Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Tarih
Osmanlı Tarihi
Osmanlıca da C harfi ile başlayan kelimeler ve anlamları
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="Paradoks" data-source="post: 595684" data-attributes="member: 75409"><p><strong>Ç Osmanlı alfabesinin yedinci harfi olup, ebced hesabında “cim” harfi gibi üç sayısının karşılıdır</strong></p><p><strong>ÇABA Cehd Gayret, herhangi bir işi yapmak için harcanan güç</strong></p><p><strong>ÇABÜK f Çabuk, seri, aceleli, hızlı, tez, hafif</strong></p><p><strong>ÇABÜK-HIRÂMÂN f Sür’atli yürüyen Çabuk yürüyen</strong></p><p><strong>ÇABÜK-REV f Çabukça giden</strong></p><p><strong>ÇAÇARON İtl Çok konuşan, çenesi düşük, geveze</strong></p><p><strong>ÇAÇELE f Postal, ayakkabı, çarık, pabuç</strong></p><p><strong>ÇADER-İ KUHLÎ Sema, gök * Karanlık gece</strong></p><p><strong>ÇAĞ Zaman, vakit, esnâ, hengâm, mevsim * Yaş * Boy, kamet, tenâsüb, lüzumu derece semizlik* Devir, tarih çağları (İlkçağ, Ortaçağ, Yeniçağ, Yakınçağ)</strong></p><p><strong>ÇAĞATAY Cengiz Han’ın oğlu Çağatay Han’ın ismine nisbetle Mâvera-ün Nehr taraflarında oturan Doğu Türklerine ve edebî lisan olarak kullandıkları Doğu Türkçesine verilen isimdir</strong></p><p><strong>ÇAĞDAŞ (Bak: Asrî)</strong></p><p><strong>ÇAĞDIŞI Askerliğe alınma çağı dışında * Çağın fikirlerine felsefesine uymayan Bu mânada bazı kimselerin kelimeyi hakaret olarak kullanmaları dar görüşlülüğün ve cehaletin neticesidir Çünkü çağın insanlık için zararlı öyle fikirleri ve felsefeleri vardır ki, gelecek devirler bunu anladıkları zaman şimdi bunu benimseyenlerin zavallılıkları da anlaşılmış olacaktır Körükörüne çağın her düşüncesini benimsemek, müslümana yakışmaz (Bak: Asrî)</strong></p><p><strong>ÇAĞLA (Çağala) Badem, erik, kayısı gibi yemişlerin yenebilen ham meyvesi</strong></p><p><strong>ÇAĞLAR Kayalara veya setlere çarparak, yerden köpürerek düşen su Şelâle, çağlayan</strong></p><p><strong>ÇAĞRIŞIM Psk: Bir idrakla kazanılan bir fikrin başka bir idrak (algı) ile kazanılan fikir arasında bağıntı kurulması, birinin diğerini hatıra getirmesidir Bu bağıntı zaman ve mekânda yakınlık, benzerlik ve zıdlık sebebiyle kurulur Sevap deyince günahın; abdest deyince namazın; Cennet deyince Cehennem’in de aklı gelmesi gibi…</strong></p><p><strong>ÇAĞZ f Kurbağa * Korku, havf * Kapandığı halde hâlâ içinde cerahat bulunan yara * Ah ü fizar İnilti</strong></p><p><strong>ÇÂH (Çeh) f Kuyu Çukur</strong></p><p><strong>ÇÂH-I BÜN Kuyu dibi</strong></p><p><strong>ÇÂH-I YUSUF Hz Yusufun (AS) kardeşleri tarafından atılmış olduğu kuyu</strong></p><p><strong>ÇÂH-I ZEMZEM Zemzem kuyusu</strong></p><p><strong>ÇAK f İyi, güzel, sıhhatli, şişman</strong></p><p><strong>ÇAK f Yarık, çatlak, yırtmaç * Kılıç, bıçak gibi şeylerin sesleri * Sabah vakti beyazlığı * Küçük pencere * Hazır Amâde</strong></p><p><strong>ÇAKACAK f Silahlı çatışmadan