Öğretmenlerle İlgili Kısa Piyes

BeReNN

Alyam?
Özel üye
Görüşmeci-Öğretmen
Dekor; Sıradan bir ev... Kanepe, sehpa, Atatürk portresi
GÖREVLİ- :'Efendim ben bir kültür dergisinin görüşmecisiyim. Siz bir arkadaşımın oğlunun öğretmenisiniz, Sizden hep övgüyle söz ederdi. Emekli olduğunuzu söyledi. Sizinle bir görüşme yapmak istiyorum; ne dersiniz?
ÖĞRETMEN- İşinize yarayacaksa yapın.
GÖREVLİ- Çok teşekkür ederim. Efendim, ne kadar oldu ayrılalı.
ÖĞRETMEN- İki ay oldu. Ağustosta emekli oldum.
GÖREVLİ- Sayın hocam, kaç yaşındasınız?
ÖĞRETMEN- Kaç gösteriyorum?
GÖREVLİ- Altmış, altmış beş yaşında gösteriyorsunuz.
ÖĞRETMEN- Elli yaşındayım, erken çöktük.
GÖREVLİ- Bu elli yılın kaç yılını öğretmenliğe verdiniz?
ÖĞRETMEN- Otuz yılımı verdim. Dile kolay, otuz yıl!
GÖREVLİ- Otuz yıl. Geriye baktığınızda ne görüyorsunuz hocam?
ÖĞRETMEN- Toz.
GÖREVLİ- Toz mu? Ne tozu?
ÖĞRETMEN- Tebeşir tozu!
GÖREVLİ- Ha, evet. Sanatlı ve esprili konuşmayı seviyorsunuz...
ÖĞRETMEN- Bizim kuşak hep böyledir Boş sözlerden kaçınırız. Geriye baktığımda, gözleri ışıl ışıl parlayan çiçeklerimi, öğrencilerimi görüyorum.
GÖREVLİ- Ne güzel! Emekli oldunuz, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
ÖĞRETMEN- Yorgun, çok yorgun. Ama mutlu...
GÖREVLİ- Anlıyorum. Otuz yıl öğretmenlik yaptınız; şu an elinizde ne var?
ÖĞRETMEN- Bir tesbih!., (Elindeki tesbihi gösterir)
GÖREVLİ- Yani?
ÖĞRETMEN- Yani hiçbir şey... Yine kirada oturuyorum. Bir evim bile yok
GÖREVLİ- Emekli paranızla bir şey yapamadınız mı?
ÖĞRETMEN- Hiçbir şey yapmaya yetmedi. Bir konut kooperatifine girmek istedim. Sonra vazgeçtim,
GÖREVLİ- Neden?
ÖĞRETMEN- Düşündüm; o ev bitinceye kadar, yaş biter. .
GÖREVLİ- Daha yaşınız gençtir, efendim.
ÖĞRETMEN- Evet, yaşınız yaşım genç, ama beynim yaşlı.
GÖREVLİ- Peki emekli paranızı ne yaptınız sonra?
ÖĞRETMEN- Şimdilik bankaya yatırdım. .Emekli aylığım kiraya gidiyor. Geçimimizi de o parayla sağlamaya çalışıyoruz.
GÖREVLİ- Eşiniz de öğretmen miydi?
ÖĞRETMEN- Hayır, ev hanımıdır.
GÖREVLİ- Biraz da çocuklarınızdan söz eder misiniz?
Kaynak: Eğitim-Öğretim Öğretmenlerle İlgili Kısa piyes - Eğitim-Öğretim[/url]
ÖĞRETMEN- Üç çocuğum var. İki kız bir erkek. Üçü de evli.
GÖREVLİ- Sokakta okula giden öğrencileri görünce neler hissediyorsunuz?
ÖĞRETMEN- Okul benim yuvamdı. Şimdi kendimi yuvasından kovulmuş gibi hissediyorum. Sokağa çıktığım zaman, ayaklarım okulların önüne sürüklüyor beni.
GÖREVLİ- Bir öğretmen olarak. Öğretmeni tanımlar mısınız?
ÖĞRETMEN- Öğretmen, insan yapan bir tornadır.
GÖREVLİ- Çok güzel tanımladınız. Nerelerde görev yaptınız en çok?
