• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Sevgili olacaksa talep yok, koca olacaksanız istek çok!

Tuba

Özel üye
Adam: …bak güzelim, sana hiçbir şey vaad edemem biliyorsun…
Kadın: Yanında olmak bana yetiyor.
Adam: İstediğin her an beni göremeyebilirsin biliyorsun…
Kadın: Öylesin her an aklımdasın ki zaten her saniye seni göremediğimi biliyorum. Ama haftada bir kez olsun yanında olayım yeter.
Adam: İşlerimden dolayı evde az kalıyorum. Ama onun dışında buralardayım. Ben buradayken görüşürüz sık sık. Bana taşın, evimin tarzını, eşyalarımı beğenir misin bilmem! Haa beğenmezsen kendi evinde yaşamaya devam edersin, sorun olmaz benim için yani…
Kadın: Eşyanın mobilyanın ne önemi var canım benim. Önemli olan senin yanında olmak, seninle aynı havayı teneffüs etmek… sen beni ne zannediyorsun? Eşya mobilya düşkünü bir kadın mı? Ben diyalogdan yanayım, iyi anlaşmaktan, sevdiğimin yanında olmaktan… seninle olmak her şeye değer.
Adam: Senin bu huyunu seviyorum zaten. Bence de öyle. Birlikte mutlu olacağız.
Kadın: Seviyorum seni. Seninle aynı şehirde olmak, aynı gökyüzüne bakmak bile öyle hoş ki! Ee o zaman ben taşınayım sana, yarın acil lazım olacakları getiririm. Bana dolapta yer açar mısın?
Adam: Tabii olur hayatım, dolabımın bir yanını senin için boşaltırım.
Kadın: Şeyy… birkaç kitabım var onları ne yapayım.
Adam: Söylediğin şeye bak! Lafı mı olur aşkım. Kütüphanemde köşede boş bir yer var, oraya koyarsın birkaç tane kitabı ne olacak sanki…
Kadın: Canımm… çok tatlısın… çok iyisin… o halde yarın geldiğimde görüşürüz.
Adam: Bu arada yarın yurtdışına çıkıyorum, al anahtarları, bir hafta sonra geleceğim. Özle beni.
Kadın: Sabırsızlıkla bekleyeceğim. Özlemimi sıcacık tutup seni dört gözle bekleyen bir kadın bulacaksın…

Ve sahne değişir. Bu muhabbet dolu ilişki günün birinde biter.
Kadın, bir süre yalnız takıldıktan sonra, arkadaşları aracılığıyla veya farklı şekilde tanıştığı başka birisiyle görüşmeye başlar. Bu kez ilişki daha ciddidir. İkinci adam, kadının eşi, çocuklarının annesi olmasını istemektedir. Bir heves kadına evlenme teklifinde bulunur.
…ve olaylar şöyle gelişir…

