Olumsuz Düşünceleri Olumlu Olanlarla Nasıl Değiştirirsiniz?

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
OLUMSUZ DÜŞÜNCELERİ OLUMLU OLANLARLA NASIL DEĞİŞTİRİRSİNİZ

Bu olumsuz düşünce alışkanlıklarını ve kalıplarını nasıl gözden geçireceksiniz? İlk olarak, düşüncelerinizi ne şekilde işlettiğinizin farkına varmanız gerekli. Eğer düşüncelerinizde olumsuz eğilimler tespit edebilirseniz, durumu daha iyiye taşımanın izindesiniz demektir.

Yeniden Biçimlendirme


Her durumun olumsuz olduğu kadar olumlu yanlan vardır. Eğer geçmişte sadece olumsuz yanlan görüyorduysanız, bazı şeyleri değerlendirmeyi ihmal ederek kendinize yalan söylüyordunuz demektir. Durumun, olumlu yanları veya potansiyeli hakkında bilinçaltınızı bilgilendirmiyordunuz. Daha önce de söylendiği gibi, her şeyin anlamı, onu nasıl yorumlayacağınıza karar vermiş olmanıza bağlıdır. Örneğin, bir insan, ‘Geçen hafta hayatımın en büyük yanlışını yaptım’, demek yerine, bunu yeniden yorumlamaya veya yeniden biçimlendirmeye karar vererek şu şekilde dile getirebilir: Geçen hafta hayattan çok önemli dersler aldım!’

Kendinize İstemediğiniz Şeyleri Önermek Yerine İstediklerinizi Önermek


Bir çok insan kendilerini edecekte olacaklar hakkında endişelenmeye veya olumsuz düşünmeye bırakır. Bir keresinde bir hastamın bana eğer bir şeyler hakkında endişelenmezse kendini suçlu hissettiğini anlattığını anımsıyorum; eğer bir şey hakkında endişelenmezse onu ihmal ediyormuş gibi hissediyordu. Gerçek şu ki, endişelenerek gelecekte olacaklan kontrol edemez ve bundan bir yarar elde edemezsiniz. Gerçekte, üretici olmayan bir şekilde düşünerek, en çok korktuğunuz şeyin gerçekleşmesine yardım ediyorsunuzdur.

Örneğin, bir düğünde sağdıç eğer, ‘Ağzımı konuşmak için açtığımda, hiçbir şey söyleyemeyeceğim’, gibi olumsuz bir düşünceye izin verirse; kendini olumsuz bir sona hazırlıyor demektir. Oysa kendine, ‘Ağzımı açtığım andan itibaren, serinkanlı, özgüvenli, anlaşılır bir konuşma yapacağım’, gibi olumlu bir şekilde düşünerek olup biteni yorumluyorsa, iyi bir konuşma yapmada kendine yardımcı olur.

Aynı şekilde cümlenin tamamında olduğu gibi, mümkün olan her zamanda, tek tek kelimelerin de olumlu bir anlama sahip olması önemlidir. Eğer biri kendine ‘Yarınki toplantıda kendimi gergin ve stresli hissetmeyeceğim’ diyorsa, bu kişinin olumlu bir şekilde düşündüğü sanılabilir. Oysa size, ‘Ne yaparsanız yapın, ama pembe bir fili düşünmeyin’, dediğim zaman ne olmaktadır? Olasılıkla bazılarınız pembe bir fil görüntüsünün birden bire zihninize geldiğini göreceksiniz! Bunun sebebi bir şeyi ‘düşünmemek’ için öncelikle onu düşünmeye ihtiyaç duymamızdır! Bu yüzden cümlenin tümünün anlamı bir yana, bizzat toplantıyı düşünmek, kişinin zihninde ‘Stres ve kaygı’nın yer etmesine sebep olur. Toplantı hakkında, ‘Kendimi yarınki toplantıda Rahat ve serinkanlı” hissedeceğim diyerek, olumlu kelimeleri kullanarak düşünmek çok daha yardımcı olacaktır.
İstemediklerinizi söylemek yerine istediklerinizi söyleyerek içinizdeki iyi şeyleri ortaya çıkarabilirsiniz. Hastalarımdan biri, Mary, bunu şöyle dile getirmektedir: ‘Artık, üzüntünün israf edilen bir duygu olduğuna inanıyorum. Eğer bunu nasıl yapacağınızı öğrenirseniz, kendinizi daha duruma hakim hissedebilir ve hayatınızda olumlu değişiklikler yapabilirsiniz.’

Konuşurken Kendinizi İzlemek


Tıpkı düşüncelerinizle bilinçaltınızı etkilediğiniz gibi yüksek sesle konuşurken de bilinçaltını etkilersiniz. Siz konuşurken diğer insanlar sizi dinlerler; bilinçaltınız da böyledir. Söylediğiniz şeylerin olumluluğunu koruyarak, kelime haznenizi bu şekilde sınırlandırarak ve normal bir tarzda, olgusal bir yolla konuşarak zihninizin olumsuz şeyleri seçmesini engellersiniz. Eğer bir pskiyatriste gitmiyorsanız ve duygularınızdan ayrıntılı bir şekilde bahsetmek sizden istenmiyorsa; konuşurken melodramdan kaçının.



Elanie Sheehan, Kaygı Bozuklukları
kitabından
 
Top