ÖĞRETMEN- Hep doğuda, köylerde çalıştım. Son beş-altı sene kentte çalıştım.
GÖREVLİ- O köylerde kuşkusuz ilginç şeylerle karşılaştınız. Rica etsem birini anlatır mısınız?
ÖĞRETMEN- Ahh! Ne köyler ne insanlar gördüm! Bir köyde soyadı yüzünden çok zorluk çektim. Toprak. Köyde soyadı değişik bir ben vardım. Köy bir aşiretten ibaretti. Yabancıya kız vermediklerinden hepsi akrabaydı. İşin asıl yadırganacak yanı adlarının çoğunun da aynıydı: Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma... Okulda altı tane Mehmet Toprak, dört tane Fatma Toprak vardı. Onları numarasıyla çağırıyordum.
GÖREVLİ- Çok ilginç! Unutamadığınız bir anınız var mı?
ÖĞRETMEN- Anım çok. Bir olay beni çok duygulandırmıştı. Olay bir yolculukta oldu. Otobüste bulunan yolculardan biri parasının çalındığını söyledi. Otobüs karıştı. Bir mola yerinde karakola çekildi otobüs. Polisler otobüs yolcularını sıra ile teker teker aramaya başladılar. Sıra bana gelince, o parası çalınan kişi, polise, "Bu beyefendi öğretmendir, onu aramayın" dedi. Diğer yolcular da "O öğretmendir." dediler. Çok duygulandım. Bu olay öğretmene duyulan saygının, güvenin bir göstergesiydi. Tabi, bu olay çok eskilerde oldu.
GÖREVLİ- Gerçekten anlamlı bir olay. Peki, para bulundu mu?
ÖĞRETMEN- Evet bulundu. Genç bir yolcunun üzerinde.
GÖREVLİ- Sizi üzmüş olacağım, hocam; birde acı anınızı anlatabilir misiniz?"
ÖĞRETMEN- Ne yazık ki acı anımda çok... Bir gün bir öğrencim yanıma: yaklaştı; Utana sıkıla,
—Öğretmenim çok açım. Bana bir ekmek parası verebilir misiniz? Dedi. Çok üzüldüm. Cebimdeki paranın yarısını zorla verdim. Utanmaması gerektiğini söyledim. Çocuk birkaç ay sonra, aldığı parayı geri vermek istedi. Almadım.
GÖREVLİ- Yüzlerce öğrenci yetiştirdiniz. Yüksek mevkie gelmiş olan var mı?
ÖĞRETMEN- 'Var. Bakanlığa kadar yükselen öğrencim, oldu.
GÖREVLİ- Hocam, en çok neden rahatsız oldunuz öğretmenlik yaşamınızda?
ÖĞRETMEN- Çocuğum yaşında kaymakamların önünde ceketimi düğmelemek oldu...
GÖREVLİ- Sağlığınız nasıl?
ÖĞRETMEN- Ülser, görme zayıflığı, ses kısıklığı, varis var. Posamız kaldı kısacası.
GÖREVLİ- Peki sayın hocam, bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?
ÖĞRETMEN- Anılarımı yazacağım.
GÖREVLİ- Milli Eğitim Bakanı olsaydınız, ilk iş olarak ne yapardınız?
ÖĞRETMEN- Öğretmenlerin sorunlarını öğrenmek için bir anket yapardım.
GÖREVLİ- Sayın hocam, en güzel görüşmemi sizinle yaptım. Bundan sonraki yaşamınızda size mutluluklar diler, teşekkür ederim,
ÖĞRETMEN- Ben de teşekkür ederim. Arkadaşınızın oğluna da selamlar...
 
Top