• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Mutluluğunuza Konulan Sınırlamalar Sadece Sizin Icat Ettiklerinizdir

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Mutluluğunuza konulan sınırlamalar sadece sizin
icat ettiğiniz veya onayladıklarınızdır.


Bu inanç tek başına başarı yolunu açar. Buna rağmen, iyi bahanelerden kolayca vazgeçilemediği için bu her zaman geçerli değildir, özellikle de onların gerçek olduklarına inanmışsanız.

Mutluluğunuzun tüm sorumluluğunu yüklenmeyi istemiyor olabilirsiniz. Mutluluğunuzun sorumluluğunu bir şeye veya başka birine yüklemek daha uygun ve kolaymış gibi gelebilir.

Kendinize sorun. "Şu anda akıl huzuruna erişmem için sahip olmadığım ne var?" Aldığınız cevap her ne ise -daha fazla para, bir eş, daha iyi bir ev- mutluluk ihtiyacınızı şu anda yaratmış oldunuz! Bu, mutlu olmak için bunlara ihtiyacız olduğuna inanmanızdan kaynaklanıyor. Egonun çalışma biçimine göre bunlara sahip olsanız bile ihtiyacınız olan başka şeyler bulacaksınız. Mutluluğunuzun sınırlarının sadece sizin yarattığınız şuurlar olduğuna inanıp, karar verinceye kadar, asla özgürlüğü tadamayacakstnız.

Belki şu anda zor durumdasınız. Mutluluk ve huzura kavuşabilmeniz için şu andaki durumunuzun sona ermesi gerektiğine inanıyor olabilirsiniz. Bu inana bir kez daha gözden geçerin.

Sarsıcı durumlara rağmen akıl huzuruna sahip olabilirsiniz. İmanlar, ölümcül hastalıklarla mücadele edebilmek için ift önce Davranışsal İyileştirmeyi kullandılar. Bu prensipleri uygulayarak,
binlerce insan, önceleri en korkunç kâbusları olarak gördükleri, durumlarla bile mücadele ederek, akıl huzurlarını bulabildiler.

Ortaya çıkan bazı durumların mutluluğunuza sınırlar koyduğunu görmezlikten, gelmek zordur. Davranışsal İyileştirmenin ikinci kuralı, size bu durumların akıl huzurunuzu sizin fırsat verdiğiniz ölçüde sınırlayabileceğim öğretmekte yardımcı olacaktır. Meydana gelen birçok olayı kontrol edemezsiniz ama onlara vereceğiniz tepkiyi kontrol edebilirsiniz. Genelde, mücadele gerektiren bu durumların çoğu üç kategoriden birine dayanır: para, ilişkiler veya bedensel.

Bu üç mücadeleden benim için en önemlisi fiziksel yetersizlik olmuştur. Her iki kulağımda da şiddetli işitme kaybı oldu ve ilerleyerek kötüleşti. O sıralar çok az duyabiliyordum. İlk teşhis konulduğunda, bir psikolog olarak, bir konser piyanisti için elleri ne ise, benim için de kulaklarım o, diye düşündüm. Korku dolu bir süreden geçtim, eğer sağır olursam, bir daha mutlu olmanın benim için çok zor olacağına inanıyordum. Fiziksel bir yetersizliğim vardı ama, mutluluğuma sınırlamalar koyan, düşüncelerimde

Kulak çınlamam da vardı, zaman zaman kulaklarımın içinde ziller çalıyordu ve ilk önceleri işitme kaybım kadar rahatsız ediciydi. Kulaklarım çınlarken konsantre olmam zorlaşıyordu ve bu sesler bana ilerlemekte olan sağırlığımı hatırlatıyordu. Bir gün yeni bir arkadaşımla yürürken aramızda şöyle bir konuşma geçti:

"Güney Afrika’da yaşayan küçük bir toplumda kulak çınlamasının şereflerin en büyüğü olarak kabul edildiğini duydum," dedi arkadaşım. "Böylesine sinir bozucu bir şey nasıl bir şeref olabilir?" diye sordum.
Arkadaşım, "Çünkü, onlara göre kulaktaki çınlama sürekli Tann’yı hatırlatan bir şey. Çınlamayı kutsanmış olarak kabul ediyorlar," diye karşılık verdi.

Benim için bu gerçek bir mucizeydi, çünkü üç cümlelik bir sohbet sayesinde, bir sınırlama olarak kabul ettiğim şey bir armağana dönüşmüştü.

Son birkaç yıldır, iyice azalan işitme duyum sırasında, bedenimdeki sınırlamaların mutluluğuma sınırlamalar getirmediğini keşfettim. İşitmenin, sadece kelimeleri anlayarak değil, daha birçok yolu olduğunu öğrenmek beni sevindirmişti. Duymayı birçok gözenekleri olan bir sünger olarak düşünün. Yalnızca kulaklarınızı kullanmak, bu gözeneklerden sadece birini kullanmaktır. Şimdi ben diğer gözenekler sayesinde, örneğin "kalbimin kulaklarıyla" daha çok duyuyorum. Kelimelerin ardında ve altında yatan sevgi* nin, acının, neşenin ve umutsuzluğun "seslerini" daha iyi algılayabiliyorum. İçimdeki sese eskisinden çok daha fazla önem veriyorum. Duyu kaybımın benim üzerimdeki sınırlamaları sadece benim icat ettiklerim. Benim seçimim ise, sınırlamalar icat etmek değil, öğrenilecek yeni dersler aramak.

Yeteneklerinizi sınırlamak sevgiyi ve yaratıcılığı tanımanızı engellemek, mutlu olamayacağınız inancınızı körüklemek için yaratılmış özel bir sözlük vardır. Buradaki sözcükler yaşamınızdaki bahane tuğlalarını tutan harç gibidir. Eğer harcı (lisan) kaldırırsanız, tuğlalar (sınırlamalar) daha kolay kalkacaktır. Aşağıdakiler Bağımlı Akılları İyileştirmek kitabımda kullandığım sınırlı lisan örneklerinden bazıları;

Başarılı olabileceğimden kuşkuluyum. Yapmak zorunda olduğumu biliyorum ama bu iş çok zor. Zaten hiç kimse başarabileceğini sanmıyor; imkânsız. Ve ben daha önce denedim; yapamam. Eğer durum farklı obaydı. Yapmalıyım, ama bu sınırlamalar beni engelliyor.


Belirgin hale getirilmiş kelimelerin yanı sıra, kendinizi veya başkalarını kategorize etmek, değerlendirmek veya olumsuz yargı- lamak için kullanılmış herhangi bir deyim de akıl huzurunuzu sınırlayacaktır. Bilinçli bir gayretle bu kelimeleri sözlüğünüzden çıkarabilirsiniz. Richard Bach, Hayaller adlı kitabında Davranışsal İyileştirmenin bu görüşünü şöyle özetler: "Sınırlarınız için tartışın ve onların size ait olduğundan emin olun."

Mucize, mutluluğa engel olan bir sınırlamadan kurtulup,
yerinde bir armağan bulmaktan başka bir şey değildir.




kaynak: Lee L. Jampolsky, Gülümsemek de Bir Sanattır
 
Benzer Konular Başlık Forum Cevap Tarih
__nUrAy__ MuTlUlUĞuNuZa eNgEl tAnImAyIn... Okunası Yazılar 3
Top