• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Sosyal medyada sınırsız özgür müsünüz?

BeReNN

Alyam?
Özel üye
Yanılıyorsunuz! Türk Ceza Kanunu sosyal medyada da geçerli
660166_detay.jpg

İngiltere'de geçen hafta meydana gelen yağma ve şiddet olaylarının ardından 2 kişi, internet üzerinden isyana katılma çağrısı yaptığı için 4'er yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Peki Türkiye'de internet söz konusu olduğunda hukun işleyişi nasıl? Sosyal medyada TCK nasıl uygulanıyor? Konuyu uzmanlarına sorduk.



"TÜRKİYE'DE CEZA DAHA AĞIR OLURDU"


Av. Başak Purut - Bilişim Hukuku Uzmanı

Türkiye'de İngiltere'dekine benzer bir karar vermek için gerekli altyapı ve yasal düzenleme mevcut mu?
Bizde TCK kapsamında suç olan herhangi bir şey internet üstünden de işlendiğinde aynı biçimde cezaya çarptırılır. Ceza kanunu kapsamında halkı isyana teşvik de suç işlemeye teşvik de, suça azmettirmek de suçtur.

Şimdi bakarsanız 'hükümete karşı' bir ayaklanmaydı İngiltere'deki bu Türkiye'de olsaydı bu tahrik edilmesi de 313 ile 15 yıldan 20 yıla kadar hapisle yargılanırdı.

Yalnız burada yapılan çağrıya cevap veren olmamış bir nevi gerçeklememiş suç kapsamına giriyor.
Burada başlı başına tahrik etmenin suç olması durumu da tanımlanabilir. Mesela örnek bir madde okuyayım; illa buna tekabül ediyor diye vermiyorum; halkı Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana tahrik eden kimseye 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası verilir. İsyan gerçekleştiğinde 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası verilir. Bakın tahrik ettiği zaman zaten 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası çıkıyor sonucunun gerçekleşmesine bakılmıyor. O yüzden bu suçun gerçekleşmesi için tahrikin cevap bulması şartı yok.

Yani İngiltere'de verilen hükme benzer bir karar alınması için gerekli yasal alt yapı bizde de var?
Tabi ki. Yani bakın mesela şu an Ergenekon davasında da aynı sebepten teşebbüs kendi başına çok ağır bir suç olarak belirlenmiş mesela. Teşebbüs ettiğin vakit zaten çok ciddi bir cezaya hükmettiriyor. O yüzden teşebbüsün, tahriki veya azmettirmenin sonucundan bağımsız olarak ağır cezalarla cezalandırılabileceği durumlar vardır.

SUÇUN HANGİ MECRADA İŞLENDİĞİ ÖNEMLİ DEĞİL NİTELİĞİ ÖNEMLİ

Peki sosyal medyada işlenmiş buna benzer bu suça dair örnek bir vaka var mı bildiğiniz?
Şimdi burada herkes temel bir hatayı yapıyor. Hangi aracının kullanıldığının bir önemi yok kanunen. Mesela adam öldüren 24 yıl hapis cezasıyla yargılanır. Orada diyor mu bıçakla öldürürsen şu kadar yıl da kurşunlarsan bu kadar yıl diye? Hayır bakıyor soğukkanlılıkla öldürürsen arttırırım, tahrik altında öldürürsen indiririm diyor; adamı nasıl öldürdüğüne bakmıyor.

Sosyal medyanın yeni bir mecra olması suçun niteliğini değiştirmiyor. İster gazeteden halkı tahrik edersin ister sosyal medyadan bunun bir farkı yok. Bin yıl önce gazeteler yoktu meydanlarda toplanıp birbirini kışkırtıyordu e ondan sonra gazete çıktı birkaç yüzyıl önce bu defa bu yolla insanlar galeyana getiriliyordu. E şimdiki araçlar yoktu eskiden hepsi zamanla oluştu. Şimdi de sosyal medya var, mecra değiştikten sonra teşebbüsün kendi değişmiyor ki kullanılan araç değişiyor. Kullanılan araç, silah, ortam değişiyor.