İkinci adam: Tanışalı daha çok olmadı. Ama sana karşı oldukça ciddi duygular besliyorum.
Aynı kadın: Hımm… ne güzel…
İkinci adam: Hımm derken, yüzünü ekşittin sanki. Sen beni sevmiyor musun? Veya bana karşı sıcak duygular beslemiyor musun?
Aynı kadın: Bilemiyorum, ben biraz zor kadınımdır.
İkinci adam: Nasıl yani? Zor derken?
Aynı kadın: Zor işte! Öyle her gördüğüm kişiye kolay ısınmam. Ne bileyim, duygusalımdır.
İkinci adam: Bunun farkındayım. Ben de duygusalım aslında. Yani kendi kız kardeşime yapılmasını istemediğim bir şeyi başka birisine yapmış olmak istemem. Seni iki aydır tanıyorum, arada birlikte kahve içiyoruz. Adın kötüye çıksın istemem, birileri bizi görüyor sonuçta.
Aynı kadın: Ne demek adın kötüye çıkmasın! Sen beni ne sandın? Kahve içmişsek ne olmuş? (kızgınlıkla…)
İkinci adam: yoo yoo lütfen yanlış anlama! Ben Anadolu insanıyım. Seni benimle görüp olur olmaz şeyler düşünen insanlar olursa ve sana en ufak zarar gelecek olursa çok üzülürüm. Onun için öyle söyledim. Yaa aslında benimle evlenir misin demek istiyorum sana. Bu şekilde kaçar göçer görüşmek doğru değil. Evlenelim. Seni beğeniyorum, iyi bir insansın. Evlenir misin benimle? Eşim, hayat arkadaşım olur musun?
Aynı kadın: Hiç beklemiyordum bu teklifi doğrusu. Teşekkür ederim öncelikle. Ama benim bazı standartlarım, yaşam prensiplerim var. Onlarla baş edebilecek misin?
İkinci adam: Ne gibi?
Aynı kadın: Örneğin biraz süslüyümdür, evimin çok şık olmasını isterim. Senin şu an oturduğun semtte oturmam. (Bu arada öbür adam da benzer semtte oturuyordu)
İkinci adam: Anlıyorum. Ben aslında güvenlikli site diye oraya oturmuştum doğrusu. Ve şeyyy… ilerde evlenirsem, evleneceğim kadınla kullanabilelim diye kaliteli eşyalar almıştım. Hepsi yeni, geçen yıl almıştım mobilyaları.
Aynı kadın: Ee iyi de senin zevkinle benim zevkim tutacak mı birbirini? Hem siz erkekler biz kadınların yerine niye karar veriyorsunuz ki? Hangi kadın olsa istemez erkeğin eski eşyalarında oturmayı. (Tabii biz de inandık…!) kusura bakma ama eğer evleneceksem, o evde oturacaksam kendi zevkimle dekore etmek isterim.
İkinci adam: Anlıyorum, olur, nasıl istersen. Önemli olan seninle mutlu olmak, birlikte aynı ortamı paylaşmak.
Aynı kadın: Ama sen çok seyahat ediyorsun! Ben hoşlanmam böyle şeylerden! İstemeden suratım asılır… bu durumu ne yapacağız?
İkinci adam: İşim gereği çıkmam lazım. En fazla iki gün gidiyorum, o da ayda iki kere. Senin için sorun olmaz umarım. İş için olmazsa inan ki ben de gitmek istemem.
Aynı kadın: Pek hoşlandığım bir durum değil bu. Aaa bu arada hep bir arabam olsun isterdim. Sen yurt dışındayken arabanı kullanabilirim değil mi? Bak o zaman kızmam gittiğine…
İkinci adam: Ne demek, benim olan her şey senin… yeter ki mutlu bir aile yuvamız olsun. Birlikte mutlu olalım. Beni mutlulukla bekleyen bir kadınım olduğunu bileyim yeter.
Aynı kadın: Ayy iyi de kadın da her dakika gülecek diye bir konu yok yaniii… evin işi gücü, normal olarak tabii ki yüz asılabilir. Öyle şartlama kendini. Üstelik benim yüzümün gülmesi senin elinde. Beni mutlu bir eş yaparsan tabii ki gülerim!
İkinci adam: Seni mutlu etmek için her şeyi yaparım.
Aynı kadın: Desene evleniyoruz. Beni kandırdın! Seninle evlenmeye ikna ettin! İnanamıyorum sana, benim gibi erkeklere ve evliliğe mesafeli duran bir insanı ikna ettin! (Karşısındaki efendi adamı kandıran tipik bir yalan!)
İkinci adam: Çok mutluyum. Seni seviyorum.

Bu durumun tam tersini de düşünebilirsiniz. Yani erkeğin sevgiliyken tatlı bir adam olduğunu, koca olacağı ilişkilerde daha yorucu bir insan haline gelişini.
Aynı kadın, bir adamın sevgilisi olduğunda ve bu adam ona gelecek vaad etmediğinde hiç talebi olmayan, zaten var olan bir evdeki her şeye razı olarak oturup, sadece mutluluk ve huzur arayan kadın(!) olurken; aynı kadın, insan evladı bir adamla karşılaştığında ve adam onunla evlenmek isteyince talepleri artan ve istekleri yoran bir insan haline geliyor.


Soru şu: Niye?
Ve son zamanlarda acayip şekilde arttığını düşündüğüm bu durum sadece benim dikkatimi çekmiyor değil mi?

Sevgiler…
Mehtap Kayaoğlu (Psikolojik Danışman&Psikoterapist)
 
Top