gelir. Bu yönüyle de gazete Tanzimat edebiyatında önemli bir role sahiptir. O dönemde gazeteler, günlük olmasa da haftalık olarak yayımlanıyordu. Böylelikle Tanzimat sanatçıları hem halka en kısa yoldan hem de en çabuk şekilde ulaşabiliyorlardı. Gazete geniş kitlelere ulaşıyor, böylece hedefledikleri “halka ulaşma” amaçlarını gerçekleştirebiliyorlardı. Aynı zamanda gazete edebiyatımıza yeni giren edebî türleri tanıtmak için de önemli bir araçtı. Bu dönemde yazılmış birçok roman, tiyatro ve şiir gazetelerle geniş halk kitlelerine ulaştırılmıştır.

Tanzimat sanatçıları için gazete her şeyden önce kamu meselesidir. Onlara göre gazete, sadece halk için bir şeyler söylenen bir yer değil, aynı zamanda halkın duygu ve düşüncelerini, istek ve arzularını dile getiren bir kürsüdür.

  • Takvim-i Vekayi ilk resmi gazete olarak 1831’de çıkarılır.
  • Ceride-i Havadis yarı resmi (yarı özel) İngiliz Churchill tarafından 1840’ta çıkarılır.
  • Tercüman-ı Ahval, ilk özel Türk gazetesi olarak 1860’ta Şinasi ve Agah Efendi ile birlikte çıkarılır.
  • Tasvir-i Efkâr gazetesi, ikinci özel gazete olarak Şinasi tarafından 1862’de çıkarılır ve gazetenin başyazarlığına Namık Kemal getirilir.
  • Muhbir gazetesi 1866’da çıkarılır. Kurucusu Ali Suavi’dir.
  • İbret gazetesi 1870 yılında Ahmet Mithat Efendi tarafından çıkarılır.
  • Namık Kemal ile Ziya Paşa yurt dışında (Londra) çıkarılan ilk gazete olan Hürriyet‘i 1868’de yayımlamışlardır. Daha sonra Ziya Paşa, Cenevre’de tek başına çıkarmaya devam etmiştir.
  • Tercüman-ı Hakikat gazetesi, 1878’de Ahmet Mithat Efendi tarafından çıkarılır.
  • Basiret, Basiretçi Ali Efendi tarafından günlük ve siyasi olarak çıkarılmaya başlanan önemli bir gazetedir.
  • İttihad, Abdullah Kamil Beyefendi tarafından çıkarılmıştır.
  • Devir ve Bedir 1872 yılında Ahmet Mithat Efendi tarafından çıkarılmıştır.
  • Sabah 1876’da Şemsettin Sami tarafından çıkarılmıştır.
  • Tercüman-ı Şark ise 1878 yılında Şemsettin Sami tarafından çıkarılmıştır.
 
Top