Peki İngiltere örneği üstünden gidersek Türkiye'de buna benzer bir karar örneği var mı sosyal medyada işlenmiş benzer bir suç için?
Benim bildiğim sosyal medya üstünden işlenmiş ve ceza almış benzer bir suç örneği yok. ama dediğim gibi sosyal medya üstünden olması acaip ilginç, ekstrem bir şey değil. Mesela farz edin ki elektronik posta gönderildi bin kişiye ve bir suç niteliğine uygun bir eylem yaptı. Yine aynı cezayı alacaktı çünkü facebook'ta yaptıkları çağrıyı da bin kişi görmüş. Yani sosyal medyada işlenen bir suçun cezalandırılması çok anormal gelmemeli. Suç olarak tespit edilmiş bir fiil var ortada.

Peki daha hafif suçlar söz konusu olduğunda
Bu hakaretler için de geçerli. Bakarsanız sosyal medya üzerinden hakaret de ceza kapsamında. Aracın sosyal medya olması bir şeyi değiştirmiyor bilakis aleni olmuş oluyor. Bir şahsa gönderirken hakareti sosyal medyada herkese yaymış olunuyor. Normalde hakaretin suç sayılabilmesi için ortamda 3 kişi olması gerekiyor. Sosyal medyada bu 3 kişi sayısı aşıldığı için doğrudan ağırlaştırıcı sebebe giriyor. İnsanlara yeni bir kararmış gibi gelmesi sosyal medyanın bu konularda yeni yeni kullanılmaya başlanmış olmasından kaynaklanıyor. Yoksa suçların niteliği aynı kanunen değişen bir şey yok. Sosyal medyaya özgün özel bir ekstra kanuni hazırlık yapılmasını gerektiren bir durum yok.

"İNGİLTERE ÖRNEĞİNİ YAŞAMAMIZ İYİ OLDU"

Arap Baharı'nın sosyal medyanın imkanlarının kullanılmasıyla bu kadar başarılı olması sonucu insanlar zannetti ki bu mecrada bir mesuliyet yok. Yazılarımızda fikirlerimizde özgürüz gibi bir fikir mevcut. Lakin tek bir kelimden bile kanun karşısında sorumluyuz değil mi?
Evet bu bakımdan İngiltere örneğini yaşamamız iyi oldu. Biz Türk toplumuna hukukun makul mantıklı yönlerini anlatırken bile garip tepkilerle karşılaşıyoruz, şimdi İngiltere gibi kişisel özgürlükler konusunda ileri bir ülkeden bu kararın çıkması dolayısıyla iyi oldu. Orada davaya konu olan hadise yapı itibariyle sosyal medyanın hatta genel olarak internetin kullanıldığı vakalarda suç niteliği olmayacakmış, suç gerçekleşmeyecekmiş algısının kaldırılması lazım.

İnternet üzerinde bir şey yazmak ve yaymak çok kolay, bir bedeli yokmuş gibi yapılıyor. İnsanlar konuşurken olduğundan daha raht içlerini boşaltıyorlar ve geri dönüşünün de olmayacağını düşünüyorlar. Oysa tam tersi. Normalde sokakta bırakacağından çok daha fazla iz bırakıyor, çok fazla da etki yaratıyor. İnternet ortamında yazılan kalıcı olduğu için etkisi de daha fazla oluyor.
Dolayısıyla da İngiltere örneğinde devlet bu kendisine karşı işlenmiş bir suça kararı bu kararı vermiştir ve bunlara ibretlik karar denir.



BENZER BİR DURUMU ANONYMOUS SALDIRISIYLA YAŞADIK


Prof. Dr. Yaman Akdeniz - Bilgi Üniversitesi Bilişim Hukuku Öğretim Üyesi

Sosyal medya ile ilgili ilginç bir algı var, sanki bu mecra kanunlardan muafmış gibi davranıyor kullanıcı
Bütün dünyada aynı problem var. Bunun yanı sıra başka problemler de var bu da bu mecrayı düzenleyen kanunların olmasından ziyade uygulanmalarıyla ilgili. Yani suçu işleyeni tespit edip edemeyeceğin, bulup bulamayacağınla ilgili. Mesela Youtube örneğini hatırlarsak orada da birisi suç işledi fakat bulamıyorsun ki bu kişiyi, kimliği tespit edilemiyor. Bulunsaydı ceza alacaktı sonuçta tüm kanunlar gibi Atatürk'e hakaret suçu internette de geçerli. Kanunlar zaten daha genel anlamda genel olarak yazılır ve her tür mecrayı da kapsar. Türkiye'ye özel bir durum sadece bazı suçlarda yani yazıyla işlenen suçlarda basın yoluyla işlenen suçlar kapsamına alınıp cezası arttırılır. Bir sözün toplantı sırasında söylenmesi başka bir gazeteye manşet olması başkadır.

