Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Yaşam...
Okunası Yazılar
Sevilmek İçin Randevu mu Almalıyız?
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="cırcırböcee" data-source="post: 14700" data-attributes="member: 20"><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Uykusunun baldan tatlı olduğu sabahlarda , melek öpüşlerle uyandırılmaz olur .. Anne bağırır : "Çabuk ol , servisi kaçıracaksın !" Baba kükrer : "Ne yatmasını biliyorsun , ne kalkmasını !"</span></strong></span></p><p> <span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Sabahları güneşin doğuşunu bilmez çocuk . Hiç aydınlanmadan kalkar içi .. Taze bir sabah , bayat bir günün devamıdır çok zaman . Her sabah adına yuva denen , adına kreş denen o yere bırakılır . Başkalarının annesinde , kendi annesinin hasretini çeker gün boyu . Sabahın köründe "benim annem ne zaman gelecek" diye gözyaşları çeker solgun yüzüne dizi dizi . Akşam ne uzundur . Yuva nice gürültülü . Sevgilerini konuşurlar efkarlı saatlerde .</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Benim babam beni çok seviyor ."</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Hayır , benim babam beni daha çok seviyor ."</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Hadi oradan , beni hem babam hem annem daha çok seviyor ."</span></strong></span></p><p> <span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Başkalarının babası kendi çocuklarını çok severse , sanki kendi babalarının sevgisi azalacakmış gibi kavga ederler . En çok sevilen olmaktır tutkuları . Her pazartesi ne kadar sevildiklerinin ispatını yapmaya koyulurlar . Pazartesileri hep böyle geçer . Herkes kendi babasının en sevgili baba olduğunu ispat etmeye çalışır . Öteki çocuklar yeni sevgi ispatlarını ortaya koydukça içini bir ürperti kaplar . Başkalarının babası çocuklarını daha çok mu seviyordur acaba ? O reklam gelir aklına . Kahrolası reklam . "Evinizi seviyorsunuz , arabanızı seviyorsunuz ... Beni sevmiyor musunuz ?"</span></strong></span></p><p> <span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> İnanmak üzeredir onu sevmediklerine . Arka koltuğa gazoz döktü diye ne çok bağırmıştı babası . Ama olsun , arkadaşlarına bunu anlatmazsa eğer , babasının arabasını kendisinden çok sevdiğini nereden bilecekler . Keşke her Pazartesi en sevilen evlat oyununu oynamak zorunda kalmasaydı . Bunun için Pazartesileri hep hasta numarası yapması . Uyanamaması . En sevilen çocuk olmak yarışması , bilseniz ne kadar zor diyebilse bir gün , her şey ne kadar kolay olacak . Oyunu değiştirebilirdi . Bu oyunun mağlubu olduğunu arkadaşları öğrenecek diye her Pazartesi karanlık bir kuyu olmazdı o zaman . Herkesin annesinin ve babasının ne kadar iyi anne baba olduğu , çünkü onlara ne çok pahalı oyuncak aldıklarının konuşuldukları bir sıra "beni anneannem çok sever" diye bağırıverdi .</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu ?"</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Görmüyor musun ? Telefonla konuşuyorum ."</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Hiç kimsenin sevdiği şey birbirine benzemiyordu . Annesi telefonu , babası arabayı seviyordu . Her şey erteleniyordu telefon ve araba söz konusu olduğunda . Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hiç yer kalmıyordu . Nerelere gitsindi ? Annesi kapattı telefonu . Mutfaktan tencere kaşık sesleri geliyordu . Koşarak yanına gitti .</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Sana yardım edeyim mi ?" dedi , en sevimli halini takınarak . Annesi manalı manalı baktı .</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Hayırdır . Bir yaramazlık filan . Bak bir de seninle uğraşmayayım. Çok yorgunum zaten ."</span></strong></span></p><p> <span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Yorgunluk nasıl bir şeydi . Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaşça elinden alır "Nasıl yorulmuş yavrucak . Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni" diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi . Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer , ne diye annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu .</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın . Anneannem öyle söylüyor ."</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Uykuya dalayım da gül kokuları kusur kalsın . Yorgunluktan ölüyorum ." Bu kelimeden nefret ediyordu . Yorgunum . Yorgun olduğumdan . Böyle yorgun yorgunken ...</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Anneciğim sen yorulma diye..."</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Yemekte konuşuruz çocuğum . Bankada işler yetişmedi . Baban gelene kadar bunları bitirmem lazım . Hadi sen oyna biraz ."</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Hani siz yoruluyorsunuz ya ..."</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Eeee ...."</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Ben de oynamaktan yoruluyorum ."</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Ne yapayım ?"</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Bilmem ..."</span></strong></span></p><p> <span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler , yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı . Işıklar söndü birden . Annesi öfkeyle söylenmeye başladı . "Mum da yok" diye diye karıştırdı dolapları el yordamı . Çocuk sırtüstü yatıp anneannesinin köyünü düşündü . Gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını . Deli tavşanın duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne . Anneannesi gibi iki ellerini birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak tavşan kafası yaptı . "Bak deli tavşan" diyerek parmaklarını oynattı . Yoldan geçen arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı . Tavşan alabildiğine hür dolaştı sağda solda . Otlarla kuşlarla konuştu . Sonra yorgun düştü . Duvardaki görüntü o minik avuçların açılmasıyla kayboldu . Kolu yavaşça kanepeden aşağı sarktı .</span></strong></span></p><p> <span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Neden sonra ışıklar geldi . Kadın çocuğun hiç konuşmadığını akıl etti birden . Kanepeye koştu . Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı . Masanın üstündeki dosyalara baktı iğrenerek . Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini . Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu . Çocuk sanki bu öpücüğü bekliyormuşçasına ;</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"İşin bitince beni sever misin anne ?" dedi .</span></strong></span></p><p> <span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Kadın , sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı ...</span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></span></p><p><span style="color: Navy"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="cırcırböcee, post: 14700, member: 20"] [COLOR="Navy"][B][FONT="Comic Sans MS"]Uykusunun baldan tatlı olduğu sabahlarda , melek öpüşlerle uyandırılmaz olur .. Anne bağırır : "Çabuk ol , servisi kaçıracaksın !" Baba kükrer : "Ne yatmasını biliyorsun , ne kalkmasını !" Sabahları güneşin doğuşunu bilmez çocuk . Hiç aydınlanmadan kalkar içi .. Taze bir sabah , bayat bir günün devamıdır çok zaman . Her sabah adına yuva denen , adına kreş denen o yere bırakılır . Başkalarının annesinde , kendi annesinin hasretini çeker gün boyu . Sabahın köründe "benim annem ne zaman gelecek" diye gözyaşları çeker solgun yüzüne dizi dizi . Akşam ne uzundur . Yuva nice gürültülü . Sevgilerini konuşurlar efkarlı saatlerde . "Benim babam beni çok seviyor ." "Hayır , benim babam beni daha çok seviyor ." "Hadi oradan , beni hem babam hem annem daha çok seviyor ." Başkalarının babası kendi çocuklarını çok severse , sanki kendi babalarının sevgisi azalacakmış gibi kavga ederler . En çok sevilen olmaktır tutkuları . Her pazartesi ne kadar sevildiklerinin ispatını yapmaya koyulurlar . Pazartesileri hep böyle geçer . Herkes kendi babasının en sevgili baba olduğunu ispat etmeye çalışır . Öteki çocuklar yeni sevgi ispatlarını ortaya