Günlük hayatın getirdikleriyle birlikte promosyon olarak verilen stres ve buhran halinden kurtulmak kolaylaşıyor. Bilim insanları, tıpkı bağırsaklarınızdaki sindirimi rahatlatan ilaçlar gibi, beyninizdeki düşünceleri rahatlatacak iğneler geliştiriyorlar.
Parmaklarımızın ucundan başlayarak vücudumuzun her yerine dağılan mikroplar; hastalıklarımızı, iyileşme durumlarımızı, enfeksiyonlarımızı, yemek yeme alışkanlıklarımızı, sağlıklı bir uyku düzenini ve aklınıza gelebilecek olumlu ya da olumsuz pek çok şeyi etkiliyorlar.
Sinirlerimiz ve mikroplarımız ile ilgili yapılan yeni bir çalışma, bazı ruh hastalıklarının bağırsaklardaki mikroplar tarafından tetiklendiğini ortaya koydu. Peki ya bilim insanları bu mikropları yok etmek için doğrudan bağırsaklara enjekte edilebilecek bir aşı geliştirirse ne olur?
Halihazırda bağırsaktaki sindirim düzenimizi mahfeden mikroplara karşı probiyotikler adı verdiğimiz destekleri alabiliyoruz. Yani bir başka değişle, söz konusu çalışmalara stressiz bir hayat için yeni nesil bağırsak ilaçlarının geliştirilmesine neden olabilir. Colorado Üniversitesi'nde görevli psikoloji ve nörobilim araştırmacısı olan Matt Frank, probiyotikleri benzer bir öngörüyle kemirgen deneklerin bağırsaklarına enjekte etti.
Frank ve ekibi aldıkları ilk sonuçların ardından yaptıkları araştırmada, bir bakteri türünün farelerin beyinlerini iltihaplanmalara karşı dirençli hale getirdiğini, stres durumlarına ve ruhsal bozukluklara karşı dayanaklı kıldığını gördüler. Söz konusu tedavi edilebilir durumların başında depresyon ve anksiyete var. Hatta beyin travmaları sonucunda oluşan iltihap kaynaklı hafıza kaybının bile önüne geçilebilir.
Frank ve ekibin araştırmalarında konu aldıkları mucizevi bakteri, “Mycobacterium vaccae” olarak adlandırılıyor. Bu bakterinin üç hafta boyunca, günde üç kez enjekte edildiği farelerde, anksiyeteyi ve korkuyu hafifleten beyin bölgesinde önemli ölçüde aktivite arşı gerçekleşti. Beyin bu tarz stres durumlarını iyileştirmek için protein üretimini arttırıyordu.
Beyindeki iltihaplanmalar, öğrenme kaybı yaşamanın ya da hafızadaki zayıflamanın nedenleri arasındalar. Aynı zamanda bu iltihaplanmalar, ani duygudurum bozukluklarını da tetikleyebiliyorlar. Bu nedenle söz konusu iltihaplanmaları kontrol altına alabilmek, insanların pskolojik olarak hafiflemelerini sağlayabilir.
Bilim insanları başka probiyotik bakterilerinin de benzer etkilere sahip olup olmadıklarını araştırmaya devam ediyorlar
Parmaklarımızın ucundan başlayarak vücudumuzun her yerine dağılan mikroplar; hastalıklarımızı, iyileşme durumlarımızı, enfeksiyonlarımızı, yemek yeme alışkanlıklarımızı, sağlıklı bir uyku düzenini ve aklınıza gelebilecek olumlu ya da olumsuz pek çok şeyi etkiliyorlar.
Sinirlerimiz ve mikroplarımız ile ilgili yapılan yeni bir çalışma, bazı ruh hastalıklarının bağırsaklardaki mikroplar tarafından tetiklendiğini ortaya koydu. Peki ya bilim insanları bu mikropları yok etmek için doğrudan bağırsaklara enjekte edilebilecek bir aşı geliştirirse ne olur?
Halihazırda bağırsaktaki sindirim düzenimizi mahfeden mikroplara karşı probiyotikler adı verdiğimiz destekleri alabiliyoruz. Yani bir başka değişle, söz konusu çalışmalara stressiz bir hayat için yeni nesil bağırsak ilaçlarının geliştirilmesine neden olabilir. Colorado Üniversitesi'nde görevli psikoloji ve nörobilim araştırmacısı olan Matt Frank, probiyotikleri benzer bir öngörüyle kemirgen deneklerin bağırsaklarına enjekte etti.
Frank ve ekibi aldıkları ilk sonuçların ardından yaptıkları araştırmada, bir bakteri türünün farelerin beyinlerini iltihaplanmalara karşı dirençli hale getirdiğini, stres durumlarına ve ruhsal bozukluklara karşı dayanaklı kıldığını gördüler. Söz konusu tedavi edilebilir durumların başında depresyon ve anksiyete var. Hatta beyin travmaları sonucunda oluşan iltihap kaynaklı hafıza kaybının bile önüne geçilebilir.
Frank ve ekibin araştırmalarında konu aldıkları mucizevi bakteri, “Mycobacterium vaccae” olarak adlandırılıyor. Bu bakterinin üç hafta boyunca, günde üç kez enjekte edildiği farelerde, anksiyeteyi ve korkuyu hafifleten beyin bölgesinde önemli ölçüde aktivite arşı gerçekleşti. Beyin bu tarz stres durumlarını iyileştirmek için protein üretimini arttırıyordu.
Beyindeki iltihaplanmalar, öğrenme kaybı yaşamanın ya da hafızadaki zayıflamanın nedenleri arasındalar. Aynı zamanda bu iltihaplanmalar, ani duygudurum bozukluklarını da tetikleyebiliyorlar. Bu nedenle söz konusu iltihaplanmaları kontrol altına alabilmek, insanların pskolojik olarak hafiflemelerini sağlayabilir.
Bilim insanları başka probiyotik bakterilerinin de benzer etkilere sahip olup olmadıklarını araştırmaya devam ediyorlar