çıkan ses</strong></p><p><strong>ÇAKALOZ Çakıltaşı atan bir nevi küçük top</strong></p><p><strong>ÇAKÇAK Parça parça, yırtık pırtık * Kılıç ve emsâli şeylerin sesleri</strong></p><p><strong>ÇÂKER f Kul, köle</strong></p><p><strong>ÇÂKERÂNE f Kölecesine, köle gibi</strong></p><p><strong>ÇÂKERÎ f Abd’e, köleye ait * Kölelik Kulluk, abdlik, esirlik, cariyelik</strong></p><p><strong>ÇAKMAKLI Ağızdan dolan ve tetik yerinde bir cins çakmakla ateş alan eski tüfek çeşitlerinden biri</strong></p><p><strong>ÇAKŞIR İnce kumaştan yapılan uzun bir çeşit şalvar * Kuşların ayağındaki tüy</strong></p><p><strong>ÇAKUÇ f Çekiç</strong></p><p><strong>ÇAL İsimlere önden eklenip, onun daima hareket edip oynamakta olduğuna işaret ve delâlet eder Meselâ: Çal-at : Durduğu yerde de hareket eden at * Bir şeyi şiddetle kapmaya delâlet eder Meselâ: Çal-yaka: Yakasından kapmak, şiddetle yakalamak</strong></p><p><strong>ÇALA İsimlerden önce kullanılarak, devam ve şiddetli ve pervasız kullanılmasını bildirir Meselâ: Çalakalem: Çabuk ve gelişigüzel ve ilmi olmayan yazı yazmak</strong></p><p><strong>ÇALAB t İlâh Mâbud Cenâb-ı Hak, Rab</strong></p><p><strong>ÇALAK f Yerinde durmayan, çabuk, oynak Dâima çalışan Her bir hareketi çabuk olan * Akıl ve ferâseti açık</strong></p><p><strong>ÇALAKÎ f Çeviklik, süratlilik, tezlik</strong></p><p><strong>ÇAL-AT Hareketli, yerinde duramayıp şahlanan at</strong></p><p><strong>ÇALBUS f Dalkavuk, yaltakçı</strong></p><p><strong>ÇALÇENE t Durmayıp konuşan, geveze</strong></p><p><strong>ÇALGI Müzik âleti Müzik, çalgı (İslâm âlimleri insanda maddi, hayvâni hisler ve hevesler uyandıran müziğin haram olduğunu bildirmişlerdir)</strong></p><p><strong>ÇALIM Tavır, eda * Kılıcın keskin tarafı, ağzı</strong></p><p><strong>ÇÂLİK f Çelik çomak oyunu</strong></p><p><strong>ÇÂLİŞ f Savaşta düşmana karşı gurur ve naz ile yürüme * Mukabil, karşı durma * Savaş, muharebe, harp, ceng, mücadele * Birleşme</strong></p><p><strong>ÇAM f Eğrilme, bükülme * Salınma</strong></p><p><strong>ÇÂME f şiir ve gazel Manzume</strong></p><p><strong>ÇÂME-GÛY f Şair</strong></p><p><strong>ÇAMULARİ Himalaya dağlarına bağlı bir dağ silsilesi</strong></p><p><strong>ÇANE f Çene</strong></p><p><strong>ÇAP f Basma, baskı, tab</strong></p><p><strong>ÇAPAR Postacı</strong></p><p><strong>ÇAPKUN Seri ve yorulmaz neviden iyi bir at cinsi</strong></p><p><strong>ÇAPLUS f Dalkavuk, yaltakçı</strong></p><p><strong>ÇAPÛL f Yağma, saldırı</strong></p><p><strong>ÇAPÛLCU Düşman toprağına atla hücum edip yağma eden Akıncı, yağmacı</strong></p><p><strong>ÇAR (Slavca) Eski Rus İmaparatorlarının ünvanları * Bulgar kralı</strong></p><p><strong>ÇÂR f Dört Cihâr</strong></p><p><strong>ÇÂR-BÂLİŞ(T) f Evvelce padişahların ve makamca büyük olanların üzerlerine oturdukları dört katlı şilte * Dört unsur</strong></p><p><strong>ÇÂR-CİHET Dört cihet Cihat-ı erbaa</strong></p><p><strong>ÇÂR-ÇEŞM