• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

ÖĞRETMEN

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Öğretmenin adı bayan Thompson'du ve 5.sınıf öğrencilerinin önünde ayakta
durduğu ilk gün onlara bir yalan söyledi. Çoğu öğretmen gibi, onlara baktı
ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Bu mümkün değildi, çünkü orada
en önde, sırasına adeta çökmüş gibi oturan küçük bir öğrenci vardı.

Adı Teddy Stoddard. Bir önceki yıl, bayan Thompson, Teddy'i gözlemiş, onun
diğer çocuklarla oynayamadığını; giysilerinin kirli ve kendinin de hep banyo
yapması gereken bir halde olduğunu görmüştü ve Teddy mutsuz da olabilirdi.

Çalıştığı okulda bayan Thompson, her öğrencinin geçmişteki kayıtlarını
incelemekle de görevlendirilmişti ve Teddy'nin bilgilerini en sona
bırakmıştı. Onun dosyasını incelediğinde şaşırdı. Çünkü; birinci sınıf
öğretmeni:
"Teddy zeki bir çocuk ve her an gülmeye hazır.
Ödevlerini düzenli olarak yapıyor ve çok iyi huylu...
Ve arkadaşları onunla olmaktan mutlu..." diye yazmıştı.

İkinci sınıf öğretmeni:
"Mükemmel bir öğrenci, arkadaşları tarafından sevilen, fakat evde annesinin
amansız hastalığı onu üzüyor ve sanırım evdeki yaşamı çok zor.." diyordu.

Üçüncü sınıf öğretmeni:
"Annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Babası ona yeterince ilgi
gösteremiyor ve eğer birşeyler yapılmazsa evdeki olumsuz yaşam onu
etkileyecek. diye yazmıştı.

Dördüncü sınıf öğretmenine gelince:
"Teddy içine kapanık ve okula hiç ilgi göstermiyor, hiç arkadaşı yok ve
bazen sınıfta uyuyor." demişti.

Şimdi bayan Thompson sorunu çözmüştü ve kendinden utanıyordu. Öğrenciler ona
güzel kağıtlara sarılmış süslü kurdelerele paketlenmiş yeni yıl hediyeleri
getirdiğinde kendini daha da kötü hissetti. Çünkü Teddy'nin armağanı kaba
kahverengi bir kese kağıdına beceriksizce sarılmıştı.
Bunu diğer öğrencilerin önünde açmak ona çok acı verdi.

Bazıları, paketten çıkan sahte taşlardan yapılmış, birkaç taşı düşmüş
bileziği ve üçte biri dolu parfüm şişesini görünce gülmeye başladılar, fakat
öğretmen, bileziğin ne kadar zarif olduğunu söyleyerek ve parfümden de
birkaç damlayı bileğine damlatarak onların bu gülmelerini bastırdı.

O gün okuldan sonra Teddy öğretmenin yanına gelerek; "Bayan Thompson, bugün
hep annem gibi koktunuz" dedi.

Çocuklar gittikten sonra öğretmen yaklaşık bir saat kadar ağladı. O günden
sonra da çocuklara okuma, yazma, matematik öğretmekten vaz geçerek onları
eğitmeye başladı. Teddy'ye özel bir ilgi gösterdi.
Onunla çalışırken zekasının tekrar canlandığını hissetti.
Ona cesaret verdikçe çocuk gelişiyordu. Yılın sonuna dek, Teddy sınıfın en
çalışkan öğrencilerinden biri olmuştu.

Öğretmenin, hepinizi aynı derecede seviyorum yalanına karşın Teddy, onun en
sevdiği öğrenci olmuştu.

Bir yıl sonra, kapısının altında bir not buldu. Teddy'dendi.
Tüm yaşantısındaki en iyi öğretmenin kendisi olduğunu yazıyordu. Ondan yeni
bir not alana kadar 6 yıl geçti.
Notunda liseyi bitirdiğini ve sınıfındaki üçüncü en iyi öğrenci olduğunu ve
bayan Thompson'un halâ hayatında gördüğü en iyi öğretmen olduğunu yazıyordu.
Dört yıl sonra, bir mektup daha aldı Teddy'den. O arada zamanın onun için
zor olduğunu çünkü üniversitede okuduğunu ve çok iyi dereceyle mezun olmak
için çok çaba sarfetmesi gerektiğini yazıyordu. Ve bayan Thompson halâ onun
hayatında tanıdığı en iyi öğretmendi.
Daha sonra dört yıl daha geçti ve bir mektup daha geldi.
Çok iyi bir dereceyle üniversiteden mezun olduğunu ama daha ileriye gitmek
istediğini yazıyordu. Ve halâ bayan Thompson onun tanıdığı ve en çok sevdiği
öğretmendi.
Bu kez mektubun altındaki imza biraz daha uzundu.
Theodore F.Stoddard Tıp Doktoru.

Bu hikaye burda bitmedi. İlkbaharda bir mektup daha aldı bayan Thompson.
Teddy hayatının kızıyla tanıştığını ve evleneceğini yazmıştı. Babasının
birkaç yıl önce öldüğünü, bayan Thompson'un düğünde damadın anne ve babası
için ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu. Tabii ki oturabilirdi.

Tahmin edin ne oldu?
Bayan Thompson törene giderken özenle sakladığı birkaç taşı düşmüş olan o
bileziği taktı, Teddy'nin ona verdiği ve annesi gibi koktuğunu söylediği
parfümden sürmeyi de ihmal etmedi.

Birbirlerini sevgiyle kucaklarlarken, Teddy, onun kulağına "Bana inandığınız
için çok teşekkürler bayan Thompson, kendimi önemli hissetmemi sağladığınız
için ve beni böyle değiştirdiğiniz için de..." diye fısıldadı.

Bayan Thompson gözünde yaşlarla ona karşılık verdi:
"Yanılıyorsun Teddy... Ben değil, sen bana öğrettin.

Seninle karşılaşıncaya kadar
ben öğretmenliği bilmiyormuşum..!"
 
Top