koydukça içini bir ürperti kaplar . Başkalarının babası çocuklarını daha çok mu seviyordur acaba ? O reklam gelir aklına . Kahrolası reklam . "Evinizi seviyorsunuz , arabanızı seviyorsunuz ... Beni sevmiyor musunuz ?" İnanmak üzeredir onu sevmediklerine . Arka koltuğa gazoz döktü diye ne çok bağırmıştı babası . Ama olsun , arkadaşlarına bunu anlatmazsa eğer , babasının arabasını kendisinden çok sevdiğini nereden bilecekler . Keşke her Pazartesi en sevilen evlat oyununu oynamak zorunda kalmasaydı . Bunun için Pazartesileri hep hasta numarası yapması . Uyanamaması . En sevilen çocuk olmak yarışması , bilseniz ne kadar zor diyebilse bir gün , her şey ne kadar kolay olacak . Oyunu değiştirebilirdi . Bu oyunun mağlubu olduğunu arkadaşları öğrenecek diye her Pazartesi karanlık bir kuyu olmazdı o zaman . Herkesin annesinin ve babasının ne kadar iyi anne baba olduğu , çünkü onlara ne çok pahalı oyuncak aldıklarının konuşuldukları bir sıra "beni anneannem çok sever" diye bağırıverdi . "Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu ?" "Görmüyor musun ? Telefonla konuşuyorum ." Hiç kimsenin sevdiği şey birbirine benzemiyordu . Annesi telefonu , babası arabayı seviyordu . Her şey erteleniyordu telefon ve araba söz konusu olduğunda . Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hiç yer kalmıyordu . Nerelere gitsindi ? Annesi kapattı telefonu . Mutfaktan tencere kaşık sesleri geliyordu . Koşarak yanına gitti . "Sana yardım edeyim mi ?" dedi , en sevimli halini takınarak . Annesi manalı manalı baktı . "Hayırdır . Bir yaramazlık filan . Bak bir de seninle uğraşmayayım. Çok yorgunum zaten ." Yorgunluk nasıl bir şeydi . Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında anneannesi oyuncağı yavaşça elinden alır "Nasıl yorulmuş yavrucak . Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni" diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi . Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer , ne diye annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu . "Anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın . Anneannem öyle söylüyor ." "Uykuya dalayım da gül kokuları kusur kalsın . Yorgunluktan ölüyorum ." Bu kelimeden nefret ediyordu . Yorgunum . Yorgun olduğumdan . Böyle yorgun yorgunken ... "Anneciğim sen yorulma diye..." "Yemekte konuşuruz çocuğum . Bankada işler yetişmedi . Baban gelene kadar bunları bitirmem lazım . Hadi sen oyna biraz ." "Hani siz yoruluyorsunuz ya ..." "Eeee ...." "Ben de oynamaktan yoruluyorum ." "Ne yapayım ?" "Bilmem ..." Yapılmaması gerekenleri biliyordu da büyükler , yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı . Işıklar söndü birden . Annesi öfkeyle söylenmeye başladı . "Mum da yok" diye diye karıştırdı dolapları el yordamı . Çocuk sırtüstü yatıp anneannesinin köyünü düşündü . Gaz lambasının ışığında deli tavşan masalını anlatışını . Deli tavşanın duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne . Anneannesi gibi iki ellerini birleştirip işaret parmaklarını yukarı kaldırarak tavşan kafası yaptı . "Bak deli tavşan" diyerek parmaklarını oynattı . Yoldan geçen arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı . Tavşan alabildiğine hür dolaştı sağda solda . Otlarla kuşlarla konuştu . Sonra yorgun düştü . Duvardaki görüntü o minik avuçların açılmasıyla kayboldu . Kolu yavaşça kanepeden aşağı sarktı . Neden sonra ışıklar geldi . Kadın çocuğun hiç konuşmadığını akıl etti birden . Kanepeye koştu . Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı . Masanın üstündeki dosyalara baktı iğrenerek . Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini . Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu . Çocuk sanki bu öpücüğü bekliyormuşçasına ; "İşin bitince beni sever misin anne ?" dedi . Kadın , sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı ... [/FONT][/B][/COLOR] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Sarı kırmızı renkleri ile ünlü futbol takımımız?
Cevapla
Forumlar
Yaşam...
Okunası Yazılar
Sevilmek İçin Randevu mu Almalıyız?
Top