Dört göz</strong></p><p><strong>ÇÂR-ÇİZ Dört şey</strong></p><p><strong>ÇAR-DEH f Ondört</strong></p><p><strong>ÇÂRE f Neticeye varmak üzere maniaları kaldırmak için tutulması icabeden çıkar yol Kurtuluş yolu Tedbir, yardım, yol * Hile * Bir def’a * Ayrılık</strong></p><p><strong>ÇARE-İ HALÂS Kurtuluş çaresi</strong></p><p><strong>ÇÂRE-CU f Çâre arıyan</strong></p><p><strong>ÇÂRE-SÂZ f Çâre bulan</strong></p><p><strong>ÇAR-EBRU Dört kaş * Bıyığı yeni gelmiş delikanlı</strong></p><p><strong>ÇAR-ERKÂN-I CUVANÎ Padişahın özel hizmetlerinde bulunan ve Enderun’un azamlarından olan dört kişi hakkında kullanılan bir tabirdir</strong></p><p><strong>ÇAR-GÂH f Dört taraf ki, bunlar; şark, garb, şimal, cenub’dur * Dünya, küre-i arz, cihan * Türk musikisinde bir makam adıdır</strong></p><p><strong>ÇAR-GUŞE f Dört köşe Dört taraf Dört yön</strong></p><p><strong>ÇARH Çark, tekerlek * Felek, gök, sema * Ok yayı * Elbisede yaka * Tef* Devreden, dönen * Çakır doğan * Talih</strong></p><p><strong>ÇARH-I AHDAR Gök kubbe</strong></p><p><strong>ÇARHA f Ordunun ilerisinde bulunan askerlerin yaptıkları tâlim * Çıkrık gibi dönen yuvarlakça bir cins dolap</strong></p><p><strong>ÇARIYAR (Bak: Çaryâr)</strong></p><p><strong>ÇARİÇE (Slavca) Rus İmparatoriçesinin nâmı</strong></p><p><strong>ÇARK f (Çarh-Çerh) Dönen pervaneli tekerlek * Vapur, değirmen ve dolap çarkı * Bir makinenin dönen tekerleği, çok zaman bu tekerlek makineyi çalıştırır Her çeşit tekerlekli makine * Dönerek işleyen âlet * Koz: Birbiri içinde dönen feleklerden mürekkeb kâinat, felek, eflâk * Baht Talih şans</strong></p><p><strong>ÇARK-I FELEK Bir makine veya dolaba benzetilen gökyüzü * Mc: Tâlih, baht * Yakıldığı zaman dönerek ateşler püskürten bir çeşit donanma fişeği * Bir nevi sarmaşıklı nebat çiçeği</strong></p><p><strong>ÇARMIH f (Çar: Dört; Mıh: Çivi) Salib Suçluyu haça germek için kurulmuş, haç şeklinde darağacı * Geminin direkleri başından aşağıya inen kalın ipler</strong></p><p><strong>ÇAR NAÇAR f İster istemez, mecburiyetle</strong></p><p><strong>ÇARPA f Eşek, deve, koyun vs gibi dört ayaklı hayvanlar</strong></p><p><strong>ÇARSU f Dört taraf Dört tarafı olan şey * Çarşı, pazar</strong></p><p><strong>ÇARŞAF Yatağın üstüne serilen veya yorgana kaplanan bez örtü * Kadınların kullandığı baştan örtülen, pelerinli eteklikli sokak elbisesi Kadınların örtünmesi farzdır Bu maksatla çarşaf ucuz, pratik, hafif olması ve zengin fakir herkesin kolayca sağlıyabilmesi bakımından yaygın olarak kulanılagelmiştir Çeşitli renklerde olabilir Çarşaf kadar ucuz ve pratik İslâma uygun başka bir giyecek yapılmadığı için, çarşaf giyenleri kınamak çok haksızlıktır Çarşaf zengin ve fakir ayrımını kaldırır İç giyimi örttüğü için ailelerin birbirine özenerek israfa düşmelerini, gösterişi, çekememezlikleri ve bundan doğan huzursuzlukları önler Ferâce, car, cilbab denen örtüler de, bu tarz örtü