Osmanlı Ve Cumhuriyet Dönemi Kürt İsyanları

wien06

V.I.P
V.I.P
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, artık Kürt sorunu diye bir sorunu tanıdığını Başbakanının ağzından açıklamıştır. Bu, Batı emperyalizmi ve onun güdümündeki Kürt ayrılıkçıları için önemli bir başarıdır.

Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlangıcındaki Kürt isyanlarından bugüne Ankara’ya Kürt sorununu tanıması için baskı yapılmaktadır. 1920 yılından 1938’e kadar gerçekleşen ondokuz Kürt isyanının ve 1978’den bugüne yaşanan PKK terörünün hedefi aynıdır: Türk Devletine bir Kürt sorunu kabul ettirip, Türkiye Cumhuriyeti topraklarının parçalanması.

Atatürk döneminde Kürt isyanları en sert şekilde bastırıldı. Sorun Kürt sorunu olarak değil, İngiliz ve Fransızların Türk Milleti ve devletini parçalamak için yaptığı kışkırtmalar ve aşiret düzeni olarak ele alındı.

1980 sonrası yaşanan PKK terörü de Kürt sorunu olarak ele alınmadı ve sorun askerî açıdan çözüldü. Ancak AB ve ABD’nin baskılarıyla zayıf düşen Türk Devleti artık terörden ayrı olarak bir Kürt sorunu tanımaktadır.

Mütareke döneminden bugüne kadar emperyalizmin Ortadoğu’da planı değişmemiştir: Bölgede ajan bir Kürt devleti kurdurarak Türk, Arap ve Fars uluslarını parçalamak. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi Kürt isyanlarının ortak özelliği, yabancı devletlerin Türk Devletini zayıf düşürmek için bu isyanları desteklemesi ya da bizzat organize etmesidir. İkincisi, şehirleşememiş Kürt kitlelerin uluslaşma sürecine direnen aşiret şeyhleri ve beylerinin güdümüyle hareket etmeleridir.



Osmanlı Döneminde Kürt İsyanları

1800’lerden itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nda 30 civarında Kürt ayaklanması olmuştur. Bunların tamamına yakını aşiret beylerinin devlet otoritesiyle egemenlik paylaşımı mücadelesinin sonucudur. Bu yüzden isyanların milli bir karakterinin olduğunu söyleyemeyiz. Ancak Batılı dinî ve siyasî misyonerlerin 1850’lerden itibaren Kürtlerin yaşadığı bölgelerde yaptığı faaliyetler sonucu, bu hareketlerde Kürtlük öğesinin de kullanılmaya başlandığını görüyoruz.

Osmanlı İmparatorluğu Kürtlere bir çeşit özerk beylikler verilmişti. Aşiret düzeni içinde yaşayan bu topluluklar dinsel yönden Sünnî, Şafiî ve Alevî olmak üzere üçe ayrılmışlardı. Osmanlı, Sünnî ve Şafiî Kürtlerle ilişkileri iyi tutmaya gayret etmiştir. II. Abdülhamit, bu Kürtlerden Hamidiye Alaylarını kurarak Ermenilere karşı kullanmıştır. Bu alayları İstanbul’da açılan, beş yıllık hizmet veren “Aşiret Mektepleri” izlemiştir. II. Abdülhamit bu okullarda kendisine bağlı Kürt asker ve sivil bürokratları yetiştirmiştir. Buraya alınan çocukların tamamı aşiret reisi, bey ve ağaların çocuklarıydı. Buralarda yetişen çocuklar ileride Kürt isyanlarının başında yer alacaklardır.

1. Babanzade Abdurrahman Paşa İsyanı (1806-1808, Süleymaniye)
2. Babanzade Ahmet Paşa İsyanı (1812, Süleymaniye)
3. Zaza Aşiretleri İsyanı (1818-1820, Dersim)
4. Revaduz Yezidi İsyanı (1830-1833, Hakkari ve çevresi)
5. Mir Muhammet İsyanı (1832-1833, Soran)
6. Kör Mehmet Paşa İsyanı (1830-1833, Erbil, Musul, Şirvan)
7. Garzan İsyanı (1839, Diyarbakır)
8. Bedirhan Bey İsyanı (1843-1847, Hakkari ve çevresi)
9. Yezdan İzzettin Şer İsyanı (1855, Bitlis)
10. Bedirhan Osman Paşa İsyanı (1877-1878, Cizre ve Midyat)
11. Şeyh Ubeydullah İsyanı (1880, Hakkari, Şemdinli)
12. Emin Ali Bedirhan İsyanı (1889, Erzincan)
13. Bedirhani Halil ve Ali Remo İsyanı (1912, Mardin)
14. Molla Selim ve Şeyh Şehabettin İsyanı (1913-1914, Bitlis)




