• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Ömer bin Abdülaziz

Suskun

V.I.P
V.I.P


Ömer bin Abdülaziz (عمر بن عبدالعزیز).
Emevî halifelerinin sekizincisi ve Mervân’ın torunudur.
60 (m. 679)'da ya’nî Muâviye’nin vefâtı yılında Medine'de (diğer kaynaklara göre de Mısır'da) doğdu.


Sünni Müslümanlar arasında gelen halk hatıralarına göre Ömer bin Abdülaziz in İkinci Halife Ömer bin Hattabın torunudur. Buna göre Ömer bin Hattab halkın ne düşündüğünü öğrenmek için tebdilli olarak gezmekte iken, süt satan bir genç kızın annesinin süte su karıştırması emrini dinlemediğini ve ona bundan dolayı serzenişlere geçtiğini gorür. Ertesi gün kızın bu fikirde israr edip etmediğini kontrol etmek için bir memurunu gönderek sütçü kızdan süt satın aldırır ve sütün içine yine su karıştırmadığını görür. Ömer bin Hattab kızı ve annesini halifelik evine çağırır ve aralarındaki anlaşmazlığı duyduğunu söyler. Sütçü kızı ödüllendirmek için ona kendi oğlu Asım ile evlenmeyi kabul etmesini istediğini bildirir. Kız bunu kabul eder ve bu evlilikten çiftin Leyla adını verdikleri bir kızları olur. İşte Ömer bin Hattab'in torunu Leyla Ömer bin Abdülazizin annesidir.

717de (Hicri 99de) halife olan amcası oğlu Süleymân bin Abdülmelik vefât edince, halife oldu. Bu o zamana kadar babadan oğula geçen Emevi halifelik geleneklerine aykırı olduğu için, halifelik görevine seçimle geldiği çok olasıdır.

Yaşamı

Halife olmadan önce


Babası Mısır valisi olunca, Mısır’a gittiler ve oğlunu Medine’ye tahsile gönderdi. Enes bin Mâlik, Abdullah bin Ca’fer Tayyar ve Saîd bin Müseyyib ve başka âlimlerden ders aldı. Babası ölünce amcası olan halife Abdülmelik onu Şam’a getirdi. Kızı Fâtıma’yı ona verdi. Kayınbabası bundan çok geçmeden sonra öldü ve yerine Ömer'in kuzeni I. Velid halife oldu.

I. Velid Ömer'i Medine'ye vali olarak atadı. Ömer bu görevde çok yetenekli ve çok âdil bir idareci olduğunu hemen gösterdi. Diğer Emevi valilerinin uygulamadıkları bir şekille Ömer Medine'de bir müşavirler şurası kurup bu şura üyelerini düşüncelerine önem verdiği söylenir. Valisi olduğu eyaletten başkent Şam'a giden sikayetlerin de arkası kesildiği bilinir. Medine'deki adil idareden haberdar olanlar, özellikle Irak'in valisi olan Hajjaj bin Yusuf'un şiddetli ve gayriadil idaresinden hoşnutsuz olanlar, Medine'ye göçe başladılar. Bu durum Irak valisinin hoşuna gitmedi ve halife I. Velid'e Ömer'i Medine'den alması için baskı yapmaya basladı. I. Velid bu baskılara karşı koyamadı ve Ömer'i Medine valiliğinden geri aldı. Ama bu sırada Ömer'in ünü bütün Müslüman Emevi ülkesine yayılmıştı.

Ömer I.Velid geri kalan halifeliği sırasında ve onu takip eden Süleyman bin Abdülmelik halifeliği sırasında hep Medine'de yaşadı. Süleyman bin Abdülmelik kendinin yerine geçecek bir halife namzeti ararken, kendi öz kardeşleri yerine, kendine çok hürmet ettiği Ömer bin Abdülaziz'i seçti. Ömer onu bu kararında caydırmak istediyse de başarılı olamadı ve 717de Süleyman öldüğü zaman hiç istemediği bir şekilde Emevi Halifesi oldu.