çeşitlerindendir (Bak: Tesettür)</strong></p><p><strong>ÇAR-ŞEB f Cilbab, ferace, çarşaf</strong></p><p><strong>ÇAR-ŞENBİH f Haftanın dördüncü günü Çarşamba günü</strong></p><p><strong>ÇAR-TAK f Çardak * Dört köşe çadır</strong></p><p><strong>ÇARTA(RE) f Dünya, âlem, küre-i arz * Dört unsur * Dört teli olan kemençe</strong></p><p><strong>ÇÂRUB f Süpürge</strong></p><p><strong>ÇÂRUB-ZEN f Süpürücü</strong></p><p><strong>ÇARUĞ f Çarık</strong></p><p><strong>ÇAR U YEK Dörtte bir</strong></p><p><strong>ÇARÜM f Dördüncü</strong></p><p><strong>ÇAR-YAR Dört dost (Hz Ebûbekir, Hz Ömer, Hz Osman ve Hz Ali (RA) lerin nâmları) Dört Halife, Hulefâ-i Erbaa veya Ashab-ı Güzin diye de ihtiramla anılırlar</strong></p><p><strong>ÇAR-YARÎ f Çar-yâra ait Sünnîlik</strong></p><p><strong>ÇAR-YEK f Çeyrek, dörtte bir * Saatin dörtte biri, onbeş dakika * Mecidiye denilen gümüş sikkenin dörtte biri ki, beş kuruşluk bir gümüş sikkedir</strong></p><p><strong>ÇAR-ZEBAN f Geveze, çenesi düşük, lüzumsuz olarak konuşan</strong></p><p><strong>ÇAŞ f Tahıl yığını, hububat</strong></p><p><strong>ÇAŞİT Casus</strong></p><p><strong>ÇAŞNİ Çeşni, lezzet, tad Yemeğin tadına bakmak için ağza alınan miktar, tadımlık</strong></p><p><strong>ÇAŞT f Kuşluk yemeği * Kuşluk vakti</strong></p><p><strong>ÇAVELE f Güzel renkli bir cins gül * Eğri büğrü, yamuk</strong></p><p><strong>ÇAVUŞ Vaktiyle divanlarda hükümdarların hizmetinde bulunan yaver veya muhzır gibi subaylara denilirdi Tanzimattan evvelki Osmanlı saray teşkilatında çavuşlar, padişahın yaverleri ve çavuşbaşı mabeyn müşiri idi * Onbaşıdan üstte ve assubaydan alttaki derecede olan asker * İşçilerin başları, şefleri</strong></p><p><strong>ÇE f Küçültme edatı olap bu mânâ ile Farsça isimlere eklenir</strong></p><p><strong>BAĞ-ÇE Küçük bağ, bahçe</strong></p><p><strong>ÇE (Bak: Çi)</strong></p><p><strong>ÇEÇ f Hububat elenen kalbur * Harman savurmakta kullanılan yaba</strong></p><p><strong>ÇEÇEK f Gül Çiçek * Gönül * Çiçek hastalığı * Vücutda çıkan ben</strong></p><p><strong>ÇEH f Kılıç, bıçak ve hançer gibi âletlerin kını, kılıfı</strong></p><p><strong>ÇEH f Kuyu, çukur</strong></p><p><strong>ÇEHAN f Damlıyan, damlayıcı</strong></p><p><strong>ÇEHÂR f Dört, erbaa</strong></p><p><strong>ÇEHÂR-DEH f Ondört</strong></p><p><strong>ÇEHÂR-GÂNE f Dört unsur</strong></p><p><strong>ÇEHÂR-PÂ f Dört ayaklı hayvan</strong></p><p><strong>ÇEHARÜM f Dördüncü</strong></p><p><strong>ÇEHRE f Vech, yüz, surat * Mc: Surat asmak, dargınlık * Görünüş, şekil, zahir</strong></p><p><strong>ÇEHRE-NÜMUD fYüzünü gösteren, yüz gösterici</strong></p><p><strong>ÇEHRE-PERDAZ f Ressam</strong></p><p><strong>ÇEK Çekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Çek’ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde “çeh” diye geçer</strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Paradoks, post: 595684, member: 75409"] [B]Ç Osmanlı