• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu fotoğraf oylaması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Oylamaya katılmanızı bekliyoruz...

Sigarayı Bıraktım...

Çirkin Kral

Forum Tutkunu
Hafif sisli bir havada ve günesin apartmanlarin arasindan yeni yeni güne merhaba dedigi bir saatte, vapura dogru ilerleyen genç adam; jeton gisesinde, yaklasik iki ay önce ayrildigi kiz arkadasini görür ve titrek bir"merhaba" ile konusmaya baslar. Bu konusmalar vapurda da devam eder. Adamin; "Hava o kadar da soguk degil, disarida oturalim mi?" sorusuna, kizin "Olur" cevabi vermesiyle birlikte vapurun en üst katina dogru yol alirlar. Birkaç dakika havadan sudan
muhabbetlerle geçtikten sonra, adam kiza bir sigara uzatir ve kendisine de bir tane alir. Daha sonra, genç adam birden lafa girer: * Biliyorum, bu konulari daha önce hiç konusmadik ya da konusamadik diyeyim. Merak etme ama, "Neden ayrildik biz" sorusunu sormayacagim.
Sadece sana söylemek istedigim birkaç sey var, onlari konusmak istiyorum. Genç kiz; adama bakarak, "Evet seni dinliyorum, devam et" dedikten sonra adam, konusmasina kaldigi yerden devam eder: ! Biliyor musun? Ayrildiktan sonra, seni sigaraya benzetmeye basladim. Kiz, hiç tahmin etmedigi, alakasiz bir konuyla lafa girmesinin verdigi saskinlikla, "Ne?
Nasil yani?" der. Adam, önce kiza uzattigi sigarayi ve sonra kendi sigarasini, çantasindan çikardigi çakmak ile yaktiktan sonra: Mesela bir tane sigara yakiyorum ve kül tablasina koyup izlemeye basliyorum. Kül tablasina dökülen külleri gördükçe; anilarimiz aklima, her biri kül olup acilarima dönüsüyor sonra.Arada bir elime aliyorum sigarayi ve içime çekiyorum seni. Kendimi zehirlemek için; daha çok, daha çok çekiyorum. Bazen de anilari silkiyorum kül tablasina.
"Sen zehiri" hosuma gidiyor, içimi acitiyor, vazgeçemiyorum; içime çekmeye devam ediyorum. Agzimdan çikan her dumanda, ayrilirken bana biraktigin; son bakisinin silueti beliriyor. Her sigaranin oldugu gibi, senin de sonun yaklasiyor. Ve ben yavas hareketlerle; ne zaman seni söndürmek için, elimi götürsem kül tablasina, aptalca bir umutla "N'olur yapma!! " diyecegin zamani bekliyorum. Ama hiçbir zaman duyamiyorum sesini. "Ve iste bitirdim seni"
diyorum. Hayir hayir kendimi kandiriyorum galiba, "Seni böyle bitiremem" diyorum sonra. Ama bakiyorum kül tablasina; evet! Sen oradasin, evet! Anilar orada. Ancak, elimde hala kokun var. Yikasam da, hiç çikmayacak bir koku. Anliyorum ki; bu sigarada, senin çok az bir kismini bitirmisim. Senden bagimsiz bir sen, hep içimde yasiyormus. Ve anliyorum ki, sadece
sönüyorsun. Seni atesleyecek bir "Ben" bekliyorsun sabirla. O "Ben", çok da bekletmiyor seni. Bir daha yanmaya basliyorsun. Anilar acilar derken yine bitiyorsun. Yeniden yaniyor ve bitiyorsun. Bu hep böyle devam ediyor; sonunda aliskanlik oluyorsun. Genç kiz anlatilanlari dinlerken; tarif edilmeyecek bir duygu yogunlugu içindeydi. Bir yandan, birisinin bu kadar aci çekmesine üzüntü duyarken; diger yandan da, kendisinin hala unutulmamis olmasindan, haz aliyordu. Aslinda kendisi de unutamamisti genç adami. Kendi istegiyle ayrilmisti ama; sevmedigi ya da artik bir seyler hissetmedigi için degil, en yakin kiz arkadasinin da, o insana karsi bir takim duygular besledigi için gerçeklesmisti bu ayrilik. Bunu; ne erkek arkadasi, ne de en yakin arkadasi biliyordu. Erkek arkadasina, "Bu iliskide bir seyler eksik, ben daha fazla sürdüremeyecegim, ayrilmaliyiz." diye bir mesaj atarken; kiza, "Ilgisiz bir sevgili olmaya
baslamisti günler geçtikçe; çok bunalmistim. Ve bir gün onu, baska biriyle sarmas dolas gördüm. Bu yüzden ayrildim." demisti. Böylece, hem erkek arkadasindan, kendine göre, makul bir sebeple ayrilmis; hem de arkadasina, erkek arkadasini kötüleyerek, ondan sogumasini saglamisti. Kendisinin çok aci çekecegini bile bile, arkadasini kaybetmemek için, böyle bir
yalanlar zincirine basvurmustu. Artik hayatini, bu yalanlara göre düzenlemeliydi. Bu yüzden; bu
karsilasmalarinda duygularini bir tarafa birakip, mantigi ile karar vermek zorundaydi. Geri dönüsü yoktu ve kiz da bunun farkindaydi. Bütün ayrintilari, olasi bir karsilasma için düsünmüstü daha önceden. Adamin anlattiklarini dikkatlice dinliyor ve sözünü bitirmesini bekliyordu. Ve adamla göz göze gelip, "Bitti, bu kadardi!" dermisçesine bakmasindan sonra, kiz konusmaya basladi: * Açikçasi bu söylediklerin, hiç beklemedigim seylerdi. Benim, bu açiklamalarina bir yorum yapmami bekleme. Çünkü bunlar; senin kendi düsüncelerin. Her biten iliskiden sonra, yasanabilecek duygulardan bu anlattiklarin. Sunu söyleyebilirim ama; yasadigimiz iliskide, elimden gelen fedakarligi gösterdigime inaniyorum. Seni hiçbir zaman suçlu görmedim, her sey benden kaynakliyordu. Sonuç olarak, bir sekilde bu iliski yürümedi ve bitti. Bu kadar basit. * Bu kadar mi yani? * Evet... Genç adam sok olmustu. Belki, daha ilimli bir yaklasim bekliyordu kizdan. Ancak, kesin ve kararli konusmustu kiz. Hiçbir umudun kalmadigina, kendini inandirmaya çalisiyordu. Vapur yanasmisti iskeleye. Tek bir kelime bile konusmadan vapurdan indiler. Iskelenin sonunda; genç kiz, adama sarilarak "Hosçakal" dedi. Ancak adam, ayrilirken ne sarilmisti kiza, ne de bir kelime çikmisti agzindan. Bir heykel gibi duruyordu kizin karsisinda. Kiz da, bir tepki gelmeyince; hizla oradan uzaklasmayi tercih etti. Arkalarina bile bakmadan
ayrildilar. Kiz, isyerine ulasti. Yerine oturduktan hemen sonra, cep telefonuna bir mesaj geldi. Mesaj, eski sevgilisindendi ve söyle yaziyordu: "Hep bu karsilasmayi ve sana sigara hikayesini anlatacagim günü beklemistim. Ve o gün, gözlerimin içine bakip; söyleyeceklerine göre, hayatima bir yön çizecegime..." Genç kiz, bu mesajdan hiçbir anlam çikaramamisti. Bu
mesaji düsünürken; bir mesaj daha geldi: "... kendi kendime söz vermistim. Bugün duyduklarim; beni hayal kirikligina ugratti ve ben kararimi verdim:"
"Sigarayi biraktim
 