Halifelik dönemi

717de Süleyman Mesleme bin Abdülmelik komutasında bir Emevi ordusunu ve donanmasını Konstantinopolis fethetmek için göndermişti. Bu Konstantinopolis'in Ikinci Arap Kuşatmasi da Araplar için başarılı olmamış ve çok uzun sürmesi dolayısıyla ordunun beraberlerinde taşıdıkları ve İstanbul'un şehri etrafında bulunan kırsal sektörden bulup topladıkları iaşe ve hayvan yemi yetişmemiştir. Bu nedenle Arap ordusu hem açlıktan hem de yem bulamadıkları için atlarını kesip yemek zorunda kalmışlardı. O yıl halife olan Ömer, Mesleme'ya Konstantinopolis kuşatmasıni kaldırıp bütün askerlerini Suriye'ye geri getirmesi emirini verdi ve bu orduya geri dönmek için acele iaşe gönderdi. Mesleme Şam'a döndüğünde halife karşına bütün ordusuyla çıkmak isteyince Ömer bunu redetti ve onu görmedi. İkinci defa Mesleme sadece 2.000 kişi eşliğiyle geldi ve bu sefer de Ömer'in huzuruna çıkartılmadı. Üçüncü defa Mesleme tek başına olarak geldiğinde Ömer'in huzuruna kabul edildi.

O yil Haccac'in olumu valisi oldugu eyalete yasayan ve onun zulmunu cekmis olanlar cok buyuk sayida kisi icin sanki bagimsizlik kaziyorlarmis gibi sanki kafesin kapisini acip serbest birakilmislar hissini oluşturdu.

Yezid bin Muhalleb Suleyaman bin Abdulmelik tarfindan Horasan'a vali tayin edilmisti. Onun valiligi sirasinda yeresinden bircok sikayet Sam'a aksetmisti ama Suleyman bunlaral ugrasamadan oldu. Omer halifeligi aliralmaz Yezid bin Muhalleb 'e bir mektup yazarak ondan sadakat yemini yapmasini istedi. Bunun icin yerine maiyetinden uygun birini Horasan'a vali yardimcisi olarak birakarak Sam'a gelmesini emretti. Yezid Horasan'i kendi oglu Mukhallad'in idaresine birakarak yola cikti ve Dicle uzerinde Vasit'den Basra'ya gemiyle geldi. Sam'a varinca tutuklandi. Tutuklu olarak Omer'in huzuruna getirildi. Yezid Gorgan'da askeri seferler yapmakta iken Islam hukukuna uymayan sekilde ganimet toplamakla suclanmaktaydi. Omer 718de Cerrah el Hakami'yi Horasan valisi tayin etti. Makkalad babasinin tutuklu oladugu haberini alinca hizla Sma'a gelip Omer'in huzuruna cikti ama bu gorusmeden birkac gun sonra Mukhallad ahastalandi ve oldu. Yezid bin Muhallab hapis tutulmaya devam edildi; anacak 720de hapis edildigi zindandan kacmayi basardi.

Omer bunu gorevlerini kotuye kullanan eyalet valilerine bir misal teskil etmesi icin uygulamisti. Haklarinda Sam'a sikayetler gelen birkac diger valiyi de gorevlerinden aldi. Bunlar arasinda gerekenden cok vergi geliri topladigi tesbit edilen Horasan'a Omer'in vali tayin ettigi Cerrah El Hakami'de bulunuyordu.

Tabari tarihine gore Omer Ibn Hatim ibn al-Nu'man komutanliginda bir Arap ordusunu Azerbaycan'i istilaya baslayan Turkleri geri puskurtmek icin gonderdi. [3]Olmeden hemn once Hariciler isyani tehlikesiyle karsilasti ve karsilikli muzakereleri silahli isyan bastirmaya tercih ederek iki Harici temsilcisi ile sahsen gorusmelere basladi

719da ileride ilk Abbasi halifesi olarak Emevileri halifelikten uzaklastiracak olan As-Safah'in babasi Muhammad bin Alî bin Abdullah bin Abbâs Emeviler aleyhine yorel propaganda kampanyasini uygulamaya basladi.