alfabesinin yedinci harfi olup, ebced hesabında “cim” harfi gibi üç sayısının karşılıdır ÇABA Cehd Gayret, herhangi bir işi yapmak için harcanan güç ÇABÜK f Çabuk, seri, aceleli, hızlı, tez, hafif ÇABÜK-HIRÂMÂN f Sür’atli yürüyen Çabuk yürüyen ÇABÜK-REV f Çabukça giden ÇAÇARON İtl Çok konuşan, çenesi düşük, geveze ÇAÇELE f Postal, ayakkabı, çarık, pabuç ÇADER-İ KUHLÎ Sema, gök * Karanlık gece ÇAĞ Zaman, vakit, esnâ, hengâm, mevsim * Yaş * Boy, kamet, tenâsüb, lüzumu derece semizlik* Devir, tarih çağları (İlkçağ, Ortaçağ, Yeniçağ, Yakınçağ) ÇAĞATAY Cengiz Han’ın oğlu Çağatay Han’ın ismine nisbetle Mâvera-ün Nehr taraflarında oturan Doğu Türklerine ve edebî lisan olarak kullandıkları Doğu Türkçesine verilen isimdir ÇAĞDAŞ (Bak: Asrî) ÇAĞDIŞI Askerliğe alınma çağı dışında * Çağın fikirlerine felsefesine uymayan Bu mânada bazı kimselerin kelimeyi hakaret olarak kullanmaları dar görüşlülüğün ve cehaletin neticesidir Çünkü çağın insanlık için zararlı öyle fikirleri ve felsefeleri vardır ki, gelecek devirler bunu anladıkları zaman şimdi bunu benimseyenlerin zavallılıkları da anlaşılmış olacaktır Körükörüne çağın her düşüncesini benimsemek, müslümana yakışmaz (Bak: Asrî) ÇAĞLA (Çağala) Badem, erik, kayısı gibi yemişlerin yenebilen ham meyvesi ÇAĞLAR Kayalara veya setlere çarparak, yerden köpürerek düşen su Şelâle, çağlayan ÇAĞRIŞIM Psk: Bir idrakla kazanılan bir fikrin başka bir idrak (algı) ile kazanılan fikir arasında bağıntı kurulması, birinin diğerini hatıra getirmesidir Bu bağıntı zaman ve mekânda yakınlık, benzerlik ve zıdlık sebebiyle kurulur Sevap deyince günahın; abdest deyince namazın; Cennet deyince Cehennem’in de aklı gelmesi gibi… ÇAĞZ f Kurbağa * Korku, havf * Kapandığı halde hâlâ içinde cerahat bulunan yara * Ah ü fizar İnilti ÇÂH (Çeh) f Kuyu Çukur ÇÂH-I BÜN Kuyu dibi ÇÂH-I YUSUF Hz Yusufun (AS) kardeşleri tarafından atılmış olduğu kuyu ÇÂH-I ZEMZEM Zemzem kuyusu ÇAK f İyi, güzel, sıhhatli, şişman ÇAK f Yarık, çatlak, yırtmaç * Kılıç, bıçak gibi şeylerin sesleri * Sabah vakti beyazlığı * Küçük pencere * Hazır Amâde ÇAKACAK f Silahlı çatışmadan çıkan ses ÇAKALOZ Çakıltaşı atan bir nevi küçük top ÇAKÇAK Parça parça, yırtık pırtık * Kılıç ve emsâli şeylerin sesleri ÇÂKER f Kul, köle ÇÂKERÂNE f Kölecesine, köle gibi ÇÂKERÎ f Abd’e, köleye ait * Kölelik Kulluk, abdlik, esirlik, cariyelik ÇAKMAKLI Ağızdan dolan ve tetik yerinde bir cins çakmakla ateş alan eski tüfek çeşitlerinden biri ÇAKŞIR İnce kumaştan yapılan uzun bir çeşit şalvar * Kuşların ayağındaki tüy ÇAKUÇ f Çekiç ÇAL İsimlere önden eklenip, onun daima hareket edip oynamakta olduğuna işaret ve delâlet eder Meselâ: Çal-at : Durduğu yerde de hareket eden at * Bir şeyi şiddetle kapmaya delâlet eder Meselâ: Çal-yaka: Yakasından kapmak, şiddetle yakalamak ÇALA İsimlerden önce kullanılarak, devam ve şiddetli ve pervasız kullanılmasını bildirir Meselâ: Çalakalem: Çabuk ve gelişigüzel ve ilmi olmayan yazı yazmak ÇALAB t İlâh Mâbud Cenâb-ı Hak, Rab ÇALAK f Yerinde durmayan, çabuk, oynak Dâima çalışan Her bir hareketi çabuk olan * Akıl ve ferâseti açık ÇALAKÎ f Çeviklik, süratlilik, tezlik ÇAL-AT Hareketli, yerinde duramayıp şahlanan at ÇALBUS f Dalkavuk, yaltakçı ÇALÇENE t Durmayıp konuşan, geveze ÇALGI Müzik âleti Müzik, çalgı (İslâm âlimleri insanda maddi, hayvâni hisler ve hevesler uyandıran müziğin haram olduğunu bildirmişlerdir) ÇALIM Tavır, eda * Kılıcın keskin tarafı, ağzı ÇÂLİK f Çelik çomak oyunu ÇÂLİŞ f Savaşta düşmana karşı gurur ve naz ile yürüme * Mukabil, karşı durma * Savaş, muharebe, harp, ceng, mücadele * Birleşme ÇAM f Eğrilme, bükülme * Salınma ÇÂME f şiir ve gazel Manzume ÇÂME-GÛY f Şair ÇAMULARİ Himalaya dağlarına bağlı bir dağ silsilesi ÇANE f Çene ÇAP f Basma, baskı, tab ÇAPAR Postacı ÇAPKUN Seri ve yorulmaz neviden iyi bir at cinsi ÇAPLUS f Dalkavuk, yaltakçı ÇAPÛL f Yağma, saldırı ÇAPÛLCU Düşman toprağına atla hücum edip yağma eden Akıncı, yağmacı ÇAR (Slavca) Eski Rus İmaparatorlarının ünvanları * Bulgar kralı ÇÂR f Dört Cihâr ÇÂR-BÂLİŞ(T) f Evvelce padişahların ve makamca büyük olanların üzerlerine oturdukları dört katlı şilte * Dört unsur ÇÂR-CİHET Dört cihet Cihat-ı erbaa ÇÂR-ÇEŞM Dört göz ÇÂR-ÇİZ Dört şey ÇAR-DEH f Ondört ÇÂRE f Neticeye varmak üzere maniaları kaldırmak için tutulması icabeden çıkar yol Kurtuluş yolu Tedbir, yardım, yol * Hile * Bir def’a * Ayrılık ÇARE-İ HALÂS Kurtuluş çaresi ÇÂRE-CU f Çâre arıyan ÇÂRE-SÂZ f Çâre bulan ÇAR-EBRU Dört kaş * Bıyığı yeni gelmiş delikanlı ÇAR-ERKÂN-I CUVANÎ Padişahın özel hizmetlerinde bulunan ve Enderun’un azamlarından olan dört kişi hakkında kullanılan bir tabirdir ÇAR-GÂH f Dört taraf ki, bunlar; şark, garb, şimal, cenub’dur * Dünya, küre-i arz, cihan * Türk musikisinde bir makam adıdır ÇAR-GUŞE f Dört köşe Dört taraf Dört yön ÇARH Çark, tekerlek * Felek, gök, sema * Ok yayı * Elbisede yaka * Tef* Devreden, dönen * Çakır doğan * Talih ÇARH-I AHDAR Gök kubbe ÇARHA f Ordunun ilerisinde bulunan askerlerin yaptıkları tâlim * Çıkrık gibi dönen yuvarlakça bir cins dolap ÇARIYAR (Bak: Çaryâr) ÇARİÇE (Slavca) Rus İmparatoriçesinin nâmı ÇARK f (Çarh-Çerh) Dönen pervaneli tekerlek * Vapur, değirmen ve dolap çarkı * Bir makinenin dönen tekerleği, çok zaman bu tekerlek makineyi çalıştırır Her çeşit tekerlekli makine * Dönerek işleyen âlet * Koz: Birbiri içinde dönen feleklerden mürekkeb kâinat, felek, eflâk * Baht Talih şans ÇARK-I FELEK Bir makine veya dolaba benzetilen gökyüzü * Mc: Tâlih, baht * Yakıldığı zaman dönerek ateşler püskürten bir çeşit donanma fişeği * Bir nevi sarmaşıklı nebat çiçeği ÇARMIH f (Çar: Dört; Mıh: Çivi) Salib Suçluyu haça germek için kurulmuş, haç şeklinde darağacı * Geminin direkleri başından aşağıya inen kalın ipler ÇAR NAÇAR f İster istemez, mecburiyetle ÇARPA f Eşek, deve, koyun vs gibi