Eve girer girmez sanki hiç yorulmamışız, üşümemişiz gibi birer kahve kapıp, hediye almış çocuk gibi paketi açıyoruz. Daha doğrusu o açıyor ben yancısı olarak heyecanla bakmakla yetiniyorum. Önce tabii ki şekli şemali, malzeme kalitesi inceleniyor, keyfi yerinde, sevdi. "Ohh" diyorum içimden. Dandik bir şey çıksa bir süre sonra sıkılacak biliyorum. Kullanma kılavuzuna baka baka aleti kurcalıyor biraz, hiç öyle anlatıldığı yüksek mühendis olmaya gerek yok, iki dakika bile sürmüyor. Son sigarasının üzerinden saatler geçtiği ve kahvesini sigarasız içemediği için, "Bana yetmez" diye korkudan normalin epey üstünde aldığı nikotin miktarlı ve tütün aromalı likitini makineye koyuyor. Tütün aroması neden demeyin, geçiş sürecinde tütünün tadını özler diye düşünüyoruz, yoksa benim aklım çileklide kalıyor, bana neyse artık. Mezunun sandığımız gibi olmadığını sonradan anlıyoruz. İlk denemelerde konsantrasyon gerekiyor, sıcaklığını ayarlamaya çalışıyor, Youtube videolarını izleyip "E bunlar nasıl bu kadar duman çıkarıyor?" diye sorguluyor ama bir şekilde halinden memnun. "Nasıl?" diyorum, kıkırdayıp "Güzel ya! Garip ama güzel!" diyor. Bir ohh daha çekiyorum içimden. Biraz öksürüyor ama keyfi yerinde. O öksürüğün nedeninin de korkudan aldığımız yüksek nikotinli likit olduğu ortaya çıkıyor. Sigara bağımlılığı yüksek olsa da meselenin aslı pek öyle değil, yüksek nikotin öksürtüyor, her geçen gün yeni şeyler öğreniyoruz. Zaman geçtikçe o da ben de bağımlılığın tamamen psikolojik bir şey olduğunu anlıyoruz. Korktuğumuz hiçbir şey olmuyor. Bir daha sigara çekmiyor mesela canı, hiç sinirlenmiyor, gerilmiyor, sabahları ayılmasında sorun olmuyor, kilo almıyor, sakıza dalmıyor, yaratıcılığı ölmüyor, işler aksamıyor, kahve de sigarasız gayet güzel içiliyor.
 
Sigaranı söndür kalkabiliriz artık.
On adım sonra yollarımız ayrılmalı.
Sakın söyleme ve bir şey söyleme bana,
İNSAN AYRILIRKEN BİLE BÜYÜK OLMALI
 
Geri
Top