Avcı Takımyıldızı (Orion) haritası. Sarı kesik çizgilerle çevrilmiş kısım Avcı Takımyıldızı göstermektedir. Yıldızların oluşturduğu avcı figürü kolaylıkla görülebilmekte.
Johannes Hevelius tarafından tasarlanmış olan Boğa takımyıldızı.
Takımyıldız, gökyüzünün (veya gök kürenin) bölündüğü 88 alandan her birine verilen isimdir.Terim genellikle, yanlış bir biçimde, görünüşte birbiriyle ilgili gözüken yıldız gruplarını tanımlamak için kullanılır.
Bazı ünlü takımyıldızlar, çeşitli nesnelere benzetilen parlak yıldız düzenlerine sahiptir. Örnek olarak, bir avcı figürünü çağrıştıran Avcı Takımyıldızı (Orion) ve aslan figürü çağrıştıran Aslan Takımyıldızı (Leo) verilebilir.
Klaudyos Batlamyus'un resmi; 16. yüzyıl modern Alman stilinde kitap kabartması
Eski gök bilimciler bu şekilleri efsanelerdeki belirli hayvanlara ve kahramanlara benzetmiş ve bunların tanrılarca gökyüzüne çıkarıldıklarına inanmışlardır. Takımyıldızların büyük bölümünü, eski Yunanlılar ve Romalılar adlandırmıştır,ama onlar da bu adları Babilliler'den almış olabilirler.Takımyıldızların oluşturduğu bu şekiller geceleri gökyüzünde incelenecek olursa, gözlemlenen şekillerin benzetilen nesnelerle arasındaki ilişkiyi fark etmek kolay olmayabilir.
Gökyüzü ve takımyıldızlar
Uranometria'daki Avcı takımyıldızı gravürü.
Yıldızlı bir gökyüzünün karanlık bir gecede gözlemi, ilk bakışta çok büyük bir düzensizlik izlenimi uyandırır. Görülen sayısız yıldız içinde, daha parlak yıldızlar göze çarpar. Bunlar, daha zayıf parıltılı gök cisimlerini işaretlemek veya gökyüzü olaylarının yerini belirlemek için değerli karşılaştırma noktaları oluşturur. Antik Çağdan bu yana yıldızlar, mitolojik kişiler veya hayvanlarla özdeşleştirilen karakteristik şekiller, yani takımyıldızlar biçiminde gruplandırılmıştır. Ancak çağdaş astronominin gerekli gördüğü noktalar, gökyüzü koordinat sistemlerinin kesin şekilde tanımlanmasıyla sonuçlanmıştır. Böylece gök cisimlerinin gökyüzündeki konumu duyarlı olarak belirlenebilir, bu da, gözlem aletlerini, incelenmek istenen gök cisimlerine doğru çabucak yöneltmeye imkân verir.
Takımyıldızların gece boyunca gökyüzünün gök küre kutbu adı verilen bir noktası çevresinde blok halinde yer değiştirdikleri görülür.Kuzey Yarı Küre'de bu nokta çıplak gözle görülebilen bir yıldıza çok yakındır; bu nedenle söz konusu yıldıza Kutup Yıldızı adı verilir. Birçok gece tekrarlanan bir gözlem, gökyüzü bütününün bu dönüşünün, Dünya'nın kutuplarıyla çakışan bir eksen (Yerküre'nin ekseni) çevresinde, 24 saatten biraz daha az bir sürede gerçekleştiğini gösterir. Gerçekte ise, Dünya kendi çevresinde döner. Bununla birlikte buradan, gökyüzünün, belli bir yerdeki görünümünün değişmez olmadığı ortaya çıkar; saatler geçtikçe doğuda bazı yıldızlar belirir, ufuk çizgisi üzerinde yavaş yavaş yükselir ve sonra, batıda batarak gözden kaybolur. Gökyüzünün görünümü enlemlere göre de değişir.
Yıldızları adlandırma
Yıldızların eski adları, ait oldukları takım yıldızlarla özdeşleştirilmiş mitolojik şekillerdeki konumlarını hatırlatıyordu: Aslan'ın gözü, Büyük Ayı'nın kuyruğu gibi. En parlak yıldızlar, çoğu Arapça kökenli olan özel adlarını korumuştur: Sirius, Rigel, Aldebaran, Deneb...
Takımyıldızların bazılarının ve Güneş’in kendi mitleri bulunur. Bunların ölülerin ruhu ya da tanrılar oldukları düşünülürdü. Örneğin Umacı yıldızının Gorgon Medusa’nın gözünü temsil ettiğine inanılırdı.
1603'te, Alman J. Bayer, Uranometria'sında, o zamandan bu yana evrensel olarak benimsenen basit ve akılcı bir adlandırma sistemi ortaya attı. Her takımyıldızda, en parlak yıldıza α ile, parıltı derecesi bundan hemen sonra gelen β ve bunu izleyen γ ile (... vb) belirtildi. Yunan alfabesi tükendiğinde, Latin alfabesi, sonra da sayılar kullanıldı. Sonunda yalnız en parlak yıldızlar adlandırılır oldu. Astronomi aletleriyle görülebilen ve fotoğrafı çekilebilenlerin, referans kataloglarındaki sıra numaralarıyla yetinilmektedir. Bir yıldızın uluslararası adı, bunu belirten harf veya sayının arkasına, ait olduğu takım yıldızının Latince adının genitifi veya resmî kısaltması konarak elde edilir; α Ursa Major veya α UMa...
Takımyıldızları oluşturan yıldızların isimleri
Tüm yıldızların bir ismi vardır. Johannes Bayer yöntemi ile takımyıldızlarındaki yıldızlar tanıtıldı, J. Bayer'in yıldız atlasında onlar parlaklıklarına ya da büyüklüklerine göre Yunan alfabesi sırasıyla Yunan harfleriyle isimlendirdi.
1515 yılına ait bir Kuzey Gök Küre takımyıldız haritası
Mesela, Alfa (α) parlak ise, Beta (β) daha az parlaktır ve böyle devam eder. Buna örnek olarak Büyük Ayı takımyıldızını verebiliriz; Büyük Ayı takımyıldızın ilk yıldızı Alfa (α) Büyük Ayı, ikinci yıldızı Beta (β) Büyük Ayı, diğerleri de böyle devam etmektedir.
Bu sıralamalar he zaman doğru değildir, yıldızların parlaklıkları tam olarak ölçülüp isimlendirilmemiştir, ve bazı yıldızların parlaklıklarında değişkenlikler gözlemlenilmektedir. Örneğin Büyük Ayı'nın beşinci yıldızı olan Epilson (ε) Büyük Ayı, Büyük Ayı'nın ilk yıldızı olan Alfa (α) Büyük Ayı'dan daha parlaktır.
Daha sonralar isimlendirmede sayılar da yetersiz kalınca başka sistemler icat edilmiştir. John Flamsteed, Yunanca harfler yerine sayıları kullanmıştır, ve sonraki yıldız kataloglarında genellikle takımyıldızların bir sayı sitemi olmuştur.