dört ayaklı hayvanlar ÇARSU f Dört taraf Dört tarafı olan şey * Çarşı, pazar ÇARŞAF Yatağın üstüne serilen veya yorgana kaplanan bez örtü * Kadınların kullandığı baştan örtülen, pelerinli eteklikli sokak elbisesi Kadınların örtünmesi farzdır Bu maksatla çarşaf ucuz, pratik, hafif olması ve zengin fakir herkesin kolayca sağlıyabilmesi bakımından yaygın olarak kulanılagelmiştir Çeşitli renklerde olabilir Çarşaf kadar ucuz ve pratik İslâma uygun başka bir giyecek yapılmadığı için, çarşaf giyenleri kınamak çok haksızlıktır Çarşaf zengin ve fakir ayrımını kaldırır İç giyimi örttüğü için ailelerin birbirine özenerek israfa düşmelerini, gösterişi, çekememezlikleri ve bundan doğan huzursuzlukları önler Ferâce, car, cilbab denen örtüler de, bu tarz örtü çeşitlerindendir (Bak: Tesettür) ÇAR-ŞEB f Cilbab, ferace, çarşaf ÇAR-ŞENBİH f Haftanın dördüncü günü Çarşamba günü ÇAR-TAK f Çardak * Dört köşe çadır ÇARTA(RE) f Dünya, âlem, küre-i arz * Dört unsur * Dört teli olan kemençe ÇÂRUB f Süpürge ÇÂRUB-ZEN f Süpürücü ÇARUĞ f Çarık ÇAR U YEK Dörtte bir ÇARÜM f Dördüncü ÇAR-YAR Dört dost (Hz Ebûbekir, Hz Ömer, Hz Osman ve Hz Ali (RA) lerin nâmları) Dört Halife, Hulefâ-i Erbaa veya Ashab-ı Güzin diye de ihtiramla anılırlar ÇAR-YARÎ f Çar-yâra ait Sünnîlik ÇAR-YEK f Çeyrek, dörtte bir * Saatin dörtte biri, onbeş dakika * Mecidiye denilen gümüş sikkenin dörtte biri ki, beş kuruşluk bir gümüş sikkedir ÇAR-ZEBAN f Geveze, çenesi düşük, lüzumsuz olarak konuşan ÇAŞ f Tahıl yığını, hububat ÇAŞİT Casus ÇAŞNİ Çeşni, lezzet, tad Yemeğin tadına bakmak için ağza alınan miktar, tadımlık ÇAŞT f Kuşluk yemeği * Kuşluk vakti ÇAVELE f Güzel renkli bir cins gül * Eğri büğrü, yamuk ÇAVUŞ Vaktiyle divanlarda hükümdarların hizmetinde bulunan yaver veya muhzır gibi subaylara denilirdi Tanzimattan evvelki Osmanlı saray teşkilatında çavuşlar, padişahın yaverleri ve çavuşbaşı mabeyn müşiri idi * Onbaşıdan üstte ve assubaydan alttaki derecede olan asker * İşçilerin başları, şefleri ÇE f Küçültme edatı olap bu mânâ ile Farsça isimlere eklenir BAĞ-ÇE Küçük bağ, bahçe ÇE (Bak: Çi) ÇEÇ f Hububat elenen kalbur * Harman savurmakta kullanılan yaba ÇEÇEK f Gül Çiçek * Gönül * Çiçek hastalığı * Vücutda çıkan ben ÇEH f Kılıç, bıçak ve hançer gibi âletlerin kını, kılıfı ÇEH f Kuyu, çukur ÇEHAN f Damlıyan, damlayıcı ÇEHÂR f Dört, erbaa ÇEHÂR-DEH f Ondört ÇEHÂR-GÂNE f Dört unsur ÇEHÂR-PÂ f Dört ayaklı hayvan ÇEHARÜM f Dördüncü ÇEHRE f Vech, yüz, surat * Mc: Surat asmak, dargınlık * Görünüş, şekil, zahir ÇEHRE-NÜMUD fYüzünü gösteren, yüz gösterici ÇEHRE-PERDAZ f Ressam ÇEK Çekoslovakya, Bohemya ahalisinden olan ve Çek’ce konuşan kavim ki, Osmanlı metinlerinde “çeh” diye geçer[/B] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Turizmin başkenti olarak bilinen güneydeki ilimiz?
Cevapla
Forumlar
Tarih
Osmanlı Tarihi
Osmanlıca da C harfi ile başlayan kelimeler ve anlamları
Top