Ölümü

Halkın her tabakasına karşı yakın tutumu ve özellikle fakirler ve alt tabakadaki halka yararlı reformlar uygulaması Emevi başkentindeki üst tabakayı çok kızdırmakta ve onların düşmanlığını çekmekte idi. Sonunda Ömer'in bir kölesini kandırarak onun yemeğine zehir koydurmayı ve onu ölümcül olarak zehirlemeyi başardılar. Ömer ölüm yatağında bu komployu öğrendi ve zehiri kendine veren köleyi affetti. Ama komployu hazırlıyan diğer kişileri yakalatarak İslam hukukuna göre öldürmeye azmettirme suçundan dolayı ödemeleri gerekli olan yüksek ceza-î tazminatları toplattırdı ve bu meblağları devlet hazinesine verdi. Olasılıkla 10 Şubat 720de (Hicri 101?) daha 40 yaşlarında iken Halep'de öldü. Yerine halife olarak kuzeni II. Yezid gecti.

Yaşayış biçimi

Beyaz, ince ve nâzik yüzlü, zâif, güzel sakallı, tatlı ve sevimli idi. Biniciliğe çok meraklıydı.

Emevi halifeleri arasında Velid bina insa edici ve sanatkar ruhlu bir hükümdar; Süleyman haremine ve kadınlara düskünlügü ile ünlü idi; onları takip eden Omer ise cok dindar ve lüks yasamadan hic hoslanmayan bir halife olarak ün aldı. Sarayını Süleyman'ın aiilesine birakip, mutezavi bir evde yasamaya basladı. Giysileri o kadar basit keten ve pamuktandı ve o kadar süsten noksandı ki gorenler kendini bir usak sayabilirlerdi. Karısını haremde ziyarete gelen bir misafir kadının halife karısının yakınında bahcenin duvarını tamir eden yamalı elbiseli ve usak kılıklı bir erkegin bulunmasına sinirlenip halife karısını "Sen Allahtan utanmuyor musun? Nasıl olupta bu amele yanında ortünmeden durabiliyorsun?" diye azarlamıs oldugunun; ama bu amele gibi calısan kisinin Halifenin kendisi oldugunu ogrenince cok utandıgının hikâyesini tarihler yazmıstır.

Gerekten dürüstlügü ve comertligi hakkinda soylenen hikâyeler de zamanimiza kadar gelmistir. Emevi idarecilerinin el koyduklari arazileri fakir ciftciye dagıtmıs ve bu nedenle bu toprakları tapu almadan kullanan üst tabakanın kızgısına hedef olmustur. Bir rüsvet olarak kabul edilebilir diye nadiren hediye kabul ederdi. Bir halife kızı, diger halifenin kızkardesi ve son olarak kocası halife olan, karısının mucevheverden takılarını devlet hazinesine bagislamasini telkin etmistir. Seriat kurallarını daha katıca uygulanması icin tebdir aldırmıstır.

Sam'da Büyük Emevi Cami icinde bulunan ve caminin eski katedral olma zamanından kalmıs ve cicekli bahceleri tasvir eden mücehveratlı mozaikleri kırdırıp kaldırtmak uzere iken bu mozaikların Bizans imparatorlarını gıpta ettirdigini duyunca bu kararından vaz gecmistir.

Muâviye’nin vefâtından sonra, Emevi idaresindeki ülkelerde Cuma hutbelerde Dördüncü Halife Ali bin Ebu Talib'e la’net okumak âdet olmuştu. Bu gelenek Muslim bin Haccac tarafından toplanan Sahih-i Muslim hadislerinde bulunmakta ve açıklanmakta idi. Şiiler tarafından yazılan tarihlerde bu lanetleme devamlı olarak Sunni adetlerinden şikayet konusu olarak geçmektedir. Ömer halife olunca, bu âdeti kaldırdı. Ömer Cuma hütbesinden bu laneti kaldırdı ve yerine Kuran'dan belirlenen bir ayetin okunaması kararı aldı. Bu Emevi saray mensupları tarafından çok fena olarak karşılandı ama Ömer bu kararını inatla değiştirmedi.

Şam'da kadın ve erkeklerin birlikte gittikleri içkili yerleri ve hamamları kapattırdı.

İslam dinini kabul ettikten sonra bile daha önce bir zımni oldukları bahanesiye birçok yeni din değiştirmiş Müslüman'dan cizye vergisi alınmaktaydı. Ömer İslam'ı kabul etmiş olan kimseden cizye vergisi alınmaması hakkında bir yasa çıkarttı.
 
Top