ßazen Aşk Gider..

Defne

Usta
Bazen ask gider...
Ve hayat da gider onun pesinden...
Terk edildigin yerde öylece kala kalirsin...
Bir sabah uyanirsin ki gözünü açtigin ömür senin ömrün degildir...
Aynada tek parça görünen bedenin, aslinda lime limedir...
Nefes diye içine çektigin cigerlerinde parçalanmis askinin cam kiriklaridir...
Her sabah ölmeyip neden uyandigina lanet edersin...
Bazen ask gider...
Önünde bir kadeh raki, küllükte bir ölüm dolusu izmarit öylece bakakalirsin arkasindan...
Kulagin hiç çalmayacak olan telefondadir...
Zaman dursun saatler hiç geçmesin istersin...
Tanrim ne olur gerçek olmasin, ne olur günes dogmadan geri dönsün,
teninde bir baska tenin kokusunu getirse bile dönsün yeter ki
hiçbir sey sormam ona, bu geceyi yasanmamis sayarim,unuturum yeter ki asik olmasin...
içimde durmaksizin çiglik atar dualar...
Ama bazen ask gider ve o çaresizce yalvardigin Tanri bile gider pesinden...
Sonra sabah olur, günes dogar...
Askin gelmez bir türlü...
Bir gecede degisir ömrün...
O bir türlü inanmak istemedigin kader seninle alay eder gibidir...
Ömrünü adadigin, yillarini önüne serdigin askin bir gecede bir baska hayata
karismistir iste...
Bir gecede bir baskasinin aski olmustur...
İNANAMAZSIN!...
Bazen ask gider...
Ve sen yilardir içinde yasadigin yürekten valizler dolusu anilarla kendi yalnizligina
tasinirsin...
Elin varmaya varmaya bosaltirsin dolaplari...
Çekmeceden çikan her giysi parçasi onunla geçirdigin anilarin tarihiyle agirlastikça
agirlasir...
Onun kollarinda geceler boyu cennet uykularina karistigin yatak
sen giderken utancindan bakamaz yüzüne...
Dogmamis bebegin yerine koyup büyüttügün cam önündeki o küçük mor menekse
yapraklarina kondurdugun veda öpücügüyle büker boynunu...
Valizlerini kapinin önüne yigip yüzün sirilsiklam son bir sigara için yigilirsin
koltuga...
Gidiyorsundur iste...
Askini kendi ellerinle bir baska aska teslim edip...
Ömrünü onun ömrüne, hayallerini onun hayallerine, sevdani onun sevdasina ekleyip...
Bazen ask gider...
Ve adresi degisir evinin...
Sesinin tonu degisir, yüzünün rengi...
Yastiginin sicakligi, yedigin yemegin tadi uykularin degisir...
Ve rüyalarin her aksam açip girdigin kapidan baska bir sevda giriyordur artik...
Her gün oturdugun koltukta o bakmaya doyamadigin gözlerin isiginda
bir baska sevda oturuyordur...
Yıllardir evinde agirladigin, masalarina konuk oldugun,
hayatlarini paylastigin dostlarinin kahkahalari arasina
bir baska ses karisiyordur artik...
Senin gölgene aliskin duvarlar bile çoktan kabullenmistir yoklugunu...
Her gece uyudugun yastiga bir baska sevda birakiyordur kokusunu...
O öpmeye kiyamadigin dudaklarda bir baska sevdanin adi...
Askinin o tek cennet bildigin uykularinda bir baska sevdanin rüyalari...
Bazen ask gider ve anilarda gider pesinden...
Siz hiç o yüreginize sigdiramadiginiz askinizi bir baska sevda için aglarken
gördünüz mü?...
Ben gördüm!...
Kör oldu gözlerim onunla sevdasina aglamaktan...
Bir alev topu gibi onun için çiglik çiglik yanarken siz hiç askinizin önünde diz çöküp
"Bu kadar çok seviyorsan birakma onu, sana kiyamam ne olur git,\"
diye yalvardiniz mi?...
Onu bir baskasinin kollarinda düsünürken siz hiç geceler boyu
aklinizi kaçirmamak için kendi kendinize bagirdiniz mi:
\"Unut onu, unut onu, unut onu ya da ÖL!...\"
İçinizdeki o durmak bilmeyen yanginin acisini dindirsin diye
kanatincaya kadar bileklerinizi isirdiniz mi?...
Göz yaslari içinde yastiginiza gömülüp her Tanri\'ya siginmak istediginizde
artik baska bir yürege sevdali olan askinizi ondan geri istemekten utanip
dua etmekten vazgeçtiginiz oldu mu hiç?...
Siz hiç yana yana sevdiginiz bir sevgilinin yoluna gençliginizi serip
güle güle baska bir aska ugurladiniz mi?...
Bazen ask gider!...
Ama ölüm gelmez bir türlü...
Ne yapsaniz öfke duyamazsiniz, giderken bir kibrit aleviyle atese verdigi
ömrünün alevleri içinde eriyip giden yüzünüze, silinip giden kokunuza,
kül olan yüreginize dönüp bir kez bile bakmayan o sevdaniza...
Anlarsiniz asktir bu, öfkeyi bir türlü yurduna kabul etmeyen...
Vefasiz bir unutusa kurban olsa da solup yitmeyen...
Hayattan sogutup size ölümü özleten...
Ölü bir bedende canli kalmakta direnen...
Anlarsiniz asktir bu...
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
:(( ask gitmez bence sadece bir birine duydugun guven gider hatalardan dolayi ama yazi cok güzl eline yüregine saglik
 