Cumhuriyet Döneminde İsyanlar


Cumhuriyetin ilanından 1938’e kadar 17 Kürt ayaklanması çıktı. Bu ayaklanmalar tarih sırasına göre şöyledir:

1. Nasturi (1924),
2. Şeyh Sait (1925),
3. Raçkıtan ve Raman (1925),
4. Sason (1925),
5. Ağrı (1926),
6. Koçuşağı (1926),
7. Mutki (1927),
8. İkinci Ağrı (1927),
9. Bicar (1927),
10. Asi Resul (1929),
11. Tendürük (1929),
12. Savur (1930),
13. Zeylan (1930),
14. Oramar (1930),
15. Üçüncü Ağrı (1930),
16. Pülümür (1930),
17. Dersim (1937-1938).

 

wien06

V.I.P
V.I.P
Cumhuriyet Devrinde Çıkan Kürt İsyanları

Bugünkü yazımızda kutlu vatanımız Türkiye’de Kürtlerin Cumhuriyet devrinde çıkardıkları isyanları yüzeysel olarak kısaca anlatacağız. Bu anekdotu sizlere konuyla ilgili bilgilerimizi genişletmek ve bilgi dağarcığımızı güçlendirmek için vereceğiz.

Kutlu vatanımız Türkiye’de Kürtlerin çıkardıkları İsyanlar:....

Nasturi İsyanı: 1924 yılında Hakkari’de

Raçkotan ve Raman İsyanı: 1925 yılında Siirt, Sason ve Silvan’da

Şemdinli İsyanı: 1925 yılında Hakkari’de

Sason İsyanı: 1925 yılında Siirt’te

Şeyh Sait İsyanı: 1925 yılında Diyarbakır, Kulp, Varto, Bingöl ve Çapakçur’da

Beytüşşebap İsyanı: 1926 yılında Hakkari’de

Koçuşağı İsyanı: 1926 yılında Ovacık ve Hozat’ta

Mutki İsyanı: 1927 yılında Bitlis’te

Bicar İsyanı: 1927 yılında Hani, Lice ve Kulp’ta

Zeylan İsyanı: 1930 yılında Tendürek, Muratbaşı ve Erciş’te

Ağrı İsyanları:
Ağrı İsyanı: Mayıs 1926 yılında
Ağrı İsyanı: Eylül 1927 yılında
Ağrı İsyanı: Eylül 1930 yılında

Tunceli İsyanları:
Tunceli İsyanı: Mart-Ekim 1937 yılında
Tunceli İsyanı: Haziran-Ağustos 1938 yılında çıkmıştır.

Bütün bu isyanlarda isyan çıkaran Kürtlerin silahlı gücü 150 kişiden 5000 kişiye kadar değişmiştir. Şeyh Sait’te 5000 silahlı, Tunceli’de 3000 silahlı, Ağrı’da 800-1500 silahlı isyancının olduğu tahmin edilmektedir. İsyanların bastırılması Tunceli’de yedi ay, Şeyh Sait’te 4,5 ay sürmüş, diğerleri de iki gün ile azami bir ay içerisinde bitirilmiştir.

Yukarıda sizlere isyanların çıktıkları yerler ve tarihleriyle verdiğimiz isyanlarla PKK terör örgütünün ilk silahlı eylemini gerçekleştirdiği tarih ile son olarak ateşkes ilan ettiği tarih arasında ve silahlı eylemlerini gerçekleştirdiği yerler arasında büyük benzerlikler bulunmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz isyanların ilki olan Nasturi isyanı 1924 yılında çıkmıştır. PKK ise ilk silahlı eylemini 1984 yılında gerçekleştirmiştir.

Son isyan Tunceli’de 1938 yılında çıkmıştır. PKK tek taraflı ateşkesini 1998 yılında ilan ederek duyurmuştur. Şimdi ise yine PKK/KADEK terör örgütü ateşkesi bozduktan sonra yine silahlı eylemlerine 2004 yılında başlamıştır. Bu tarihlerde ki benzerlikler tesadüf mü yoksa maksatlı mı?

Bugünkü yazımızı bu kısa bilgilerle sonlandırıyoruz. Bu bilgiler Kutlu Ordumuzun (TSK) Kutlu yiğit komutanı emekli Tümgeneral Osman PAMUKOĞLU’nun “UNUTULANLAR DIŞINDA YENİ BİR ŞEY YOK” adlı kitabından alınmıştır.
 
Top