Peki Sizin için hangisi daha değerli? Olmak mı? Görülmek mi?

Peki Sizin için hangisi daha değerli? Olmak mı? Görülmek mi?

  • Bazıları için kim ne derse desin, olmak ”esastır

    Oy: 0 0.0%
  • Bazıları için de ne olursa olsun, görünmek daha değerlidir

    Oy: 2 50.0%
  • Bazı insanlar ise kendilerini sadece, kendi gözleriyle değerlendirir.

    Oy: 0 0.0%
  • Bazıları da, kendilerine başkalarının gözünden bakarak not verir.

    Oy: 2 50.0%

  • Toplam katılan
    4

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Bazıları için kim ne derse desin, “olmak ”esastır. Bazıları için de ne olursa olsun, “görünmek” daha değerlidir. Bazı insanlar ise kendilerini sadece, kendi gözleriyle değerlendirir. Bazıları da, kendilerine başkalarının gözünden bakarak not verir.

Peki; Sizin için hangisi daha değerli? Olmak mı? Görülmek mi?

İnsanın kendisini sürekli başkasına göre kıyaslaması ruhunu zedeler. Çünkü insanın her zaman kendisinden daha uzun, daha zayıf, daha güzel, daha zeki, daha başarılı, daha paralı arkadaş mutlaka vardır.

Özellikle sosyal medyanın hayatımıza girmesinden sonra başkaları için yaşama yarışı iyice çığırından çıktı. Hemen herkes kendi arkadaşlarından daha mutlu, daha paralı daha eğlenceli, daha rahat, daha keyifli bir hayat yaşadığını ispat etme gayreti içinde…

Oysa takdir toplamak için yaşamaya başladığında insanın kendi standartlarından, kendi değerlerinden uzaklaşma tehlikesi baş gösterir. Farklı insanların farklı beğenilerine hitap etme arzusu, insanı hayatta pusulasız kılar. İnsan kendini başkalarının gözünden değerlendirdiği zaman, birbiriyle çelişen hedeflerinden hangisine yöneleceğini şaşırır.

Örneğin; Bir yemek masası başında toplanan insanlar yemek yemeye, sohbet etmeye başlamadan önce fotoğraf çekmeye başlıyorlar. İçinde kendilerinin de göründüğü fotoğrafı sosyal medyada paylaşmayı o anı yaşamaktan daha fazla önemsiyor. Kendi tadacakları lezzetlere, paylaşacakları sohbetlere değil, arkadaşlarının beğenisine daha fazla değer veriyorlar…

Sosyal medyanın: Çağımızın modern hastalıklarına, zemin hazırladığı apaçık ortada. Böyle insanlar çok fazla üzücü bir durum sergilemekteler. İnsan hayatı boyunca az da olsa başarılarıyla övünmek ve tatmin olmak ister. Sosyal medyada, takipçi ve beğeni kasıp, bunlarla övünmek ne kadar büyük acizlik…

Oysaki Sosyal medya bilinçli kullanıldığı takdirde, gerçekten hayatımızda olumlu değişikliklere yol açabilir. Fakat son zamanlarda sosyal medyada takipçi sayısını arttırmaya yönelik sistemler oldukça popüler olmaya başladı. Kişinin takipçi sayısı ne kadar yüksek ise o kadar olumlu algılanıyor. Daha popüler, daha sosyal, daha hayran olunan, daha güzel bir hayat yaşayan, daha mutlu, daha umutlu, pırıl pırıl insanlar gibi düşünülüyor.

Tam tersi eğer takipçi sayısı az ise, sıradan herkes gibi, normal, silik, asosyal ve içe kapanık gibi algılanıyor. Bu kişide mutsuzluk hissi ve değersizlik düşüncesini tetikleyebilir.

Kısacası, İnsanların bizim için ‘beğen’ buyurmalarına göre kendimizle ilgili mutlu olmak ne kadar gerçekçi değil ise, bunu az olması kişinin ‘değersiz’ veya ‘yersiz’ olduğunu göstermez. Bilinçli sosyal medya kullanımı; Sevdiğiniz, değer verdiğiniz insanlarla günümüz yorgunluğunda bağlantı kurmayı ve haberleşmeyi sağlayabilir. Olumlu veya olumsuz deneyimlerinizi paylaşarak insanları yaşantınızda haberdar etmek, birer birer insanlarla bilgi vermenizi ve bununla birlikte zaman kaybetmenizi engelleyebilir…
 

Asi Kız

Beşiktaş -asi ama bir o kadar da polyanna
Özel üye
Evet günümüz şuan öyle zaten beğenilmek hoşuna gidiyor. Kendini de bu anlamda şekillendiriyor yani bir beğeni uğruna canından olacak insanlar var.
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri

Mutsuzluk Hissi ve Psikoloji​

Hayattan zevk alınmayan, monotonluktan ve gündelik sorunlardan sıkılıp, kendini huzursuz hissetme durumlarına mutsuzluk hissi denir.

Mutsuzluk, insanın kendini huzursuz, umutsuz ve karamsar hissetme halidir. Bireyin hayattan zevk alamayıp, monotonluktan ve gündelik sorunlardan sıkıldığı zaman ortaya çıkar. İçine kapanıklılık, diğer insanlarla sıkıntı ve dertlerin paylaşılmaması,kişilik yapınızın savaşmaktan çok teslim olmaya yatkın olması mutsuzluğu tetikleyen etkenlerdir. İnsanların hemen hemen hepsinde görülen bu durum, gün içerisinde bazen maksimum düzeye çıkmaktadır.
Mutsuzluk insanlarda kronikleşirse başa çıkması daha da zorlu bir hale gelebilir. En küçük şeyleri bile gözünde büyütmekle beraber havaların bozuk olması, yanakta çıkacak küçük bir sivilce bile mutsuz olmaya yetebilir. Fakat bazen hayatımızda mutsuzluğa neden olacak daha büyük olaylar da meydana gelebilir.