cırcırböcee

V.I.P
V.I.P
Aslında ardında bıraktığın yıkıntının senin için bir önemi yoktu zira sen arkada bıraktıklarını önemsemeyecek kadar kendinle meşguldün. Varoluş amacına tersti arkanı toplamak... Anlıyordum, hak da veriyordum çünkü ne zaman merhametle arkanı dönersen, o anda karşındakinden bir darbe daha alıyordun. Hayat sana gardını indirmemeyi öğretmişti ama etrafına çektiğin duvarlar yüzünden dışarıdaki güzellikleri ve mutluluğu da göremez olmuştun.

Gitmeyi hiç istemedim yanından... Sen beni istemiyordun ve ben bunu anlıyordum çünkü hatalıydım. İşin can acıtan yanı hatalarımın farkında olmamdı, karşında yerin dibine geçiyordum her gözüne bakışımda... Belki birbirimize uygun olmadığımız gerçekten doğruydu ama seninle biraz daha kalmayı, en azından biraz daha çaba göstermeyi o kadar istedim ki... Seni o kadar istedim ki arkamda bıraktığım anda... Ufak bir tebessüm edip evinin yoluna doğru ilerlerken ben o köhne dolmuşta hayatımın en kötü anlarından biriyle karşı karşıya kalmıştım. Kafamı camlara vurmak istedim. Dolmuştan inip gerisin geri koşmak istedim ama nafile... Yapamazdım, benim sınırlarım senin duvarlarından saydam olmasına rağmen daha kalınlar ve aşılmalı zor... Onları aşmak istiyor muyum? Ahh, yanında zaten onları yeterince aştım, kendi güvenlik alanımdan çok dışarı çıktım, gereğinden fazla olması gerektiği gibi davrandım. Güvendim, evet... Yapmalı mıydım? Belki hayır ama yaptım. Pişman mıyım? Tabii ki hayır... Fakat sonunda bu özgürlük hissi seni benden soğuttu. En çok korktuğum da buydu. Tüm bedenimle sarılabileceğim, kendimle denk bir dal bulmuşken esen rüzgar ve beceriksizliğim nedeniyle uçurumdan aşağı yuvarlanmak... Hah, karanlık tam adamını buldu tekrar...

Üç gündür seni düşünüyorum. Hiç yorulmadım. Aklıma geliyor gülüşün, kokun, dokunuşların... Mahcubum, ne yapacağım meçhul... Aramak istiyorum seni ama elim gitmiyor telefona zira sesini duyunca salaklaşıyorum, serotonin insanı aptal eder derlerdi, inanmazdım, doğruymuş. Mutlu oluyorum sesini duyunca, sesin buz gibi olsa bile benim kalbim hızlı çarpmaya başlıyor, sarsılıyorum olduğum yerde... Katlanamıyorum, korkuyorum. Biliyorum yarın yine konuşacağız ve biliyorum yarın yine saçmalayacağım. Bunu görmeyeceğini ve okumayacağını da biliyorum fakat yine de yazıyorum. Bir yerlere kusmam gerek içimdekileri, burası boştu sanki... Buraya kustum. İçimdeki ufacık bir umut parçası yaptırıyor bunları bana, biliyorum ki zaten o kırıntının varlığından da utanmıyorum, sayesinde tekrar hissedebildiğimi anlıyorum. Bunda senin de katkın yadsınamaz.

Bana uzun süre sonra bu duygu yoğunluğunu yaşattığın için sana teşekkür etmem gerek sanırım... Kolay kolay başıma gelen bir şey değil... Baş etmesi zormuş.

İğne bir delik açıyor, acıyla tekrar yüzleşiyorum fakat acıyı tamamen yok etmeye çalıştıkça, herşeyi tekrar hatırlıyorum.


 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Üç gündür seni düşünüyorum. Hiç yorulmadım. Aklıma geliyor gülüşün, kokun, dokunuşların... Mahcubum, ne yapacağım meçhul... Aramak istiyorum seni ama elim gitmiyor telefona zira sesini duyunca salaklaşıyorum, serotonin insanı aptal eder derlerdi, inanmazdım, doğruymuş. Mutlu oluyorum sesini duyunca, sesin buz gibi olsa bile benim kalbim hızlı çarpmaya başlıyor, sarsılıyorum olduğum yerde... Katlanamıyorum, korkuyorum. Biliyorum yarın yine konuşacağız ve biliyorum yarın yine saçmalayacağım. Bunu görmeyeceğini ve okumayacağını da biliyorum fakat yine de yazıyorum. Bir yerlere kusmam gerek içimdekileri, burası boştu sanki... Buraya kustum. İçimdeki ufacık bir umut parçası yaptırıyor bunları bana, biliyorum ki zaten o kırıntının varlığından da utanmıyorum, sayesinde tekrar hissedebildiğimi anlıyorum. Bunda senin de katkın yadsınamaz.
 

Top