Yani günlük hayatımızı düzenleyen kanunların sosyal medyaya, internete uygulanamaması için bir neden yok sadece tespit yapma zorluğu söz konusu.

İngiltere'deki olayda Facebook'ta kişisel bilgiler genelde açıkça yazıldığı için tespit kolay olmuştur. Geçen hafta itibariyle İngiltere'de 2200 kişi tutuklandı, olan olaylardan sonra İngiliz polisi çok ciddi şekilde bu konunun üstüne gidiyor. Bunu da yapmak zorundalar çünkü başka türlü mücadele edemezler. Bir daha tekrarlanmaması için böyle bir yağmalama ve zarar verme olayının bu politikayı izlediler. Facebook'a Twitter'a koymuş insanlar yağmalama resimlerini ben de gördüm şimdi buna 2 türlü bakarsın ya ‘aa yağmalama resmi' dersin öte taraftan da ‘delil' diye bakarsın. sonuçta bu tür mecralarda birileri bilmeden kendi haklarında suç duyurusunda bulunuyorlar. bir şekilde mahkemeler bu verileri tespit edip bu kişilere ulaşmaya çalışacaklardır.

İngiltere'deki örnek bize aslında çok uzak değil burada da internet üzerinden işlenmiş suçlara yaptırım uygulanıyor
Çok doğru söylüyorsunuz. Bunu birkaç hafta önce Ekşi Sözlük ve dine hakaret suçuyla ilgili savcılık tarafından yapılan soruşturmada yaşadık. Ayrıca Anonymous saldırıları sırasında da yaşadık. TİB ve BTK sitelerine saldırılar sırasında savcılık bazı IP adreslerini tespit edip işlem yaptı. Bizde de İngiltere gibi aynı şekilde tespit yapılabildiği zaman bunun mahkemeye intikal etmesi mümkün.

İnternetin mecra olarak algılanışıyla ilgili genel bir sıkıntı var sanırım
İnternetin doğası gereği zorluklarla karşı karşıyayız. Gerek Türkiye'de gerek yurtdışında olsun sanal dünyanın, sosyal medyanın da gündelik hayatımızın ve yaşamımızın parçası olduğu ve hukukun her yerde geçerli olduğunu kullanıcıların hatırlaması lazım.



İNTERNETTE İŞLENEN SUÇLAR MECRASI NEDENİYLE NORMALDEN DAHA AĞIR BİR CEZA ALABİLİR

2. Asliye Ceza Hakimi (İsminin yazılmasını istemedi)

İngiltere'de alınan tutuklama kararının Türkiye'de de benzer bir yasal alt yapısı var mı?

İnternette yapılan her eylemin TCK'da karşılığı vardır. Sanal dünya dediğimiz internet gerçek hayatın bir kopyasıdır.
Suçun gerçekleşip gerçekleşmediği önemli değildir, suça teşvik, şiddete azmettirmek hatta suçluyu övmek bile suçtur.

Hiçbir başka mecrada olmadığı gibi internette de suç işleme özgürlüğümüz yoktur.
İnternetle ilgili sıkıntı suçlunun tespiti ve yargılanması konusunda oluyor genelde.
Mesela interntte mafya adam topluyorsa bu da suç teşkil eder, örgüt propagandasına girer ve hapis cezasını gerektirir.
İnternette işlenen suçlar gerçek hayattakinden daha ağır cezalar gerektirebilir.
Suçu bu ortamda geniş bir kitle ile paylşatığınızdan basın yoluyla işlenmiş suçlar kapsamına alınır ve daha ağır bir ceza istemiyle yargılanır.
 
Top