Sevdiklerimizin bize ihaneti,kötü giden evlilik, planlanan işlerin başarısızlıkla sonuçlanması, sevdiklerimizi kaybetmemiz, büyük maddi kayıplar, yakınımızın veya kendimizin hastalanması bir şekilde mutsuz olmamıza neden olmaktadır.
Bir de psikolojik nedenleri vardır mutsuzluğun. İnsanlara olan güven kaybı ve geçmişte yaşanılmış bir kötü tecrübe insanları psikolojik olarak mutsuzluğa sürüklemektedir. Yukarıda da bahsedildiği gibi küçük şeyleri insanların kafasında büyütmesi, dünyanın her yerinde zaman zaman medyada gelen olumsuzlukların kişinin başına geldiğinde, sanki sadece onun başına geliyormuş gibi algılaması ve büyütmesi, insanların adeta onu mutsuz etmek için uğraşıyorlarmış gibi algılamasına ve psikolojik olarak mutsuz olmasına neden olmaktadır.Oysaki bu bahsedildiği gibi kişinin algı biçimi ve olaylara hangi pencereden baktığı ile alakalıdır. Yaşanan problemlere rasyonel biçimde dışarıdan bakmak ve mutsuzluğun da tıpkı diğer duygular gibi geçici olduğunu kabul edip ona teslim olmak yerine üstesinden gelebileceğinize inanmak en büyük adım olacaktır.
Mutsuz Hissettiğimizde Ne Yapmalı?

Mutsuzluk, başlıca ruhsal problemler, stres, kaygı, takıntı, korku, depresif ruh hali, kararsızlıklar, endişeler, çelişkiler, öfke gibi daha bir çok sebebintetiklenmesiyle meydana gelir.

Kağıda Dökün;
Öncelikli olarak, kişi mutsuzluğunun altında yatan diğer sebepleri ve duyguları ayrıştırmalıdır. Bunun için olayları kafanızda sürekli tekrarlamak ve hislerinize hapsolmak yerine yalnız bir anınızda belki hafif bir müzik eşliğinde hislerinizi inceleyin, kağıda dökün. Sebepleri ve sonuçları yazın, kendi istediğiniz biçimde bir kavram haritası çıkarın. Yazma esnasında beyniniz daha aktif olacak ve belki de mutsuzluğunuzun arka planındaki gerçek sebeplere ulaşarak çözüm adına daha doğru adımlar atabilirsiniz.

Konuşun;
Yazı yazmaya bir diğer alternatif olarak da eğer çevrenizde o an konuşmak isteyeceğiniz, sizi önyargısız dinleyip anlayabileceğine inandığınız herhangi bir kişi varsa onunla konuşmaktan ve kendinizi açmaktan çekinmeyin. Sesli konuşmak, sizi beyninizin içerisinde sıkışmış sürekli biçimde dönüp duran düşüncelerden kurtarabilir. Şimdiye kadar sıkışıp kaldığınız aynı düşüncelerden uzaklaştırıp farklı noktalara getirebilir. Böylelikle yine asıl sebeplerle yüzleşmek ve belki de aslında hiçbir problemin var olmadığını görmek daha mümkün hale gelebilir.

Yürüyün;
Yürüyüş mutsuzluk sebeplerinizi ortadan kaldırmaz, ama eğer stres, kaygı ve yukarıda bahsedilen diğer duygu durumları ile boğuşuyorsanız oldukça ferahlatacaktır ruhunuzu. Açık havaya maruz kalmak, diğer insanlar ve hayatın olağan akışıyla karşılaşmak size hayatın hala devam ediyor olduğunu gösterecektir. Aynı zamanda fizyolojik olarak da daha dinç olmanız ve maruz kaldığınız oksijen sayesinde direkt olarak psikolojik durumunuzu etkileyecek muhakkak daha iyi hissetmenize yardımcı olacaktır.

Sağlıklı Yaşamaya Önem Gösterin;
Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve kaliteli uyku sizi stresten uzak tutacak ve günlük enerji sağlayacak önemli faktörlerdir. Bunları es geçmeden günlük hayatınızda bir rutin oluşturmak sizi hem fizyolojik hem de psikolojik bağlamda güçlendirecektir.

Düşünceleriniz ile Kendinize Eziyet Etmeyin;
Her şey düşünme şeklinizle başlar. Önce düşünür bu düşüncelerinizle hisseder ve sonrasında harekete geçersiniz. Öyleyse fazla eleştirel ve hep mükemmele odaklanan düşüncelerinizden vazgeçip hayatta hiçbir şeyin mükemmel olamayacağını kabullenin. Bu doğrultuda, yaptığınız her hamlede kendinizi suçlayıp başınıza gelmiş olanlarda sadece kendinize pay çıkarmayın. Nasıl ki sosyal hayatınızda ilişkilerinizi hep karşı tarafı eleştirerek yürütmüyorsanız ve sevdiklerinize hassas davranıyorsanız kendinize de aynı hassasiyeti gösterin. Öz sevgi mutsuzluğa karşı büyük bir savaşçıdır. Tüm bunları uygulamanıza rağmen mutsuzluk halinizin geçmediğini düşünüyor ve baş etmekte zorlanıyorsanız veya bunları uygulama gücünü kendinizde bulamıyorsanız profosyonel bir uzmandan yardım almaktan çekinmeyin…

logo.png
 
Top